Nebevî YÖntem eğitim, Yapılanma, Hareket



Yüklə 4,15 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə35/217
tarix18.06.2018
ölçüsü4,15 Mb.
#49334
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   217

Örgütleme

133


ve  mütekebbir  kimseler  hâline  geldiği  bir  yapılanma  da  bir 

tağuttur. 



9. Aday Olma ve Seçilme 

Herhangi bir kimsenin bir mevkiye kendisini aday göster-

mesi şer’an caiz değildir. Çünkü bu durum, Kur’ân-ı Kerîm’de 

bize  yasaklanmış  olan  “nefsin  tezkiye  edilmesi”  türündendir. 

Ayrıca Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de “Ey Abdur-

rahman bin Semura! Emirliği isteme. Çünkü o, sana, 

sen  onu  istemeksizin  verilecek  olursa,  onun  sorum-

luluklarının yerine getirilmesi için sana yardım edilir. 

Eğer sen istediğin için o sana verilecek olursa, onun-

la  başbaşa  bırakılırsın” buyurmuştur.

55

 Hadisi Buhârî ve 



Müslim rivayet etmişlerdir.

Bizim görüşümüze göre, irşad meclisinin dört ya da daha 

fazla sayıdaki üyesi, -kuruluş aşamasından sonra- genel irşad 

için iki kişiyi aday gösterir. Genel kongre de ikisinden birini 

seçmek için oy verir. Mü’minlerin birbirlerini aday gösterme-

leri, Yüce Allah nezdinde yazılıp kaydedilen ve kişinin kendi-

sinden sorumlu tutulacağı şahitlik kabilindendir.

Bundan dolayı aday göstermek, eksik niyetleri uzaklaştır-

mak için mü’minlerin sorumlulukları ile yakından ilgilidir. Bir 

emirlik için birisini aday gösteren ya da görevden alınmasını 

söyleyen herkes, bu aday gösterme işini bizzat kendi eliyle bir 

belgeye yazar, o yazısında da nasihatinde samimi olduğuna 

Allah’ı ve mü’minleri şahit tutar. Aday gösterdiği kişinin ya da 

kişilerin faziletlerini ve ehliyetlerini ya da onların azledilmesi 

için  onlara  yönelttiği  tenkidin  sebebini  de  açıklar.  Bu  yazılı 

metin,  bir  belge  olarak  saklanır.  Mü’minler,  Allah  yolunda, 

55

Buhârî, Eymân 1, Keffârâtu’l-Eymân 10, Ahkâm 5, 6; Müslim, Eymân 19,



İmâre 13.


Nebevî Yöntem

134


kınayan  hiçbir  kimsenin  kınamasından  korkmazlar.  Çünkü 

üstün  imanî  değerlerden  soyutlanmış  sıradan  insanlar,  tak-

dimlerde, öncelemelerde, başkanlığa aday göstermede, şahsi-

yetlerine dokunulması ya da yaşayışlarında insanların kendi-

lerini tenkit etmesi dolayısıyla öldürücü bir şekilde birbirlerine 

düşman kesilirler. 

Meclis  nakiblerinin  ya  da  yürütme  meclisi  üyelerinin,  ir-

şad meclisinin ya da emirin seçilmesi hâlinde ilgili meclis ya 

da ilgili kongre -daha önce de açıklandığı gibi- toplanır. Sonra 

meclis ya da kongre üyelerinin adayları hazır bulununca da 

okunur ve bunun için belli bir nakib tayin edilir. Bundan son-

ra da gizli oylamaya geçilir ve sayım sonuçlanır. Öngörülmüş 

çoğunluk  elde  edilirse  sorun  yoktur.  Aksi  takdirde,  üç  güne 

kadar oylama tekrar edilir. Şayet meclis ve kongre, seçimini 

yaparsa maksat hâsıl olur. Aksi takdirde emir, tercihini yapar 

ve bir kişiyi tayin eder. 

 (Genel mürşid olan) emirin kendisinin seçimine gelince; 

şayet üç gün geçtiği hâlde üçte iki çoğunluğu elde edemezse, 

o  zaman  irşad  meclisine  dönülür  ve  onlar  çoğunluğu  teşkil 

eden dört oyla birini seçerler. 

Seçim oturumları başlamadan adayların yayınlanması uy-

gun değildir. Her bir mevki içinde tek bir adayla yetinmek de 

uygun değildir. Zira bu durumda seçimin bir anlamı kalmaz. 

Çoğunluğu  elde  etmiş  sayılmak  için  asgari  olarak  üçte 

ikisini  belirlerken,  Hz.  Ömer’in  kendisinden  sonraki  halifeyi 

seçmekle  görevlendirdiği  altı  kişilik  istişare  heyetine  yapmış 

olduğu tavsiyeden başka bir dayanak bulamadık. Onlara şöy-

le demişti: “İşiniz hakkında istişare edin. Eğer (oylar) 2, 2, 2 

şeklinde dağılırsa istişareyi bir daha yapın. Eğer 4 ve 2 şek-

linde çıkarsa çoğunluğu kabul edin.” Başka bir rivayette ise, 

“Eğer istişare edenler, bir taraf 3, diğer taraf 3 olursa, o zaman 



Örgütleme

135


Abdurrahman’ın bulunduğu kesime uyun, dinleyip itaat edin.” 

Bunu İbn Sa‘d rivayet etmiştir. Hz. Ömer de Suheyb’e üç gün 

süre ile Müslümanlara namaz kıldırması emrini vermiş ve bu 

görüş alışverişi için böylelikle üç gün süre tayin etmiştir. 

İşte bundan dolayı üçte iki çoğunluğu mü’minlerin bütün 

istişarelerinde bir sünnet olarak görüyoruz. Aynı şekilde emir 

ya da irşad meclisinden birini tercih etme hususunda başvu-

rulacak sünnet de budur. Yine görüşmelerin üç günden fazla 

uzamaması da burada ortaya çıkmaktadır. 

Şüphesiz ki görüşlerde ve şahıslarla ilgili hüküm vermede 

ayrılık, Müslümanlarıyla, kâfirleriyle bütün insanlar arasında 

“ortak” bir özelliktir. Genellikle üçte iki çoğunluk zor elde edilir. 

Bununla birlikte bizi, mü’minlerin emiri Hz. Ömer’in sünneti-

ne bağlı kalmaya iten şu iki husustur: 

a.  Mesele  bir  eğitim  ve  bir  davet  meselesidir.  Davet  ve 

devlet tek bir elde toplanıp maslahatlar ve görevler de çoğa-

lınca, şuranın imam seçimiyle ilgili görüş alışverişleri dışındaki 

hususlarda asgari (mutlak) çoğunluğa bakılır. 

b.  Rasûlullah  sallallahu  aleyhi  ve  sellem,  Muâz  ve  Ebu 

Mus’ab’ı  Yemen’e  gönderdiği  zaman  onlara  birbirlerine  ita-

at  etmelerini  ve  birbirleriyle  uyumlu  olmalarını  emretti.  Her 

ikisine  de  “Kolaylaştırın  zorlaştırmayın,  müjdeleyin 



uzaklaştırmayın,  birbirinize  itaat  edin  (uyumlu  olun) 

ve  ihtilaf  etmeyin” buyurdu.

56

 Hadisi Buhârî ve başkaları 



rivayet etmiştir. O hâlde yapılacak olan iş davet ve eğitim işi 

olduğundan, mü’minlerin, görüş alışverişinde, kolaylık tarafı-

na ve görüş ayrılıklarından uzak durma yönüne bağlı kalma-

ları gerekmektedir. 

56

Buhârî, Cihad 164, Megâzî 60, Ahkâm 22; Müslim, Eşribe 71; Ahmed bin



Hanbel, IV, 417; İbn Hibbân, Sahîh, XII, 194, 196. 


Yüklə 4,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   217




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə