142
kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz olduğu şeklinde bir anlayışa sahip olduğu
söylenebilir.
564
Dural/Öğüz/Gümüş
565
bu hakkın sadece davacının mirasçılarına tanınmasını
hem tehlikeli hem de eşitlik kurallarına aykırı görmekte; özellikle TMK Md.
166/2’nin davalıya davacının kusurlu olduğunu ileri sürme hakkını veren hükmü
karşısında TMK Md. 181/2’deki hakkın salt davacıya tanınmasını çelişkili
bulmaktadır.
Davalının daima kusurlu olduğu şeklinde bir kabulün, uygulamada boşanma
davalarının çok önemli bir yüzdesini evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına
dayanan boşanma davalarının oluşturduğu bir sistemde kabulü mümkün değildir.
Taraflar arasında yaratılan bu farklılığın hukuki bir izahı bulunmamaktadır.
III. DAVA EHLİYETİNE İLİŞKİN SORUNLAR
A.
Genel Olarak
Dava ehliyeti, bir kimsenin bir davayı davacı ya da davalı olarak bizzat veya
atayacağı bir temsilci ile takip edebilme yeteneğidir. Fiil ehliyetine sahip olan bütün
gerçek ve tüzel kişiler, dava ehliyetine de sahiptir. Yani dava ehliyeti, medeni hakları
kullanma ehliyetinin
566
medeni usul hukukunda büründüğü şekildir.
567
Zira dava
ehliyeti, medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir.
568
Dava ehliyeti bulunan
herkes, davasını kendisi veya tayin ettiği vekil aracılığıyla açabilir ve takip
edebilir.
569
Dava ehliyeti dava şartlarındandır. Tarafların, dava ehliyetine sahip
olmaları, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılan,
564
Dural/Öğüz/Gümüş, s. 134 vd.
565
Dural/Öğüz/Gümüş, s. 138.
566
TMK Md. 9: “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına
girebilir.”
567
Kuru/ Arslan/ Yılmaz, 269.
568
Bkz. HMK Md. 51.
569
Bkz. HMK Md. 71.