GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
154
Şimdi burada şeriatı anladık, Allah’ın emri ve nehyi. Cenabı Hak
ne emretmişse bizim için, hanımlar için bunları tatbik edeceğiz.
Ondan sonra tesettürümüz olacak, namazımız, guslümüz,
abdestimiz, ibadetimiz olacak.
Evet bu zamanımızda dünyaya fazla arif olmayacağız, dünya
zevkine sefasına dalmayacağız.
(Hanımın biri soruyor)
—Beyinin izni olmazsa, hanımın yaptığı ibadet olmaz, diye bir laf
deniliyor?
Hanım beyinin sözünü iki yerde dinlemeyecek;
Birisi ilim öğrenmede, ilim öğrenecek ki amel işlesin.
Şeriat nedir?
İlim, amel. Şeriat ne? Allah’ın kitabı, Hazreti Resülullahın
sünnetidir. Bunları bilecek ki işlesin, bilmezse nasıl işlesin.
İlim öğrenmek için beyini dinlemiyor, bir.
Amel işlemek için beyini dinlemiyor, iki.
Eğer beyi zalimse, zülüm ediyorsa, vuruyor çalıyorsa (kırıyorsa),
onun vebalinden korkmayacak gizlice yapacak. Gizlice yapmakla
hiç bir mesuliyeti yoktur. Bu iki yerdedir. Diğer şeylerde yok,
diğer şeylerde yap-yap, yapma-yapma.
Ama diyor ki; İlmihal öğrenme, hocanın nasihatini dinleme, bir
meşayihin sohbetini dinleme, bu olmaz. Çünkü din nasihattir.
Peygamber efendimiz “din nasihattir” diyor, “din nasihatten
ibaret”.
Bu din, bu kitap, sünnet sadece erkeklere mi var?
Hanımların ibadeti yok mu? hanımların dini yok mu?
Hanımların da bilmesi lazım. O zaman nereden öğrenecek?
Kitaptan öğrenecek, kitap okuyamıyorsa hocadan öğrenecek.
Kitabı herkes okur anlayamaz. Muhakkak ki eğer alim olursa,
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
155
ayete hadise mana verirse, ayetten hadisten malumatı olursa onun
daha nasihat dinlemeye ihtiyacı yoktur. Ama, yine onun da, Yunus
Emre’nin buyurduğu gibi;
Niceleri gitti mürşit arayı
Arayanlar buldu derde devayı
Bin kez okursan aktan karayı
Bir kamil mürşide varmazsan olmaz
Ey insan diyor; sen bin sene yaşasan, bin sene ilim tahsil etsen,
hocanın önünde okusan, bin sene medrese ilmi rahle ilmi okusan,
yine senin bir mürşide ihtiyacın var, diyor.
Mürşitsiz olmaz. Onun için burada bizim tarikatımız sohbettir.
Din nasihattir, Din nasihattir, Din nasihattir. 3 defa tekrar ediyor
Peygamber efendimiz. Nasihatse ikidir; bir vaizdir, bir sohbettir.
Vaiz hocanın ki kitaptan okur, buna da ihtiyacımız var.
Bir de sohbettir, meşayih kitaptan değil kalbinden söyler.
Meşayihin ki sohbettir, zuhuratı kalbinden söyler. Onun için
burada bunun ikisine de ihtiyaç vardır.
En ziyade bizim meşayih sohbetine ihtiyacımız vardır.
Çünkü niye? Bu tarik-i sohbet değil mi?
Tarik-i sohbet, meşayih sohbetine ihtiyacımız var çünkü niye?
Anın dervîşleri kalmaz gaflette
Çoklarını irşâd eyler sohbette
Cemâlin görenler kalır hayrette
Bizim tarikatımız sohbet tarikatıdır, kitap bizi irşat etmez.
Kitap okuyun, okumayın değil, ama kitap bizi irşat etmez. Kitap
bizim müşküllerimizi halletmez. Kitap bizim müşküllerimizi
çözmez. Ancak bizim tarikatımız sohbet tarikatıdır.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
156
Cemâlin görenler kalır hayrette
Cemali, eğer Evliyaullahın manevi yüzünü görürsen, sen de
kendinden geçtin, işte sen de öldün, sen de varlığından kurtuldun,
varlığından geçtin.
Zaten varlığından geçemezsen onu göremezsin ki, bu varlığınla, bu
gözünle, onu göremezsin ki. Anlaşıldı mı efendim. Öyleyse
burada;
Çoklarını irşâd eyler sohbette
Bu ne? Bu da tarik-i sohbet;
Geldik tarik-i rabıtaya,
Tarik-i rabıtada “anın dervişleri kalmaz gaflette” ise;
Seni göreyim; işinde, çalışırken, yine rabıtan başında olsun. Sanki
rabıtan, şeyh efendin baş ucunda. Böyle yap, diyor yapıyorsun,
şöyle yap, diyor yapıyorsun, kaldır, diyor kaldırıyorsun, indir,
diyor indiriyorsun.
Yemek yediğin zaman şeyh efendinin sofrasında yiyorsun, onu
yansıla (taklit et); şeyh efendim böyle yiyordu, su içerken yansıla;
böyle içiyordu diye. Bunlar taklittir, bunlar rabıtayı hayaldir.
Bizimki de zaten hayal. Bunu böyle yapa-yapa bunun nakşına
geçeceğiz. Taklidinden tahkikine ulaşacağız.
Onun için tarik-i rabıta; işinde, gücünde, çalışırken, yerken,
içerken, yatarken rabıtanı unutma.
Unutursun, unuttuğun zaman, aklına geldiği zamanda kendini
suçla, nedamet duy, pişmanlık duy. Sen çok büyük bir zarar, çok
büyük bir kusur işlediğini bil ki onu atabilesin, onu azaltabilesin.
Tarik-i hatme. Geldik hatmeye, hatmeye dikkat edin.
Peygamber efendimizin hatme hakkında çok hadisleri var,
buyuruyor ki; ashabına, “cennet bahçelerine girin, meyvelerini
yiyin”
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
157
—Ya Resulallah, cennet bahçeleri nerelerdir, meyveleri nelerdir,
diye soruluyor. O da diyor ki;
“Cennet bahçeleri zikir halkaları, meyveleri de oradan almış
olduğunuz feyzi muhabbet
22
”
Kelamı kibarda teveccühle hatme hakkında çok geçer;
Teveccühe gelin ihvan
Kuruldu halkayı rahman
Halkayı rahman ne?
Hatme hâce’dir.
Hatme, teveccühün bir küçüğüdür. Teveccüh de hatme hâce’nin bir
büyüğüdür.
Ama hanımlarda teveccüh olmuyor. Bak hanımların da hatmesi
vardır. Teveccüh hatmenin aynısıdır. Küçük hatme ile büyük hatme
nasılsa büyük hatme ile teveccüh de o şekildedir.
Kuruldu halkayı rahman
Açıldı Ravzayı Rıdvan
Orası ne oldu?
Ravza cennet bahçesi oldu.
Rıdvan, cennet hizmetçileri oraya geldi. Cennetin amirleri,
memurları oraya geldi, cennetin görevlileri oraya geldi.
Evet tarik-i hatme, bizim tarikatımız tarik-i hatmedir.
Hatme de çok büyük ameldir. Çok büyük kutsiyet var, hatmeye
çok kıymet verin. Sonra bak, hatmenin hakkında bir ayet de vardır.
Arşı âlâdaki meleklerin sayısını Allah bilir. Arşı âlâdaki melekler
insanlardan daha evvel halk edilmiştir.
22 Tirmizi 3580
Dostları ilə paylaş: |