94
terirken, üstte yer alan göstergeler özel alan, mahremi-
yet yan anlamlarını üretmektedir.
Ait olma / Yabancı olma karşıtlığı:İnsanlar fikirlerle
değerlerle, toplumsal kalıplarla ve bunu taşıyan ortak
dille, bir birleşme, ait olma duygusu yaşarlar. Yapıtın
üzerinde bulunan Türkçe miş’li geçmiş zaman göster-
geleri de o kamusal alanı paylaşan göçmen Türklere,
ürettiği yan anlamlarla ait olma duygusunu vermektedir.
Yapıtın içinde yer aldığı sokak, kent, kamusal alan her
ne kadar göçmen Türklerin yoğunlukta olduğu bir bölge
olsa da Türklerin kendilerine ait olmayan, kendilerini
yabancı hissettiği uzamdır. Kullanılan Türkçe dilsel gös-
tergeleri bir taraftan da Türkçe bilmeyen Almanlar için
de yabancılık yan anlamını üretmekte, ancak gösterme-
mektedirler.
14- Yapıtın derin anlamının oluşmasına et-
kileyen, her zaman sanat yapıtının görünen
yüzeyinde ortaya çıkıp biçimlenmeyen, toplu-
mun kültürü, ideolojisi, insanlığın değişmeyen
özellikleri (var oluşsal sorunlar) gibi ortaya
çıkması olası yapılar:
Şekil 6. “Ev Üzerine” yapıtının gösterge bilimsel dörtgeni
15- Yapıttaki metinler arası ilişkiler Eğer
metinler arası ilişkiler varsa hangi biçimde
kurulduğu Metinler arası ilişkilerin yapıtın
anlamını etkileme şekli:
Yapıt herhangi bir metinler arası ilişki taşımamaktadır.
Fakat sanatçıların 1960 sonrası üretimleri incelendiğin-
de yapıtlarında dilsel göstergeleri kullanan, dille ilgili
sorgulamalar yapan, yapıtlarında görsel göstergelerden
çok dilsel göstergeleri tercih eden sanatçıların sayı-
sındaki artış dikkat çekicidir. Kavramsal sanatçıların
hemen hepsinin dilin olanaklarından farklı şekillerde de
olsa yararlandığı görülmektedir. Yapıtlarında kamusal
alanda binaların dış cephelerine müdahale ederek dilsel
göstergeler kullanan sanatçılar arasında da Lawrence
Weiner, Jenny Holzer, Robert Montgomery, Bruce Nau-
mann’nın çalışmalarını örnek gösterebiliriz.
olarak yaşadığı Kreuzberg’dur. Almanya’da Türklerin
yoğun olarak yaşadığı bir bölgede onların anlayacağı
dilsel göstergeleri yapıtı oluştururken kullanmak da
göçmen Türkler izleğini kuvvetlendirmektedir. Seçilen
dilsel göstergelerin miş’li geçmiş zaman yan anlamını
üretmesi de bu izleğin oluşmasına katkıda bulunmakta-
dır. Miş’li geçmiş zamanla geçmişte yaşanmış olan bir
olay anlatılırken bunu anlatanın yaşadığı değil, başka-
sının yaşayıp naklettiği bilinir. Miş’li geçmiş zamanın
başkasından nakletme düz anlamı, orada yaşayan, o
sokaktan geçip kamusal alanı paylaşarak yapıta dâhil
olan üçüncü kuşak göçmenlerin durumuyla da birleş-
mektedir.
/Aidiyet/: Binanın üzerine monte edilen Türkçe dilsel
göstergeler aidiyet izleğini oluşturmaktadır. Yapıtın yer
aldığı kamusal alanı Almanlarla paylaşan Türkler dilsel
göstergelerin anlamını çözümleyebildikleri için aidiyet,
farklılık duygusu yaşamaktadır.
13- Yapıtta çözümleme sürecinde görünme-
yen, ortaya çıkarılan, mantıksal düşünce,
çıkarım yoluyla anlamın oluşumunu sağlayan
temel Karşıtlıklar:
Ortaya çıkan temel karşıtlıklar: Doğa/ Kültür, Özel Alan
/ Kamusal Alan, Alt/ Üst, Ait Olma/ Yabancı Olma
Doğa / Kültür karşıtlığı: Yapıtın içinde yer aldığı bağlam,
yapıtın üzerine monte edilmiş olan dilsel göstergeler,
yapıtın yapısına farkında olmadan dâhil olan farklı kim-
liklerdeki bireyler, birer gösterge olarak kültür ve doğa
karşıtlığını birlikte içinde barındırmaktadır. Ancak /
doğa/ burada karşıtlığın örtük öğesidir. Sanat düzlemin-
de görülmemektedir. Sokakta bir ağacın, bir çiçeğin bile
bulunmaması dikkat çekmektedir. Bütün bu göstergeler
bir kültürün bileşenlerinin ürünleridir. Sanatçı daha çok
kültürel gerçekler, yaşam ve ilişkiler üzerinde durmuş,
doğayı bu sanat yapıtına sokmamıştır.
Özel alan / Kamusal alan karşıtlığı: “Kamusal” sözcüğü
herkesin denetimine açık olan anlamına gelirken, “özel”
sözcüğü kişinin ailesi ve arkadaşlarıyla sınırlanan
saklı, korunmuş yaşam bölgesi anlamındadır (Sennett,
2002:31). Apartman göstergesi özel alan, özel yaşam
yan anlamlarını üretirken, apartmanın bulunduğu bağ-
lam, apartmanın altındaki kafe, sokak ve kent kamusal
alanı oluşturmaktadır. Tüm bu göstergelerin birlikte var
oluşu özel alan, kamusal alan karşıtlığını yaratmak-
tadır. Kamusal alan bütün oluştururken, pencereler
aracılığı ile bütün, parça ilişkisiyle apartman dairesin-
den örtük alana gidilmektedir. Özel alan örtük olarak
sunulmaktadır.
Alt / Üst: Yapıtın iki kesitindeki göstergeler karşılaştı-
rıldığında alt, üst karşıtlığı ortaya çıkmaktadır. Altta,
birinci kesitte yer alan göstergeler: dükkân, vitrinler,
sokak ve tüm bu göstergeleri çevreleyen uzam, kamusal
alan yan anlamını üretmektedir. Alt kamusal alanı gös-
95
KAYNAKÇA
Arendt, H. (2009). İnsanlık durumu. (B. S. Şener, Çev.) İstanbul:
İletişim Yayıncılık.
Atakan, N. (2008). Sanatta alternatif arayışlar. İzmir: Karakalem
Kitabevi.
Courtés, J. (1991). Analyse sémiotique du discours. De l’énoncé a l’
‘Enonciation. Paris: Hachette/Université.
Courtés, J. (1995). Okunandan görünene (Du lisible au visible).
Brüksel: De Boeck Université.
Erkayhan, Ş. (2011). 1960 Sonrası Almanya’da Türk sanatçılar: Göç
ve kimlik. http://books.google.com.tr/books/about/1960_Son-
ras%C4%B1_Almanya_da_T%C3%BCrk_Sanat%C3%A7%C4%B1.
html?id=lzxvAwAAQBAJ&redir_es=y
Frazer, N. (1991). Kamusal alanı yeniden düşünmek, gerçekte
varolan demokrasinin eleştirisine bir katkı, kamusal alan. İstanbul:
Hil Yayınları.
Kıran, A.E. ve Kıran, Z. (2006). Dilbilime giriş. Ankara: Seçkin
Yayıncılık.
Kıran, A. (2010). Çağdaş bir düşünce biçimi olarak göstergebilim.
Dil bilim XXII batı dilleri ve edebiyatları bölümü Fransız dili ve
edebiyatı anabilim dalı dergisi, Cilt (2), 1-18.
Ocak, E. (1996). Kentin değişen anlamı. Birikim Dergisi, 86-87,
32-41.
Rıfat, M. (1981). Göstergebilim kuramının düzenlenişi, üst dilin
aşamaları. Dilbilim, 6, 163-174.
Rıfat, M. (2005). XX. Yüzyilda dilbilim ve göstergebilim kuramları.
İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Rıfat, M. (2007). Homo semioticus ve genel göstergebilim sorunları.
İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.