KİNDÎ’DE HULFÎ KIYAS/İMKÂNSIZA İNDİRGEME’NİN
KULLANIMI
239
lık yoktur, var olan vardır.” önermesi ise, “bir şeyin kendisi, kendisi değil-
dir.” anlamına gelir. Her şey kendisi ile özdeş olduğuna göre “kendisi, ken-
disi değildir.” ifadesi imkânsız bir çelişkidir.
50
Kindî, varlığın yokluğu üzerinden hiçbir paradigmanın doğru olamaya-
cağını söyleyerek bu durumun, aklın özdeşlik ilkesine uymadığını
iddia
etmektedir. “Bir şey ne ise odur, yani o şey ancak kendisidir.” şeklinde
özetlenen bu ilkeye göre bir şey hem var hem yok olamaz. Dolayısıyla
varlığın hem var hem yok olması, her şeyden önce mantıksal bakımdan
tutarsızdır.
“Varlık vardır, var olan yoktur.” önermesi de yine özdeşlik ilkesinin
şartlarına uymamaktadır. Bu ifade de “o, odur; o, o değildir.” gibi imkânsız
bir çelişkiyi doğurur ve yine bu ilke gereği reddedilmesi zorunludur.
51
Buraya kadarki üç önermeyi, önermenin kendisi üzerinden açıklayan
Kindî, “varlık vardır, var olan da vardır.” önermesini, “varlık, kendi varlı-
ğının sebebidir” iddiası ile birleştirerek açıklamaktadır.
Burada ilk etapta
bir eksiklik varmış gibi durmaktadır. Kindî, bir şeyin kendi varlığının sebe-
bi olamayacağını öncelikle dört önermeyi açıklayarak ispatlamak istemiş-
tir. Fakat ilgili risalede üç önerme açıklanmış dördüncü önerme bir diğer
önerme ile birleştirilerek açıklanmıştır. Bunun devamında ise “varlık yok-
tur, var olan da yoktur.” önermesi; varlık kendi varlığının sebebi, kendi
varlığı da varlığının sebeplisidir.” önermesi ile birlikte açıklanmıştır. Bu
durumda izaha muhtaç olan kısımları belirlediğimizde “varlık vardır, var
olan da vardır.” önermesinin müstakil izahının yanında; “varlık yoktur, var
olan vardır ve varlık kendi varlığının sebebidir, kendi varlığı da varlığının
sebeplisidir ile “varlık vardır, var olan yoktur ve varlık kendi varlığının
sebebidir.” önermeleri de izaha muhtaç görünmektedir. Kindî, aslına bakı-
lırsa önermeleri iki akıl yürütme etrafında toplamış ve bunları özdeşlik ve
çelişmezlik ilkelerinin geçerlilik şartları bağlamında tasnife tabi tutmuştur.
O, varlığın var olduğu ve varlığın yok olduğu
üzerinden geliştirilen öneme-
lerin her iki durumda da kendi varlık sebepleri olamayacaklarını ispat et-
miş, varlığın var olduğu üzerinden geliştirilen akıl yürütmelerin özdeşlik
ilkesi gereği yürütülemeyeceğini; varlığın yokluğu üzerinden geliştirilen
akıl yürütmelerin de hem özdeşlik hem de çelişmezlik ilkeleri gereğince
yürütülemeyeceğini iddia etmiştir. Netice itibariyle de amaç hâsıl olmuş-
tur.
52
Şayet “varlığın varolmasıyla varlığa gelenin de var olduğu” ilkesi açık-
lanacak olursa bunun özdeşlik ve çelişmezlik
ilkeleriyle çelişmediği görü-
lecektir. Fakat bu önerme bağlamında konuştuğumuzda Kindî, önermenin
50
Kindî, “İlk Felsefe Üzerine”, 155-156.
51
Kindî, “İlk Felsefe Üzerine”, 156.
52
Kindî, “İlk Felsefe Üzerine”, 156.
DİYANET İLMÎ DERGİ
·
CİLT: 54
·
SAYI: 2
·
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2018
240
kendi içindeki tutarlığını test etmemekte, aksine bu önermenin, bir şeyin
sebebinin yine kendisi olduğu ilkesini açıklamaktan aciz olduğuna hük-
metmektedir. Zaten bir şeyin varlık sebebinin yine kendisi olması
o şeyin
ezelî olduğunu gösterir ki, ezelî olana aklın ilkelerinin uygulanmasının ne
kadar doğru olduğu tartışılır.
Sonuç itibariyle bir şeyin kendi varlığının sebebi olabilmesi ile ilgili öne
sürülen dört önermenin de Kindî’nin felsefî analizi neticesinde çürütüldü-
ğüne şahit olmaktayız. Dolayısıyla filozof bu iddiayı çürütürken, delillen-
dirme ihtimali olan bütün önermeleri
bir araya toplayarak, bunlar üzerin-
den imkânsıza indirgeme yöntemini kullanmıştır. Ulaştığı netice itibariyle
bir şey varlığını kendisinden aldığında ezelîlik vasfının ona eklenmesi ge-
rektiğine ve şayet bu yoksa onun varlığının, her durumda kendisi sebepli
olmayan bir ilk sebep tarafından verilmesine hükmettiği sonucuna ulaşıyo-
ruz. Son olarak Kindî’nin burada kullandığı imkânsıza indirgemenin za-
man, hareket ve cismin sonlu olduğuna dair ortaya atılan iddiaları delillen-
dirmede kendi sistemi açısından tutarlı olduğunu
da belirtmekte fayda
görüyoruz.
A. . Tabiatta okluğun Bulunmadığı Birlik Hakkındaki Akıl Yü-
rütmenin mk nsızlığı
Kindî, bu konudaki çelişkileri izah ederken yine hulfî kıyas yöntemini
kullanmıştır. O, bu yöntemin gereği olarak aşağıdaki önermeleri yazmış ve
bütün mümkünleri tüketerek bunları çürütmüştür.
Zıtlıkta çokluk vardır, yoktur: Çokluğun bulunmadığı bir birlik varsa
eşyada zıtlığın olmaması gerekir. Çünkü zıddın başkası yine zıddıdır. Bu
durumda başkalık meydana gelir. Başkalık iki şeyden oluştuğu için çokluk
ortaya çıkar. Bu durumda eşyada zıtlık mevcut olduğuna göre çokluk da
vardır.
İstisnada çokluk vardır, yoktur: İstisna, bir ve birden çok şeyleri birbi-
rinden ayırt etmektir. Bu durumda istisna varsa çokluk da vardır.
53
Farklılıkta ve karşıtlıkta çokluk vardır, yoktur: Farklılığın
olabilmesi
için de en az iki şeyin bulunması gerekir. İki şey ise çokluktur. Farklılık
varsa çokluk da vardır.
İttifak ve ihtilafta çokluk vardır, yoktur: Bunlar için de en az iki şeyin
olması gerekir. En az iki şey çokluktur.
Başlangıç, orta ve sonda çokluk vardır, yoktur: Eğer çokluksuz birlik
varsa, onun başlangıcı, ortası ve sonu olmaması gerekir. Bu, bir nitelikte
parçalanabilen varlıkların özelliğidir. Her parçalanan birden çok olduğuna
göre çokluk mevcuttur.
Şekilde çokluk vardır, çokluk yoktur: Eğer çokluksuz birlik varsa şeklin
53
Kindî, “İlk Felsefe Üzerine”, 164.