80
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
427
1811
Paris, Büyük Opera Binası orgu
433
1820
Londra Filarmoni Orkestrası
435
1858
Paris Konservatuvarı (UluslararasıStandart)
440
1834
Stuttgard standardı (FizikçilerKongresi)
446
1679
Londra, Covent Garden Operası
458
1880
ABD., Steinvvay piyano akordu(halen
kullanım dışı)
474
1708
Londra, St. James Royal Chapel orgu
484
1688
Hamburg, St.
Jacobi Kilisesi orgu
506
1495
Halberstadt orgu
563
1636
Paris, Mersenne'in oda müziği akordu
567
1619
Kuzey Almanya Kilise Standardı
Tablo 1. incelendiğinde, yüzyıllar boyunca değişiklik gösteren ve saptanabilen diyapazonların
frekansının 374 ile 567 arasında olduğu gözlenmektedir. 1858 yılında Fransız Akademisi’nin “diapason
normal” tanımlamasıyla La
1
sesinin frekansını 435 olarak belirlemesi ve bunun 1889'da Viyana'da
toplanan bir kongrede uluslararası, hatta evrensel diyapazon olarak benimsenmesi ile Batıda ortak bir
diyapazonun kullanıma girmiş olduğu anlaşılmaktadır. Günümüz konser salonlarında daha parlak bir ses
tutkusunun tizleşme yönünde bir eğilim yaratması ile bu uzlaşma bir değişikliğe uğramış, XX. yüzyılın
sonunda la sesinin frekansı 440’a yükselmiştir (Yüreğir, 1997:13-14).
Türkiye’de geleneksel Türk müziğinde de, bir sabit referans sesi olarak 440 frekansı benimsenmiş
ancak bu ses diyapazonun işaret ettiği la sesinden farklı seslerde kullanılarak kendine özgü bir akort
sistemi oluşturulmuştur (Darbaz, 1973:295).
Geleneksel Türk Müziğinde “Bolâhenk Akordu” ve “Yerinden İcra”
Akort (düzen, ahenk), bir saz veya sesin, bir saz veya ses topluluğunun, belirli ve değişmez bir ses
perdesini esas alarak, müzik icrasına hazır hale gelmesidir (Öztuna, 2000:106). Burada sözü edilen belirli
ve değişmez ses perdesi, diyapazon denilen araçtan alınır. Batı müziğinde çalgılar bu araçtan alınan 440
Hz lâ sesine göre akortlanır. Bu akorda göre, nota yazısında
birinci oktav la sesinin (sol anahtarlı dizekte
2. boşluk) frekansı 440 Hz olur.
Bu durum, Türkiye’de geleneksel Türk müziği akort sisteminde önemli farklılıklar göstermektedir.
Geleneksel Türk müziği akort sistemine göre temel titreşim frekansı 440 Hz olan la sesi, neva perdesi
olarak (ikinci oktav re sesi / sol anahtarlı dizekte 4. çizgi) kabul edilmektedir (Özkan, 1990:70.
Yavuzoğlu, 2013:15. Karaosmanoğlu, 2016: musiki.org/akort.htm). Geleneksel Türk müziğinde Bolâhenk
adı verilen bu akortta, Türk müziği çalgılarından ud, kanun, tanbur, kemençe gibi çalgılar, dizeğin
dördüncü çizgisi üzerinde yazılı olan re notasını çaldıklarında diyapozona göre la sesini duyurmaktadır.
Türk müziğinde Yerinden İcra da denilen bu durum (Yahya Kaçar, 2009:18), notayı okurken duyulan
seslerin diyapozona göre farklılık göstermesi sebebiyle, Batı müziği eğitimi almış ve kulakları tampere
sisteme akortlanmış müzisyenlerin, Türk müziğini öğrenirken en zorlandıkları konu olarak karşılarına
çıkmaktadır (Aydemir, 2014:14).
