A'dan Z'ye Felsefe


SCHOPENHAUER, ARTHUR (1788-1860)



Yüklə 1,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə66/77
tarix20.01.2022
ölçüsü1,64 Mb.
#83020
1   ...   62   63   64   65   66   67   68   69   ...   77
A\'dan Z\'ye Felsefe - Alexander Moseley ( PDFDrive )

SCHOPENHAUER, ARTHUR (1788-1860)
Immanuel Kant dünyayı fenomenal bir görünüşler dünyası ile
noumenal bir kendinde-şeyler dünyası olarak bölüyordu; bu
sonuncuları bilmemiz mümkün değildir, bunlar ebediyen
bizim için meçhul kalacaktır. Schopcnhauer ise Kant’ın
ikiliğini izleyerek kendinde-şeyi "İrade” olarak açacaktı. Bu,
filozofun yakın bir arkadaşı falan değildir; her birimizin
içinde olan iradedir, beyin gücümüzün başkomutanıdır, bizi
onun istediği şeyleri yapmaya hazırlayan güçtür.
Başlangıçta babasının işine girmesi beklenirken, Arthur daha
verimli yolu, profesyonel felsefeyi seçti; ana babasını düş
kırıklığına uğratan ne ilk filozoftu ne de sonuncusu. Akinolu
da aynı şeyi yapmıştı.
Schopenhauer’ın ilk yapıtı İrade ve Fikir Olarak Dünya
hemen hemen hiç satmadı. Hegel ve Fichte hakkında ısırgan
fikirleri, meslektaşlarının ona büyük bir sempatiyle
yaklaşmasını sağlamamıştı. Schopenhauer öğrenciler üzerine
bir rekabete bile girişti HegePIe: Onunla aynı dönemde Berlin
Üniversitesinde ders vermeye başladı. Ama kaybeden o
olacaktı. Gözden kaybolup yeni denemeler yazmaya girişti.
“Kadınlar Üzerine” denemesi oldukça şovenisttir (annesinin
alaycı bir insan olduğu yadsınamazdı): Kadınlar bütün


ömürleri boyunca çocuk kalırlar, onlardan hiç iyilik geldiği
görülmemiştir, sıkıntı çeken insana karşı erkeklerden daha
çok acıma duyabilirler, ama bu kendilerinin zayıf olmasından
ileri gelir. Bu, Schopenhauer*in neden yaşına göre çok daha
genç kadınlar üzerinde avlanmayı sevdiğini açıklayabilir.
Felsefe alanında şöhret yakalama yolunda mücadele edecekti.
Bir dizi popüler deneme, başkalarıyla iyi diyalog ve
mizah duygusu sayesinde hayatının son on yılı içinde şöhret
kazandı. Nitekim, denemelerinde, adabımuaşereti bilmenin,
kibar giyinmenin ve kendi kafasıyla düşünmenin (daima iyi
bir fikirdir bu) ne kadar önemli olduğunu vurgulayacaktır.
Weimar
>
da tanıştığı bir Şarkiyatçı olan Friedrich Mayer ona
Hint düşüncesini tanıtacaktır. Schopenhauer, Kant’çı
içgörüleri-ni Hint felsefesi ile birleştirmeye yönelir.
Birdenbire, Kant’ın no-umenal dünyasının, kendinde-şeyler
dünyasının felsefe için yarattığı çıkmazı aşabileceğini
hisseder. Ona göre benliğimizin iki veçhesi vardır: Dünyayı
algılamamızı sağlayan, ait olduğumuzu hissettiğimiz,
dünyada hareket eden fenomenal benliğimiz ile irademizden
oluşan noumenal benliğimiz. Fenomenal dünya algılamanın
âlemidir. Oysa felsefi düşünüş, biz “dünya benim fik-rimdir”
argümanını kavradığımız zaman başlar. Algıladığım her şey
yalnızca benim duyularım aracılığıyla
gerçekleştirilmektedir ve bana fikirler biçiminde bilinir
kılınmıştır. Dünyanın fikir olduğu düşüncesi Berkeley’in ve
Hindu Vedanta felsefesinin üzerinde durduğu bir şeydi.
Doğum ve ölüm yalnızca irade fenomenine aittir, öyleyse
hayata aittir; ve onun açısından, kendini dünyaya gelen ve
ölüp giden bireylerde, zaman biçiminde görünür olan


geçici fenomenler olarak sergilemek hayati önem taşır.
(Schopen-hauer, T he World as W ili, 355)
Her şeyin bir ivmesi vardır; Schopenhauer buna İrade demeyi
seçer. Her şey bu yaşayan harekete tabidir: düşünceler,
ihtiyaçlar, arzular...Akıl yürütmemizi, yani şeyler hakkında
nasıl bir düşünce silsilesi oluşturduğumuzu (umulur ki
mantıksal olsun) düşünelim: Akıl Schopenhauer için yalnızca
İrade’nin bir aracıdır, ihtiyaçlarımızı karşılayan bir gereç.
Akıl yalnızca bilgi kazandığı zaman çalışabilir (bir şey
vermeden önce almalıdır). Bilgi ise İrade’nin hizmetkârıdır.
Akıl kendi başına şeylerin peçesinin ardında yatanı çözemez.
Bir sezgi gereklidir, ama bu sezgi nereden gelecektir?
Algılama ve akılla gelir. Sanki ikisinin arasında durmaktadır,
ikisinin arasında, duyularımızla kavradığımız özgül tekil
varlıkların ardında yatan kendinde-şeyler olduğuna ilişkin bir
sezgi sağlamak için oyun oynamaktadır. Neyi sezgi
yoluyla anlayabiliriz? Sezgi bir şeyi açıklayan o bir anlık
ilhamı sağlar: her şeyin İrade’ye tabi olduğu düşüncesini.
Ne var ki, Schopenhauer’in Kant’m bilinemez noumena
dünyasına çözümü yalnızca dirimselciliğin (yani yaşamı
yaşam olmayandan ayıran bir şey olduğunu söyleyen teorinin)
bir biçimi değildir. Çünkü Schopenhauer İrade’yi organik
olmayan maddeyi kapsayacak biçimde genişletmiştir. Bu
sayısız sorun yaratır. Maddenin “İrade” gücüne sahip olduğu
nasıl söylenebilir? Schopenhauer sorunun varlığını kabul
ediyordu, ama kavramı muhafaza etmeyi istiyordu. Oysa,
Zukav’a göre, Çincede Wu Li’nin yaşayan enerji anlamında
kullanılması ve hem canlı hem cansız maddenin her yanına


sinmiş olması ilginçtir. Thai Chi ustaları organik ile organik
olmayan madde arasında hiçbir ayrım yapmamıştır.
İrade, zavallı dostumuz, mutluluğa erişemez, hedefi yoktur,
dur durak vermeksizin arayış içindedir. Mutluluk arayışı bir
zaman israfıdır, bu arayış içine gireni kaçınılmaz
başarısızlığından ve can sıkıntısından kurtaramaz. Ölüm
baskın çıkar ve biz İrade’yi ancak onu yadsıyarak, insanı
yemeye ve hazlardan zevk almaya yönelten o iç yaşama
gücünü reddederek aşabiliriz.
Zaman içinde Schopenhauer giderek kötümserliğiyle ün saldı.
Dünyada kötülüğün doğal olduğunu ve dünya nimetlerinden
elini eteğini çekmiş (tabii eğer dünyevi malınızı mülkünüzü
vermeye hazırsanız) biçimde yaşamanın bir ihtiyaç olduğunu
vur-guluyordu.Eğer bu tür bir yaşam hiç de çekici değilse, o
zaman sanata dönebilir insan. Ama bu daha geçici olduğu için
daha alt düzey bir yoldur. Sanatın içinde dikkatli olun. Trajedi
bize dünyanın hakiki doğasını gösteren en yüksek sanat
biçimidir (Schopenhauer Richard Wagner’i, Wagner de
Nietzsche’yi etkileyecektir). Kötü karakterlerin layığını
bulduğu şiirsel adalet, dünyayı yanlış bir biçimde sunar:
Schopenhauer’in gerçekliğinde insanlar için dünya ızdırap
dünyasıdır. Trajedilerde ızdırap nihai doruğuna, yani ölüme
ulaşır. Ölüm ise azat olmaktır. Kötümserliğinin ulaştığı sonuç,
doğmamış olmanın daha iyi olacağıdır. Kara Gotik
kapüşonumu ve karanlık makyajımı gören var mı?
Meseleyi biraz daha hafife alırsak, Schopenhauer gürültüden
rahatsız olma konusunda mükemmel bir kısa deneme
yazmıştır. Kamçıların şaklamasının düşünme çabasını nasıl
engellediğini anlatır. Şaklatanlar kendileri kamçılanmalıdır,


çünkü atları o alışılmış şaklatmalara itaat etmemektedir,
şaklatmanın tek etkisi insanları düşünmekten alıkoymaktır.
Bugün olsaydı, öfkesini cep telefonlarına ve Muzak’a
yöneltirdi.



Yüklə 1,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   62   63   64   65   66   67   68   69   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə