44
layacak değerlerin, gelenek ve görenekleri olduğunu ifade etmişlerdir. Kazak toplu-
munu ayakta tutan başlıca öğe olarak kendi tarifleriyle
Kazaktın Ulttık Salt Destür-
ları
1
’dır.
Kazaklar gelenekleri korudu, iki gün önce kurban bayramı, biz kur-
banlarımızı keseriz, sadakalarımızı veririz. Bayramda camilere gider, namaz
kılarız. Sovyet zamanında, bunlar ne biçim âdet, betaşar (yüz açımı) geleneği
yapılmamalı, gelinlerin selam
2
vermeleri gerekmez, niye yapıyorsunuz? De-
diler. ‘Eskiden vardı, şimdi böyle yapmayın’, dediler. ‘Yiyin, için, gezin’,
dediler. Biz, gençlerimizin Kazak geleneklerine göre yetişmesi gerekir, diye
düşündük. Ailelerimizde geleneklerimizi koruduk. Bu gelenekler olmasa
geçmişten günümüze nasıl gelirdik. Gençlerimiz, gelenekleri görerek öğre-
nirler, diye düşündük. ‘Ulttlık salt desturlarımız’ (millî gelenek-görenekleri-
miz) olmasa, Kazaklar geçmiş zamandan bugüne gelemezlerdi. Gelenek-
göreneklerimizi yüce görür, bunları çocuklarımıza öğretiriz. Camilere gide-
medik, Kur’an-ı Kerim okuyamadık, evlerimizde okuduk. Gizli gizli yaptık
bunları. Geleneklerimize sıkı sıkıya bağlıyızdır (Cemile Zekimkızı, Almatı-
Merkez, 14.11.2010 tarihli görüşme).
Görüşmecinin ifadesine göre, Kazakistan’ın güney ve kuzeyi arasında gele-
nek- görenekler arasında ve uygulamalarda farklılıklar bulunmaktadır. Kuzey Kaza-
kistan, daha çok Rus kültür etkisi altında kalırken, Güney Kazakistan gelenek ve
görenekleri saklamıştır:
Kazakların geleneklerini koruduğunu düşünüyorum. Kazakistan’ın
güney bölgesinde geleneklerimizi daha iyi koruduk ve saklıyoruz diye düşü-
nüyorum. Geleneklerimiz arasında ‘Tusau kesüw
3
’ve ‘Kız uzatuw
4
’ gibi
geleneklerimiz var. Şimdi kızı aileler anlaşarak evlendiriyorlar, önceden alıp
kaçma vardı. Bayramlarda çocuklarımıza geleneksel kıyafet giydiriyoruz.
Çocuklarımızı sünnet yaptırıyoruz. Bunlar Kazak gelenekleridir, halen yapı-
yoruz. Yeni gelinlerimize de Kazak gelenek ve göreneklerimizi öğretiyoruz.
Gelinlerimize selam verdiriyoruz. Gelinlerimiz akraba ve köyümüzün insan-
larına, büyüklere selam verirler. Gelinlerimiz kayınlarının önünden yürü-
mezler. Kazaklar geleneklerini koruyorlar, diye düşünüyorum (Ötebay Sauı-
le Elçibekkızı, Çimkent- Merkez, 19.10.2010 tarihli görüşme).
Sovyet dönemi aynı zamanda Kazakların yaşam koşullarını değiştiği, konar-
göçerlikten yerleşikliğe geçme ve şehirlere yerleşme sürecini ifade etmektedir. Gele-
nekleri koruma; farkındalık, kentleşme
5
modernleşme- çağdaşlaşma etkileri ve ya-
şam tarzı olarak kentsel ve kırsal bölgelere göre değişmektedir:
1
Kazakların kültürlerini, millî gelenek ve göreneklerini ifade etme şeklidir.
2
Gelinlerin odaya girerken, aile büyüklerine ve misafirlere eğilerek, saygı göstermesidir.
3
Çocuk yürümeye başladığında yaptıkları kutlama töreni.
4
Baba evinden kızın gelin olarak çıkarılma töreni; kız evinde yapılan düğün.
5
‘Kent’ ve ‘Kentleşme’ kavramı; sadece mekânsal, demografik, idari özellikleri yansıttığı gibi, aynı
zamanda ekonomik ilişkiler, siyasî organizasyon ve bu karmaşık yapının oluşturduğu kültürel
farklılık ve değişim ve medenîlik, modernleşme de kastedilmektedir.
45
Kazakların köyde oturanları gelenek- göreneklerini çok güzel koru-
yorlar; ancak şehirde oturanlar avrupalılaştı. Allah’a şükür yine de koruyo-
ruz (Bayan Ergöbek, Türkistan- Merkez, 23.09.2010 tarihli görüşme).
Geleneklerimizi koruduk. Köyde yetiştiğim için terbiyemi de oradan
aldım, bütün gelenekleri oradan öğrendim. Büyüklere saygı duyar, hürmet
gösteririz. Büyüklerin hizmetlerini nasıl görmem gerektiğini oradan öğren-
dim. Gelenek – göreneklerimizde geçmiş ve gelecek arasında fark var, o dö-
nemde gençler okumadılar, geleneklerimize boyun eğerdik, evde oturup, biz-
ler de anne-babalarımızdan öğrendik ve bugünlere getirdik. Büyüklerle çok iyi
geçindik, sözlerini dinledik. Kazaklarda söz var: ‘Ata-anana ne kılsan, altına
sol gelsin, yani anne-babana nasıl davranırsan, ömründe onu görürsün, deriz
(Urumgül Hanım, Almatı- Merkez, 23.11.2010 tarihli görüşme).
Kazaklar geleneklerini korudu. Köylerde daha iyi korundu. Çocuğa
ninniler söylüyoruz. Ayak basınca ‘tusau kesüw’ (yürütme töreni) yaparız
(Türkistan- Şornak Auılu, 28.09.2010 tarihli görüşme).
Kazakistan’da Kazak tarihi içerisinde önemli rol oynamış nüfuzlu aileler
bulunmaktadır. Bu aileler Ülken Otbası (büyük, ulu aile) sözüyle tanımlanmaktadır.
Bu aileler, Kazaklar arasında sözü geçen, toplumsal statüye sahip ailelerdir. Belli bir
gelenekten geldikleri ve topluma örnek oldukları için kimliklerine ve geleneklerine
sahip çıkma noktasında daha tutucu ve muhafazakâr davrandıklarını ifade etmiş-
lerdir:
Kazaklar geleneklerini korudular ve halen koruyorlar. Benim ailem
kazak geleneklerine çok önem veriyor, sebebi benim ninem büyük aileden
gelmedir ve eşim de Ülken Otbası’ndan (büyük, ulu aile) geldi. Benim üç
oğul üç kızım oldu. Ülken Otbası’nda (büyük, ulu aile) geleneklere çok
önem verilmektedir. Hepimiz büyük aileden geldiğimiz için, Kazakların
gelenek göreneklerini koruyoruz (Güljan Sauıle Hanım, Çimkent- Merkez,
14.10.2010 tarihli görüşme).
Model Okuma:
Görüşmecilerin söylemlerinden yola çıkılarak hazırlanan
modelde, Ruslar tarafından işgal edilmelerinden sonra ailelerin korunmacı bir tavırla
yaklaşmalarında en önemli faktör, farkındalık eğilimi olmuştur. Bu farkındalık eğili-
minin yüksek oranda hissedildiği bölge ise, Güney Kazakistan’dır. Bu bölgeselleş-
tirmenin sebebi ise, yabancı halkların güney bölgelerine göç hareketliliğinin kuzeye
göre daha az oranda yaşanması ve kültürel etkileşimin az olmasıdır. Ayrıca bu dö-
nemde Kazak sosyal teşkilatlanmasındaki boy faktörü ve bu boylar içerisindeki sözü
geçen veya yönetici durumunda olan ailelerin varlığı ve bilim insanlarının gerekli
uyarıları olumlu etkiye sahiptir. Sovyet döneminde gerçekleştirilen yerleşik hayata
geçme siyaseti uygulanmış olsa dahi, Kazak ailelerin kırsal yaşam olgularını ve
anlayışlarını kentlere taşıması, birlikteliğin ve ilişkilerin sağlam temellere dayan-
masına sebep olmuştur. Bu dönemde kentlerde yaşanan kırsal yaşam felsefesinin
nirengi noktaları olan gelenekçi tavır, muhafazakarlık ve tutuculuk, yine aile anla-
yışları kimliklerinin bağlayıcılığına sebep olmuştur.