Anadolu university journal of art & design cilt / volume sayi / number aralik / december 2016 issn: 2146-7692



Yüklə 19,39 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə26/79
tarix30.10.2018
ölçüsü19,39 Mb.
#76455
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   79

61
SANAT & TASARIM DERGİSİ
1990’larda bilgisayar teknolojilerindeki gelişmelerin yönü ve hızı, gelecekteki insan-bilgisa-
yar etkileşimlerinin, bilgisayarın sanal dünyası içinde gerçekleşeceği öngörülerini ortaya koy-
maktaydı. Herhangi bir bilgiye ulaşmak için ya da farklı bir gerçekliğe dalmak için bilgisayarla 
kurulan ilişki insandan bilgisayara doğru bir yönelimden çok, bilgisayardan insana doğru bir 
yönelimle elde edilmeye başlamıştır. Sanal olan fiziksel olana doğru akmaktadır. Bu durum, 
sanal gerçekliğin sınırlarını genişletmiş onu her an ulaşılabilir bir hale getirmiştir. Fiziksel ger-
çeklik, sanal gerçeklikle artırılmıştır. 
Sanal eklentilerle, fiziksel çevre içinde etkileşime geçilmesi sanal dünyanın yapaylığını or-
tadan kaldırmakta ve alışılması kolay yeni bir gerçeklik ortaya koymaktadır. Dikkatin merkezi, 
sanal ve fiziksel arasında dolaşarak gerçekliği algılamaktadır. Bu gerçekliğin bir parçası fiziksel, 
bir parçası sanal ortamdadır ancak birbiri içine geçmiş bu ortamlar yeni bir gerçeklik sunan tek 
bir mekan yaratmaktadırlar (Altın M. , 2005). 
3. Olanak Sağlayan Teknolojiler
İnsan bilgisayar etkileşimi özünde üç temelde birleşmektedir: insan, bilgisayar ve etkileşim. 
Bu üç temel birbirlerinin değişimine göre farklılaşmaktadır. Bu farklılaşmanın en yavaş yaşan-
dığı temel insanın kendisidir. Teknolojinin hızlı gelişimi ile aynı ölçekte hızlanamayan insan 
kapasitesi, bilgisayarların ve onlarla kurulan etkileşimin insana göre şekillendiği bir yöne doğru 
değişmektedir. Bu alandaki pek çok teknolojik değişim yeni etkileşim kavramları ortaya çıkar-
mıştır. Bunlar, bilgisayarların ve onlarla kurulan etkileşimin insan düzeyine göre evcilleştiği 
teknolojileri işaret etmektedir:
Görsel 1. Milgram’ın Karıştırılmış Gerçeklik Diyagramı


62
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
a. Yaygın bilgisayarlar (Ubiquitous computing)
Yaygın bilgisayarlar(UbiComp), HCI üzerine, günümüzde popüler olarak kullanılan grafik 
kullanıcı ara yüzlerinden(GUI) farklı bir yaklaşımı ortaya koyar. UbiComp, bir bilgisayar ter-
minali karşısında oturularak kurulan, bilgisayar etkileşiminden farklı olarak, “her yerde” olan 
bilgisayarın kullanımını önerir. Böylece bilgisayar ve sunduğu yetenekleri monitör, klavye ve 
fare üçgeninin dışına çıkarılarak, yaratılmış olan simülasyon dünyadan, daha gerçek olan insan 
bedeni ve ihtiyaçlarını, sosyal ilişkilerini içeren mimariye yayılmaktadır. Bu yayılma, bilgisaya-
rın ve teknolojinin şeffaflaşarak mekan içinde görünmez olduğu bir sistemi hedeflemektedir. 
Sistemde, tüm bilgisayar işlemlerinin aynı bilgisayar üzerinden yapılması eleştirilmiş ve bil-
gisayar, birbirine görünmez ağlarla bağlı, kendi işlevinin şeklini yansıtan, bulunduğu mekana 
uyan farklı aletler olarak ele alınmıştır. Bu farklı aletler, insan doğasından kaynaklanan verile-
ri ara yüz olarak kullanmaktadır, böylece bilgisayarın anlaşılmaz sanal dünyası, insanın doğal 
hareketlerini kavrayacak ve benzer tepkiler verecek şekilde evcilleştirilmektedir. Tüm mekan, 
bilgisayar monitörünün, klavye ve farenin yerine geçmektedir (Altın M. , 2005).
İlk olarak 1991 yılında bilgisayar araştırma merkezi, Xerox PARC’ta, Mark Weiser tarafından 
dile getirilen bu sistem, değişik alanlarda gelişerek günümüze kadar gelmiştir.  Weiser (1997) 
geleceğin evinde UbiComp’un nasıl yer alacağını şöyle açıklamaktadır:
“…
Yaklaşan UbiComp çağının iki habercisi her şeye gömülmüş olan mikro işlemciler ve internettir. 
Orta sınıf bir Amerikan evinde 40 adet mikro işlemci bulmak kolaydır.  Bunlar, alarmlı saat-
lerde, mikrodalga fırınlarda, televizyon kumandalarında, ses ve TV sistemlerinde, çocukların 
oyuncaklarında bulunabilir. Bunlar halen iki sebepten dolayı UbiComp olarak değerlendirile-
memektedir: çoğunlukla her biri farklı zamanlarda kullanılmaktadır ve hala eski tarz aletler, 
tost makineleri ve saatlerin şeklindedirler. Onları birbirine bağlayın, artık UbiComp’ u başlata-
bileceğiniz bir teknolojidirler. Onları bir de internete bağlayın, artık milyonlarca bilgi kaynağını 
evinizdeki yüzlerce bilgi alıcı sisteme bağlamış oldunuz. Elektrik kesintisinden sonra zamanını 
kendisi ayarlayan saatler, yemek tarifleri yükleyen mikro dalga fırınlar, yeni sözcüklerle ve ya-
zılımlarla kendini sürekli yenileyen çocuk oyuncakları, kirlendiği zaman kendini temizleyen ve 
yabancıları bildiren boyalar, seçici şekilde sesi kesen duvarlar, sadece birkaç örnek.
…”
Weiser’a göre bilgisayarlar ortaya çıktığı ilk günlerden bu yana HCI iki aşama geçirmiştir: Bir 
ana bilgisayarın pek çok kullanıcı tarafından paylaşıldığı ilk dönem ve kişisel bilgisayar dönemi. 
İçinde bulunduğumuz internet ve dağıtılmış bilgisayar kullanımı dönemi bir geçiş dönemidir. 
Weiser, üçüncü dönemin her yerde olan bilgisayar (Ubiquitous Computing) dönemi olacağını 
ve 2005 ile 2020 yılları arasında gelişimini sürdüreceğini belirtmektedir. Her yerde olacak olan 
bilgisayarlar sayıca insanlardan fazla olacaklar ve ilk dönemin aksine insanları paylaşacaklardır. 
Bilgisayarlar çevremizde bulunan ve mekanları dolduran her objenin içinde birbiriyle haberle-
şerek var olacaklardır (Weiser ve Seely, 1997). 


63
SANAT & TASARIM DERGİSİ
Weiser’ın bu açıklaması mekan bağlamında değerlendirildiğinde, bu üç ayrı dönemin görün-
tüsü şu şekilde olacaktır: Ana bilgisayarlar döneminde mekan ve bilgisayarın ilişkisi mekanın 
bilgisayarlara uyduğu bir görünümdedir. Bilgisayarlar, karmaşık hantal görünümleriyle ancak 
uzmanlar tarafından kullanılabilen havalandırma, yalıtım ve tesisat gereksinimleri bilgisayara 
göre özel olarak karşılanan mekanlar içinde birer küçük fabrika görünümündedirler. Kişisel bil-
gisayar döneminde ise bilgisayar mekanın bir parçası haline gelmiştir. Televizyon, radyo ya da 
bir aydınlatma elemanı gibi prize takılarak çalıştırılabilen bir elekronik alet durumundadır. Bu 
durumda bilgisayarlar elektrik enerjisinin karşılandığı her mekanda varlık gösterebilirler. Kişi-
sel bilgisayarlar döneminde insan, mekan ve bilgisayar ilişkisi farklı şekilde ortaya çıkmaktadır. 
Bilgisayar kullanımı özel bir çaba ve istek gerektirmekte ve dikkatin en merkezinde takip edil-
mektedir. Böylece daha önce sözü edilen, sanal gerçeklik durumu ortaya çıkmakta ve bilgisayar 
ile etkileşimdeki kişi var olduğu mekandan yalıtılmaktadır. Bilgisayar bu durumda mekanın 
parçası değil insan algısında ayrı bir mekan yaratan araçtır. Weiser’in yaygın bilgisayarlar olarak 
vurguladığı bilgisayar dönemi ise, bilgisayarların insanların farkında olmadan haberleşerek me-
kan içindeki sıradan donatılar içinde varık gösterecektir. İnsanlar bu bilgisayarlarla kurdukları 
ilişkide mekanın var olan fiziksel gerçekliğini yitirmeden sıradan nesnelerle kurdukları etkileşi-
mi kuracaklardır. Böylece teknolojik cihazların insan hayatına dolayısıyla mekanla olan ilişkile-
rine her yeni girişlerinde yaşanan soyutlanmanın önüne geçilecektir. Bu durum mekan içindeki 
nesnelerin içinde yer alacağı için mekanın tasarımını da doğrudan etkileyecektir.
Sakin Teknoloji
Marc Weiser, yaygın bilgisayarlar kavramını takip ederek, “Sakin Teknoloji” kavramını orta-
ya koymuştur. Aslında, içinde bir çift rahat ayakkabıdan, iyi bir kalemden ya da bir gazetenin 
kapıya getirilmesinden daha çok teknoloji barındırmayan bilgisayarların diğerlerine göre neden 
daha vahşi olduğu sorusunu, insan dikkatinin iki olgu arasındaki farklılaşması olarak açıkla-
maktadır. Sakin Teknolojiler, dikkatin hem merkezini hem de daha az yoğunluktaki dışını etki-
lemektedir ve ikisi arasında gidip gelmektedir. Bilgisayar teknolojisi ise sürekli merkezde takip 
edilmektedir (Weiser ve Seely, 1997).
Bilgisayarın ve bilgisayar kullanımının evcilleşmesini hedefleyen sakin teknolojiler ve Ubi-
Comp kavramları, gelecekte mekanı ve içinde bulunanları doğrudan ve dolaylı etkileyecektir. 
İnsan ve bilgisayar ilişkisini, insan ve çevresi arasındaki ilişkiye benzetmeye çalışan bu kavram-
lar, çizdikleri resimle insan ve çevresi arasındaki ilişkinin en belirgin şekilde ortaya konulduğu 
mimari ve iç mekanı işaret etmektedir (Altın M. , 2005).


Yüklə 19,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   79




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə