49
Fenoterapi
SOHBET
Albert Einstein (1879-1955)
Derin bir imana sahip olmayan gerçek
bir bilim adamı düşünemiyorum. Bu
durum şöyle ifade edilebilir: Dinsiz bir
bilim topaldır.
Bilimle ciddi şekilde uğraşan herkes
tabiat kanunlarında bir ruhun, insan-
lardan daha üstün bir ruhun olduğuna
ikna olur. Bu yüzden bilimle uğraşmak,
insanı dine götürür.
Galileo Galilei (1564-1642)
“Tabiat hiç şüphesiz Allah’ın hiç vazge-
çemeyeceğimiz, okunması gereken diğer
bir kitabıdır.”
Louis Pasteur (1822-1895)
Doğayı ne kadar çok incelersem, Ya-
ratıcı’nın eserleri karşısında inancım o
kadar çok artıyor. Bilim, insanı Allah’a
götürür.
James P. Joule (1818-1889)
Allah’ın isteklerini öğrendikten ve ita-
at ettikten sonra yapacağımız diğer şey
O’nun aklını, gücünü ve iyiliğini yaptığı
işlerin kanıtından bilmektir. Tabiat ka-
nunlarını bilmek Allah’ı bilmektir.
Isaac Newton (1642-1727)
Allah sonsuz ve mutlaktır; gücü sınırsız-
dır ve herşeyden haberdar olandır; var-
lığı sonsuzluğa dayanır; herşeyi yönetir,
yapılan ve yapılacak olan herşeyi bilir. O
sonsuz ve sınırsızdır;... Daimidir ve var-
dır; Varlığı daimidir, heryerde mevcut-
tur; her zaman ve her yerde var olmasıy-
la O, tüm zamanı ve aralıklarını yaratır...
Biz O’nu en akıllıca ve mükemmel işle-
yen ustalıklarından tanırız... Kulları ola-
rak O’na saygı duyuyoruz ve inanıyoruz
Max Planck (1858-1947)
Hangi sahada olursa olsun, bilimle ciddi
şekilde ilgilenen herkes, bilim mabedi-
nin kapısındaki şu yazıyı okuyacaktır:
‘İman et. İman, bilim adamlarının vaz-
geçemeyecekleri bir vasıft ır.’
50
Fenoterapi
RÖPORTAJ
1)Neden bu mesleği seçtiniz?
-İnsanların yaşadığı sorunları anlamayı ve aynı zamanda be-
nim de yaşadığım sıkıntılara çözüm yolları bulmayı amaçla-
dım. İkincisi insanlara danışmanlık yapmak bir yardım faaliye-
tidir. İnsanların hayatlarında,kendi sorunlarını çözmeleri için
rehberlik yapmak güzel bir duygu. Zevkle yaptığınız mesleği-
nizde aynı zamanda hayra vesile oluyorsunuz.
2)Mesleğinizin zorlukları nelerdir?
-Bir doktorun hastasına iyileşmesi için yaptığı şey kısa bir
muayene ve ilaç vermektir. Ancak bizim mesleğimizde,sorun
belirgin olmadığı gibi,çözüm süreci uzundur. Eğer danışanınız
istekli değilse uzun zaman alabilir. İyileşme sürecinin uzunlu-
ğu kadar, danışanınızda farkındalık oluşturmakta aynı zorluğu
yaşatmaktadır. Kişinin olumlu bir yanını kendisi için bir avan-
taj olarak algılanmasını sağlamak her zaman mümkün olmu-
yor. Dirençle karşılaşabiliyorsunuz. Bazen hayata küsmüş olan
birini hayata katabilmek de zor. Ancak insanların hayatlarında
manevra yapmalarına yardımcı olmak bütün zorlukları güzel-
leştiren bir mutluluk.
3)Bu meslek için bir yetenek gerekir mi?
-Sabırlı olmak mesleğimizin önemli bir gereği.Yani iyi bir din-
leyici olmalısınız. Kişinin kendisini tam ifade edebildiğine
emin olmalısınız. Karşınızdaki kişiyi dinleme sebebiniz soru-
nu algılamak. Bu bakımdan, bazen bir cümle vsize anahtar ola-
biliyor. Bu anahtar cümleyi ancak iyi bir dinleyici olursanız ka-
çırmazsınız. Bir başka özelliğiniz özverili olmanızdır.Yardımda
bulunacağınız kişiye katlanmanız gerekebilir. Çünkü kimi za-
man sizi öfk elendiren,kimi zaman tahammülünüzü zorlayan
durumlarla karşılaşabilirsiniz. Bu durumda eğer bu özellikleri
taşıyan bir kişiliğe sahip değilseniz işiniz zordur. Bizim mesle-
ğimizde kendinizi yenilemeniz de önemli bir konudur. Bunun
için hem yeni okumalar yapmak, hem de özgün tecrübelere
dayalı yeni çıkarımlarda bulunma gereği var.
4)Bu meslekte kaçıncı yılınız? Hatıralarınızdan birini anla-
tırmısınız?
-Mesleğimde 14.yılımdayım. Bir süre farklı okullarda çalıştım,
daha sonra Engelli Rehabilitasyon Merkezi’ne geçtim. Benim
için zengin bir deneyim oldu. Örneğin; boyundan aşağı felç
olan Murat adında bir öğrencim vardı. Onunla görüşmeleri-
miz, geçirdiğim zorlandığım anlardandı. Konuşamıyordu an-
cak işitiyordu Son derece zekiydi, kollarını çok sınırlı kullanı-
yordu. Dolayısıyla yavaşça yazabiliyordu. Yada parmağıyla harf
çiziyordu. Zorlanma sebebim,yirmibir yaşında ve bu ağır du-
rumda olan birini nasıl hayata bağlayabilirdim. Sadece işitip,
zekasını kullanan akıllı biriydi. Birgün bana bir şiirini gösterdi.
Prangalar altında olduğunu ifade ediyordu. Tekerlekli sandal-
yede bu gencecik insana kalbinin farkında olması gerektiğini
anlattım. Duygularının yerli yerinde olduğunun,farkında ol-
ması gerektiğini,bütün vücut organları yerinde olup kalbi kas-
katı ve duygusal körlük içinde olanların daha büyük bir engele
sahip olduğunu anlattım. Oldukça hoşuna gitmişti. Sonraki
günlerde hayata daha çok bağlandığını gördüm.
5)Tabii öteki öğrenciler de sizi zorlamıştır.
-Evet,farklı özür gruplarından üçyüze yakın öğrencimiz var-
dı.Hepsinin moral, motivasyonundan sorumlusunuz.Düşün-
senize aralarında hiç normal yok ve bir şekilde onları hayata
bağlamak işiniz. Otistik çocukları unutamıyorum.Bir yanda
zeka,öte yanda inanılmaz iletişim bozukluğu ile hayli ilginçti
durumları. Onların iç dünyalarına girmek kolay olmadı. Çok
zaman geçti dostluk kurmak için.İşitme engelliler ve ortopetik
engelliler de zihinsel sorun olmadığı için iletişim daha iyiydi.
Ancak işitme engellilerle kimi zaman el işaretleriyle anlaşıyor-
duk.
6)Şimdi bir meslek seçmek durumunda olsanız yine aynı
mesleği mi seçersiniz?
-İnsanlar kendi yapılarına göre meslek seçerler.Bir bakıma
nehrin akarken kendi yatağını bulması gibi. İnsanın kendisiy-
le ve ötekilerle kurduğu anlam bağı beni hep ilgilendirmiştir.
Eğer doğru anlamdırabilirsek sorunların azaldığını görebiliriz.
Bu bakımdan mesleğim, ilgi duyduğum bu konuyu önümde
tutuyor,yani yine aynı mesleği seçeceğim demektir. Ama şunu
söyleyebilirim ki gazetecilik sevdiğim bir meslek olarak bu işin
dışında düşüneceğim ilk alan. Bir bakıma bunu da şimdilik
web sayfasında köşe yazarlığı olarak sürdürüyorum.
7)Biraz da okulumuzu konuşalım.
-Okulumuz öğrenciyi merkeze alan bir okul. Az önce sözünü
ettiğim, öğretim faaliyetleri yanında eğitime önem veriyor.
Aynı zamanda öğrencinin kendi yaş grubunda onun farklı ih-
tiyaçlarını önemsiyor ve bu yönde imkanlar sunuyor. Değerler
eğitimi son yıllardaki gelişmelerle önemi artmış oldu. Okulu-
muzda da bu yönde, hem periyodik hem de konu bazında et-
kinlikler olması güzel.
8)Hocam bize son olarak tavsiyeleriniz nelerdir?
-İki şeyi birbirine karıştırmamak gerekir diyorum. Geçici olan
bu hayatımızda edindiğimiz hedefl er ve çalışmaları amaç edin-
memek... Kalıcı olan hayatımıza doğru ilerlerken, araç olarak
gördüğümüz herşeyi meslek, okul, başarı ve diğer gayretleri-
mizin öteki hayatımıza uygunluğuna duyarlılık göstermeliyiz.
Kendi kültür ve inanç değerlerimizle bize sunulan imkanlara
farklı bir boyut kazandırmalıyız. Hayatınızda başarılı yönde bir
hedef edinmeniz dileğimle teşekkür ederim.
Röportajlarından dolayı Nida Ardıç, Gülşah ve Dilşah BU-
LUT kardeşlere teşekkür ederiz.
RÖPORTAJ
9.SINIFLARIN REHBER ÖĞRETMENİ
BAYRAM AYAZ İLE RÖPORTAJ
Nida ARDIÇ, Gülşah BULUT, Dilşah BULUT