Nebevî YÖntem eğitim, Yapılanma, Hareket



Yüklə 4,15 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə51/217
tarix18.06.2018
ölçüsü4,15 Mb.
#49334
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   ...   217

Örgütleme

185


“Yaratana isyanı gerektirecek hususlarda hiçbir ya-

ratılmışa itaat yoktur.”

87

 



“Dinleyip  itaat  etmek,  kişinin,  sevdiği  ya  da  hoş-

lanmadığı  hususlarda  bir  görevidir.  Ancak  masiyetin 

emredilmesi durumu müstesnadır. Bu durumda dinle-

mek ve itaat etmek yoktur.”

88

İşte bu sınırlar içerisinde mü’minlerin, aldığı kararları ve 



verdiği  hükümleri  uygulamak  için  emirlerine  yardımcı  olma-

ları gerekmektedir. Görüşleri tercih edilmeyen görüş sahipleri 

bunu kabul etmeyecek olurlarsa, cemaatin görevi, emir ile da-

yanışma içerisinde olup onun gücünü artırmak, ona yardımcı 

olmak ve onu gerektiği gibi saygın konumunda tutmak üzere 

verdiği yükümlülüğü o azınlığa kabul ettirmektir.

Bazen emir, kendisine verilmiş olan bu hakları kullanmak-

ta  sınırı  aşabilir.  Çünkü  başkanlığın  kaygan  zeminleri  vardır. 

İnsan da dış görünüşü kendisinin takvalı olduğuna ne kadar 

tanıklık ederse etsin yine de insandır.

Genel irşad meclisinde dört veya daha fazla kişi ittifakla 

onu itham edip şahitlik ederek, yazılı olarak onun azledilmesi-

ni teklif edecek olursa, cemaat içerisinde bulunan mü’minlerin 

görevi,  bütün  yollarla  emiri  itham  edenleri  desteklemektir. 

Nihayet genel kongre toplanır ve oylama yapılır. Kongrenin 

üçte ikisi görevden azledilmesi doğrultusunda oy kullanacak 

olursa, mü’minlerin, kongrenin kararını desteklemeleri gerekir. 

Bu durumda artık emiri destekleyip yardımcı olma görevleri 

kalmaz. Aksine, görevden ayrılmak istemezse ona karşı diren-

mekle yükümlü olurlar.

87 

Ahmed bin Hanbel, I, 131, 409.



88

Buhârî, Ahkâm 4; Müslim, İmâre 38.




Nebevî Yöntem

186


YAPILANMANIN HASTALIKLARI

Görüş Ayrılığı

Yüce  Allah  şöyle  buyurmuştur:  “Rabbin  dileseydi 



bütün  insanları  bir  tek  millet  yapardı.  (Fakat)  onlar 

ihtilafa  düşmeye  devam  edecekler.  Ancak  Rabbinin 

merhamet ettikleri müstesnadır. Zaten Rabbin onları 

bunun için yarattı.”

89

 



Emrolunduğumuz,  bizim  için  şartları  belirlenmiş, 

mü’minler  arasındaki  velilik  görevi,  Allah’ın  bizi  ümmetler 

arasında, kesimler arasında ve bireyler arasında sınadığı bu 

fitrî görüş ayrılıkları ile çelişki arzeder. Velilik nefsi dizginlemek, 

nefsi bir kenara bırakmak, mü’minlerle yardımlaşmaya, onla-

ra karşı mütevazı olmaya -yani kolaylık ve yumuşaklık göster-

meye- alıştırmak suretiyle görüşler, iradeler ve bencillikleri bir 

noktada  toplayıp  birleştirmeyi  gerektirir.  Görüş  ayrılıklarına 

kendisini  kaptırıp  dizginlerinden  boşalmış  olan  nefis  ise,  ak-

ranlarına karşı, kişinin, kendisine yardımcı olmasını ve savaş 

noktasına  kadar  kendi  nefsî  kanaati  uğruna  taassup  göster-

mesini istemektedir.

Müslümanlar, emperyalizmin, bölge ve yurtlarını bölüp 

parçaladığı  devletçikler  hâlinde  darmadağın  olmuşlardır. 

Her  bir  devletçiğin  bir  ulusçuluğu  ya  da  birkaç  ulusçuluğu 

89


Hûd 11/118-119.


Örgütleme

187


ve kültürü vardır. Bunları sömürgecilik döneminden hatta on-

dan önceki dönemlerden miras almıştır. Bireysel ve toplumsal 

yapıdaki tortular ise yaşayış ve davranışın rengini vermekte, 

düşünceyi yönlendirmektedir. Fitne unsuru devletçikler düze-

yinde ise görüş ayrılıklarının gerekli sebepleri kök olarak hep 

vardır. İmanlarını yenileyip duran mü’minler ise, bu tortular 

ve Müslümanların çeşitli bölgelerinde dağınık bir hâlde bulu-

nan davet cemaatleri arasındaki görüş ayrılıkları neticesinde, 

Müslümanların bir kesiminden diğer kesimine, bir okulundan 

diğer okuluna, bir yapılanmasından diğer yapılanmasına ka-

dar ihtilaf hastalıklarının sıkıntılarını çekmektedirler.

