Nebevî YÖntem eğitim, Yapılanma, Hareket



Yüklə 4,15 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə47/217
tarix18.06.2018
ölçüsü4,15 Mb.
#49334
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   217

Örgütleme

173


Kararlılık gerektiren hallerde, birtakım kriz zamanlarında, 

gayretleri uyarmak ve görevi hatırlatmak amacıyla imaret ak-

dinin pekiştirilmesinin önünde de bir engel yoktur.

Akdin Muhtevası

 

Emirlik  akdine,  hak  ettiği  ciddiyetin  ve  kutsallığın  tama-



mı verilir. Çünkü o, Yüce Allah’ın önünde yapılan bir ahiddir. 

Onun gereğince biat eden de kendisine biat edilen de akde 

bağlı kalacağını taahhüt eder. Biatleşme de her iki tarafın ka-

bul  ettiği  karşılıklı  şartlar  üzerinde  yapılan  bir  akiddir.  Yüce 

Allah da “Ey iman edenler! Akidlerin gereğini eksiksiz 

yerine getirin”

75

 buyurmaktadır. O hâlde mü’minler arasın-



daki her bir akid, ticarî olsun ya da olmasın saygı duyulması 

gereken bir akiddir. Fakat üzerinde akid yapılan hususun say-

gınlığı ne kadar çoksa o akdin de saygınlığı o kadar fazladır. 

Emirlik akdinin konusu, konuların en şereflisi olduğuna göre 

ona eksiksiz bir şekilde bağlılık, kişiyi Yüce Allah’a yakınlaştı-

ran amellerdendir. Bunu oyuncak hâline getirmek ise günah-

ların en büyüklerindendir.

Bundan  dolayı  bizler,  takdir  muhtevasının  açık  olması-

nı arzu ederiz. Böylelikle helâk olan, apaçık bir delil üzerine 

helâk olsun, hayat bulan da apaçık bir delile bağlı olarak ha-

yat bulsun. Şüphesiz Yüce Allah, her şeyi işitendir, bilendir. O, 

hem Nebisi’ne hem de bizlere, “Şüphesiz sana biat eden-



ler, ancak Allah’a biat ederler. Allah’ın eli onların eli-

nin üzerindedir”

76

 buyurmaktadır. Aynı şekilde Allah’ın eli, 



yeryüzü Müslümanlarının o yüksek makam için ve en büyük 

sorumluluğu  yüklenmek  üzere  seçecekleri  bir  kişi  etrafında 

75 

Mâide 5/1.



76

Fetih 48/10.




Nebevî Yöntem

174


toplanacakları zaman Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in 

halifesinin eli üzerinde de olacaktır. İşte o eksiksiz ve tam bi-

atın bekleyişi içerisinde de bölgesel akidler, o kapsamlı akde 

doğru  zorunlu  adımlar  olarak  gerçekleştirilir.  Bu  akidler  de 

Allah’ın ve meleklerinin şahit olduğu vaat edilmiş gelecekteki 

halifelik biatına doğru akan bir şube olması itibariyle eksiksiz 

saygınlıklarını kazanır.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Evs ve Hazreçliler 

heyeti ile Birinci Akabe Biatı’nı yaptığında onlarla “bey’atu’n-

nisa/kadınlar biatı” denilen şekilde biat yapmıştır. Bu akidde 

ise ensar tarafından her Müslümanın görevi belirtilmekte ve 

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem tarafından da ahiret yurdun-

da  bunun  karşılığının  ne  olduğu  açıkça  ifade  edilmekteydi. 

Buhârî ve Müslim, Ubade bin es-Sâmit’in şöyle dediğini riva-

yet etmektedirler: On iki kişiydik. Rasûlullah sallallahu aleyhi 

ve sellem bize “Gelin bana, Allah’a hiçbir şeyi ortak koş-

mayacağınıza, hırsızlık yapmayacağınıza, zina etmeye-

ceğinize, çocuklarınızı öldürmeyeceğinize, elleriniz ve 

ayaklarınız arasından uydurup düzeceğiniz bir iftirada 

bulunmayacağınıza, herhangi bir maruf emrimde bana 

karşı  gelmeyeceğinize  dair  biat  edin.  Aranızdan  kim 

bu biatın gereklerini eksiksiz yerine getirecek olursa, 

onun mükâfatını vermek Allah’a aittir. Kim bunlardan 

herhangi  birini  işleyecek  olup  da  bunun  karşılığında 

dünya  hayatında  cezalandırılacak  olursa,  bu,  onun 

için bir kefaret olur. Yine bunlardan herhangi birisini 

işleyip de Allah onun kusurunu örterse işi Allah’a kal-

mıştır,  dilerse  onu  cezalandırır,  dilerse  affeder”  dedi. 

Ubâde, “Bunun üzerine biz de ona, bu şart üzere biat ettik” 

dedi.

77

77



Buhârî, Îmân 11, Menâkıbu’l-Ensâr 43, Ahkâm 49; Müslim, Hudûd 41-44.


Örgütleme

175


 Bu, kul ile Rabbi arasında bağlı kalınacak bir taahhüttü. 

Bunda cihad üzere bir akitleşme yoktu. Rasûlullah sallallahu 



aleyhi ve sellem de bunun şahidiydi.

Ertesi sene Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’n buy-

ruğuna hac mevsiminde yetmiş üç erkek ve iki hanım geldi. 

İkinci Akabe Biatı yapıldı. Bu biat ise mü’minlerin sorumlulu-

ğu ile Allah Rasûlü’nün sorumluluğunu birbirine açık şartlarla 

bağlamış bir biattı. İbn Hişâm’ın İbn İshak’tan rivayet ettiğine 

göre, o, Ka‘b bin Mâlik’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Teş-

rik günlerinin ortasında Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem 

bizimle Akabe’de buluşmak üzere sözleşti. Bizler dağ arasın-

daki  yolda  toplanıp  Rasûlullah  sallallahu  aleyhi  ve  sellem’i 

bekledik. Nihayet beraberinde amcası Abbas bin Abdulmut-

talib  ile  geldi.  Bizim  arkadaşlarımız  konuşup  ‘Kendin  adına 

da Rabbin adına da alınmasını istediğin şartları söyle’ dediler. 

Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem konuştu. 

Kur’ân okudu, Allah’a çağırdı ve İslâm’ı kabule teşvik ettikten 

sonra şöyle buyurdu: ‘Hanımlarınızı ve oğullarınızı neye 



karşı  koruyorsanız  beni  de  o  şekilde  korumanız  şar-

tıyla  sizinle  biat  yapıyorum.’ Bunun üzerine el-Berâ bin 

Ma‘rûf  elini  tuttuktan  sonra,  ‘Evet,  seni  hak  ile  nebi  olarak 

gönderene yemin olsun ki, en yakınlarımızı neye karşı koru-

yorsak seni de öyle koruyacağımıza yemin ederiz. Ey Allah’ın 

Rasûlü! Bizimle biat yap. Allah’a yemin olsun ki, bizler savaş 

çocukları ve silahları olan kimseleriz. Biz bunu babadan oğula 

miras almış bulunuyoruz’ dedi. Bu sefer söze Ebu’l-Heysem 

bin et-Teyyihân girerek, ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Bizlerle -Yahudi-

leri  kastederek-  bu  adamlar  arasında  birtakım  bağlar  bulun-

maktadır ve biz onları koparıyoruz. Peki, acaba biz bunu yap-

tıktan  sonra  Allah  sana  yardım  ederse  bizi  bırakıp  kavmine 

döner misin?’ dedi.




Yüklə 4,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   217




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə