Suresi 61
1493
İnsanların elleriyle kazandıkları (yaptıkları) yüzünden karada ve denizde bo-
zulma meydana geldi. Böylece (yanlış yoldan) dönsünler diye (Allah, onların)
yaptıklarının bir kısmını onlara tattırır. Rum Suresi 41
1494
Ve gök. Yükseltti onu. Ve koydu şaşmaz ölçüyü, mizanı. Azgınlık etmeyin ölçü
ve tartıda, saptırmayın mizanı. Ölçüyü titizlikle, adaletle koruyun ve hüsrana araç
yapmayın mizanı. Yeryüzünü tüm yaratıklar için yarattı. Rahman Suresi 7-10
1495
Bu bölümde verilen cevap için şu çalışmanın ilgili kısımlarından yararlanıl-
mıştır: Kuran Araştırmaları Grubu, Kur’an Hiç Tükenmeyen Mucize, İstanbul
Yayınevi. Ücretsiz pdf hali ve internet sitesi için: www.mucizeler.com
510
Çevre bilincinin hiç olmadığı bir dönemde ve yerde, Kur’an’ın;
insanların kendi elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde
bozgun çıkacağını, bunun sonuçlarının yine insanoğluna zarar
vereceğini söylemesi ve bu konunun önemine dikkat çekmesi
son derece anlamlı ve değerlidir. Günümüzde doğa üzerinde
hoyratça tasarruflar yapamayacağımızı, eğer bunu yaparsak
bedelini en ağır şekilde ödeyeceğimizi iyice tecrübe etmiş
bulunuyoruz. Ayrıca her insanın çevresine verdiği zararların
ve sebep olduğu kirliliklerin tüm yeryüzüne zarar verdiği de
artık bilinen bir gerçektir. Bu yüzden hiç kimse bu konuda
“Ben dilediğim gibi davranırım. Her koyun kendi bacağından
asılır” diyemez. Doğa hepimize Allah’ın bir armağanı ve aynı
zamanda emaneti olduğuna göre, ona zarar verenlere engel
olmak ve bu konuda farkındalık oluşturmak, hepimizin ortak
görevidir.
Çevre kirliliğinin doruğa ulaşmasında ondokuzuncu yüzyıldaki
Sanayi Devrimi’nin büyük etkisi olduğu doğrudur. Fakat çevre
kirliliği ilk olarak bu tarihte başlamamıştır. Çevre kirliliği,
çok eski çağlardan beri vardır. Çevre biliminin ve ciddi bir
ekolojik bilincin oluşması ise yenidir. Örneğin ormanların
bilerek yakılması çağlar boyunca insanoğlunun çevreye
verdiği zararın bir örneğidir. Orman yangını, insanların sık sık
yakalandığı sinüzit ve antrakoz (akciğerlerde siyahlaşma) gibi
hastalıkların başlıca nedenidir. Ancak bunu yapan insanların
çoğu, bu hastalıkların sebebinin, doğaya kendi elleriyle
verdikleri zararlar olduğunun farkında değiller.
Ondokuzuncu yüzyıl sanayileşmesinde ise ortaya çıkan tablo
korkunçtur. Tüm sanayi bölgelerinde metalürji ve demir
çelik kuruluşları karaları, suları, havayı kirlettiler. Charles
Dickens’ın romanları, Friedrich Engels’in yazıları, Londra’nın
kirlenmişliğinin kitaplardaki en bilinen delilleridir. 1930’da
hava kirliliğinden Belçika’nın Mosa Vadisi’nde 63 kişi öldü.
1952 yılında ise Londra’da yaşanan felaket çok daha büyüktü.
511
İnsanların doğayı tahribinin bir sonucu olarak 4000’i aşkın
kişi nefes alma zorluğundan öldü.
Günümüzde de durum pek parlak değil. Belki böyle toplu ölümlere
rastlanmıyor ama Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarına
göre bir milyarı aşkın insan hava kirliliğinin doğrudan tehdidi
altındadır. Yıllarca toplanan çöplerin denizlere dökülmesi
sonucunda bu pislikten insanların ve diğer canlıların ne kadar
zarar gördüğünü tespit etmek ise mümkün değil. Üstelik
günümüzde de denizlere çöp dökülmeye devam edilmekte.
Gerek deniz altı canlılarını öldüren, gerekse vücutlarında
zararlı maddeler birikmesine yol açan deniz kirliliği, sonuçta
yine insanoğluna zarar vermektedir. Oysa denizler de Allah’ın
rahmeti sonucu insanın ihtiyaçlarını görebilecek uygunlukta
yaratılmıştır.
1496
Günümüzde, tüm bu kirliliklerin kanser gibi birçok hastalıkta
önemli etkisi olduğu kabul edilmektedir. Yolda seyir halindeyken
araçlardan yollara atılan çöpler, piknik sonrası ormanlık
alanlarda ya da nehir ve deniz kenarlarında bırakılan atıklar,
çevreye ve canlılara tahmin edilemeyecek kadar fazla zarar
vermektedirler. Görüldüğü gibi insanlık tarihinde insanoğlunun
en büyük düşmanlarından biri çevre kirliliğidir. Kur’an’ın,
çevre bilincinin oluşmadığı bir dönemde bu konuya dikkat
çekmesi hem çok önemli hem de bu konuda duyarsız
kalamayacağımızın bir göstergesidir.
Kur’an, insanların elleriyle yazılan kitaplar gibi, kendi toplum
bilincinin, sosyolojik yapısının ve aktüel sorunlarının etkisiyle
yazılmamıştır. O, bütün zamanların ve bütün insanların
Rabbi olan Allah’tandır. Bu yüzden Kur’an kendi döneminde
var olmayan bilgileri, geçmişin olduğu kadar, geleceğin de
sorunlarını aktarır.
