|
141 ayhan nuri yilmaz gökmen kiliçOĞlu tüRKİYE’Nİn orta asya’daki yumuşak güCÜ ve kamu diplomasiSİ t ü RTURKIYENIN ORTA ASYADAKI YUMUSAK GUCU VE180
TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI
TDA
T
Ü
R
K
D
Ü
N
YA
SI
ARA
Ş
TIRM
AL
A
R
I
/
T
D
A
2018
TEMMUZ - AĞUSTOS
CİLT
: 119
SAYI
: 235
SAYFA
: 141-184
Yunus Emre Enstitüleri’nin bölgedeki faaliyetlerinin yetersizliği ortadadır.
Oysaki Gaspıralı İsmail’den bu yana bir hedef haline gelen
“Dilde, Fikirde, İşte
B
irlik”
in sağlanabilmesi için ortak bir Türkçe anlayışının gelişmesi veya Türk
dillerinden birinin bir anlamda
“lingua franca”
haline gelmesi gerekmektedir.
Ama bu Türkiye Türkçesi’nin dayatılması şeklinde de olmamalıdır. TRT’nin
faaliyetleri esnasında bahsedilen ve önerilen bölgeye hitap eden ve Özbekçe
ağırlıklı bir Türkçe’nin ortak yayın dili olarak kullanılması Türkiye’nin işiti
-
lebilirliğini ve etkisini artıracağını düşünmekteyiz. Ayrıca bölgede zaten var
olan Rusça ve uluslararası dil olarak giderek etkisini artıran İngilizce’nin etki
alanıyla rekabet edebilmek ve hatta onların tecrübelerinden istifade etmek de
gereklidir. Bu bağlamda Türk Cumhuriyetlerinde Türkiye Türkçesi’nin yay
-
gınlaştırılması ama bir yandan da Türkiye’de Türk lehçe ve dillerine hakim
uzman ve akademisyenlerin sayısını artırmak tüm vadelerde önem arz etmek
-
tedir.
Uluslararası etkinliklerde şahsen de gözlemliyor olduğumuz Türk cum
-
huriyetlerinden gelen akademisyen ve katılımcılarının sunumlarının yada
tercümelerinin Rusça üzerinden yapılıyor olması garabeti 25 yıldan sonra ra
-
hatsız edici ve birlik amacına aykırı durmaktadır.
Değişen ve dönüşen öğrenci değişim programları genel anlamda etkinliğini
arttırmıştır; ancak Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin (aslında Türk Dünya
-
sının) ağırlığı ve pozitif bir ayrımcılığı olmalıdır. Türkiye’nin bölgedeki üniver
-
site yapılanması yeniden ele alınmalı, özellikle yenilerinin açılması gündeme
geldiğinde mutlaka farklı bir bakış açısıyla yaklaşılmalıdır. Bu üniversitele
-
rin yönetim ve eğitim kademelerinde Türkiye’nin ağırlığı mutlak olmalıdır. Bu
bağlamda YTB’nin adının ve etiketinin hakkını vermek adına faaliyetlerinde
sadece Türk dilli devlet ve Türk soylu halkları baz alması gerektiği de yu
-
muşak gücümüzü artırmak adına tavsiye şeklinde belirtilmektedir. YTB’nin
resmi internet sayfası yetersizdir. Türkçe ve İngilizce dışında bir dil yoktur ve
İngilizce kısımların çoğuna ulaşılamamaktadır. Ayrıca kurumun faaliyetleri
-
ne ilişkin istatistiki bilgilere ulaşmak da zordur. Özellikle bölge ve ülkelere
göre ayrıntılı tasnifler bulunmamaktadır. Genel olarak baktığımızda kuru
-
mun Orta Asya’ya yönelik faaliyetlerinin arttırılması gerekmektedir. Türkoloji
Projesi’nde bile Orta Asya gerilerde yer almaktadır. Büyük öğrenci projesinin
başlangıcında siyasi sebeplerle öğrencilerini geri çeken Özbekistan’la kültürel
işbirliğinin önemi elzemdir. Zira bölgenin nüfusu ve etkisi bu en büyük ülkesi
ile işbirliği yapılmadan Orta Asya’da etkin olma asla gerçekleşmeyecektir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın rolü çok hassastır. Bölgede uyanışa geçen
dini kimliğin yeniden oluşumunda etkin bir rol oynamalıdır. Bölgeye yöne
-
lik çeşitli dinlerin misyonerlik faaliyetleri ve radikal hareketlere karşı bir set
oluşturulmasında, bölge insanının dini doğru kaynaklardan öğrenmesinde,
din hizmetlerine ulaşmasında ve toplumsal dayanışmanın sağlanmasında
önemli rol üstlenebilir. Tabii ki bunun Türkiye açısından olumlu yansımaları
olacaktır. Ancak bölge yönetimlerinin dine bakış açıları, din-siyaset ilişkisine
yaklaşımları bu kurumun politikalarını ve uygulamalarını dikkatli belirleme
-
sini elzem kılmaktadır. Aksi halde Türkiye ile ilişkilerin gerilmesi kaçınılmaz
235_Gokmen_Kilicoglu.indd 180
13.09.2018 14:40:40
|
|
|