Nebevî YÖntem eğitim, Yapılanma, Hareket



Yüklə 4,15 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə43/217
tarix18.06.2018
ölçüsü4,15 Mb.
#49334
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   217

Örgütleme

161


çabalar  için  bir  eğitim  hem  de  bir  siyasettir.  Dolayısıyla  bir 

kimse,  mü’minlerin  güzel  bir  şekilde  katılımını  sağlamaz  ve 

onları  güzel  bir  şekilde  yönetmezse  görevden  alınır.  Genel 

emirin  kendisi  de  mü’minlerin  işe  katılımını  ve  siyasetlerini 

kötü yönetecek olursa görevden alınır. O hâlde mesele, ma-

siyet olan bir hususta itaat etmeyen, münkeri kabul etmeyen, 

samimi olarak nasihat ve görüşünü ortaya koyduktan sonra 

da dinleyip itaat eden ve cemaat emiri görevden almayı ka-

rarlaştırdığı takdirde sağlam bir şekilde durmasını bilen birey 

mü’minin sorumluluğuna bağlıdır.

Istihare

Allah’ın  erlerinden  oluşan  cemaati  bekleyen  en  büyük 

hastalık,  Allah’tan  gafil  olmaktır.  Bundan  dolayı  Hz.  Ömer, 

yardım isteyen askerlerine, “Bana göre sizin en önemli işiniz 

namazdır” diye yazmıştır.

Bizler  istişareden  önce  de  istişare  esnasında  da  istişare-

den  sonra  da  Allah’ın  huzurundayız.  Yaptığımız  işlerin,  ara-

mızda elden ele dolaşan menfaatlerimize dönüşmemesi için, 

cihadımızın yatay ve yeryüzünü aşmayan ilişkilere dönüşme-

mesi için, şûrâ esnasında Allah’ı zikreder ve O’ndan istihare 

de  bulunuruz  (hayırlı  olanı  dileriz).  Candan  sevdiğimiz  Mu-

hammed sallallahu aleyhi ve sellem, ashabına, Yüce Allah’ın 

Kitabı’ndan  bir  âyeti  öğretircesine  istihare  duasını  öğretirdi. 

Nitekim  “İstihare  yapan  zarar  etmez,  istişare  yapan 



pişman  olmaz,  iktisadı  elden  bırakmayan  da  fakir 

düşmez”

67

 buyuran da odur. Bu hadis, Taberânî’nin, Enes 



bin Mâlik’ten rivayet ettiği hasen bir hadistir. Hz. Peygamber 

bu  hadiste,  Allah’a  bağlılık  ve  O’na  güvenmek  demek  olan 

67

Taberânî, el-Mu‘cemu’l-Evsad, VI, 364-365.




Nebevî Yöntem

162


istihareden,  kişinin  kardeşlerinin  yardımını  istemesi  demek 

olan  istişareden  ve  geçimini  güzel  bir  şekilde  yönetip  çekip 

çevirmek demek olan iktisattan bir arada söz etmiştir.

Birbirleriyle istişare edenlerin konuyu bilmeleri, problem-

leri derinlemesine incelemeleri ve görüşleri karşılaştırma, bil-

gi ve deneyim sahiplerini toplama esası üzere de bakışlarını 

derinleştirmeleri, Allah erlerinin attığı her bir adım ile birlikte 

Allah’ın yardımı da yoksa hiçbir fayda sağlamaz. Çünkü Yüce 

Allah,  “Seni,  kendi  yardımıyla  ve  mü’minlerle  destek-

leyip güçlendiren O’dur”

68

 buyurmaktadır. Âyette Allah’ın 



yardımı  olan  ve  O’ndan  gelen  ilahî  destekten,  mü’minlerin 

şahsında müşahhaslaşan yardımdan önce söz edilmiştir. Buna 

göre istişarenin yollarını ve tedbirlerini gözetmeden ve uygu-

lamadan önce, onlarla birlikte ve onlardan sonra Allah’ın er-

leri, hep, her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan ve güçlü 

ve muktedir olan Allah’a yönelirler. O’ndan, hayırlısını diler, 

yardımını isterler.

Genel ve Özel Nasihat

Lafzı  Müslim’e  ait  olmak  üzere  Buhârî  ve  Müslim’de 

Temîm ed-Dârî’den rivayet edilen bir hadise göre, Rasûlullah 



sallallahu aleyhi ve sellem “Din, nasihattir” buyurunca, as-

hab, “Kime ey Allah’ın Rasûlü?” diye sormuş, o da “Allah’a, 



Rasûlü’ne,  Müslümanların  yöneticilerine  ve  hepsine” 

cevabını vermiştir.

69

Müslümanların  geri  kalmalarının  tek  sebebi,  Müslüma-



nın,  sorumluluğunu  yerine  getirmemesi,  iyiliği  emretmek, 

münkerden alıkoymak ve özel ve genel nasihatte bulunmak 

68

Enfâl 8/62.



69

Buhârî, Îmân 42; Müslim, Îmân 95.




Örgütleme

163


hususlarında  hak  olan  sözü  söylememesidir.  Bizler,  burada, 

İslâm  toplumunu  görevlerinden  istifa  etmiş  ve  hürriyetlerin-

den vazgeçmiş bir hâle getiren ve sürü zihniyetine ulaştıran 

tarihî  etkenleri  ele  almak  istemiyoruz.  Çünkü  burası  tarihî 

analizin yapılacağı bir yer değildir.

Yüce Allah’ın Kitap ve sünnette sabit hükümleri ve emir-

leri Müslümanların vakıasında görülmemektedir. Neden?

Çünkü  Müslümanlar  asırlar  boyunca  fitneye  ve  zulme 

karşı sessiz kaldılar. Niçin?

Müslümanlar,  zorba  ve  inkârcı  yöneticilere  ve  bunların 

cahiliyenin arkasından gitmelerine boyun eğdiler. Ne sebeple?

Gerçek şu ki, din, Yüce Allah’a boyun eğmektir, başkası-

nın egemenliğine aykırıdır. Din nasihattir. Buradaki nasihat ise, 

oldukça sınırlı ve cüz’î anlamda nasihat etmek değildir. Aksine 

nasihat, yönetene ve yöneticiye karşı takınılan açık bir tutum-

dur. İyilik emredilerek ve münkerden alıkonularak yapılan bir 

iştir.  Vakıamızın  İslâm’dan  uzaklaşmasının,  Müslümanların 

zulme karşı sessiz kalmalarının ve boyun eğip teslim olmaları-

nın tek sebebi, insanlardaki dinî sorumluluğun tahrip görmüş 

olmasıdır. Artık hakkı açıkça söyleyen, bâtıla karşı savaşan ve 

tarihi harekete geçiren mü’minin varlığı görülmemektedir. 

Çevremizi saran halka, çağlar boyunca otlayan bir sürüye 

benzediği ve görüş belirtme konusunda ve kendisiyle alakalı 

herhangi bir hususta hak sahibi olmadığı kanaatini ona yanlış 

olarak kazandırmıştır.

Reddetmek, devrim, mücadele, kahramanlık, siyasal du-

ruş gibi sözcükler çağın gerginliği ve gerilimiyle dolup taşmış 

nitelikleriyle yoksul ve mustaz’af insanı, adaleti, şeref ve hay-

siyeti istemeye sevk etmektedir. Bu sebeple bizler, yöntemsel 

bir  terim  olarak  “nasihat”  sözcüğünü  kullandığımız  zaman, 




Yüklə 4,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   217




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə