Türk toplumundaki Kur`an okuma, dinleme ve öğrenme algısına eleştirel bir bakış
37
TÜRK TOPLUMUNDAKİ KUR’ÂN OKUMA, DİNLEME VE
ÖĞRENME ALGISINA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ
Doç. Dr. Muammer ERBAŞ
•
İslam tarihi boyunca Kur’ân, Müslüman Türk toplumlarında her zaman
için çok ayrı bir önem ve değere sahip olmuştur. Müslüman olduktan sonra
İslam dinine çok samimi bir şekilde sarılan ve onun davetini dünyanın dört
bir yanına ulaştıran Türk milleti hem İslam’ın elçisi Hz. Muhammed
(s.a.v.)’e, hem de onun kutsal kitabı Kur’ân’a her zaman için son derece say-
gılı ve bağlı kalmıştır.
Günümüze gelindiğinde bu durumun çok fazla değişmediği, zira Müslü-
man Türk toplumlarında Kur’ân’a geçmişte olduğu üzere yine son derece
saygı ve sevgi beslendiği görülmektedir. Nitekim bu durum gerek Türki-
ye’de, gerek Balkanlar’da ve gerekse başta Azerbaycan olmak üzere hemen
bütün Doğu Türk Dünyası’nda gözlenen ortak bir durumdur.
Türk milletinin genelde İslam dini, özelde Kur’an karşısında sergilediği
bu olumlu tutum ve yaklaşımın yanı sıra zaman içinde ortaya bazı eksiklik
ve hatalar da çıkabilmiştir. Dînî eğitim sahibi olan ve bu alanda faaliyet gös-
teren kimselere düşen görev, bu tür hataları tespit edip ortaya çıkarmak ve
onları yapıcı bir dille eleştirerek düzeltilmelerine katkıda bulunmaktır.
Değişik Türk toplumlarındaki Kur’ân algısı, elbette farklı boyutları olan
oldukça kapsamlı bir konudur. Dolayısıyla bunun her yönüyle ele alınabil-
mesi çok daha geniş çaplı araştırma ve çalışmaları gerektirir.
1
Bizim bu ça-
lışmada üzerinde yoğunlaşmak istediğimiz husus genel olarak Türk toplu-
mundaki Kur’ân okuma, dinleme ve öğrenme algısıdır.
I. TÜRK TOPLUMUNDAKİ KUR’ÂN OKUMA ALGISININ DÎNÎ
TEMELLERİ:
Türk milleti nazarında Kur’ân okumak başlı başına bir ibadettir. Bu ne-
denle Türk halkı, her vesileyle Kur’ân okumaya ve okutmaya gayret eder ve
•
Bakü Devlet Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Tefsir Anabilim Dalı Misafir Öğretim Üyesi.
1
Bu konuda bkz. Duman, M. Zeki, Nüzulünden Günümüze Kur’ân ve Müslümanlar,
Ankara 2006; Sülün, Murat, Türk Toplumunda Kur’ân-ı Kerim Kültürü, İstanbul 2005;
Akpınar, Ali, Kur’ân Motifleri, Konya 2004.
Doç. Dr. Muammer ERBAŞ
38
bunu çok kutsal bir ibadeti yerine getirme olarak algılar. Türk halkının son
derece önem verdiği ve devamında oldukça titizlik gösterdiği bu tutum esa-
sen doğrudan Kur’ân’a dayanmaktadır. Nitekim şu gibi pek çok âyette
Kur’ân okumak, diğer ibadetlerle birlikte zikredilmekte ve inanan kimseler
Kur’ân okumaya davet edilmektedir: “Kur’ân'dan kolayınıza geleni oku-
yun; namazı kılın; zekatı verin; Allah'a güzel ödünç takdiminde bulu-
nun; kendiniz için yaptığınız iyiliği daha iyi ve daha büyük ecir olarak
Allah katında bulursunuz…” (Müzzemmil 73/20)
Bu konuda, Peygamber Efendimizden nakledilen çok sayıda hadîs-i şerîf
de mevcuttur. Bunlardan birinde o, şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın Kitâbın-
dan bir harf okuyana bir sevap verilir ve bu sevap, on kat artırılır. Ben,
‘ﻢﻟا
/elif-lâm-mîm’ bir harftir’ demiyorum.
‘ا
/elif’ bir harftir,
‘ل
/lâm’ bir
harftir, ‘م/ mîm’ de bir harftir.”
2
Hz. Âişe’den nakledildiğine göre Hz. Peygamber, güzel Kur’ân okuyan
ve bu işte ehil olan kimselerin sefere
3
ile yani Allah katında sevimli ve kıy-
metli olan melekler ile beraber olduğunu ifade etmiştir.
4
II. TÜRK TOPLUMUNDAKİ KUR’ÂN DİNLEME ALGISININ
DÎNÎ TEMELLERİ:
Türk milleti Kur’ân okumak kadar onu dinlemeye de büyük önem ve
değer verir. Türk halkının nazarında Kur’ân okunurken onu dinlemek kesin
bir zorunluluktur. Nitekim Kur’ân okunmaya başlandığında tv, radyo, teyp
vb. sesli aletler kapatılır, gürültü yapan çocuklar ortamdan uzaklaştırılır ve
bütün dikkatler okunmakta olan Kur’ân üzerinde yoğunlaşır.
Türk halkına ait bu tutum da temel dayanağını doğrudan Kur’ân’dan al-
maktadır. Zira şu âyette buyrulduğu üzere Kur’ân okumak kadar, onu dinle-
mek de dînî bir gerekliliktir: “Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve
susun ki size merhamet edilsin.” (A’râf 7/204)
Kur’ân’a göre, gereği gibi dinlenen Kur’ân âyetleri inanan kimselerin
vicdanlarını derinden etkiler: “Müminler o kimselerdir ki, Allah anıldığı
2
et-Tirmizî, el-Câmiu’s-Sahîh, Fadâilü’l-Kur’ân, 16.
3
Abese 80/15-16
4
Ebû Dâvud, es-Sünen, Salât, 343; İbn Mâce, es-Sünen, Edeb, 52.
Türk toplumundaki Kur`an okuma, dinleme ve öğrenme algısına eleştirel bir bakış
39
zaman yürekleri titrer; âyetleri okunduğunda da imanları kat kat ar-
tar.” (Enfâl 8/2)
Bu konuda Hz. Peygamber, “Ben, Kur’ân’ı başkasından dinlemeyi
severim”
5
buyurmuş ve bizlere örnek olacak güzel davranışlar sergilemiştir.
Nitekim Hz. Peygamber, bir gün İbn Mes’ûd’dan kendisine Kur’ân okuma-
sını istemiş, o önce tereddüt etmiş, fakat kendilerinin ısrarı üzerine okumaya
başlamıştır. “Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onlara şahit
kıldığımız zaman halleri nice olacak!” (Nisâ 4/41) âyetine gelindiğinde
Hz. Peygamber daha fazla dayanamamış ve; ‘Yeter!’ diyerek onu durdur-
muştur. İbn Mes’ûd kendilerine baktığında Hz. peygamber (s.a.v.)’in gözle-
rinden yaşlar süzüldüğünü görmüştür.
6
İslam alimleri de Kur’ân dinlemenin önemi ve gereği üzerinde durarak
bir yandan Kur’ân’ı başkalarının da duyup istifade edebileceği tarzda yüksek
sesle okumanın faziletini vurgulamışlar, diğer yandan da gürültülü ve kala-
balık ortamlar ile dinlemek istemeyenlerin yanında Kur’ân okumanın câiz
olmadığını ifade etmişlerdir.
7
III. TÜRK TOPLUMUNDAKİ KUR’ÂN ÖĞRENME ALGISININ
DÎNÎ TEMELLERİ:
Kur’ân okumaya ve dinlemeye büyük önem veren Türk milleti, doğal
olarak onun öğrenim ve öğretimine de aynı derecede önem ve değer atfeder.
Nitekim Türk halkının büyük çoğunluğu, Kur’ân okumayı öğrenme ve on-
dan bazı âyet ve sureler ezberleme konusunda daima büyük bir istek ve ka-
rarlılık içinde olmuştur.
Türk Milletine ait bu tutum da dayanağını doğrudan İslam dininin temel
kaynaklarında bulmaktadır. Nitekim Kur’ân’ın gönderiliş gayesi hidâyettir:
“Şüphesiz ki bu Kur’ân en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan
müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.” (İsrâ
17/9) Hidâyetin gerçekleşebilmesi için Kur’ân’ın doğru bir şekilde okunması
gerekmektedir: “Biz onu, Kur’ân olarak, insanlara dura dura okuyasın
diye (âyet âyet, sûre sûre) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik.” (İsra
5
el-Buhârî, el-Câmiu’s-Sahîh, VI, 113
6
el-Buhârî, Fadâilü’l-Kur’ân, 33, 35; Müslim, Müsâfirûn, 247-248.
7
en-Nevevî, et-Tibyân fî Âdâbi Hameleti’l-Kur’ân, s. 38-39; Karaçam, İsmail, Kur’ân-ı
Kerim’in Üslup ve Kırâati, s. 26.
Dostları ilə paylaş: |