Bu,  bir  bölgede  cemaatlerin  karşı  karşıya  kullandığı  bir 

ihtilaftır.  Bundan  kurtuluş  da  yoktur,  bunun  ilacı  da  yoktur. 

Mü’minlerin, bu ayrılıkların, uluslararası bir harekete, başka 

bir  harekete  karşı  mutaasıpça  yardımcı  olmakla  gideceğini 

zannetmeleri hâlinde de hiçbir ilacı olmayacaktır. Bizler daha 

önce,  görüş  ayrılıklarının  bölgenin  sınırlarında  hapsedilmesi-

nin, bu ayrılıkları, dünyadaki hareketlerin çoğalması sebebiyle 

ortaya çıkan köklerinin kesilmesiyle hafifletmeye ve onu sona 

erdirmeye daha yakınlaştırıcı olduğuna işaret etmiştik. 

Bir yapı içerisindeki, eğitimdeki bir eksiklik ve düzenleyici 

üç unsurun yani Allah için sevmek, iştişareye dayalı nasihat 

ve itaat unsurlarının dengesindeki bir tutarsızlık sebebiyle or-

taya çıkan görüş ayrılıklarının ise istenildiği kadar incelikli ve 

hassas yapılanmayla ilgili tedbirler alınsın, umut verecek bir 

tedavisi yoktur. Çünkü cemaatin gevşetilmesine ve dağıtılma-

sına kadar götüren ve bir türlü önüne geçilemeyen görüş ayrı-

lığı, kullara, hevalarını binek edinip sonra da şeytanın onlara 

binmesi  hâlinde  isabet  eden  bir  intikamdır.  Bunun,  hevala-

rının kökünü kazımak, kardeşliğin galip gelmesini sağlamak, 

mü’minlere karşı alçakgönüllü olmak ve emir sahiplerine itaat 

etmenin,  Allah’tan  bir  rahmet  sayesinde  kişisel  taassuba  ve 




Nebevî Yöntem

188


öfkenin  sebep  olduğu  katılığa  galip  kılınmasını  sağlamak  dı-

şında başka bir tedavisi yoktur.

Bununla birlikte ayrılıkların sonunu getirmek için sistema-

tik birtakım tedbirler almaktan başka yol yoktur. Bunların en 

önemlilerinden söz ettik. Bu da anlaşmazlık konusunu, emirin 

vereceği  hükmü  kabul  etmek  suretiyle  Allah’a  ve  Rasûlü’ne 

havale etmektir. Daha sonra bunların dışındaki tedbirlerden 

de Allah’ın izniyle söz edeceğiz.



Tahâvîye Akidesi şarihi, emir sahiplerine itaat konusunda 

şöyle diyor: “Kitap ve sünnetin nasları ve ümmetin selefinin 

icmaı,  içtihat  olan  yerlerde,  emir  sahibine,  namaz  imamına, 

hâkimine,  harb  emirine  ve  sadaka  toplayıcısına  itaat  edile-

ceğini  göstermektedir.  İctihatı  gerektiren  hususlarda,  onun, 

kendisine uyanlara itaat etme yükümlülüğü yoktur. Aksine bu 

hususta onların, kendisine itaat etmeleri ve onun görüşü dola-

yısıyla kendi görüşlerinden vazgeçmeleri görevleridir. Çünkü 

cemaatle birlikte uyumlu hâlde olmak maslahatı ile ayrılık ve 

ihtilafın kötülüğü, cüz’î meselelerden daha büyüktür.”

Mü’minler  arasında  bir  ayrılık  ortaya  çıkıp  bir  tartışma 

baş gösterir, heva rüzgârları eser ve bencillik denizinin karan-

lıkları kaynayacak olursa, mü’minler bilmeli ki imanları, kar-

deşlikten ve aralarındaki yumuşaklıktan uzaklaştıkları miktar-

da eksilmiştir. O hâlde derhal Yüce Allah’ın buyruğunda dile 

getirdiği, birbirleriyle uyum sağlama ve kaynaşma düsturuna 

geri  dönmelidirler.  Nitekim  Rasûlullah  sallallahu  aleyhi  ve 

sellem, Yüce Allah’ın (bir kudsî hadiste) şöyle buyurduğunu 

rivayet etmiştir: “Benim için birbirlerini sevenleri benim 



sevmem  bir  haktır.  Benim  için  birbirleriyle  ilişkileri-

ni  sürdürenleri  sevmem  bir  haktır.  Benim  için  birbir-

lerini ziyaret edenleri sevmem bir haktır. Benim için 

karşılıksız  birbirlerine  bir  şeyler  verenleri  sevmem 


Yüklə 4,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   ...   217




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə