YüZÜNCÜ yil üNİversitesi fen biLİmleri enstiTÜSÜ



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə31/50
tarix24.04.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#40133
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   50

 
Mikrofil / Mikrosporofil: Tohumsuz bitkilerde bir tek damarlı doku şeridi 
içeren küçük bir yaprak. Mikrosporangiyumları taşıyan yapı. Çiçekli bitkilerde erkek 
organa-stamene özdeştir.  
 Mikroflora: Küçük canlı topluluğu. Bakteriler, tek hücreli funguslar ve 
alglerden oluşan, başka organizmalar içinde, üzerinde ya da belli bir ekosistem ya da 
habitatta yaşayan mikroorganizmalar.  
 Mikrofungus: Küçük mantarlar. Fungi aleminde mantar ve küf deyim 
karmaşalığı nedeni ile ortaya çıkarılmış tanımlama. Ayrıca bakınız; flamentli 
mikrofungus ve flamentsiz mikrofungus. 
 Mikrohabitat: Küçük organizma adresi. Özellikle küçük bir mikroorganizmanın 
en yakın çevresi. genel bir habitat içinde kendi çevre şartları ile ayırt edilebilen küçük 
yer.  
 Mikroklima: Küçük iklim. Belli bir küçük habitat ya da alandaki iklim.
 
Mikrokoloni: Küçük grup. Çok küçük, gelişmesini tamamlamamış koloni.
 
Mikrokonidyum: Askomiset üyeleri tarafından meydana getirilen, ya erkek 
eşey hücresi gibi davranan ya da miselyum vermek üzere filizlenen çok küçük 
konidyum.  
 Mikrometre: Mikron ölçen. 1 metrenin milyonda biri.  
 Mikron: 
Metrik ölçü birimi. Metrik sistemde bir ölçü birimi. Bir milimetrenin 
binde biri. 
 Mikroorganizma: 
Küçük canlılar. Bakteri, fungi, protozoa ve mikroskobik 
algleri içeren, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük olan yaşayan canlılar. Virüsler 
de bu gruba dahil edilmiştir.  
 Mikrop: Zararlı canlı. Aslen mikroorganizma deyiminin karşıtı olmakla beraber, 
yaygın olarak patojen mikroorganizmaları tanımlamak için kullanılan bir deyim.  
 
Mikroprotalyum: Erkek organ portalleri. Anteridyumları oluşturan protal. 
 Mikrosapor:  Küçük eşey sporları. Bazı deniz bitkilerinde erkek üreme bölgeleri 
tarafından üretilen küçük eşey hücreleri. Mikrospor.  
 Mikroskop: Büyüteç aleti. Küçük olan bir şeyi büyüterek inceleme imkanı veren 
ve  ışıkla ya da elektronla çalışmasına bağlı olarak değişik tipleri bulunan alet. 
 Mikrospor: Polen. Çiçektozu. Tohumlu bitkilerde üreme organı olan 
stamenlerde mayoz bölünmeyle meydana gelen erkek üreme hücreleri. Çiçekli 
bitkilerdeki polene özdeştir. Örnek: Meyve tek dişi bir organın  farklılaşmasıyla 
oluşursa bu meyveye, mayoz bölünme ile n kromozomlu mikrospor hücresi oluşur. 


 Mikrosporangiyum: Polen kesesi. Küçük spor oluşturan. Mikrosporları 
oluşturan yapı. Mikrosporları oluşturan yapı. Mikrosporları oluşturmak için mayozla 
bölünen mikrospor ana hücrelerini içeren küçük polen keseleri.  
 Mikrosporlar: Eşeysiz küçük sporlar. Çimlenerek erkek gametofitleri oluşturan 
küçük, eşeysiz haploit sporlar. 
 Mikrosporofil: Mikrosporangiyumlan taşıyan yapı. eş anl.  
 Mikrofil: Çiçekli bitkilerde stamene özdeştir. 
 Mikrotübül: Sil tüpçükleri. Ökaryot hücrelerde, hücre iskeletinin yapısına 
katılan, kamçılı ve sillilerde ise sillerin yapısına katılan, içi boş tüpçükler. 
 
Mikrovillus: Silindirik yada kübik epitel (örtü) hücrelerinin üst yüzeylerinde 
emme yüzeyini genişletmek için hücrenin sitoplazmasından dışarı doğru yaptığı 
uzantılardır.  
 Mikrozoospor: Küçük hareketli spor.  Küçük hareketli bir spor.  
 Miksidema: Erginlerde tiroksin salgısı eksikliğinde ortaya çıkan bir durumdur. 
Metabolizma hızının yavaşlaması ve vücut ısının düşmesiyle belirlenir. 
 Miksotrof: Organik bileşikleri karbon kaynağı, inorganik bileşikleri elektron 
donörü olarak kullanan organizma. 
 Miles-Misra 
Sayım Yöntemi: Damlatma yöntemi ile sayım.  
 
