63
Üniversitelerin problem yaşama olasılığı yüksek olan bir başka konu ise lojistik ve dış ticaret
konularında uzmanlaşmış yetişmiş akademik personel bulmak olarak görülmektedir.
Öğretim Elemanı Yetiştirme Programı (ÖYP) yurtiçindeki üniversitelerde okuyan doktora
öğrencilerine (mecburi hizmet karşılıklı) burs vererek üniversitelerin akademik personel
açığını kapatmayı amaçlayan bir programdır. Bu program bölge üniversitelerinin akademik
personel ihtiyacını karşılamada yardımcı olabilir. Ancak, bu program kısa vadede sonuç
verecek bir çözüm değildir. Daha kısa sürede sonuç verecek stratejilerle desteklenmelidir.
Sanayi ile işbirliği güçlü olan üniversitelerin kalifiye akademik personel bulma şansı daha
fazladır. Bu nedenle lojistik ve dış ticaret konularında faaliyet gösteren, sektörle güçlü
bağları olan eğitim ve araştırma merkezlerinin kurulması akademik personel çekmek
açısından faydalı olacaktır. Bu merkezler sektörün meslek içi eğitim ihtiyaçlarını da
karşılayacaktır. Bunun yanında üniversitelerde sektör temsilcilerinin aktif katılımıyla
Lojistik ve Dış Ticaret konulu sempozyum, çalıştay gibi etkinliklerin gerçekleştirilmesi
üniversite-sektör yakınlaşmasına katkı sağlayacaktır.
Sektör temsilcilerinin ilgili bölümlerdeki öğrencilere seminerler vermesi sağlanmalıdır. İlgili
bölümlerdeki üniversite öğrencilerinin eğitimleri sırasında saha tecrübesi kazanmalarını
sağlayacak staj imkanları sağlanmalıdır. Bu gibi yaklaşımlar, mezunların iş bulma şansını
artıracağı için başarılı öğrencilerin lojistik ve dış ticaret bölümlerini daha fazla tercih
etmesinde bir faktör olacaktır. Lojistik firmaları ise kuramsal bilgiyi pratik bilgiyle
birleştiren kalifiye elemanlar kazanacaktır.
7.4.4
Mesleki Sürekli Eğitim
Lojistik sektörüne yönelik dış ticaret ve lojistik eğitimleri düzenlemek ve mevcut personelin
lojistik bilgi düzeyini artırmak gerekmektedir. Lojistik sektöründe çağdaş bilişim ve iletişim
teknolojilerinin kullanımını artırmanın faydaları ve yöntemleri üzerinde durulmalıdır.
Mevcut karayolu taşımacılık firmalarının lojistik firmaları haline dönüşmesi için
desteklenmeleri gerekmektedir. Bölge halkının lojistik sektörüne yönelik girişimcilik düzeyi
artırılmalı, Filyos Projesinin başlaması ile bu sektöre olan talebin artacağı anlatılmalıdır.
Oluşturulacak lojistik hizmetlerin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımını yapmak, lojistik
alanında yabancı yatırımcıyı bölgeye çekmek önem arzetmektedir.
Lojistik ile sanayi ve ticaret entegrasyonunun önemi ve farkındalığını artırmak için, sanayi
ve ticaret kuruluşlarına da eğitim programları ile ulaşılmalıdır. Bu bağlamda Dış Ticaret ve
Lojistik eğitim sertifika programları gerçekleştirilmelidir.
7.5.
Karayolları
Şekil 10’daki haritada da görüldüğü gibi bölgedeki merkezleri dışarıya bağlayan yolların
bölünmüş yola dönüştürülmesi planlanmaktadır. Karabük-Zonguldak yolunun önemli bir
kısmı bu planların dışında görünmektedir. Bu yol üzerinde yakın geçmişte 16 adet tünel inşa
edilmiş ve hizmete açılmıştır. Ayrıca Karabük’ten Ereğli’ye ulaşım süresini kısaltacak
Devrek-Ereğli yolu da bu planların dışında görünmektedir. Bu karayolu bağlantılarında
yapılacak bölünmüş yol çalışmaları bölgenin en büyük ikinci ticaret ve sanayi merkezi olan
Karabük’ten limanlara ulaşım süresini kısaltacaktır. Bu nedenle, bu bağlantıların bölünmüş
64
yola dönüştürülmesi üzerinde durulmalıdır. Bölgenin dağlık yapısı bu çalışmaların
gerçekleşmesi konusundaki en büyük tehdit kaynağıdır.
İstanbul ve İzmit Körfezindeki limanlar, yapım çalışmaları devam eden Karasu Limanı ve
lojistik merkez kurma aşamasındaki Samsun Limanı; bölgedeki mevcut limanlar ve Filyos
Limanı için alternatif limanlardır. Bu alternatif limanların tamamı otoyol güzergahı üzerinde
veya otoyola kısa bir mesafededir. Filyos Limanı’nın yakınından geçen bir otoyol yoktur.
Bolu-Bartın otoyolu ise 2023 hedeflerinde yoktur. 2035 hedefleri arasında gösterilmektedir.
Alternatif limanlara otoyol ile erişilebilirken Filyos Limanı’na giden bir otoyol olmayışı
yüksek maliyetli bu yatırım için bir risk oluşturmaktadır. Bartın otoyolu çalışmalarının daha
erken bir tarihe alınmasına çalışılmalıdır.
Bölgedeki şehirlerarası yollar şehir merkezlerinden geçmektedir. Bu durum hem
şehirlerarası ulaşım zamanlarını hem de şehir içi trafik yoğunluğunu olumsuz
etkilemektedir. Bu olumsuz etkilerin ortadan kalkması için şehirlerarası trafik çevre yolu ve
tünellerle şehir içlerinden dışarıya kaydırılmalıdır. Zonguldak, Ereğli ve Bartın yakınlarında
devam etmekte olan ve ihale edilecek olan çevre yolu ve tünel çalışmaları vardır. Ancak,
Karabük için böyle bir çalışmaya rastlanmamıştır ve burası için de bir çevre yolu
çalısmasına ihtiyaç vardır.
7.6.
Demiryolları
Yüzölçümü alanına düşen birim demiryolu uzunluklarına göre (Şekil 18) TR81 Bölgesi’nin
mevcut hali diğer bölgelere göre daha iyi durumdadır. Fakat Türkiye genelinde olduğu gibi
bölgedeki demiryollarının önemli bir bölümünün eski olması ve üzerinde tek hat
işletmeciliğinin yapılması, demiryollarının etkin kullanılmamasına neden olmaktadır.
Adapazarı-Karasu-Ereğli-Bartın demiryolu projesi ile mevcut hatlara yeni ve modern hatlar
ekleneceği gibi önemli liman kentleri olan Bartın, Ereğli, Akçakoca, Kocaali ve Karasu’nun
mevcut demiryolu ağına bağlanması sağlanacaktır. Aynı proje kapsamında Filyos Limanı’nın
demiryoluna bütünleşmesi ulaşılabilirliği artırarak bölgenin lojistik potansiyeli üzerinde
olumlu bir etkiye sahip olacağı öngörülebilir. Bu bağlamda bu projenin tamamlanması
büyük önem arzetmektedir. Ancak, bölgedeki demiryolları üzerinde yük taşımacılığının
artırılabilmesi için yük elleçleme altyapısı ve teçhizatına yatırım yapılması gerekmektedir.
Irmak-Zonguldak demiryolu hattının elektrifikasyon, sinyalizasyon ve telekomünikasyon
projesi ise mevcut hatların iyileştirilmesi ile alakalıdır. Bu hattın tek hat olarak çalışması en
büyük dezavantajlarından olmasına rağmen bu problemin çözümü proje kapsamında yer
almamaktadır. Fakat planlanan yenileme çalışması sayesinde mevcut hattın taşıma
kapasitesi ve hızında artış olması beklenebilir. Bu da TR81 Bölgesi’nin hinterlandda yer alan
şehirlere olan taşıma maliyetlerinin azalmasına böylelikle daha rekabetçi hale gelmesine
neden olacaktır.
Özellikle yukarıda belirtilen iyileştirme çalışmalarının tamamlanması ile beraber özel
sektörün demiryollarını kullanması teşvik edilmeli, bu konuda var olabilecek kötü imajın
değişimi için bilinçlendirme çalışmaları yürütülmelidir.