55
6. Türk
Tıbbi
Onkoloji
Kongresi
Endokrin
Tümörler
lın altındadır. Bu hastalarda iyi diferansiye tiroit kanseri ya da tiroit
nodülü öyküsü olabilir. Medyan yaş 60-70 yaş civarında olup kadın
erkek ayrımı yoktur. Patolojik olarak büyük hücreli lenfomadan ayrı-
mı önemlidir. Hastaların %20-50’sinde özellikle akciğerde metastaz
vardır. Ölümlerin çoğu lokal etkilerden dolayı asfiksi nedeniyle ger-
çekleşir ve bu nedenle başlangıçta trakeostomi şarttır. Konkomitan
radyoterapi ve adriamisin ya da cisplatin adriamisin ile kemoterapi
rezeke edilemeyen hastalıkta ya da adjuvant olarak uygulanması
standarttır.
Combretastatin tümör içi tubuline bağlanarak vasküler yapıyı bozan
bir ajandır. Faz I çalışmasında paklitakselle birlikte 1 hastada tam ya-
nıt elde edilmiş ve yanıt 30 aydan fazla sürmüştür (11). Faz II çalışma-
sında herhangi bir yanıt elde edilemezken, faz II/III çalışmasında kar-
boplatin paklitaksel ikilisine combrestatin eklenmesi genel sağkalımı
4 aydan 5,2 aya çıkarmıştır (%95 CI 2,8-6,2). 1 yıllık sağkalım %25,5’e
%8,7 bulunmuştur. Yan etkileri içinde hipertansiyon, QT uzaması ve
kardiyak iskemi sayılabilir.
KAYNAKLAR
1. Davies L, Welch HG. Increasing incidence of thyroid cancer in the
United States, 1973-2002. jAMA. 2006;295(18):2164-7.
2. Mazzaferri EL, Kloos RT. Clinical review 128: Current approaches
to primary therapy for papillary and follicular thyroid cancer. j
Clin Endocrinol Metab. 2001;86(4):1447-63.
3. Shah jP, Loree TR, Dharker D, Strong EW. Lobectomy versus to-
tal thyroidectomy for differentiated carcinoma of the thyroid: a
matched-pair analysis. Am j Surg. 1993;166(4):331-5.
4. Larson SM, Robbins R. Positron emission tomography in thyroid
cancer management. Semin Roentgenol. 2002;37(2):169-74.
5. Nikiforova MN, Lynch RA, Biddinger PW, Alexander EK, Dorn GW
2nd, Tallini G, Kroll TG, Nikiforov YE. RAS point mutations and
PAX8-PPAR gamma rearrangement in thyroid tumors: evidence
for distinct molecular pathways in thyroid follicular carcinoma. j
Clin Endocrinol Metab. 2003;88(5):2318-26.
6. Brose MS, Nutting CM, jarzab B, Elisei R, Siena S, Bastholt L,
de la Fouchardiere C, Pacini F, Paschke R, Shong YK, Sherman
SI, Smit jW, Chung j, Kappeler C, Peña C, Molnár I, Schlumber-
ger Mj; DECISION investigators. Sorafenib in radioactive iodi-
ne-refractory, locally advanced or metastatic differentiated thy-
roid cancer: a randomised, double-blind, phase 3 trial. Lancet.
2014;384(9940):319-28.
7. Carr LL, Mankoff DA, Goulart BH, Eaton KD, Capell PT, Kell
EM, Bauman jE, Martins RG. Phase II study of daily sunitinib in
FDG-PET-positive, iodine-refractory differentiated thyroid cancer
and metastatic medullary carcinoma of the thyroid with functi-
onal imaging correlation. Clin Cancer Res. 2010;16(21):5260-8.
8. Frampton jE. Lenvatinib: A Review in Refractory Thyroid Cancer.
Target Oncol. 2016;11(1):115-22.
9. Wells SA jr1, Robinson BG, Gagel RF, Dralle H, Fagin jA, Santoro
M, Baudin E, Elisei R, jarzab B, Vasselli jR, Read j, Langmuir P,
Ryan Aj, Schlumberger Mj. Vandetanib in patients with locally
advanced or metastatic medullary thyroid cancer: a randomized,
double-blind phase III trial. j Clin Oncol. 2012;30(2):134-41.
10. Elisei R1, Schlumberger Mj, Müller SP, Schöffski P, Brose MS,
Shah MH, Licitra L, jarzab B, Medvedev V, Kreissl MC, Niederle
B, Cohen EE, Wirth Lj, Ali H, Hessel C, Yaron Y, Ball D, Nelkin B,
Sherman SI. Cabozantinib in progressive medullary thyroid can-
cer. j Clin Oncol. 2013;31(29):3639-46.
11. Dowlati A1, Robertson K, Cooney M, Petros WP, Stratford M, jes-
berger j, Rafie N, Overmoyer B, Makkar V, Stambler B, Taylor
A, Waas j, Lewin jS, McCrae KR, Remick SC. A phase I phar-
macokinetic and translational study of the novel vascular targe-
ting agent combretastatin a-4 phosphate on a single-dose intra-
venous schedule in patients with advanced cancer. Cancer Res.
2002;62(12):3408-16.
56
6. Türk
Tıbbi Onkoloji
Kongresi
Fertilite
Koruma ve Gebelik
GİRİŞ
Kanser hastalığının tedavisinde veya bazı bening durumlarda, gono-
toksik kemoterapi veya radyoterapi uygulamalarında infertilite orta-
ya çıkabilir ve bu durum hayat kalitesini etkileyebilir. Üreme hücreleri
ve dokularının da başarılı bir şekilde dondurulup saklanabilmesi ve
istendiğinde çözülebilmesi yardımla Üreme Teknolojilerinin gelişimi
açısından büyük önem taşımaktadır
Tedavi Öncesi İnfertiliteye Yönelik Konsültasyon:
Yeni kanser tanısı almış olan bir hasta reproduktif dönemdeyse veya
çocukluk çağındaysa tedaviye başlamadan önce mutlaka infertilite
konusunda uzman bir hekime konsülte edilmelidir. Kişiye özgü en uy-
gun yöntem belirlenerek fertilitenin korunması sağlanmalıdır.
1. KADIN fERTİLİTESİNİN KORUNMASI İLE İLGİLİ
YÖNTEMLER:
KRİYOPREZERVASYON:
Kriyoprezervasyon (dondurarak saklama) hücrelerin ve dokuların
sıfırın altındaki ısılara kadar soğutularak, biyolojik aktivitelerinin
durdurulması ve gelecekte kullanılması amacıyla saklanması olarak
tanımlanabilir. Kriyoprezervasyon işlemindeki amaç çok düşük ısıda
canlı bir hücre veya dokunun, minimum hasarla ve fonksiyon kaybı
olmaksızın uzun süreli saklanmasıdır
a. Embriyo dondurulması: Fertilite koruyucu tetkikler içinde etkili
bir yöntemdir ve %20’lik bir bölümü oluşturmaktadır. Kriyoprezer-
vasyonla ilgili yöntemler iyi bir şekilde oluşturulmuştur. 35-22%
oranında canlı doğum başarısı vardır. Embriyo dondurulmasının
uygun olmadığı bazı durumlar vardır. Bunlar:
• Hızlı tedavi gereksinimi olan kanserlerde embriyo dondurul-
ması uygun bir yöntem değildir. Çünkü embriyo dondurmak
için yaklaşık 3-2 haftalık bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır.
• Çok acil durumlarda luteal fazda toplanan oositler invitro
maturasyona tabi tutularak invitro fertilizasyon yapılabilir.
Buradan elde edilen embriyolar daha sonra dondurma işle-
mine tabi tutulabilir. Bu amaçla letrozol ile ovariyon stimü-
lasyon için kullanılabilir. Başka bir yöntem ise HCG ve GnRH
analoglarının kullanılması şeklindedir. Kemoterapi verilmiş
bir hastaya ovariyan stimülasyon tercih edilen bir yöntem
değildir. Hastaların en az 6 aylık kemoterapi uygulanmamış
bir dönem geçirmiş olmaları şarttır.
• Hastalığın partnerinin olmadığı durumlarda embriyo elde
edilemez.
• Legal etik kaygılar embriyo dondurulmasının önünde en
önemli engeldir.
• Östrojen sensitif tümörler ovariyon stimülasyonla progrese
olabilir.
b.
Oosit dondurulması: Matür bir oositin dondurulması sıkça uygu-
lanan ve yöntemi belirlenmiş bir uygulamadır. Ancak immatür oosit
veya ovariyon doku dondurulması teknik olarak daha zor yöntemler
gerektirir. Embriyo ve sperm kriyoprezervasyonunun yanında, oosit-
ler daha fazla su içerdikleri için kriyoprezervasyona daha duyarlıdır.
Ancak özel dondurma teknikleriyle oositlerde %70-90’a varan viabilite
elde etmek mümkündür.
İki kriyoprezervasyon tekniği ile dondurma işlemini yapmak
mümkündür. “Slow Freeze” tekniği ve vitrifikasyon (suyun kristal
oluşturmadan hızlı bir şekilde dondurulması yöntemi) yöntemleri
mevcuttur. Kriyoprezervasyon hızı hücre özelliğine uygun olmalıdır.
Yavaş soğutma esnasında fazla miktarda buz kristalleri oluşur ve bu
buz kristallerinin büyüklükleri farklı boyutlardadır. Ani soğutmada ise
(nitrojen buharı ile uygulanan Quick Manuel protokolü) buz kristalleri
daha küçüktür. Çok hızlı oluştukları için küçük hücreler bunların ara-
sına daha fazla hayatta kalırlar.
Optimum dondurma hızı, dondurulan materyale göre değişir. Örneğin
oosit gibi dokularının homojenizasyonu kolay olduğu için dondu-
rulurken hızlı dondurma tercih edilirken, ovarian doku dondurulması
sırasında yavaş dondurma tercih edilmektedir. Hızlı dondurmanın
yavaş dondurma protokollerinden en önemli farkı kullanılan kriyopro-
tektan maddelerin yüksek konsantrasyonda olmasıdır. 2013’te yapı-
lan bir metaanalizde (2265 siklus) vitrifikasyonla daha yüksek oranda
FERTİLİTE KORUMA yÖNTEMLERİ
DoÇ. Dr. MUstafa ÖZtürk
Gata tıBBi onkoloji Bd, ankara