Mimikri: Taklit etme, alarm renkliliği. Bir organizmanın yaşamını 
sürdürebilmek amacıyla bazı diğer canlı  ya  da  cansız nesnelere benzeyerek yaptığı 
uyum. Örnek: Bukalemun gibi, özellikle böceklerde taktik davranışı örnek gösterilebilir.  
Minimum İnhibisyon Konsantrasyonu: Bir mikroorganizmanın gelişmesini en 
az düzeyde engelleyecek konsantrasyon. Genel olarak anti mikrobik etki yapan 
kimyasallar için kullanılmakla beraber, gelişmenin minimum düzeyde etkilendiği 
yüksek ya da düşük inkübasyon sıcaklığı gibi fiziksel + faktörler için de kullanılır. 
 
Minimum Letal Doz: Minimum öldürücü doz. İlacın patojeni öldüren en düşük 
konsantrasyonudur. İlacın öldürücü etkisini gösterir.  
 Mirasidyum: Parazit larva evresi. Parazit Trematoda’ların ilk larva evresi. 
Örnek: Yağ moleküllerinin bir sıvı içersine bırakıldığı zaman oluşturduğu küçük 
partiküller, lipid metabolizmasına bağlı bilinen önemli hastalıklar.  
 Misel: 1. Mantar iplikçikleri, hifi. Bir mantarı oluşturan dallanmış ipliklerin (hif) 
tümü. Mantarlarda, hiflerin bir araya gelmesiyle oluşmuş yapılar. 2. Yağ moleküllerinin, 
çözünmediği bir sıvı madde içerisine bırakıldığı zaman oluşturduğu küçük partiküller. 


Örnek: Besinlerle alınan büyük yağ molekülleri,bağırsakta sindirilirken önce misellerine 
kadar ayrıştırılmakta ve daha sonra bu miselleri parçalayan enzimler görev almaktadır. 
Mitokondri: Enerji santrali. Hücre enerji merkezi. Hücrede enerji üretiminden 
sorumlu olan,  oksijenli solunumun gerçekleştiği organeldir.  
 Mitokondriler: Elektron taşıma sistemi ve bazı enzimleri içeren yuvarlak ya da 
uzamış şekildeki hücre içi organelleri. Oksidatif fosforilasyonun yapıldığı bölgeler. 
 Mitotik 
Bölünme:  İkiye bölünme. Kromozomların kopyalanarak sayısının iki 
katına çıkarılmasını takiben gerçekleşen ve sonuçta yine diploit sayıda kromozom 
taşıyan iki oğul hücrenin meydana geldiği hücre bölünmesi tipi, mitoz bölünme.  
 Mitoz: Bir hücre ya da çekirdek bölünmesi şeklidir. Bu bölünmeyle oluşan her 
iki yavru nukleus, atasal nukleusun sahip olduğu tümüyle aynı tamamlayıcı 
kromozomları alır. 2. Bir hücreden aynı özellikte iki yeni hücre oluşturan hücre 
bölünmesi.  
 Mitoz 
Bölünme:  İkiye bölünme, çift katlı bölünme. Vücut hücre bölünmesi. 
Ökaryot hücrelerin tipik çekirdek bölünmesi. Kopyalanarak sayısı iki katına çıkmış 
kromozomların profaz, metafaz, anafaz ve telofaz safhalarını geçirdikten sonra 
bölünerek diploit sayıda kromozom kapsayan iki oğul çekirdeğe ayrılmaları. Mitozu 
takiben sitoplazma bölünmesiyle hücre iki oğul hücreye ayrılır.  
 Mixotrof: Klorofil taşıdığı halde, heterotrof olarak da beslenebilen canlılar.  
 Miyelin: Sinir kılıfı. Bazı nöronların aksonlarının dışını saran, uyartı iletimini 
hızlandıran yağlı madde (kılıf). 
 Miyelin 
Kılıf: Sinir hız kılıfı. Sinir hücrelerinde, hücrenin belirli bir bölümü 
tarafından meydana getirilen ve akson adı verilen uzantıların üzerini kaplayarak koruma 
ve sinir iletiminde hız sağlayan örtü. 
 Miyoglobin: Kalp kas proteini. Kalp ve iskelet kanında bol miktarda bulunan 
düşük molekül ağırlıklı proteindir. 
 Miyokard: Kalp kası  
 Miyopluk: Yakını görürlük, uzağı görememe. Göz yuvarlığı  aşırı derecede 
uzamış ve retina, merceğin fazla uzağında kalmıştır. Işık ışınları retinanın önündeki bir 
noktada birleşip yeniden ayrılarak retinaya ulaştığından bulanık görüntü meydana gelir. 
  
Miyozin: Kas proteini, koyu kas iplikçiği. Kasta bulunan bir çözünebilir protein. 
Aktin ile birlikte kas liflerinin kasılıp gevşemesini sağlar.  
 Modifikasyon: 1. Çevre kalıtım değişimi. Çevre etkisi ile fenotipte meydana 
gelen değişiklikler. 2. Bakterilerde, kendi restriksiyon enzimleri ile DNA' nın 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə