GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
162
“Her kim ki Allah için alçalırsa Allah onu yükseltir”
30.01.1984, Konya
İnsanlar aklını şerre de kullanır, hayra da kullanır. Akıl insanlarda
iki kısımmış.
Aklı maaş, Aklı maâd.
Aklı maâd ruhun aklı. Aklı maaş nefsin aklı.
İnsanlarda ruh var, nefis var.
Ruh-u hayvani var, ruh-u sultani var.
Aklı maaşına sahip olanlar dünyaya, o aklını hep dünyaya
kullanırlarmış. Ahirete kullanmazlarmış. Dünyada çok akıllı
olurlarmış. Çok işgüzar, ticari, sanatkar, becerikli olurlarmış,
marifetli, maharetli olurlarmış.
Ama aklı maâdına sahip olanlar da tabii, bunlar da, o aklı ahiret
için kullanırlarmış.
Aklı maaşına sahip olan dünyayı düşünür sadece dünyayı
zikredermiş. Dünyanın peşinden koşarmış.
Aklı maâdına sahip olanlar da ahiret fikriyle en fazla ahirete
kıymet verirlermiş.
Bu da tabi; Şükür, Fikir, Zikir.
Zikirle bunlar terakki ediyorlar.
Yani ahiretin kıymeti ne ile olur? Burada kıymet neyle
kazanılıyor? İnsanlar ahireti neyle kazanıyor? Ahireti neyle
kıymetlendiriyor?
Şükür, Fikir, Zikir.
Şükür; Cenabı Hakkın nimetlerine şükretmek.
Hatta kendi sağlığına, kendi varlığına şükretmesi lazım. Allah’ın
vahdaniyetine, Cenabı Hakkın bütün nimetlerine şükretmesi lazım
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
163
gelecek. Ta ki bir insan mesela hiçbir şeyi olmasa, dünyada hiçbir
şeyi olmasa, azaları da bütün sakat olsa, arızalı olsa, sadece bir dili
sağlam olsa, bir de kalbi sağlam olsa, yine şükretmesi gerekecek.
Fikir tabi, mesela Niyazi Mısri Hazretleri buyurmuş;
Nereden gelip gideceğini anlamayan hayvanmış
Bak Salih Baba’da şöyle buyuruyor;
Gezeriz hayvân-ı nâtık misâli
Ekl ü şurbdan gayrı ne kârımız var
Tabi bu yine tefekkür etmekle, tefekkürü olmakladır.
Şükür nimeti artırır. Cenabı Hak böyle buyurmuş. “Ben kuluma bir
nimet veririm, eğer o nimetin kıymetini bilirse şükrederse
artırırım
1
, kıymetini bilmezse elinden alırım”
Bu nimetin ta zerresinden tut, ta kübrasına kadar nimettir. Cenabı
Hak dünya maddiyatı olsun, maneviyat olsun tabi sayılmayacak
kadar insanlara nimet ihsan etmiştir.
Cenabı Hak “Sayılmayacak kadar insanlara nimet halk ettik”
buyuruyor. Tabi bunların hepsi birbirinden farklıdır ki insan,
mesela nimetin azına şükretmezse çoğunu elde edemez.
Madem bunların hepsi nimettir. Mesela çeşitli çeşitli sayısız
nimetler, bunların hepsine şükür olursa Cenabı Hak hepsini
artıracak.
Fakat bunların hepsinin başı İslam olmalıdır. Çünkü her nimetin
şükrünü Müslüman olanlar eda ediyorlar. Müslüman olmayanlar
eda edemiyorlar.
Eğer insanlar nimetlerin şükrünü eda etmezse, o nimetler insanlar
için davacı olacak. Şükrünü eda ederse, işte o nimetler insanlar
için şikayetçi olmayacaktır.
1 İbrahim 14:7
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
164
Bu nimetin şükrü neyledir?
İşte Müslüman olmak. İslamı yaşamakla, yani Rabbini bilmek ve
Rabbine itaat etmekle oluyor.
Şükür demek ki insanların nimetini arttırır.
Fikir de insanları istikametten doğru yoldan şaşırtmaz. Mademki
inancı var sözünü de düşünerek, işini de düşünerek yapacak.
Cenabı Hak buna akıl vermiş, iman vermiştir. İmanı inancı da
aklında, aklını güzel kullanaraktan, düşünerekten, tefekkür
ederekten inancını yaşarsa onun için bir istikamet yolu vardır.
İstikameti nedir?
“Ehli sünnet vel cemaat” itikadını taşımak, kitaba ve sünnete tam
riayet etmek, onun için istikameti olan budur.
Peygamber efendimiz bir gün mübarek, ashabına yere iki daire
çizmiş. İki daireyi bir hatla birbirine bağlamış buyurmuş ki, “bu
dairenin bir tanesi biziz, bir tanesi de Cenabı hakkın azameti. Bize
geleceksiniz, bizden bu hat ile Allaha gideceksiniz. Bize gelmeyen
bu hattı, istikameti bulamaz, Allaha gidemez, bize geleceksiniz”
Onun için Cenabı hak böyle buyuruyor. “Habibim seni bilen beni
bilir. Seni bulan beni bulur. Seni seven beni sever. Seni sevmeyen
beni sevemez”.
Sonra “Allah’a itaat edin” buyuruyor. “Allaha ve Resulüne itaat
edenlere, itaat edin
2
” buyuruyor. Bu insanlar için istikamet
yoludur.
İşte demek ki biz Resulullah efendimizi de görmedik. Fakat
Resulullah Efendimizin o dairesine girmek için, yani o Nur-u
Nübüvvetine dahil olmak için ancak o nur-u nübüvveti bize
tanıtanı bilmek lazım. De ki canım tanımıyoruz mu? Tanıyoruz
2 Al-i İmran 3:32
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
165
ama Hakkel yakin tanımak lazım. Çünkü bak Kelamı kibarda Salih
Baba şöyle buyuruyor;
Kuvve-i kudsîden edip imdadı
Bize haber verdi zatı sıfatı
Ol zaman anladık sırr-ı Ahmed'i
"Küntü kenz" esrârın beyan eyledi
Ne demek istiyor.
İnsanlar için Cenabı Hakkı da;
İlmel yakin bilmek var,
Aynel yakin bilmek var,
Hakkel yakin bilmek var.
Peygamber efendimizi de;
İlmel yakin bilmek var,
Aynel yakin bilmek var,
Hakkel yakin bilmek var.
İlmel yakin; okumayla tahsil ve ilmiyle satırdan alıyor. Ayetten,
hadisten, satırdan alıyor, onu biliyor.
Fakat aynel yakin için yaklaşıyor.
Allah’a yaklaşmak mesela neyle olur?
İtaat etmekle, Cenabı Hakka havf etmekle, Allah’ı zikretmekledir.
Zaten Allah’ı havf eden zikir eder. Cenabı Hak bir kudsi hadiste
“kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşır
3
”, buyuruyor.
Tabii, nafile ibadet nedir?
3 Buhari Rikak 38
Dostları ilə paylaş: |