Tablo 2. Batı Müziğinde ve Geleneksel Türk Müziğinde 440 Hz
Batı
müziğinde
Geleneksel Türk
müziğinde
440 Hz.
440 Hz.
81
Doç. Dr. Ferit BULUT / Türkiye’de Geleneksel Türk Müziğinde Akort
Sözü edilen bolâhenk akordu geleneksel Türk müziğinde esas akorttur (Özkan, 1990:70). Aşağıda,
geleneksel Türk müziğinde bolâhenk akorduna göre yazım ve diyapazona göre duyulduğu yerden yazım
örneği verilmiştir:
Şekil 1. Bolâhenk Akorduna Göre Yazım ve Diyapazona Duyulduğu Yerden Yazım (Yerinden
İcra)
Bolâhenk Akorduna
Göre
İcra
Edildiği Yerden
Yazım
Diyapazona Göre
Duyulduğu Yerden
Yazım
Yukarıdaki nota yazısı geleneksel Türk müziğinde bolâhenk akorduna bir örnek teşkil etmektedir.
Verilen örnekte üst dizekte, geleneksel Türk müziğinde bolâhenk akorduna göre yazılmış nota yer
alırken (Neva = 440 Hz), alt dizekte bu notaların icrası sırasında, diyapazona göre duyulduğu yer olan
tam 4’lü pest durumu yer almaktadır.
Geleneksel Türk Müziğinde Diğer Akortlar ve Bu Akortların Adlandırılması
Geleneksel Türk müziğinde erkek ve kadın seslerinin çeşitlerine göre inebildikleri en pest ve
çıkabildikleri en tiz perdeler arasında rahat okuma kolaylığını sağlamak üzere çeşitli akortlar kullanılır
(Çakar, 2004:8). Geleneksel Türk müziğinde yer alan bu akortlar belirlenirken, önce, 440 frekanstaki la
sesinin duyulması için icra edilen perdenin tespitinin yapılması sonra ise tespit edilen perdeye göre
akordun adlandırılması gerekmektedir. Bu akortların adları, akort ile aynı adı taşıyan ney çeşitlerinden
gelmektedir. Tablo 3.’de geleneksel Türk müziğinde yer alan akortlar, icra edilen perdelerin yüksekliğine
göre pestten tize doğru, oluşan akorudun adını veren ney çeşitlerine göre boyu kısa olan neyden boyu
uzun olan neye doğru ve oluşan akordun yüksekliğine göre tizden peste doğru sıralanmıştır.
Tablo 3. Diyapazona Göre 440 Hz La Sesinin
Geleneksel Türk Müziği Akortlarında Kabul Edildiği Perde
(Kaya; 2013:14. Açın, 1994:63. Erguner, 2002:38. Derya, 2008:31)
İcra Edilen
Perde
Oluşan Akordun
Adı
Oluşan Akordun
Yüksekliği
4
4
0
H
er
tz
L
â
(du
yulm
as
ı)
içi
n
Re (yegâh)
is
e
Bolâhenk Nısfiye Yerinden (520 mm)
1
Re#
Süpürde Mabeyn
Yarım sesten
2
Mi
Süpürde
Bir sesten
3
Fa
Müstahzen
Bir buçuk sesten
4
Fa#
Yıldız
İki sesten
5
Sol
Kız neyi
Dört sesten
6
Sol#
Mansur Mabeyn
Dört buçuk sesten
7
Lâ
Mansur
Beş sesten
8
La diyez
Şah mabeyn
Beş buçuk sesten
9
Si
Şah
Altı sesten
10
Do
Davut
Altı buçuk sesten
11
Do diyez
Bolâhenk mabeyn Yedi sesten
12
Re (neva)
Bolâhenk
Sekiz sesten (1040 mm) 13
Tablo 3. incelendiğinde, diyapazona göre 440 Hz la sesinin elde edilmesi için geleneksel Türk
müziğinde kullanılan çalgıların icra edileceği perdeler, bu perdelerde 440 Hz la sesinin elde edilmesiyle
geleneksel Türk müziğinde kullanılan akortlar ve bu akortların bolâhenk akorduna göre yükseklikleri
görülmektedir. Tabloda 1. sırada görülen bolâhenk nısfiyesinin re (yegâh) sesi diyapazonun 440 Hz la