Kornikulat: Boynuzlu. Boynuz şeklinde çıkıntıları bulunan.
Korolla: Taç yaprakların tümü. Çiçek örtüsünün (periant) değişik renklerde
olabilen ikinci halkası.
Koronat: Taç. Korolla ile stamenlerin arasında bulunan korolla üzerinden
çıkmış korollaya bağlı taca benzer yapı.
Koroner Damarlar: Kalp besleyen damar. Kalbi besleyen ince atardamarlar.
Korpus Allatum: Gençlik hormon merkezi. Böceklerde beynin hemen gerisinde
bulunan iç salgı bezidir. Jüvenil hormonu salgılar.
Korpus
Kallozum: Beyin iplik demeti, beyin köprüsü. Memeli hayvanlarda iki
beyin yarı küresini birleştiren büyük komissür fibril demeti.
Korpus
Luteum: Sarı renkli bezdir. Olgunlaşan ve yumurtayı atan ovaryumda,
ovaryum folikül hücreleri tarafından oluşturulan sarı renkli bezdir. Örnek: Progesteron
hormon üretir ve rahme yerleşmiş olan bebeğin düşük olma ihtimalini kaldırır
Korpus
Striyatum: Çizgili yapı. Beyin düğümü. Her beyin yarı küresinin
tabanında bulunan nöron ve sinir liflerinden oluşan korteksin altındaki büyük küme.
Örnek: Kafatasında bulunur
Korteks: Kabuk. Bir organın dış tabakası. Bitkilerde epidermisin altındaki
doku. Örnek: Beyindeki düşünme, konuşma, görme gibi oluşumların gerçekleştiği yer.
Koryon: Embriyo saran örtü. Sürüngen, kuş ve memeli hayvanlarda embriyoyu
saran örtü. Memelilerde plasentanın yapısına girer.
Kotiledon: Çenek. Çim yaprakları. Bir bitkide embriyonun çenek yaprağı.
Kovirüs: Bazı bitki virüslerinde görüldüğü gibi bir enfeksiyonun başlangıç
safhasında bir arada bulunan iki ya da daha fazla viral partikül.
Kozmik: Uzaysı. Yıldızlar arası, uzaylarla ilgili olan.
Kozmik Madde: Evren ana maddesi.Evreni meydana getiren madde.
Krested: İbikli. Tepede bulunan düzgün olmayan dişli ve ve dişsiz olabilen sırt
şeklinde bir yapı.
Kretinizm: Zeka geriliği. Gelişim geriliği. Genç bireyde tiroid salgısının
doğuştan bulunmayışından ileri gelen durumdur. Beyin ve vücut gelişiminde gerilik.
Kromatin: Şifre iplikçiği. Genel renk maddesi. Hücre çekirdeğinin boyanabilen
kısmı. Çekirdek içinde ağ görünümünde olup DNA ve protein bileşimindedir.
Kromatin
Noktası: Kalıtım noktası, iplikçik noktası. İnsan derisi ya da ağız
mukozasında olduğu gibi çekirdek çeperinde kromatin birikimidir. kişinin nükleer
eşeyselliğini saptamaya yarar. Dişi hücrelerinin çoğunda bulunup erkek hücrelerinde
yoktur.
Kromatofor: 1. Renk taşıyan yapı. Epidermisin alt tabakasında olduğu gibi
pigment hücresi ya da renk oluşturan plastid. Bazı bakterilerde klorofil içeren tanecik. 2.
Pigment içeren ve canlının deri renginin değişiminden sorumlu olan organel.
Kromomer: Kalıtım materyali kısmı. Kromozomu oluşturan tespih tanesi gibi
tanecik dizisi.
Kromoplast: Bitki renk organeli. Bitkilerde sarı, kımızı, turuncu renkli
pigmentleri taşıyan plastidler. Örnek: havuç portakal limon gibi meyve ve sebzelerde
görülür
Kromatin İplik: Kalıtım ipliği. Dinlenme halindeki ökaryot hücrenin
çekirdeğinde bulunan kromozomların karmaşık hali.
Kromozom:
1. Kalıtsal madde. Hücre çekirdeği içindeki kalıtsal
maddedir.Genleri içeren iplik ya da çubuk biçimindeki yapılardır. 2. Prokaryot ve
ökaryot hücrelerde üzerlerinde genleri taşıyan DNA ve nükleoproteinden oluşmuş yapı.
Krossing
Over: Parça değişim olayı. Mayoz sırasında homolog kromozomların
sinapsları oluşturmasını ve bazı kısımlarını karşılıklı değiştirme olayı.
Ksantofil: Sarı pigment. Yeşil yapraklarda, otlarda ve öteki bitkisel maddelerde
karotinle bulunan sarı renkli pigment. Örneğin sonbaharda Karadeniz bölgesindeki meşe
ağaçlarının sarı renk almasıdır.
Ksantomegnin: Sarı zehirli madde. Gıdalarda küfler tarafından oluşturulan
toksik bir metabolit.
Kserofil: Az nem seven. Optimum gelişme için az nemli ortamları seven.
Kserofitler: Kurakçıl bitkilerdir. Çok az su içeren topraklarda yaşamaya uyum
gösteren yukka ve kaktüs gibi bitkiler.
Kseroftalmi:
Göz kuruması. Anormal bir biçimde kuruluk, matlık ve kornea
üzerinde boynuzsu epitel tabakası ile belirlenen bir çeşit körlük. A Vitamini
eksikliğinden ileri gelir.
Kserotolerant: Nem toleranslı. Optimum gelişme için normal nemli ortamlara
seven ancak az nemli ortamlarda da gelişebilen.
Ksilem: Odun doku. Odun boruları.Bitkilerde su ve suda çözünen tuzları ileten
doku. Trake ve trakeidlerden oluşur. Aynı zamanda bitkiye mekanik destek sağlar.
Ktenoforlar: Taraklılar. Vücudu jel biçiminde bir kümeyi saran iki tabakalı
hücreden olan deniz hayvanlarıdır. Dış yüzünde tarağa benzer biçimde sekiz kirpik
sırası vardır. Hayvan suda bunlarla hareket eder.
Kuantum: Işınım enerjisi birimidir. Elektrik yükü yoktur ve çok az kütlesi
vardır. Bir kuantum enerjisi, radyasyonun dalga boyunun ters bir fonksiyonudur.
Kuneat: Kama şeklinde, kamamsı. Yaprak ayasının ve petalin kaideye doğru
gittikçe Incelerek dar üçgen biçimi alması.
Kupula: Fındık tipi meyveyi taşıyan, kadehe benzer yapı.
Kuspidat: Yaprak ucu birdenbire daralıp iç bükey bir durum alarak uzar ve uç
sivri keskin bir şekilde son bulur.
Kütikula: Koruyucu mumsu yapı. Su geçirmeyen, koruyucu, mumsu yapıdaki
tabaka.
Kütin: Su geçirmez tabaka. Yaprak yüzeyinden su kaybını önleyen mumsu, su
geçirmez tabaka. Örnek: Çöldeki bitkilerde ve kaktüs bitkisinde bulunur.
Labil: Kararsız, değişken, stabil olmayan, duyarlı.
Labirintodon:
Labirent dişliler. Soyu tükenmiş Amfibi’ lerin alt sınıfının bir
üyesidir. Bunlarda diş minesi karmaşık bir şekilde dentin içine girmiştir. Karada
yaşayan ilk omurgalılar ve günümüzdeki Amfibi ve Reptil’lerin ataları bu gruba girer.
Laktaz: Süt şekeri sindiren. Sütdeki şekeri
enzimi.
Laktik Asit Bakterileri: Laktoz bakterileri. Gram pozitif, porolactobacillus
inulinus dışında spor oluşturmayan, Lactobacillus, Leuconostoc, Pediococcus,
Streptococcus ve Lactococcus cinsi bakteriler. Bu bakterilerin ortak özelliği laktozdan
laktik asit fermantasyonu sonucu laktik asit oluşturmalarıdır.
Laktik Asit Fermantasyonu: Laktoz parçalama. Laktik asit bakterileri
tarafından şekerlerin (laktoz, glikoz vd.) laktik asit ya da laktik asit yanında karbon
dioksit, etanol ve/veya asetik asit oluşturmaları.
Laktofalavin: Sarı renkli pirinç maddesi. Suda çözünür sarı renkli serbest halde
pirinç kabuklarında bulunur. Laktofalavin fosfat esterleri halinde koenzim olarak etki
gösterir.özel dehidrazlara bağlanarak hücrelerin yükseltgenmesini sağlar.
Laktoflavin: B2 vitamini.
Laktoz: Süt şekeri. Sütte bulunan ve sütün buharlaşmasıyla kristal halde
toplanan bir disakkarit.
Lambda
Fajı: DNA içeren faj. E. coli 'yi bulaştıran ve klonlama vektörü olarak
oldukça sık kullanılan, çift iplikli, hat şeklinde DNA içeren faj.
Dostları ilə paylaş: |