107
Resim 1:
Louis Jacques Mandé Daguerre, Walk in the pines, 1830lar.
Daguerre, Fransız tarihinin çalkantılı olan bir dönemin-
de yaşamıştır. Ancak yaşadığı bu çalkantılı dönemde
her zaman başarılı olmayı başarmıştır. Bazı fotoğraf ta-
rihi kitapları onun günümüz tabiri ile medya insanı ola-
rak tanımlar. Bunun nedeni, onun o dönem Paris’inde
toplumun ihtiyaçlarını çok iyi idrak edip, toplumun ne
istediğini görüp bu yönde çalışmalar yapması ve bunda
ticari başarı elde etmesidir. (Koetzle, 2008: 20-21)
Öte
yandan, başına gelen her kötü olayı da lehine çevirmeyi
başarmıştır. Dioramasının 1839’daki yangınından sonra
Daguerre, basının, devletin ve toplumun desteğini sağ-
lamıştır. Bu destek ve ün sayesinde yeni icadı dagerotipi
daha kolay pazarlayabilmiştir. (Lerner
, 2014: 230)
Daguerre sanat hayatı
boyunca popüler destek ve
resmi olarak tanınma gayretinde olmuştur. 1839 yılında
Fransız hükümeti Dagerotipi destekleme kararı almış
ve kendisine maaş bağlamıştır. Onun bu icadını Fransız
hükümetine kabul ettirmesi Daguerre’in girişimci
ruhunu ve cesaretini, esnekliğini ve politik kavrayışını
göstermektedir. (Lerner
, 2014: 229)
Onun kariyerinde her öğrendiği teknik bir sonraki çalış-
ması için önemli bir basamağı oluşturmuştur. Panora-
ma ressamı olarak çalışması Theatre de l’Ambigu-Co-
mique’de baş sahne tasarımcısı olarak çalışmasına
vesile olmuş, Ambigu’daki başarı ise Paris Operası’nda
sahne tasarımcısı olmasına sebep olmuştur. Sonraki
yıllarda diorama’da ışık ve Camera Obscura üzerine
yaptığı çalışmalar dagerotipi icat etmesinde etkilidir.
Ancak tüm bu sanatsal türler ile olan ilgisine rağmen,
o, tarihte daha çok fotoğrafın mucidi kimliğiyle bellek-
lere kazınmıştır.
Daguerre, hayatı boyunca yaptığı çalışmalar ile bir
manzara ressamı, sahne tasarımcısı, ışık uzmanı,
litograf sanatçısı, panorama ressamı, Diorama mucidi
ve işleticisi olarak farklı alanlarda çalışmıştır.
Buradan hareketle, çalışmada Daguerre ve Paris
Opérası - Ambigu-Comique Theater, Daguerre ve
Litografi, Daguerre ve Panorama, Daguerre ve Diorama,
Daguerre ve Dagerotip başlıkları altında Daguerre’in
yaptığı çalışmalar anlatılacaktır. Her başlık içinde onun
eserlerinden örnekler verilerek eserler açıklanacaktır.
2.
Daguerre ve Paris Opérası - Ambigu-Comique
Theater
Daguerre’in kariyerinin ilk dönemlerini, manzara res-
samlığının yanı sıra tiyatro ve operada çalışırken yaptığı
çalışmalar oluşturur. Daguerre, resim sanatındaki
yeteneğinin yanı sıra, çalıştığı tiyatro ve operada oyunla-
rın daha ilgi çekici hale gelmesi için farklı ışık etkileri
kullanmış, onun bu yeteneği sayesinde burada sergile-
nen oyunlar çok popüler hale gelmiştir. Daguerre opera
ve tiyatroda önce sahne fonunu oluşturan perdelerin
süslemelerini resmederek başlamış, daha sonra sahne
dekorları yapmaya başlamıştır. Bu alanda geldiği son
aşama ise sahnede gaz lambası ile yarattığı dramatik
ışık etkileridir. (Pinson, 2008: 363)
Daguerre’in Paris Opérası’da ilk adının geçtiği oyunlar,
Aralık 1808’de oynanan Alexandre chez Apelle ve Kasım
1809’da oynanan Fernand Cortez’dır. 1810 yılında oyna-
nan La Mort d’Abel’ın süslemelerini resmettiği, aynı yıl
Pierre-Luc Ciceri (1782-1868) ile birlikte Les Bayadè-
res’in ikinci gösteriminin dekorasyonunu tamamladık-
ları bilinmektedir. Daguuerre, bir süre hem Opera’da,
hem de Ambigu-Comique Theater’da aynı anda çalış-
mıştır. Dekorasyon deneyiminden sonra 1812 yılında ise
Opera’nın ilk ressamlarından biri olarak kariyerinde
aşama kaydetmiş, 1817 yılında Ambigu-Comique Theat-
re’da baş sahne tasarımcısı olarak ilk sahne tasarımını
yapmıştır. Oyunun en dikkat çekici özelliği oyunun sahne
dekoru olmuştur. Bunun nedeni oyunda dramatik ışık
etkileri yaratmak için gaz lambalarını kullanmasıdır.
1818 yılında oyunda ay ışığı sahnesi kullanılmıştır. 1819
yılında karanlık gökyüzünden doğan ayı gösteren sahne,
Daguerre’in bu konudaki yeteneğini ortaya çıkarmıştır.
(Lowry, 2000: 4-5-6)
Daguerre, 1820-1822’de ise Ciceri ile birlikte Opera’da
baş yardımcı ressam statüsüne yükselmiştir. Daguer-
re’in bu dönemde Ciceri ile birlikte Aladin, ou la lampe
merveilleuse (1822) (Alaaddin’in Sihirli Lambası ) oyunu
için yaptığı dekorasyondur. Bu oyunda ilk kez gaz lam-
bası kullanılmıştır. 2 Şubat 1822 tarihinde gerçekleştiri-
len son gösterimde oyunun son sahnesi olan The Palace
of Light (Işık Sarayı) adlı son sahne hem seyircilerin
hem de eleştirmenlerin büyük hayranlığını kazanmış-
tır. Bu resimde bir mimari eser yer almaktadır. Parlak
şekilde resmedilen sütunlar, kemerler ve camdan
duvarlar ile gün ışığı ile parlayan bir eser gökyüzüne
doğru uzanmaktadır. Bu resme eşlik eden gaz lambası
aydınlatması ise ışık ile birleşerek seyircilerin bir peri
masalı içindeymiş gibi hissetmelerine, uzak diyarlara
gitmiş izlenimi yaşamalarına ve büyülenmelerine neden
olmuştur. Bu oyundan sonra gaz lambası bütün oyunlar
108
için kullanılmaya başlanmıştır. Daguerre, bu oyun ile
ışığın dramatik gücünü çok başarılı şekilde kullanmıştır.
(Lowry, 2000: 4-5-6) (Resim 2)
Resim 2
:
Louis Jacques Mandé Daguerre, Alaaddin’in Sihirli
Lambası’nın Dekorunu Gösteren Bir Çizim, 1822
3.Daguerre ve Litografi
Daguerre, ilk Fransız litografi sanatçılarından bir tane-
sidir. Onun resimlerinin litograf baskıları Fransa’daki
çeşitli kitaplarda basılmış, 1819, 1822 ve 1824 yıllarında-
ki Salon sergilerinde sergilenmiştir. Daguerre’in litog-
raflarının yayımlandığı kitaplardan birincisi, 20 Haziran
1818’de Charles Motte tarafından basılan Souterrain
exécuté pour l’Ambigu Comique and Citerne en ruine à
Montmartre ‘dir. Bu kitapta Daguerre’in iki litografı bu-
lunmaktadır. İkincisi Count Auguste de Forbin’in Voyage
dans le Levant (Doğuya Yolculuk) adlı kitabıdır. 78 adet
litograf baskı yer alan bu eser Fransa’daki ilk dönem
litograf baskı arasında yer alır. Daguerre’in bu kitaptaki
eseri L’Entrée de l’église du St. Sépulcre (Kutsal Kabir
Kilisesi’ne Giriş)’dir.
