Nebevî YÖntem eğitim, Yapılanma, Hareket



Yüklə 4,15 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə46/217
tarix18.06.2018
ölçüsü4,15 Mb.
#49334
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   217

Nebevî Yöntem

170


imanın en önemli şubelerinden biri olan ve imanın ihtiva et-

tiği manalar ile görüş ayrılığı rüzgârlarının tehdit ettiği bir ha-

zine olan sevgi ile irtibatına gelince; bundan merhum şehid 

Seyyid Kutub’un diliyle bahsetmek istiyoruz. Çünkü bizim bu 

hassas ve incelikli anlamı ifade edebilmek için o göz kamaş-

tırıcı üsluba ihtiyacımız vardır. Merhum şehid, Yüce Allah’ın, 



“Rasûlün çağrısını aranızda birbirinize çağırdığınız gibi 

bellemeyin”

73

 buyruğunu açıklarken şunları söylemektedir:



“Kalplerin Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e saygı ve 

tazim ile dolması bir zorunluluktur. Öyle ki onun söylediği her 

bir sözün, her bir yönlendirmenin saygı ve tazim ile karşılan-

dığının hissedilmesi gerekir. Bu, dikkat çekilmesi zorunlu olan 

bir husustur. Eğiticinin vakarının bulunması bir zorunluluktur. 

Liderin  heybetli  olması  bir  gerekliliktir.  Kendisinin  mütevazı, 

yumuşak ve esnek olması ile onun etrafındakilerin onun eği-

tici  olduğunu  unutarak  birbirlerine  seslendikleri  gibi  ona  da 

seslenmeleri arasında bir fark vardır. Durum ne olursa olsun 

eğiticinin, eğittiği kimselerin kalplerinde bir yerinin bulunması 

gerekir. O, bununla şuurlarının derinliklerinde onlardan üstün 

görünmelidir ve kendilerinin de durum böyle olmakla birlik-

te ona karşı duymaları gereken saygı ve tazimi çiğnemekten 

utanmaları icap eder.

Emirin cemaat ile ilişkilerinin, yasal ve idari ilişki türünden 

olmaması gerekir. İtaatin bir yasa olması ve itaat hiyerarşisi, 

bir  amaç  değil,  bir  araçtır.  Amaç,  Allah’ın  rızasıdır.  Allah’ın 

rızası ise O’nun adını yüceltmek için cihada bağlıdır. Cihad-

da  ise  emir,  emre  itaat  eden,  karar  alan,  uygulayan,  içtihat 

ve farklı görüşlerin bulunması ile birlikte istişare etmek sonra 

da  dinleyip  itaat  etmek  bir  gerekliliktir.  Müslümanların  emir 

73 


Nûr 24/63.


Örgütleme

171


sahiplerine itaat etmeleri, devrimci disiplinin bir kopyası değil-

dir. Aksine o, kalpten gelen bir itaattir. Emir sahibi ise sevilen, 

heybeti görülen, tazim olunan ve saygı duyulan bir kimsedir.

Emirlik Akdi 

Davet  adamları  ya  da  davetin  içerisine  bir  şekilde  atıl-

mış kimselerden bazılarının, kendisine uyanlardan sınırsız ve 

şartsız dinleyip itaat etmelerini istediğini görebilmekteyiz. Aynı 

zamanda  “biat”  sözcüğünün  kötü  kullanıldığını,  bunun  neti-

cesinde  Müslümanlardan  bir  topluluğun  kendi  kabuğu  için-

de kalıp marjinalleştiğini ve aradan fazla bir süre geçmeden 

kendisine muhalif olanların dalalet içine düştüklerini ve kâfir 

olduklarını söylemeye başladığını da görürüz. Bizler herhangi 

bir kimseyi bu sözlerimizle ima edecek durumda değiliz. An-

cak  ne  olursa  olsun  başkasına  uyan  immea  (silik  şahsiyetli) 

olmayan fakat sorunlu olan mü’minler için bir eğitim ve yapı-

lanma yöntemini araştırmakla uğraşıyoruz.

Bizler onun şanının büyüklüğünü kabul ederek biat keli-

mesini kullanmıyoruz. Çünkü bu, hilafet akdinin kavramların-

dandır. Bu kavramı Allah’ın, ümmetin dağınıklığını bir araya 

getirebileceği  bir  güne  saklıyoruz.  Fakat  akit,  ahit  ve  misak 

da bir zorunluluktur. Bir bölge cemaatinin akdi ise kaçınılmaz 

bir aşamadır. Halifeliği gerçekleştirmek de Müslümanların bir 

görevidir.  Kendisi  olmadan  vacibin  tamamlanamadığı  her 

bir husus da ayrıca vaciptir. Buna göre herhangi bir bölgede 

İslâm davasına hizmet etmiş, geçmişte katkıları bulunmuş ve 

Allah’tan da bir pay sahibi olan mü’minlerin söz birliği edip 

emirlik akdi yapmaları hâlinde bu akde riayet etmemenin ha-

ramlılığı,  tıpkı  biata  bağlı  olmamanın  haram  olduğu  gibidir. 

Aralarındaki tek fark, bunun biat olmamasından ibarettir. Ona 

böyle  bir  saygıyı  kazandıran  ise,  bu  hususta  onun  hilafete 




Nebevî Yöntem

172


doğru giden bir merhale oluşu hakkındaki açık nastan başkası 

değildir. Halifeliğin kurulması ile artık o da kalkar.

Biatın Birden Çok Oluşu ve Tekrarı

Sahâbîler, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile çeşitli 

biatlarda bulunmuşlardır. Bazıları Müslüman olmak üzere, ba-

zıları İslâm ve cihad üzere, bazıları sadakat ve cihad üzere, ba-

zıları hicret üzere, bazıları yardım etmek üzere, bazıları cihad 

etmek  üzere,  bazıları  dinleyip  itaat  etmek  ve  sevmek  üzere, 

bazıları  nasihat  üzere,  bazıları  sabır  üzere,  bazıları  kendileri-

ne başkalarının tercih edilmesine katlanmak üzere biat etmiş-

lerdir.  Kadınlar  da  “Ey  Nebi!  Mü’min  kadınlar;  Allah’a 

hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık yapmamaları, 

zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ve 

ayakları arasında bir iftira düzüp getirmemeleri ve hiç-

bir marufta sana isyan etmemeleri üzere sana biat et-

meye geldikleri zaman biatlarını kabul et ve onlar için 

Allah’tan mağrifet dile. Şüphesiz ki Allah, çok mağfi-

ret  edendir,  Rahîm’dir”

74

  âyetinde  belirtilen  şartlar  üzere 



biat etmişlerdir.

 Biatta kullanılan ifadeler, şartların, kişilerin ve biat almayı 

gerektiren  önemli  olayların  çeşitli  ve  farklı  oluşuna  göre  de-

ğişiklik  arzetmiştir.  O  hâlde  cemaate  gelen  bir  kimsenin,  ce-

maat tarafından, üyeliğinin “yardımcı” sıfatıyla kabul edilmesi 

hâlinde biat etmesinin önünde bir engel yoktur. Bir “muhacir” 

sıfatıyla kabul edilmesi hâlinde ise, daha sonra ikinci defa biat 

edebilir.  Tam  üye  olarak  karar  kılması  hâlinde  artık  ona  alı-

şılacağı,  gücüne  ve  davaya  katkısına  güvenileceği  ve  cihad 

safında ilahî bir suretle cemaatle kaynaşacağı için de üçüncü 

defa kendisinden biat alınmasında yine bir sakınca yoktur. 

74


Mümtehine 60/12.


Yüklə 4,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   217




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə