34
Sudûr üç kademede olur: Birinci merhalede ilahî varlıktan en yüksek akıl
çıkar; ikinci merhalede ruh, sonrakinde de madde sudûr eder. Sudûr sisteminde her şey
kendinden bir önceki varlığın neticesi, bir sonrakinin ise aslıdır. Ancak bu zincirin ilk
halkası olan Tanrı hiçbir şeyin neticesi değil her şeyin başlangıcıdır.
Sonuncu da hiçbir
şeyin başlangıcı değil, sadece sonuçtur. Bu zincirde her şey –en yukarıdaki ve en
aşağıdaki hariç- hem sebep, hem sonuç olur. Elbette ki bu hiyerarşide daha yukarıdaki
mertebelerin sebep olarak tesir gücü aşağıdakilerden daima daha fazla olur. Sebep aynı
zamanda neticeden daha mükemmeldir ve neticeye ait eylemlerin hiçbir şekilde
etkisinde kalmaz.
61
Tanrı dünyayı zorunlu olarak yaratmıştır. Dünyanın ne başı ne sonu vardır.
Tanrı‘nın dünyayı yaratmaması imkânsız olduğu gibi, başka türlü yaratması da
imkânsızdı. Çünkü bu iki halin akside Tanrı‘nın tabiatına aykırıdır. Tanrı‘nın dışında
hiçbir şey olamaz. Onun dışında mekân da yoktur, madde de. Bunun aksini düşünmek
Tanrı‘yı sınırlamak olur ki bu da düşünülemez. Her şey Tanrı‘dadır. Tanrı‘nın kâinatı
yaratması varlıkların ondan derece derece uzaklaşması şeklinde olmakla birlikte,
varlığın gayesi bu inişi geriye doğru kat ederek kaynağa dönmektir. ―Her şey
Tanrı‘dandır, Her şey Tanrı‘ya gider‖. Şu halde her şeyin başı ve sonu Tanrı‘dır.
62
D-SUDÛR NAZARĠYESĠ
Sözlükte ―doğmak, meydana çıkmak, sâdır olmak, zuhur etmek‖ anlamında
masdar olan sudûr kelimesi felsefe terimi olarak kâinatın meydana gelişini
61
Güngör, a.g.e., s.44; Ülken, a.g.e., s.106; Ahmet Cevizci,
İlkçağ Felsefesi Tarihi,
Asa Kitapevi, Bursa 2000, ss.265-267.
62
Güngör, a.y. Benzer görüşler için bkz. Gökberk, a.g.e., ss.131-136.