24.03.2018
HALKA HİTAP, GAZİANTEP
Sevgili gençler, hepinizi sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. Maşallah bu ne coşku, bu ne heyecan, bu ne sevgi? Ay yıldızlı bayrak ellerde, ülkenin aydınlık yarınları için Gaziantep meydanlara sığmıyor sağ olun, var olun.
Biraz sonra şu kapalı salonda Gaziantep Gençlik Kongresi’ni gerçekleştireceğiz bunun için buradayız, ama Gaziantep salonlara sığmıyor, meydanlara sığmıyor. Gaziantep Türkiye’nin aydınlık yarınları için gür sesle haykırıyor sağ olun, var olun.
Sevgili Gaziantepliler, değerli yol arkadaşlarım, sizlere sözlerimin başında memleket sevdalısı, “milletin adamı” adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını getirdim. Cumhurbaşkanımız da şu anda o da Samsun’da, Giresun’da bugün programları var. Cumhurbaşkanımız, bizler, bakanlarımız her gün bir yerdeyiz, her gün memleketin bir köşesindeyiz. Vatandaşlarımızla, milletimizle bir oluyoruz, beraber oluyoruz birlikte kardeş oluyoruz, Türkiye oluyoruz.
Gaziantep sadece Türkiye’nin gazi şehri değil, Gaziantep Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının yolunun geçtiği bir ilimiz. Gaziantep İstiklal Savaşı’nda gösterdiği o büyük kahramanlıklar sayesinde bugün memleketin her köşesinde huzur içinde, güven içerisinde bağımsızca hayatımızı sürdürüyoruz.
Gaziantepli değerli kardeşlerim, siz burada Suriye’ye en yakın sizsiniz Kilis’le beraber. Burada yedi yıldır yaşanan insanlık dramını en yakından sizler biliyorsunuz. Ve maalesef Suriye’deki iç savaş ve yönetim boşluğundan kaynaklanan sebeplerden dolayı üç buçuk milyon kardeşimizi zordan, dardan hayatını kurtarmak için evini, yurdunu, terk edip buraya gelen kardeşlerimize kucak açtık, ekmeğimizi paylaştık, aşımızı paylaştık.
Siz size düşeni yaptınız, size yakışanı yaptınız. Bizim inancımızda, bizim geçmişimizde insanlık var, insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı var siz de bunu gerçekleştirdiniz. Beş yüz bine yakın mülteciye ev sahipliği yapıyorsunuz, ama biz de bir yandan alçak terör örgütünü bu topraklardan söküp atmak için yurdun her köşesinde gece gündüz demeden askerimizle, polisimizle, güvenlik korucumuzla elhamdülillah topyekûn bir mücadele yapıyoruz. Netice aldık, ancak işimiz bitmedi. Dışarıda ülkemizi Suriye’den de, Irak’tan da tehdit edecek bu alçak terör örgütüne karşı sadece yurt içinde değil, onların bulundukları yerde de inlerine girerek yok etmeye azmettik, karar verdik ve bunun için işte Cerablus, Rai, El Bab, Azez bölgesi şimdi de Afrin’den bu alçak teröristleri temizledik. Sizlerin inancı, sizlerin güveni sayesinde kahraman Mehmetlerimiz destanlar yazdılar. Ve oradan Kürt kardeşlerimizi, Arap kardeşlerimizi, Türkmen kardeşlerimizi zulümden kurtardılar. Evet, işte biz böyle bir milletin evlatlarıyız. Mesele memleket olunca, mesele bayrak olunca, mesele istiklal olunca gerisi teferruattır diye yollara çıkan bir milletiz. Seksen bir milyon hep bir yürek, hep bir bilek ülkemizin aydınlık yarınları için Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kararlı adımlarla yolumuza devam ediyoruz.
Bugün Gaziantep’te bayram var, bugün Gaziantep’te coşku var çünkü Türkiye’nin aydınlık yarınlarına giden yolda yenilenme var, tazelenme var. Bugünümüz, yarınımız, geleceğimiz, gençlerimizin aydınlık yarınları için buradayız, bu meydandayız. Gaziantepliler, AK kadınlar, AK gençler, hazır mısınız? -Evet- Yeni bir destan yazmaya var mısınız? –Varız- Hedef 2023 Cumhurbaşkanı seçimi, belediye seçimi, milletvekili seçimi. Gaziantep başından beri AK Parti’ye çok büyük destek verdi, AK Parti’ye her seçimde desteğini artırarak bugünlere geldik. Türkiye ortalamasının on puan üzerinde destek verdi Gaziantep, Gaziantep’e de yakışan budur; sağ olun, var olun, Allah sizlerden razı olsun değerli kardeşlerim.
Şimdi içeride kardeşlerimiz bizi bekliyor, izninizle oraya geçelim onları da fazla bekletmeyelim. Kongremizi yapalım, Gaziantep’e müjdelerimizi de orada açıklayalım tamam mı? Hepinizi tekrar sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Evet, çay davetini gördük, siz hep bir araya gelin bir yerde gelip içelim hepsine ayrı ayrı gidemeyiz. Siz çayı koyun bakalım da Allah kerim.
Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun sevgili kardeşlerim sağ olun.
24.03.2018
AK PARTİ GAZİANTEP GENÇLİK KOLLARI 5. OLAĞAN İL KONGRESİ, GAZİANTEP
Hanımefendiler, beyefendiler; hepinizi muhabbetle, sevgiyle selamlıyorum. Gazi şehir Gaziantep’e selam olsun. Emeğin, alın terinin, üretimin şehri Gaziantep’in çalışkan insanlarını selamlıyorum. Hürriyetin şehri, istiklalin şehri Gaziantep’ten bütün Türkiye’yi, 81 milyon vatandaşımızı selamlıyorum. Lezzetin, damak tadının şehri Gaziantep, Türkiye’nin markasıdır. Baklavası, kebabı, fıstığı, zengin ve lezzetli mutfağıyla Gaziantep dünyanın marka şehirlerinden biridir. Bu muhteşem salondan Araban’ı, İslahiye’yi, Karkamış’ı, Nizip’i selamlıyorum. Nurdağı’nı, Oğuzeli’ni, Şahinbey’i Şehitkamil’i, Yavuzeli’ni ve orada yaşayan bütün vatandaşlarımı yürekten selamlıyorum. Şehitkamil’in, Karayılan’ın, Şahinbey’in evlatlarına selam olsun.
Sevgili gençler, değerli yol arkadaşlarım, sizlere “milletin adamı”, adam gibi adam liderimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını getirdim. Coşkunuza, sevginize çok teşekkür ediyorum. Öncelikle AK Parti Gaziantep teşkilatımızda bugüne kadar görev yapmış bütün arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Ahirete göçmüş olanlara da Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. Bu vesileyle ebediyete uğurladığımız milletvekilimiz Abdulkadir Yüksel kardeşime bir kez daha Allah’tan rahmet, ailesine ve sizlere başsağlığı diliyorum. Kongremizin şehrimiz için, ülkemiz için, milletimiz için, gençlerimiz için, geleceğimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Gaziantep bize hep sahip çıktı, ilk günden beri sahip çıktı. Her seçimde Gaziantep, AK Partimize desteğini artırarak bugünlere geldi. Bize olan inancınızı, bize olan güveninizi hep muhafaza ettiniz, Allah sizlerden razı olsun.
1 Kasım seçimlerinde yüzde 61,5, 16 Nisan halk oylamasında yüzde 62,5’le Türkiye ortalamasının üzerinde destek verdiniz, size yakışanı yaptınız. İnşallah önümüzdeki seçimlerde bu desteği daha da yukarılara taşıyacağız. Gençler, önümüzdeki seçimlerde yeni bir rekora hazır mısınız? Kapı kapı dolaşarak bütün vatandaşlarımızın, hemşehrilerimizin gönlünü kazanmaya var mısınız? -Varız- Gençler, bizim gücümüz sizsiniz, siz ne kadar güçlüyseniz biz de o kadar güçlüyüz. Unutmayın, AK Parti davası sizin omuzlarınızda yürüyecek. Sizler bizim hem umudumuz hem de ufkumuzsunuz. Şu kutlu yürüyüşte sizlerle yol arkadaşı, dava arkadaşı olmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Kişi sevdiğiyle beraber, diyor Yüce Peygamberimiz. Biz daima sizlerle beraberiz, sizleri seviyoruz, sizlere güveniyoruz, sizlere inanıyoruz gençler. Allah birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin. Kardeşliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermesin.
Sevgili gençler, haktan ve adaletten asla ayrılmayacağız. Millî iradeye, hak ve adalete 15 Temmuz’da sahip çıktığınız gibi daima sahip çıkacaksınız. Millete sevdanız, bu ülkeye aşkınız hiç eksilmesin gençler, Allah hepinizden razı olsun.
Sevgili gençler, AK Parti’de kongre demek heyecan demek, coşku demek, muhabbetin doruğa çıkması demek tıpkı şimdi olduğu gibi. İçeride, dışarıda on binler bu heyecanı, bu coşkuyu yaşıyor. Gaziantep’e de yakışan budur, diyorum. AK Parti kongreleri hizmet aşkının tazelenmesi demek. AK Parti kongrelerinde hep bir oluruz, tek yürek oluruz. Bu dava gençler, milletin davasıdır, bu dava Türkiye davasıdır. AK Parti hukukun, adaletin, kalkınmanın adıdır. AK Parti demokrasi ve özgürlük hareketidir. AK Parti olarak ilk günden bugüne hiçbir zaman milleti birbirinden ayrıştıran fikirler üzerine siyaset yapmadık, yapmayacağız. Bizim davamız Türkiye’nin beka davasıdır. Bizim siyasetten amacımız devleti milletle buluşturmak, kaynaştırmaktır. Harikasınız harika, teşekkür ediyorum, sizlerle gurur duyuyorum gençler.
AK Parti olarak toplumun vicdanını yaralayan hiçbir işin arkasında bugüne kadar olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Gençlerimizin geleceğe güvenle yürümelerini istiyoruz. Kadınlarımızın geleceğe güvenle bakmasını istiyoruz. İnançla, azimle sürdürdüğümüz mücadele milletin ikbal mücadelesidir.
Değerli kardeşlerim, Oğuzeli, Şahinbey, Nizip, Şehitkamil, Araban, Nurdağı, İslahiye maşallah herkes burada. Değerli kardeşlerim, Gaziantep gönlü zengin bir şehrimiz, yüreği memleket sevdasıyla yananların şehri. Siz dünyanın vicdanısınız, siz merhametin adısınız. Gazi unvanınızın yanına bir de ensar unvanı eklediniz. Şu anda Gaziantep yarım milyona yakın Suriyeli kardeşimizi bağrına basıyor, misafir ediyor. Suriyeli muhacirlere ensar olan bütün Gaziantepli kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Sizler bu asil duruşunuzla kardeşlik, komşuluk hukukunun gereğini yaptınız. Aynı zamanda bütün dünyaya unutulmayacak bir de ders verdiniz. Sadece o mazlumlar değil, bütün insanlar, bütün insanlık Gaziantep ve Kilis’i hayırla yâd edecek unutmayacaktır. Gaziantep adaletin şehridir, hanımeli değen bu şehir şefkat ve merhametin şehridir aynı zamanda. Suriyeli kardeşlerimize kuru bir ev sahipliği yapmadınız. Onları istihdama, üretime katarak hayata, geleceğe tutunmalarını sağladınız, aile değerlerini koruma imkânı verdiniz. Vakıflarımız, derneklerimiz Suriyeli kardeşlerimiz için çıkardıkları gazete, dergi, radyo yayınlarında onların kültür değerlerinin yaşamasına katkı sağladı, eğitim desteği verdiniz. Ülkemizde yaşayan Suriyeli aydınlar, yazarlar bu gönüllü çalışmalara destek verdi. Türkiye’nin bilim adamları, aydınları, sivil toplum kuruluşları Suriyeliler için yapılan bütün fedakârlıkları görmelidir, takdir etmelidir. Suriyeli kardeşlerimiz mutlaka yurtlarına dönecektir, normal hayatlarına dönecektir, tıpkı Cerablus’ta olduğu gibi, El Bab’da olduğu gibi, Rai’de olduğu gibi ve şimdi de Afrin’de olduğu gibi. Çünkü oraları terör yuvalarından temizleyen kahraman Türk Mehmetçikleri var, onların alnından öpüyorum, başarılarını tebrik ediyorum evlatlarımızın.
TÜRKİYE’NİN TERÖRLE MÜCADELESİNİ ENGELLEMEK İSTEYENLER HÜSRANA UĞRAMAYA MAHKÛMDUR.
Biliyorsunuz Afrin’i ÖSO’yla birlikte terörden temizledik. Şimdi değerli gençler, Fırat Kalkanı'ndan sonra şimdi Afrin, orayı terörden temizledik. Şimdi bu terör örgütü PKK, YPG, PYD… İnşallah bu alçakları Kürtlerin de, Arap kardeşlerimizin de başına bela olmaktan defedeceğiz, onların huzurunu, güvenini sağlayacağız. Bu PKK örgütünün Kürtlerle ilgili hiçbir meselesi yok. Kürtlerin dertleriyle dertlendikleri yok. Onlar sadece ve sadece efendilerinin, emperyal güçlerin emirlerini yerine getiriyor, masum insanları, savunmasız insanları gözünü kırpmadan Türk demeden, Kürt demeden, Arap demeden herkesi katlediyorlar. Bu alçakları bu topraklardan tamamen söküp atıncaya kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Kürtleri de, Arapları da, Türkleri de bunların tasallutundan, şerrinden kurtarmak için gereken adımların hepsini bugüne kadar attığımız gibi bundan sonra da atmaya devam edeceğiz. Şimdi artık Afrin’de yeniden hayat başlıyor. Yerel unsurlardan yönetimler oluşuyor tıpkı Cerablus’taki gibi. Bölge patlayıcılardan temizlenince artık oraya, şehri ilçeyi bırakıp giden, oranın yerlileri, sahipleri dönecek, yerleşecekler. Suriyeli kardeşlerimizin yaşadığı savaşın travmasını atlatarak evlerine dönmeleri için yapılan her çalışmayı yakından takip ediyoruz.
Değerli kardeşlerim, terörden, Suriye’deki iç savaştan en fazla etkilenen illerimizin başında Gaziantep geliyor. Yaşadığınız mağduriyeti metanetli bir şekilde karşılama erdemini, özverisini gösterdiniz. Kahraman Mehmetçik ÖSO’yla birlikte bu terör tehdidini defetmek, sizlerin can ve mal güvenliğini temin etmek için Afrin’e gitti. Başarıyla gerçekleştirilen harekâtla artık terör varlığı orada da sona erdirildi. Sınır boylarımızda vatandaşlarımızın canına, malına yönelen her türlü tehdit mutlaka bertaraf edilecek, bundan dönüş yok.
Merak etmeyin gençler, merak etmeyin. İhtiyaç olursa el ele, kol kola seksen bir milyon, bu ülke için, ay yıldızlı bayrak için nasıl 15 Temmuz’da meydanlara indikse gerekirse yine ineriz, ama artık Mehmetçiklerimiz size iş bırakmıyor.
Haklı davamıza yönelen teröristlerin ağzıyla kara propagandalar yapanlar var, bu propagandalar maksatlıdır. Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğü bizim için vazgeçilmezdir bunu hep söylüyoruz. Türkiye’nin güvenliği Suriye’den geçer, Irak’tan geçer, buraların istikrarından geçer. PKK, PYD, DEAŞ terör örgütlerini tamamen yok ederek bölgede, ülkemizde, huzuru sağlamak bizim önceliğimizdir. Türkiye’nin terörle mücadelesini engellemek isteyenler hüsrana uğramaya mahkûmdur. Bütün şehitlerimize, Afrin şehitlerimize, Fırat Kalkanı şehitlerimize, terörle mücadele ederken verdiğimiz şehitlere, 15 Temmuz şehitlerimize, vatan mücadelesi veren bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, mekânları cennet olsun. Gazilerimize hayırlı, uzun ömürler diliyorum. Allah milletimizin, Mehmetçiğimizin yâr ve yardımcısı olsun.
BUGÜN ANTEP’İN İHRACAT RAKAMI 7 MİLYAR DOLARA DAYANMIŞTIR.
Değerli dava arkadaşlarım, ülkemizi dünyanın en itibarlı, güçlü ülkeleri arasına sokmaya azmettik, yemin ettik. On beş yıl boyunca günübirlik düşünmedik, yapısal reformlar yaptık, ülkemizi dünyanın on yedinci, Avrupa’nın altıncı büyük ekonomisi haline getirdik. Bakın Gaziantep’ten başka illerde, Anadolu illerinde çok yok, iki tane bakanımız var. Ekonominin başında Mehmet Şimşek. Adaletin başında Abdülhamit Gül. Adalet ve Kalkınma Partisi, iki tane konu var; adalet ve kalkınma. Kalkınma da Gaziantep’te, adalet de Gaziantep’te. AK Parti’nin ana hedefleri Gaziantep’ten. Çünkü Gaziantep kendi ayağı üzerinde duran, kendi dinamitleriyle geleceğini inşa eden bir şehir. En zor şartlarda, Suriye savaşında, Irak savaşında, terörde asla pes etmedi Gaziantep. Hep ayakta durmayı başardı, hep gelecek hedeflerine yoğunlaştı. Bugün Türkiye on beş yılda çok mesafe katetti. İhracatımızı 36 milyardan 160 milyara çıkardık. Sadece bir yıl içerisinde bir milyon altı yüz bin vatandaşımıza iş sağladık. Yatırımlarda dünyanın en iddialı yatırım teşvik sistemini başlattık. Türkiye ekonomisinin nereden nereye geldiğini görmek için, Gaziantep’i görmek yeter. Daha fazla büyüme, daha fazla iş, aş, daha fazla refah için koşar adımlarla ilerliyoruz. Gaziantep büyüme hedefimize en büyük katkıyı veren illerimizden birisi. Bu büyümede tabii ki Gaziantep de üzerine düşen payı aldı. Türkiye’nin büyüme nispetinden daha fazlasını, istihdam artışından daha yükseğini, kamu ve özel yatırımlarından büyük pay aldı Gaziantep. Gaziantep’e yapılan her şey helalühoş olsun, Gaziantep her şeyin en güzelini hak ediyor. Türkiye’nin beşinci büyük şehri olarak Gaziantep, ekonomimizin güçlü şehirlerinin başında geliyor. Kişi başına düşen dış ticaret rakamında bölgenin lideri Gaziantep. 12 milyar doları bulan dış ticaret hacmiyle bu şehir bir ekonomi devi âdeta. Bugün Antep’in ihracat rakamı 7 milyar dolara dayanmıştır. Marka şehri Gaziantep’e de bu yakışır. Akıl teri, alın teri akıtmayı büyük erdem sayan Gaziantep’in güzel ve çalışkan insanlarına da yakışan budur. Gaziantep üretimin, bereketin şehridir. On altı yılda bu güzel şehrimize 24 milyar yatırım yapmışız, helalühoş olsun.
Hepsini anlatmaya vaktimiz yok. Gaziantep’e yaptığımız yatırımlardan sadece birkaç tanesini zikretmek istiyorum. Bugün Gaziantep’te iş yeri sayısı, sigortalı çalıştıran iş yeri sayısı 34 bini aştı, Allah sayılarını daha da artırsın. Dört yüz elli bin kişi sosyal güvenlik kapsamında çalışıyor, akıl teri, alın teri döküyor. Gaziantep Üniversitesi bölgenin en iyi eğitim veren üniversitelerinden biri. Şimdi Gaziantep’e yeni bir müjdem var, Gaziantep’e üçüncü bir üniversite daha kuruyoruz, bilim ve teknoloji üniversitesi, hayırlı, uğurlu olsun Gaziantep’e. Gaziantep Üniversitesi’nin yurt kapasitesini beş kat artırdık. On beşi hastane olmak üzere yetmiş beş sağlık tesisini Gaziantep’e kazandırdık. 1875 yataklı şehir hastanesini de önümüzdeki yıl açmak için çalışıyoruz, hayırlı, uğurlu olsun.
Biz göreve geldiğimizde Gaziantep’te sadece 116 kilometre bölünmüş yol vardı. O 116 kilometrenin üzerine 280 kilometre bölünmüş yol ilave ederek, 396 kilometreye çıkardık, işte farkımız bu. Biliyorsunuz Gaziantep-Urfa Otoyolu’nu bizim dönemde yaptık. Şimdi Gaziantep’ten Urfa’ya giden yolu da bölünmüş yol olarak yapıyoruz, hayırlı, uğurlu olsun. Gaziantep’i denize yaklaştıracak, İskenderun Limanı’yla mesafeyi 85 kilometre kısaltacak Amanos Tünelleri projesi de adım adım ilerliyor, hayırlı, uğurlu olsun. Gaziantep, Osmaniye, Adana, Mersin hızlı tren proje çalışmaları da tüm hızıyla devam ediyor. Bu proje yapımı gerçekleştirildiğinde Gaziantep-Kahramanmaraş arası 50 dakika; Gaziantep-Osmaniye arası 1 saat; Gaziantep-Adana arası bir buçuk saat; Gaziantep-Mersin arası iki saatte trenle gidilebilecek. Evet, yapımına başlanan, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımızın yapımını sürdürdüğü Gaziray Demiryolu Projesi de inşallah seneye bitmiş olacak, hayırlı, uğurlu olsun. Gaziray Projesi hem metro standartlarında kent içi toplu taşımaya hem de hızlı tren bağlantısıyla şehirlerarası ulaşıma hizmet edecek. Projeyi bu şekilde planladık. Ta benim bakanlığım zamanında Belediye Başkanımız Fatma Şahin Hanımefendi’yle beraber bir proje. Bu hat, günde yüz bin Gaziantepliye ulaşım sağlayacak. TOKİ-Büyükşehir Belediye iş birliğiyle 50 bin konut projesi başlatıldı. Bunların iki bin sekiz yüz kadarının ihalesi yapıldı ve inşaata başlandı. Hayırlı, uğurlu olsun. Bir yandan metro raylı sistem, bir yandan kentsel dönüşüm, adım adım Gaziantep marka, bölgenin parlayan yıldızı olmaya devam ediyor.
Gaziantep’te sevgili gençler, 2002’de iki adet organize sanayi bölgesi vardı, şu anda dört organize sanayi bölgesinde yüz kırk bin kardeşimiz akıl teri döküyor, alın teri döküyor, ekmeğini kazanıyor. Gaziantep Organize Sanayi Bölgelerine özellikle teşekkür ediyorum. Çünkü zor zamanda da OSB sorumluluk aldı, Soma depreminde şehit olan mağdurlarımızın yakınlarına üç yüz bir konut yapıp teslim ettiler. Bu kardeşlik, dayanışma ruhu her türlü takdiri hak ediyor, sağ olsunlar, var olsunlar, Allah razı olsun diyorum.
Gerek Büyükşehir Belediye Başkanımız, gerek ilçe belediye başkanlarımız gerek milletvekillerimiz, bakanlarımız Gaziantep’in kalkınması için, büyümesi için canla başla büyük bir fedakârlıkla çalıştılar ve Gaziantep’in çehresini değiştirdiler, yaşanabilir marka bir şehir yaptılar. Herkese, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Gaziantep doğru ellerde ne kadar güzel işlerin yapılabildiğini gösteren en önemli şehirlerimizden biri. Gençler, sevgili gençler, biz sizlerin fikirlerinize, vizyonunuza, enerjinize güveniyoruz. Türkiye’nin hem bu günü hem yarını hem de aydınlık geleceği sizlersiniz gençler. Geleceği siz inşa edeceksiniz, geleceğin Türkiye’sine rengini siz vereceksiniz.
Gençler, Şahinbey, Şehitkamil, Nizip, Oğuzeli büyük davayı omuzlamaya hazır mısınız? -Evet- Ülkemiz adına sizlerden beklentimiz büyük. Gençliğe yatırım biliyoruz ki geleceğe yatırımdır, bu sebeple en büyük payı bütçede gençliğe ayırdık. 2018 bütçesinde 130 milyar ile Millî Eğitim en büyük payı aldı. Sizin önünüzdeki her engeli kaldıra kaldıra bugünlere geldik. Biliyorsunuz üniversiteye girişte engeller vardı, kıyafet sorunu vardı, katsayı sorunu vardı, bütün bu antidemokratik uygulamalara son verdik. Bütün illerimizin artık üniversitesi var. Gaziantep’in iki tane var, şimdi üç tane olacak, hayırlı, uğurlu olsun. Yükseköğretimde yurt kapasitesini yüz seksen binden, altı yüz otuz binin üzerine çıkardık. Göreve geldiğimizde bursları hatırlayın, öğrenci bursu sadece 45 liraydı. Bugün ne kadar? 470 lira, on kattan fazla. Doktora, yüksek lisans daha fazla. 2018 Şubat itibarıyla yedi milyonun üzerinde üniversite öğrencimiz var. Gençliğe destek lafla değil, icraatla oluyor icraatla. Sadece eğitim alanında değil, birçok alanda gençlerimizin önündeki engelleri kaldırdık. Eski siyaset anlayışında gençlik tehlike olarak görülürdü, gençlere yetki ve sorumluluk verilmezdi. Ama biz gençlerimize hep inandık, güvendik. Türkiye gençlerin omuzlarında yükselecek, dedik. Bunun için gençlerin siyasette, yönetimlerde etkili olması için düzenleme yaptık. AK Parti iktidarında gençlere 18 yaşında seçme ve seçilme hakkı verildi. İşte gençliği, geleceğin teminatı gençleri düşünmek budur. Kısacası gençlerimizi eğitim, spor, sanat alanında destekledik, desteklemeye devam ediyoruz.
Gençler projelerini hayata geçirsin diye GENÇDES Projesi’ni uygulamaya koyduk. Daha müreffeh, daha kalkınmış bir ülke için gençler, hep birlikte ter dökeceğiz. Sizler bu milletin gözbebeği, geleceğimizin teminatısınız. Her bir vatandaşımızın huzur, güven içinde yaşadığı ülkeyi sizlerle beraber inşa edeceğiz.
Sevgili gençler, seçimlere adım adım ilerliyoruz. Türkiye’nin önünde yeni bir gelecek var, aydınlık bir gelecek var. Ülkemiz, vatandaşlarımız, gençlerimiz yeni imkânlara layık. Daha güçlü ekonominin önü, istikrarlı ve güçlü siyasi yönetimle açılacak. Bu kapıları sizlerin inancı ve gayreti açacak. Gaziantep’in gençleri hazır mı? -Evet- Bu salondaki coşkuyu sandığa taşımaya var mısınız? -Evet- İstikrar sürsün, Gaziantep büyüsün diyor muyuz? –Evet-İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün diyor muyuz? -Evet- O zaman Gaziantep kararını vermiş, Gaziantep işi bitirmiş. Allah hepinizden razı olsun, sağ olun, var olun.
Kongremizin hayırlara vesile olmasını Mevla’mdan niyaz ediyorum. Görev alacak bütün arkadaşlarıma üstün başarılar diliyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Allah’a emanet olun değerli kardeşlerim.
24.03.2018
İZMİR’DE GÖREV SIRASINDA ŞEHİT OLAN POLİS MEMURU MEHMET ÇELİK’İN AİLESİNE BAŞSAĞLIĞI ZİYARETİ, GAZİANTEP
24.03.2018
GAZİANTEPLİ VATANDAŞ YUSUF DEMİREL’İN ÇAY DAVETİ DOLAYISIYLA EVİNE ZİYARET, GAZİANTEP
24.03.2018
GAZİANTEP SANAYİ ODASI MART AYI MECLİS TOPLANTISI, GAZİANTEP
Gaziantep’in sanayisini elinde tutan, Gaziantep’i geleceğe tutan siz cefakâr, vefakâr sanayicilerimizle bu Gaziantep ziyareti vesilesiyle bir araya geldik. Sanayicilik bir sevda işidir, sanayicilik para kazanmak için bence tercih edilecek bir iş değildir. Az çok bu işi yapmış biriyim, sanayicilik yapmadım, ama üretim yaptım. Bir ürün ortaya koymak, bir şey üretmenin verdiği hazzı para pul karşılamaz. O iş bitip de şöyle yorgunluğunuz birdenbire geçip eserinizin karşısında durduğunuz zaman, her şeyi unutursunuz.
Maalesef tabii ahir zaman sektörleri çoğaldı, sanayicilik gittikçe gözden düşmeye başladı. Akıl teri, alın teri yüksek olan bir iştir. Ancak sanayicilik eninde sonunda var olmaya devam edecek çünkü üreten bir sektör, istihdam oluşturan bir sektör. Ülkeyi kalkındıran, geleceğe taşıyan bir sektör. O bakımdan sanayicilerimizin yaptığı bu büyük fedakârlık karşısında bizim daha fazlasını yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
27.03.2018
AK PARTİ GRUP TOPLANTISI, ANKARA
AK Parti Grup Toplantısı’nın partimiz için, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Cenabı Mevla’mdan niyaz ediyorum. Meclis çalışmalarında başarılı ve verimli bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum.
Geçtiğimiz hafta yoğun bir programımız vardı. Milletimizin hizmetinde olmaya devam ettik. Grup toplantımızın hemen arkasından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın yüz bir ilçe, belde, yerleşim yerinde iki milyon üç yüz bin vatandaşımıza daha doğal gaz verilmesi dolayısıyla düzenlenen törende Cumhurbaşkanımızla beraber olduk. Bu yıl içerisinde yaklaşık 1,8 milyar liralık yatırımla 2,5 milyon vatandaşımıza daha, yeni ilçelere, yeni yerleşim yerlerine inşallah doğal gaz vermiş olacağız. Hayırlı, uğurlu olsun. Bu sene içerisinde Şırnak, Hakkâri’yi, Artvin’i de doğal gazla buluşturuyoruz, böylece doğal gaz gitmeyen ilimiz kalmamış olacak. Bütün bu hizmetlerin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Çarşamba günü öğleden sonra Beştepe Kongre Kültür Merkezi’nde Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın gerçekten çok renkli, keyifli bir programında yine beraber olduk. Ormancılarımızın katılımıyla düzenlenen bu programda aynı anda dört önemli etkinliği gerçekleştirdik. Bildiğiniz gibi 21 Mart Nevruz günüydü, aynı zamanda 21 Mart Ormancılık Günü, 22 Mart Dünya Su Günü, 23 Mart Dünya Meteoroloji Günü, velhasıl geçen hafta Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu’nun günüydü. Bu toplantı vesilesiyle daha yeşil bir Türkiye’yi birlikte nasıl inşa ederiz temasıyla düzenlenen bir kampanya yapıldı ve Türkiye’deki yirmi üç milyon aileye Cumhurbaşkanımız içinde bir karaçam tohumunun da bulunduğu mektup gönderdi. Çevre ve yeşillik adına başlatılan bu kampanyayla inşallah tohumlar toprakla buluşacak, ülkemizin orman varlığının artmasına katkı sağlayacaktır.
Cumhurbaşkanımız Cuma günü İstanbul’da Bağcılar, Güngören, Beyoğlu ilçe kongrelerine katıldı. Biz de Savunma Sanayii Müsteşarlığının Endüstriyel Yenilik Değerlendirme ve Destekleme toplantısına katıldık. Bu toplantının amacı, son yıllarda gelişmekte olan savunma sanayimizin yerlileştirilmesi ve millîleştirilmesi, yüksek teknolojiye sahip yeni şirketlerin savunma ekosisteminin oluşturulması için başlatılan bir teşvik programı.
Daha sonra Cumhurbaşkanımız Cumartesi-Pazar günleri Samsun, Ordu, Trabzon ve Giresun kongrelerinde teşkilatlarımızla, yol arkadaşlarımızla beraber oldu. Biz de Cumartesi günü Gaziantep İl Gençlik Kongresi’ne katıldık. Gerek Cumhurbaşkanımızın katıldığı bu kongreler, gerekse bizim katıldığımız kongreler hakikaten heyecan dolu, coşku dolu, tam bir miting havasında salonun içinde dışında muazzam bir katılımla kongreleri gerçekleştirdik. Bir kez daha gördük ki AK Parti teşkilatında metal yorgunluğu falan yok, dimdik ayakta, heyecan dorukta.
AK PARTİ OLARAK, TAM ÜYELİK MÜZAKERELERİNİN BİR AN ÖNCE BAŞLAMASI İÇİN ADIMLARI SÜRATLE VE KARARLILIKLA ATTIK.
Dün de Sayın Cumhurbaşkanımız bildiğiniz gibi Avrupa Birliği Komisyon Başkanı, Avrupa Birliği Konsey Başkanı ve Birliğin Dönem Başkanı Bulgaristan Başbakanı’yla, Bakanlarımız, Avrupa Birliği Bakanımız, Dışişleri Bakanımız, Enerji Bakanımızın da katıldığı bir toplantıda bir araya geldi.
Değerli arkadaşlar, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri bakımından önemli sayabileceğimiz bu toplantıda gündemdeki bütün konular enine boyuna ele alındı. Avrupa Birliği tam üyelik müzakerelerine başladığımız 2005 yılından bu tarafa yaşanan tıkanıklıklar, krizler, verilen ama yerine getirilemeyen sözler Varna’da bir kez daha masaya kondu, açık şekilde muhataplarımıza ifade edildi. Türkiye’nin Avrupa Birliği karnesi, tüm taahhütlerin yerine getirildiği, sadece AB tarafından kaynaklanan sıkıntılar ve siyasi engellemeler sebebiyle beklemeye alınan hususlardan oluşuyor. Buna karşılık Avrupa Birliği’nin karnesi en başından beri ciddi kırıklarla, tutarsızlıklarla ve yalpalamalarla doludur. Yunanistan’la eş zamanlı olarak başlayan tam üyelik serüvenimiz, bir süre sonra bilinçli olarak ayrıştırılmış ve burada ilk güven kaybı yaşanmıştır. Ardından ülkemizin tutarlı hiçbir sebep olmadan çok uzun süreli beklemeye alındığı dönemi gördük. Daha sonra 1996 yılında Gümrük Birliği süreci başladı. Türkiye ekonomisinin küresel rekabet gücünün gelişmesine önemli sayılabilecek katkı sağlayan Gümrük Birliği’nden esasen Avrupa ülkeleri bizden daha az bir fayda görmemiştir. AK Parti olarak hükûmete geldiğimiz dönemde Avrupa Birliği meselesine çok önem verdik ve tam üyelik müzakerelerinin bir an önce başlaması için adımları süratle ve kararlılıkla attık. AK Parti’nin iktidara geldiği ilk günlerde, Sayın Cumhurbaşkanımız daha başbakan değilken neredeyse bütün Avrupa başkentlerini dolaşarak bu konudaki samimi düşüncelerimizi onlarla paylaştık. Brüksel’de 17 Aralık 2004’te yapılan Avrupa Birliği Zirvesi, ilişkilerimiz bakımından önemli bir tarihtir. Bu zirvede Avrupa Birliği’nin ikircikli tavrına tepki olarak ortaya koyduğumuz kararlı duruş karşısında 3 Ekim 2005 tarihini tam üyelik müzakere takvimi olarak belirlediler. Ancak bu tarihten sonra Avrupa Birliği geçmişte ve daha sonra da örneği görülmeyen birtakım uygulamalarla, ülkemizin tam üyeliğini tabiri caizse tekrar bir belirsizlik sürecine sokmuştur. Kıbrıs Rum Kesimi’nin, Birliğe tek taraflı kabulüyle başlayan, önümüze o kadar çok engeller çıkmıştır ki konu artık üzüm yemek değil bağcıyı dövmek noktasına kadar gelmiştir. Nitekim 2006 yılı Aralık ayındaki zirvede açılmış olan fasıllarla ilgili müzakerelerin askıya alınmasına, yeni fasılların açılmamasına karar verilmiş ve böylece görüşmeler de çıkmaza girmiştir. Daha sonraki yıllarda müzakereye açılan bazı fasıllar olsa da, müzakeresi süren kritik fasıllar bloke edildiği için bu görüşmelerin de fazla bir anlamı olmamıştır.
Hâlihazırda tam üyelik için otuz beş fasıldan on altısı açılabilmiş, bunlardan bir tanesi kapanırken diğerleri beklemeye alınmış ve on dört fasıl da hâlâ bloke haldedir.
Bu arada Suriye ve Irak’ta başlayan karışıklıklar, yönetim boşluğu, iç savaş sebebiyle Avrupa’ya yönelik büyük bir mülteci akını ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine Avrupa Birliği’yle Türkiye arasında 2016, 18 Mart’ında bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşma vize serbestisini, geri kabul anlaşmasını içeren bir sürecin başlangıcıdır. Haziran ayı sonunda o anlaşmaya göre vize serbestisi sağlanacak ve bu konuda da Türkiye’nin yapması gereken birtakım yasal düzenlemeler vardı. Alınan bütün tedbirlere kadar, bizim bakımımızdan taahhütlerimizi büyük oranda yerine getirmemize rağmen, Avrupa’ya bir günde yedi bine kadar mülteci geçişini 50’nin altına düşürmemize rağmen, maalesef bu anlaşmada yine muhatabımız Avrupa Birliği üzerine düşen vecibeyi, görevi yerine getirmemiş, sözünü tutmamış ve bugünlere gelinmiştir.
Aynı şekilde mülteci akınının önüne geçmesi karşılığında ülkemizdeki Suriyeliler için taahhüt edilen 3+3 milyar avroluk maddi desteğin kullanılmasında da birçok bürokratik zorluklar ve engellemeler nedeniyle beklenen ilerleme sağlanamamıştır.
Bu arada, bildiğiniz gibi hain 15 Temmuz darbe girişimiyle ülkemiz yüz yüze gelmiştir. Demokrasinin, özgürlüklerin, insan haklarının sürekli müdafisi olduğunu iddia eden Avrupa Birliği, darbe girişimiyle beraber yasak savma kabîlinden cılız açıklamalar dışında Türkiye’ye ciddi bir destek vermemiştir. Tam tersine, bu darbe girişimine karşı aldığımız tedbirleri fırsat bilerek işi iyice yokuşa sarmaya başlamışlardır. Hatta Türkiye, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından denetim sürecine sokularak 2004 öncesi duruma getirilmiştir.
Diğer taraftan, her iki tarafın da menfaatine olan Gümrük Birliği’nin güncelleşmesi çalışması da anlamsız bir şekilde beklemeye alınmıştır.
Ülkemizin sınırlarının güvenliğini sağlamak, topraklarımız üzerinde yaşayan sığınmacıların huzur içeride evlerine, yurtlarına dönüşünü temin için yürüttüğümüz operasyonlar da Avrupa Birliği tarafından sürekli eleştiriye tabi tutulmuştur.
Değerli arkadaşlar, aziz milletim; işte öyle bir iklimde Varna’da bir toplantı gerçekleştirildi. Biz herkese olduğu gibi, Avrupa Birliği’ne karşı da hep açık ve dürüst davrandık, Varna’da da aynısını yaptık. Tüm gerçekleri Cumhurbaşkanımız muhataplarımızın yüzüne bir kez daha söyledi, belgeleri, bilgileri kendilerine takdim etti. Bütün bunlara rağmen zirvede Avrupa Birliği’nin ülkemize yönelik yaklaşımının hakkaniyetli bir zemine oturacağına dair bir işaret göremedim. Her ne kadar zirveye katılanlar iyi niyetli de olsa, sonuçta meydana gelen uygulamalar bu iyi niyeti doğrulayan nitelikte değil.
Türkiye’nin FETÖ’den, PKK, YPG, PYD’ye kadar her tür terör örgütüne karşı verdiği mücadelenin ilişkilerimizin önünde bir engel gibi gösterilmesi doğrusu bizi çok rahatsız ediyor.
Avrupa Komisyonu, 17 Nisan’da Türkiye ilerleme raporunu yayınlayacak. Bu raporda herhalde Türkiye’nin hayrına fazla bir şey olmayacağını tahmin etmek bir sır değil. Özellikle olağanüstü hâlden tutun, Afrin Operasyonu’na kadar bütün terör örgütlerinde mücadelede kullandığımız yöntemleri eleştireceklerinden hiç tereddüdüm yok.
Buradan bir kez daha Avrupalı dostlarımıza sesleniyorum; Türkiye, Avrupa Birliği’ne olan bütün yükümlülüklerini yerine getirmiştir ve arkasındadır. Tam üyelik perspektifimizi muhafaza ediyoruz. Burada sorulması gereken soru, Avrupa Birliği’nin Türkiye konusundaki kararı nedir. Avrupa yeni bir vizyonla, genişleme vizyonuyla, kucaklayıcı bir vizyonla yoluna devam mı edecek, yoksa kendi içine kapanarak bir yol mu yürüyecek? Neredeyse her konuda ülkemizin karşısında yer alan, müttefik ortaklık hukukuyla bağdaşmayacak açıklamalar yapan bazı Avrupa ülkelerinden istediğimiz şey samimiyet.
Başları sıkıştığında ülkemize koşan, tekerleri düze çıkınca yan çizen bir ülkeler topluluğu sadece bize değil, hiç kimseye güven vermez. Nitekim Avrupa Birliği’nin üye ülkeler arasındaki sıkıntılar, kavgalar giderek büyümekte ve Birliğin geleceğini de sorgulamaktadır. Bazı Avrupa ülkeleri liderleriyle yaptığımız temaslarda Türkiye’nin çok hayati sorunlarına olan yaklaşımlarını gördükçe nasıl bu derece konulara ilgisiz, konulara uzak düşebildiklerini anlamakta zorlanıyoruz. Suriye’de insani hassasiyetle operasyon yürüten tek ülke durumundaki Türkiye’yi bazen insan haklarını ihlal etmekle, hatta daha da ileri gidip işgal gibi söylemlerle suçlayan ülkeler maalesef kendi tarihlerini, kendi geçmişlerini unutmuş gözüküyorlar. Biz tek bir masumun burnu kanamasın diye kılı kırk yararak ilerlerken, terör örgütünün evlerden hastanelere, oyuncaklardan kutsal kitaplara kadar her şeyi bombalarla, tuzaklarla tuzakladığını görmeyenlere artık söyleyecek söz bulamıyoruz.
Terör örgütlerinin yerlerinden ettiği milyonlarca insana yıllar boyu ev sahipliği yapan, onların geleceğe, hayata tutunmalarını sağlayan Türkiye’yi takdir etmek yerine, bu insanlara güvenli gelecek sağlamak için Türkiye’nin yaptığı operasyonları eleştirmek asla iyi niyetle bağdaşmıyor.
Fırat Kalkanı bölgesine dönen mülteci sayısı yüz altmış bini buldu. Zeytin Dalı Harekâtı bölgesinde teröristlerden ve patlayıcılardan arındırdığımız yerlere yüz binlerce kardeşimizin geri döneceğini biliyorduk. Biz bu bölgeleri ihya edelim, bu insanlara huzur ve refah içinde gelecek sağlayalım diye çabalarken, önümüze çıkartılan engeller karşısında hayretimizi gizleyemiyoruz. Avrupa’nın güvenliğinin Türkiye’nin güvenliğinden; Türkiye’nin güvenliğinin de Suriye ve Irak’ın güvenliğinden geçtiğini biz bu Avrupalı dostlarımıza nedense bir türlü anlatamadık. Onlar anlasa da, anlamasa da bizim önceliğimiz ülkemizin, milletimizin selameti, güvenliği ve bekası olmaya devam edecek. Diğer her şey bunun arkasından gelir.
-Çanakkale seninle gurur duyuyor- Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Çanakkale geçilmez diyen ecdadın torunları, biz sizinle gurur duyuyoruz. Ama şimdi Çanakkale 1915 dünyanın en uzun köprüsüyle geçilecek. Barış için, kardeşlik için Çanakkale her zaman geçilir, ama düşmanlık olduğu zaman Çanakkale geçilmez. Avrupa Birliği’nin kriterlerine üye ülkelerin çoğundan daha yakın, hatta birçoğundan daha ileri konumda olan Türkiye’nin bu kadar hırpalanmasına daha fazla rıza gösteremeyiz.
Bizim samimiyetimize buram buram fırsatçılık kokan çıkışlarla cevap verenleri de sadece kınıyoruz. Koskoca Avrupa’nın geleceğini, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin çözüm önerilerini halk oylamasıyla reddeden Kıbrıs Rum Kesimi’nin kaprislerine teslim edenlerle bugün bu Birliğin gideceği fazla bir mesafe yok. Eğer bu iş olacaksa her iki tarafın da çıkarlarına uygun şekilde olmalıdır. Olmayacaksa bunun kararını bizden önce Avrupa vermek durumundadır.
MİLLÎ GELİRİNİ 236 MİLYAR DOLARDAN 863 MİLYAR DOLARA ÇIKARMIŞ BİR TÜRKİYE VAR.
Kardeşlerim, Türkiye olarak sınır ötesi operasyonlardan Avrupa Birliği’yle ilişkilerimize kadar her alandaki mücadelemizi yürütürken, başta ekonomi olmak üzere diğer konuları da asla ihmal etmiyoruz. Geçtiğimiz on beş yılda ekonomi konusunda yaptığımız hizmetleri, yapılan yatırımları, hayata geçirdiğimiz projeleri milletimiz çok ama çok iyi biliyor. Türkiye’yi siyasi alanda, diplomatik alanda, hatta askeri alanda köşeye sıkıştıramayanlar hemen ekonomi alanına yöneliyorlar, bu yeni değil. Yıllarca buldukları her fırsatta kriz çığırtkanlığı, finans oyunları, manipülasyonlarla bizi yıpratmaya, hırpalamaya çalıştılar. Bilhassa son beş yılda her saldırı dalgasını ekonomik kriz ve tevatürlerle taçlandırmak için yoğun bir gayret sarf ettiler. Bir zamanlar birkaç milyar dolarlık borsa satışı veya döviz talebi söylentileriyle bile yerle bir edebildikleri Türkiye ekonomisinin hâlâ böyle zayıf olduğunu zannediyorlar. Hâlbuki millî gelirini 236 milyar dolardan 863 milyar dolara; ihracatını 36 milyar dolardan 160 milyar dolara; istihdamını 21 milyondan 28,4 milyon kişiye; döviz rezervini 28 milyardan 120 milyar dolara; uluslararası uzun dönemli doğrudan yatırımlarını 1 milyardan yıllık 13 milyar dolara çıkarmış bir Türkiye var. Ülkemizin ve milletimizin ekonomisinin ölçeği çok büyümüştür, ama bize tuzak kuranların kafaları da, yürekleri de aynı derecede çok küçük kaldı. Bunun için milletimizle el ele verelim, diğer hususlarla birlikte ekonomideki tüm saldırıların da bugüne kadar üstesinden geldik, tuzakları bozduk, bundan sonra da bozmaya evvelallah muktediriz. Tabii hainlikte, sinsilikte sınır tanımayanların oyunları dur durak bilmiyor. Sürekli kriz havası estirmekten, sürekli dedikodu çıkarmaktan, moral bozmaktan, yatırımcıların kafasını karıştırmaktan geri durmuyorlar. Bizim bunlara cevabımız nedir? Ekonomimizi daha da güçlendireceğiz, yeni tedbirlerle sanayicilerimizi, esnaflarımızı, ticaret erbabını desteklemeye devam edeceğiz. Her ne kadar faizler ve kredi uygulamaları başta olmak üzere bankacılık sektörüyle ilgili bazı sorunlarımız olsa da, yine de iş birliği içerisinde ülkemizin yararına olan tedbirleri alıyoruz, almaya devam edeceğiz. Esnafımızdan inşaat sektörüne kadar geniş bir alanda ekonominin canlanmasına katkı sağlayacak bir çalışmanın sonuna gelmiş durumdayız. İnşallah bu müjdeleri milletimizle paylaşacağız. Tıpkı 2017’de yaptığımız gibi büyümeyi sürdürecek, piyasayı canlandıracak uzun dönemli yatırımı teşvik edecek bu çalışma ile ekonomimizdeki her türlü tereddüdü tamamen ortadan kaldırmış olacağız. Geçtiğimiz hafta Mecliste kabul edilen Yatırım Ortamının İyileştirilmesine Yönelik Kanun da çıktı. Cumhurbaşkanımız da onayladı, bu kanunda ne var? Kredi ve borç sözleşmesi, tapu işlemleri, teminat, şirket kuruluşları, hisse devirleri, yapı kullanım izinleri, altyapı kazıları, elektronik haberleşme altyapısı, depolama hizmetinden tutun, vatandaşın devletle olan işlerini kolaylaştıracak birçok hüküm var. Yani vatandaş devletin kapısında zaman kaybetmeyecek. Bir yandan bunu yaparken, diğer yandan da devletin vatandaşa verdiği hizmetleri elektronik ortama aktarmak. Devlet kurumlarının kendi arasında yaptığı işleri yine internet üzerinden e-devlet kapısından yapma yönündeki çalışmalarımız da tüm hızıyla devam ediyor. Şu anda e-devlet kapısından vatandaşların yaptığı işlerin oranı yüzde 60 seviyesine gelmiştir. Bu senenin sonuna geldiğimizde artık vatandaş devletle olan bütün işlerini devletin kapısına gitmeden, memurla karşılaşmadan yapabilir hale gelecektir. Bu konuyla ilgili, yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili bütün detayları, bütün açıklamaları yarın Külliye’de, Kongre ve Kültür Merkezimizde yapacağımız toplantıyla milletimizle paylaşacağız.
Perşembe günü de yine özel sektör yatırım teşvik ödüllerini vermiş olacağız. Yine Perşembe günü bildiğiniz gibi büyüme oranı açıklanacak. 2017’de Türkiye’nin büyüme hızı, büyüme oranı 7 ila 7,5 seviyesinde bir oranla gerçekleşecek bu bir rekordur.
Önümüzdeki hafta da ülkemizin en önemli yatırımlarından biri olan Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşaatının temel atması Sayın Cumhurbaşkanımız ve Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin’in katılımıyla gerçekleşecek, hayırlı, uğurlu olsun.
Ayrıca yarın ve öbür gün Bosna Hersek’e bir ziyaret gerçekleştireceğiz. Bosna Hersek biliyorsunuz 90’lı yılların başında çok büyük bedel ödedi ve o günden bugüne ülkemiz Balkanların istikrarı için, huzuru için bölgeden gereken desteği vermekte asla geri kalmadı. Onun için Bosna Hersek, Sırbistan, Arnavutluk, Kosova, Makedonya, Bulgaristan ve hatta Yunanistan’la Balkanların istikrarı ve huzuru için çalışmalarımız bundan böyle de devam edecek.
Geçtiğimiz haftalarda Katar’da Savunma Sanayisi Fuarı’na katılan firmalarımız memnuniyetle ifade etmek isterim ki, milyonlarca dolarlık sözleşmeler imzalayarak savunma sanayisinde dünya çapında söz sahibi olduklarını bir kez daha göstermiştir.
Turizmde de çok şükür iyi bir sezona yaklaşıyoruz, herkesin umutla beklediği bir sezondayız. Ülkemiz aleyhinde yapılan olumsuz kampanyalara, estirilen olumsuz havaya rağmen bu sene rezervasyonlar bir önceki seneye göre oldukça yüksek seyrediyor. Tahminler, eğer fevkalade bir durum olmazsa,bu yıl, otuz sekiz milyon misafiri Türkiye’de ağırlamış olacağız. Bu da 2015 öncesi noktaya geldiğimizi gösteriyor. Türkiye’yi büyütmek, ekonomiyi güçlendirmek, yatırımlarımızı sürdürmek için Hükûmet olarak gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz.
Değerli arkadaşlar, bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha sizlere Meclis çalışmalarında başarılar diliyorum. Uzaktan, yakından gelen bütün misafirlerimize tekrar hoş geldiniz diyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Allah’a emanet olun.
Dostları ilə paylaş: |