Nebevî YÖntem eğitim, Yapılanma, Hareket



Yüklə 4,15 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə55/217
tarix18.06.2018
ölçüsü4,15 Mb.
#49334
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   217

Örgütleme

199


bırakır.  “Bütün  âdemoğulları  çokça  hata  eder,  hata 

edenlerin en üstünü ise tevbe edenlerdir.”

108


 İşte bu ta-

assup, bizatihi her türlü anlaşmazlığın, çekişmenin ve yılgınlı-

ğın esasını teşkil eder.

4. Haksız yere insanları vesayeti altında görmek ve çok 

kötü olan üstünlük taslamak: Küçüğün büyüğe saygı duyması, 

büyüğün ise küçüğe merhamet etmesi, dinimizin bir gereğidir. 

Fakat büyüğün kalbinde, yönettikleri arasında Allah’ın rızasını 

gözeteceği  bir  merhameti  ve  onlara  olan  sevgisi  dolayısıyla 

Allah’tan kendisine bir merhametin ve onları güzel bir şekilde 

yönetmesi sebebiyle bir mükâfatın gelmesini bekleyeceği bir 

şefkati yoksa, bu kişinin diktatörce her şeyi elinde tutmak iste-

yen bir tağuta dönüşmesi uzak değildir.

5.  Kalabalık,  çoğunluk  ve  yığın  hastalığı:  Örgütlenme 

büyüyüp dairesi genişlediğinde, özellikle de İslâm devletinin 

kurulmasıyla, mü’minler arasındaki ayrılık sebepleri çoğalır ve 

maksatlarına ulaştırıcı unsurlar aralarına sızar. Bunlarla birlik-

te rahatsızlık verici düşünceler ve kötü istek ve arzular da gelir. 

Birbirleriyle çelişkili hedefler ortaya çıkar. İşte o zaman hatta 

bundan önce bu gibi unsurların sızmaması, onlarla birlikte de 

bu  gibi  hastalıkların  gelmemesi  için  gerekli  tedbirleri  almak 

lazımdır. Çünkü bir ümmeti inşa etme mücadelesine girmek, 

sınırları belli bir düşman ile savaşa girmekten daha önemlidir. 

Bundan  dolayı  az  sayıdaki  mü’min  topluluğun,  kalabalıklar 

arasında edilgen değil etken olduğu ve eğriliklerin etkenlerine 

boyun  eğdiği  değil  doğrulttuğu  bir  şekilde  kalabalıklara  ka-

rışmasına  kendisini  ehil  kılacak  imanî  hasretlerle  bezenmesi 

gerekir. 

108  Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme 49; Ahmed bin Hanbel, III, 198.




Nebevî Yöntem

200


Hasta Unsurlar 

İslâmî yapılanma, kapalı bir grup ve halk safları dışında 

ve  onun  üstünde  seçkin  bir  grup  da  olmamalıdır.  Fırsatçılık 

tehlikeleriyle saflarımıza Müslüman cemaat arasında kaynaş-

ma  istibdadına  sahip  olmayan  menfaat  sahiplerinin  girmesi 

tehlikesi  bizi  tehdit  etmektedir.  Bunların,  birinci  meseleleri 

olan toplumsal adalet ve eşitlik temeli üzerinde ümmetin ye-

niden inşa edilmesine katkıda bulunmak için ellerinde bulu-

nan mal ve gayretlerini Allah yolunda harcamadıkça Allah’tan 

gafilliklerinden ayrılmaları da söz konusu değildir.

Sınıf  ayrımcılığı,  fesat  ve  az  bir  bedele  satılmak…  Bun-

lar her zaman münafıklığın göstergeleridir. İslâm safı arasında 

münafıkların varlığı ise kaçınılmazdır. Özellikle yapılanma bü-

yüyüp genişlediği ve İslâm devleti kurulacağı zaman… Kitap 

ve sünnet, bizi münafıklardan sakındıran buyruklarla doludur. 

Bizim görevimiz ise bize iç yüzünü açıkça gösteren her bir mü-

nafıktan saflarımızı temizlemek için tedbirimizi, araç ve gereç-

lerimizi edinmektir.

Bununla birlikte gelen kimseleri üyeliğe kabul etmekteki 

kesin ilkelerimizin bu gibi unsurların karşısında duracak ilk set 

olması  gerekir.  İslâm  hareketinin  zafere  kavuşmasından  son-

ra gelenlerin çokluğuna karşı tedbirli olmalıyız. Çünkü değerli 

değersiz, özel ve genel kimselerin önüne kapıları sonuna ka-

dar açmaktan daha ağır bir darbeyi bir başka yerden alırız.



Zorba Önder

En  büyük  kaygan  zemin,  işin,  ehil  olmayan  kimselere 

verilmesidir.  Bu  da  hadiste

109


  belirtildiği  üzere  kıyametin 

109  Bk. Buhârî, İlm 2.




Örgütleme

201


alametlerindendir.  Allah  bu  sözle,  o  şerefli  Nebisi’nin  neyi 

kasdettiğini  en  iyi  bilendir.  Fakat  şüphe  olmayan  hususlar-

dan biri, çağımızın dilinde “kişilere ibadet” diye bilinen emir 

ve komutanın zorbalık yapması ve ilahlığa kalkışması, artık 

yapılanmanın  cahiliyenin  aşağılık  basamaklarına  doğru  yu-

varlanma zamanının geldiğini haber verir.

 Aradan fazla zaman geçmeden nefis ve dünya hevesleri, 

kendisine emretme yetkisi verilen ve ehil olmayan emiri ye-

nik düşürür. Böylelikle kendi kişiliği ve maslahatı ile cemaatin 

yapısı ve ümmetin maslahatlarını birbirine karıştırır. Kendisi-

nin aşağılık maslahatını öne geçirir, yetkiyle otoritesini kötüye 

kullanır, insanlara karşı ilahlık taslar. İşte o zaman, ona tapın-

maya hazır fırsatçıları barındıran bir kapı hâline gelir, onları 

yükseltir ve öne geçirir. Salih kimseleri de geri bırakır. Bundan 

sonra ise artık cemaatin durumu, sömürücüler için bir otlak 

hâlini alır.

Eğer bu, en yüksek düzeyde ortaya çıkacak olursa sınır 

tanımaz  bir  tehlike  demektir.  Ancak  ilk  günden  beri  haksız-

lık ve zulme sapması hâlinde böyle bir emiri azletmek üzere 

akitleşmiş bir cemaatin varlığı hâlinde bu durum söz konusu 

olmaz. Bizler her birinin hakkın yanında yer almasının gerek-

liliğini açıkladığımız gibi görevden almanın ölçülerini de açık-

lamış bulunuyoruz. 

Bununla birlikte, cüz’î bir yetki sahibi olan herkes de kıs-

men ya da tamamen hatasızlık, hatadan korunmuşluk iddia-

sında bulunabilir ve kendisinin tenkidin, nasihatin ve istişare-

nin üstünde olduğunu zannedebilir. Her emir sahibi, saltana-

tın illet ve hastalıklarına maruzdur. Özellikle de yetkilerin ge-

nişlemesi, sorumlulukların büyümesi ve safın hızlıca gelişmesi 

hâlinde bu böyledir. 




Yüklə 4,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   217




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə