KİNDÎ’DE HULFÎ KIYAS/İMKÂNSIZA İNDİRGEME’NİN
KULLANIMI
237
Bu aksiyomlar üzerinden Hilbert dışında birçok matematikçi ve fizikçi
de fikir beyan etmiştir. Mesela Wallace Matson (ö. 2012), uentin Smith
(d. 1952) ve Richard Sorabji (d. 1934) bunlar arasındadır.
45
Bu tartışmaların
ortak noktası, meselenin Öklit’in aksiyomları üzerinden temellendirilmesi-
dir. Kurulan bu temel üzerinde Kindî’nin bilimsel yaklaşımının önemsen-
mesi gerekir. Fakat bu konuda filozoftan ne kadar yararlanıldığı
bir muam-
madır.
46
Zamanın sonluluğunu ispat konusunda uzmanlaşmak isteyenler için bir
bölüm açtığını söyleyen Kindî, burada cismin üç boyutlu madde ve suretten
oluşmuş bir birleşik olduğundan yola çıkarak, cisim ve hareketin birbirin-
den önce var olamayacağını bir kez daha ispatlamış; ardından zamanın son-
luluğuna dair dikkat çekici bir delillendirmeye yer vermiştir.
47
Filozofun
buradaki iddiasını önemli kılan husus, yakın dönem matematikçi ve fizikçi-
lerinin (David Hilbert örneği gibi) bu yöntemden
esinlendiğine dair bulgu-
ların varlığıdır.
Hilbert’in kendi sisteminde bir paradoks olduğuna hükmettiği mesele
Kindî’nin sisteminde âlemin ezelî olmasının imkânsız olduğu ve her şeyi
yaratan bir Yaratıcı’nın var olduğu gerçeği ile neticelenmektedir. Bu duru-
mun izahını onun mantık-matematik ve metafiziği bağdaştırarak yaptığı
akıl yürütmede rahatlıkla görebiliriz. Kindî’nin zamanın sonsuzluğunun
imkânsızlığına dair iddiasına göre “her zaman
diliminden önce bir zaman
diliminin var olduğu kabul edilse ve kendisinden önce zaman bulunmayan
bir noktaya varılsa ve her zaman diliminin ardından sonsuza dek sürüp gi-
den dilimler olsa, hiçbir zaman belirlenen o noktaya varılamayacaktır. Çün-
kü ulaşılmak istenen noktadan önceki sonsuz zaman,
ondan sonraki sonsuz
zamana eşittir. Sonsuzdan belirli noktaya kadar olan zaman biliniyorsa, bu
bilinen zamandan sonsuza doğru uzanan zamanın da biliniyor olması gere-
kir. Bu durum ‘sonsuz sonludur’ anlamına geleceğinden imkânsız bir çeliş-
kidir. Şayet belirli bir zamana ulaşılamıyorsa sonsuza kadar hiçbir zamana
ulaşılamaz. Bu zaman dilimi geçmişte ise sonsuz zaman kat edilemez ki
belirli bir noktaya varılabilsin. Oysa gerçekte belirli bir zaman mevcuttur.”
48
O halde
zaman sonsuzluğun dilimi değil, aksine sonluluğun dilimidir.
45
Bkz. Craig, “Kelâm Kozmolojik Kanıtı”, 151-153.
46
Kindî’nin yaptığı matematiğin dikkat çekiciliğini şu ifadeler yansıtmaktadır: “Röne-
sans filozoflarından Cardar, Kindî’yi bu sahadaki görüşü dolayısıyla on ikinci akılcı
mütefekkir sayar.” T. . De Boer, İslâm’da Felsefe Tarihi, çev. Yaşar Kutluay (İstan-
bul: Anka Yayınları, 2004), 127. Bu ifadeler Kindî’nin düşünce sisteminin Batı’ya
taşındığına ve burada kabul gördüğüne işaret etmektedir. Sonraki dönemlere intikali
de buradan hareketle mümkün görülmelidir.
47
Kindî, “İlk Felsefe Üzerine”, 153.
48
Kindî, “Sonsuzluk Üzerine”, 204-205; “Allah’ın Birliği ve Âlemin Sonluluğu Üzeri-
ne”, 210; “İlk Felsefe Üzerine”, 153-154.
DİYANET İLMÎ DERGİ
·
CİLT: 54
·
SAYI: 2
·
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2018
238
Hem Hilbert’in sonsuz otel odalarındaki akıl yürütmesi hem de Kin-
dî’nin âlem ve ona yüklem olanların sonluluğuna dair akıl yürütmesi karşı-
laştırıldığında, özellikle matematiğin evrensel
bir disiplin olduğunu da ka-
nıtlayan bu iki akıl yürütme arasındaki benzerlik açıktır. Kanaatimizce
Kindî ile Hilbert’i birbirinden ayıran en temel nokta, akıl yürütmelerin ni-
hayetinde ulaşılan sonuçtur. Kindî, akıl yürütmesinin neticesinde âlemin
sonlu olduğu ve sonlu olan her şeyin sonsuz olan bir güç tarafından var
edilmesi gerektiği sonucuna ulaşmaktadır. Hilbert ise metafizik bir kaygı
taşımamakla birlikte meseleyi matematik ilminin mucizelerinin bir yansı-
ması olarak görmektedir.
Netice itibariyle filozofun hulfî kıyas çözümü şudur: Varlıkları birbirine
bağlı olan ve birbirlerini zorunlu
olarak gerektiren cisim, zaman ve hareket
unsurlarından her biri, âleme yüklem olmakta ve âlemle beraber sonlu ol-
maktadırlar. Kindî, tıpkı âlemin sonluluğuna dair öne sürdüğü akıl yürüt-
meyi burada da sürdürerek âlemi oluşturan unsurların sonlu ve birbirini
gerektiren niceller olmalarından hareketle âlemin sonsuz olmasının imkân-
sızlığını yine bütün mümkünleri tüketerek hulfî kıyas
yöntemi ile ispatla-
mak istemiştir. Bu ispat yöntemi, felsefe ve kelâmın, mantıksal tutarlılık ve
aklî yetkinlik bakımından ne kadar geliştiğini ve yakın dönem paradoks
iddialarının bu yöntem ile ne kadar ustalıkla çözümlenebildiğini gösterme-
si açısından da oldukça önemlidir.
A. . Bir eyin Kendisinin Sebebi Olacağına air Akıl Yürütmenin
mk nsızlığı
Bir şeyin kendi varlığı (zât) ifadesiyle, onun
bir şeyden veya hiçten var-
lık kazanmasını kastettiğini söyleyen Kindî, öncelikle bunun imkânsızlığı-
nı vurgulamakta, ardından bu imkânsızlığı ortaya koyan dört önerme geliş-
tirilebileceğini iddia etmektedir.
Varlık vardır, var olan yoktur.
Varlık yoktur, var olan vardır.
Varlık yoktur, var olan da yoktur.
Varlık vardır, var olan da vardır.
“Varlık yoktur, var olan vardır” ve “varlık yoktur, var olan da yoktur.”
önermeleri doğru ise o zaman ne varlıktan, ne var olandan dolayısıyla ne
sebepten ne de sebepliden bahsedebiliriz. Yokluk bir şey değildir. Buna
göre mutlak anlamda bir sebep bulunmadığı için bir şey kendi varlığının
sebebi olamaz. Varlık yoksa varlığa gelen ister var olsun ister olmasın,
buradaki tartışma, olmayan bir şey hakkında konuşma olacağı için varlık
yoktur ile başlayan bütün aksiyomlar kendi kendini çürütmektedir.
49
“Var-
49
Kindî, “İlk Felsefe Üzerine”, 155.