Daguerre’in litograf baskısının yer aldığı bir diğer kitap
ise 1820 yılında basılan, Charles Nodier ve Baron Isıdo-
re Taylor’a ait olan Voyages romantiques et pittoresques
dans l’ancienne France (Eski Fransa’ya Pitoresk ve
Romantik Seyahatler)’dır. Bu kitabın ilk cildinde Dagu-
erre’in Ruines de l’abbaye de Jumièges adlı litografı ya-
yımlanmıştır. (Berger, 2000: 20-21) (Resim 3) 1820-1878
yılları arasında 21 adet baskısı yapılan bu kitabın amacı
Fransa’nın belirli bölgelerindeki tarihi yapıları övmek
ve yüceltmektir. Justin Severin Taylor ve Charles Nodier
kitap metnini yazmışlar, bu yazdıkları metinde, ortaçağ
sanatını övmüşler ve Ortaçağ’a ait yapıları yüceltmiş-
lerdir. Kitapta, övgüyle bahsedilen Ortaçağ yapılarının
litograf baskıları bulunmaktadır. (Boime, 2004:421-422)
Resim 3 : Daguerre, Eski Fransa’ya Pitoresk ve
Romantik Seyahatler adlı kitapta yer Litograf Baskı, 1829.
4. Daguerre ve Panorama
Panorama, 1787 yılında Robert Barker tarafından
icat edilen ve 19. yüzyıl boyunca büyük ilgi uyandıran,
360 derecelik bir bakış açısına sahip olan dairesel
bir resmin hem kendisine hem de sergilendiği binaya
verilen isimdir. İzleyiciler panoramanın merkezinde bir
platformda dururlar, bu durdukları alan yarı karanlıktır
ve resmi aydınlatan güçlü bir ışık vardır. Bu ışık derinlik
sağlar ve yanılsamayı arttırır. (J.Adeline, 1891: 287) 19.
yüzyılın en önemli eğlencelerinden bir tanesidir. Avru-
pa’da birçok panorama açılmış ve burada birçok resim
sergilenmiştir. Dageurre’in de bu panorama ressam-
larından en önemlilerinden birisi olan Pierre Prevost’a
(1764-1823) 1807’den 1819’a kadar asistanlık yaptığı
bilinmektedir.(Oetterman,1997: 153; Benjamin, 2004: 92)
5. Daguerre ve Diorama
Daguerre’in ışık konusundaki bu çalışmalarından sonra,
kariyerindeki en önemli aşamayı Diorama’yı açması
oluşturur. Diorama, mimari olarak Daguerre tarafın-
dan tasarlanan ve Daguerre tarafından resmedilen
resimlerin camera obscuradan yansıtılarak sergilendiği
mekânın ve bu seyir ritüelinin ismidir. Diorama, resim
büyün seyircilerin oturdukları yerden resmi tam olarak
görebildikleri küçük bir tiyatro olarak tanımlanabilir.
Diorama, panoramanın kazandığı başarıdan ilham alı-
narak tasarlanmış bir eğlence çeşididir. Bunun yanı sıra
bir diğer özelliği popüler ve ticari olmasıdır. Diorama-
lar’ın ilki 1822’de Paris’te, ikincisi ise 1823’de Londra’da
açılmıştır. Bu Dioramaları Bresleau, Stockholm, Köln ve
Berlin’de açılanlar izlemiştir. (Hyde,1988: 114) Daguer-
re, Diorama’yı Prevost’a asistanlık yaparken tanıştığı
Charles Marie Bouton ile birlikte açmıştır. Diorama,
Daguerre’in o güne kadarki deneyimlerini bir araya
getirdiği bir yer olmuştur. O güne kadarki ressamlığı,
sahne tasarımında ışığı kullanma konusundaki yeteneği
Diorama’da birleşmiştir.