|
141 ayhan nuri yilmaz gökmen kiliçOĞlu tüRKİYE’Nİn orta asya’daki yumuşak güCÜ ve kamu diplomasiSİ t ü R
AYHAN NURİ YILMAZ - GÖKMEN KILIÇOĞLUTURKIYENIN ORTA ASYADAKI YUMUSAK GUCU VE181
AYHAN NURİ YILMAZ - GÖKMEN KILIÇOĞLU
TÜRKİYE’NİN ORTA ASYA’DAKİ YUMUŞAK GÜCÜ VE KAMU DİPLOMASİSİ
T
Ü
R
K
D
Ü
N
YA
SI
ARA
Ş
TIRM
AL
A
R
I
/
T
D
A
2018
TEMMUZ - AĞUSTOS
CİLT
: 119
SAYI
: 235
SAYFA
: 141-184
olacaktır. Bölgedeki gözlem ve sohbetlerimizde halkların soy birliğinden zi
-
yade din birliğini ön plana çıkarıyor olmaları ve bunu vurgulamaları göz ardı
edilecek bir husus değildir. O yüzden kardeşlik hukukunda kültür ve dini hu
-
susların birlikte kullanılması ama asla siyasileştirilmemesi halklar arasındaki
yakınlaşmayı artıracak ve bu durum siyasilerin göz ardı edemeyeceği bir veri
olarak önlerine gelecektir. Aslolan halkların yakınlaşmasıdır ve bunu içeren
tüm unsurlar gibi dini kurum ve ritüeller de kullanılmaya devam edilmelidir.
TÜRKSOY’un faaliyetleri fevkalade memnuniyet vericidir. Kuşkusuz bunda
kurumun idaresinde bizzat Türk soylu halkların temsilcilerinin olması etkin
olmuştur, olmaktadır. Yine de faaliyetlerin daha çok görünür olması ve Türk
dünyasındaki halk kitlelerine daha çok inebilmesi, bilinirliğinin artması gerek
-
mektedir. Kurumun bir cazibe merkezi haline gelmesi, fikir ve sanat insanları
-
nın bu kurumun etkinliklerinde yer almayı bir prestij olarak addetmeleri için
stratejiler geliştirilmelidir. Kurum siyasi açıdan ilişkileri gerilebilecek üyeler
arasında bile kültürel ilişkilerin sürekliliğini sağlayan bir platform olabilmelidir.
Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri vatandaşları arasında kardeşlik, akraba
-
lık, soyca ve kültürce yakınlık unsurları mutlaka vardır ve öznenin meşrebine
göre bu terimlerin en az birisi sık sık dile getirilmektedir. Ancak bu yakınlık
otomatik olarak tarafların birbirlerini iyi tanıdığı anlamına gelmemektedir.
Çok geniş bir coğrafyaya dağılan, farklı tarihi süreçlerden geçen, çeşitli vesi
-
lelerle birbirinden uzak düşen bu
“kardeşlerin”
birbirlerini tanımaları gerek
-
mektedir. Türk dış politikası yapıcıları ve karar alıcıları buna göre hareket
etmelidirler. Türkiye’nin Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile ilişkileri hiçbir
şekilde klasik devletler arası ilişkiler anlayışı ile sınırlı olamaz. Elbette ki ege
-
men devlet birimleri olarak her birisi ile ilişkiler eşit aktörler olarak devam
edecektir, ilk dönemlerin sakat
“ağabey-kardeş”
yaklaşımı terk edilmelidir ve
edilecektir. İdeal olan ve önerilen yaklaşım kardeş-kardeş yaklaşımıdır. Bu
eşitlik uluslararası ticarete yabancı olamayan
“öncelikli ülke”
kavramının uy
-
gulanmaması anlamına gelmemektedir. Türkiye’nin Orta Asya Cumhuriyeti
ile ilişkileri klasik bir dış politika belirleme ve uygulama konusu değil, Tür
-
kiye’nin önümüzdeki bin yılda beka ve vizyonu; gelecek projeksiyonu sorun
-
salıdır. Dilini kültürünü ve medeniyetini geleceğe taşıma konusudur ve asla
ihmal edilecek bir husus değildir.
Dostları ilə paylaş: |
|
|