1496
O’nun kanunu sayesinde orada gemiler yol alabilsin diye, yine O’nun lütfun-
dan payınıza düşeni elde edip de şükredebilesiniz diye denizi sizin için bir yasaya
bağlayan Allah’tır. Casiye Suresi 12
512
Kur’an-ı Kerim, vahyedildiği yedinci yüzyıldan itibaren
insanları bu konuda duyarlı olmaya davet etmiştir. Doğa
hepimize Allah’ın bir armağanı ve aynı zamanda emaneti
olduğuna göre, ona zarar verenlere engel olmak ve bu konuda
insanları uyarmak, hepimizin ortak kulluk görevidir.
Yere ekmek atmama, yerdeki ekmeğe basmama ve onu yerden
kaldırma gibi hassasiyetler gösterdiğimiz kadar yere çöp
atmama hassasiyeti de göstermemiz gerekir. İbadet ettiğimiz
yerleri temiz tutma hassasiyeti gösterdiğimiz kadar yaşadığımız
çevreyi de temiz tutma hassasiyeti göstermemiz gerekir. Gerçek
anlamda yerine getirilen ibadetler, insanı güzel ve temiz kılar.
İnsanın da çevresini güzel ve temiz kılmasını sağlar.
İbadet yerlerimize çöp atmayı ya da tükürmeyi aklımızdan
bile geçirmez ve biri bunu yapmaya kalksa onu uyarır ve
buna engel oluruz. Aynı şekilde sokaklara çöp atmayı ya
da tükürmeyi de aklımızdan dahi geçirmeyecek kadar titiz
ve dikkatli olmamız, bunu yapanları uyarmamız ve engel
olmamız gerekir.
İçinde yaşanılan çevrenin temizliği, güzelliği ve kalitesi,
o çevrede yaşayan insanların en başta insanlığının sonra
da duyarlılığının bir göstergesidir. Yaşadığımız dünyayı ve
içindeki canlılarıyla çevremizi, Allah’ın bizlere vermiş olduğu
bir emanet olarak bilmeli, bu duyarlılığı gösteren ve çevre
bilincinin oluşması için çalışan tüm kişi ve kuruluşları dini bir
görevi yerine getirme bilinci ile desteklemeliyiz. İslam dininin
en temel hedef ve amacı önce Allah’a sonra da Allah’ın tüm
yarattıklarına karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatarak
bizi sorumluluk sahibi ve duyarlı bir insan kılmaktır. Allah’ın
yaratmış olduğu güzelliklere sahip çıkmak, Allah’a duyulan
saygı ve minnetin bir göstergesi olacaktır.
İslam’ın barış, esenlik, güven ve huzur gibi anlamlara geldiğine
dikkat çekilmişti. Müslüman da barışı, adaleti, merhameti, iyi,
güzel, erdemli ve ölçülü olanı esas alan, kendisine güven ve
saygı duyulan nitelikli insandır. Dolayısıyla bu güveni, adalet
513
ve merhameti sadece kendi türünden olan insanların değil tüm
canlıların görmesi gerekir.
Hayvanlar Allah’ın yaratma sanatının birer nişanesi ve Allah’ın
lütfu olarak hem doğaya hem de hayata anlam ve güzellik
katan varlıklardır ve ayetin ifadesi ile onlardan alınacak
ibretler vardır.
1497
Allah’ın lütuf olarak yarattığı canlılarda
insanlar için ibretlerin yanında nimetler de vardır.
1498
Allah
tarafından yaratılmış olmaları ve bize olan fayda ve güzellikleri
sebebiyle onlara eziyet etmekten uzak durmak ve merhamet
ile davranmak gerekir.
Bugün maalesef tüm dünyada hayvanlara karşı acımasızca şiddet
uygulanmakta, doğal yaşam ortamları ortadan kaldırılmakta,
zevk için eziyet edilmekte, vahşi şekilde öldürülmekte ya
da birçok türün tükenmesine sebep olunacak şekilde hatalar
yapılmaktadır. Oysa bu gezegen, içindeki tüm canlıların evi
ve yurdudur. İnsanın yaşam hakkı olduğu gibi diğer canlıların
da yaşam hakları vardır. İnsan dediğimiz varlığın, içinde
bulunduğumuz gezegeni daha yaşanır ve güzel kılması gerekirken
bizzat insanın kendisi hırsları, bencillikleri, doyumsuzlukları
ve merhametsizlikleri sebebiyle hem kendi türüne hem de
diğer canlılara yaşanılmaz kılmaktadır dünyayı. Bir insanın,
insan olsun hayvan olsun başka bir canlıya davranışı en başta
kendi insanlığını ortaya koyan bir ölçüdür. Eğlence olsun
diye canlılara zarar vermek, insanlıktan nasibi olamayanların
harcıdır.
Allah, bir lütuf olarak hayvanları bize boyun eğdirmiş ve
kendilerinden yararlanabileceğimiz birçok güzellikle donatmıştır
onları.
1499
Hayvanların insanlara faydaları saymakla bitmez.
1497
Şüphesiz ki hayvanlarda da sizin için ibret vardır. Nahl Suresi 66
1498
Ve hayvanları da O yarattı: Sizi ısıtan giysileri onlardan temin ediyorsunuz.
Daha başka yararlarının yanında onlardan elde etiğiniz besinleri de yiyorsunuz.
Dostları ilə paylaş: |