36
Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
için doğrudan doğruya veya dolaylı
olarak çalışan eşya ve aletlerle, âdet
ve bedenî veya fikrî alışkanlıkların tü-
münü kasteder.
8
kültürü bilinçli bir şe-
killenme olarak tanımlar: “
”
9
ise kültürün ortaya çı-
kışını varoluşsal bir zeminde bulur:
“
.”
10
Türkiye Halkının Kültür Kökenleri
isimli eserinde
, kültür
kavram ve olgusunu çok yönlü ince-
ledikten sonra kültürün öğrenilmiş
değil, ama zamanla ve nesillerden
nesillere bilinçaltına işleyen bir ya-
pısı olduğunu ifade eder: “Gerçekten
‘kültür, öğrenilmiş davranıştır’ tarifi
uzun süre revaç bulmuştur. Folklor
da
ibarettir.
Bu itibarla ileri bir teknolojiye sahip
olmayan talihsiz toplumları kültürden
8
,
. Ayrıca;
“
”
Burhan Oğuz,
ibd. s.27
9
,
.
10
,
. s74
yoksun sanmanın sakameti ortaya çı-
kıyor.”
11
En temelde kültürü bununla tanımla-
yabiliriz. “
”
12
. Ayrıca “
.”
13
“
.”
14
ise kültürü ürettiği
değerler ile ilişkilendirir. Zira kültürü
var eden, belirli davranışların nesille-
re yayılan tekrarlarıdır
15
. Ancak bu
tekrarlar öncelikle benimsemeyi ve
gerektirir. Ve bu kabuller
giderek bilinçdışı bir yaşam olgusuna
dönüşürler.
16
“
11
,
. 1 Cilt, s.228. AAV Yayınları, 2002.
12
,
ibd. s.34
13
,
ibd. s.35
14
,
. Us,
Düşün ve Ötesi - Kültür Sorunu. AAV
Yayınları.
15
,
. Us,
Düşün ve Ötesi - Kültür Sorunu. AAV
Yayınları.
16
Kültür
olgusunun
ile
olan bağları için bakınız.
,
.
.”
17
Genel görüş itibariyle uygarlığın kül-
tür zemininden doğduğu fikri kabul
görmektedir. Ancak kültürün nereden
doğduğu düşüncesi ayrılıklar gösterir.
Bu görüş farklılıkları mitsel, dinsel,
tarihsel, ekonomik, psişik birçok te-
mele dayanır. Örneğin
bunu
oyun olgusuna dayandırır.
“
.”
18
Oğuz’un buradaki ifadesi en ilksel
formuyla kültürün “kurallı oyun” ola-
rak doğduğu yani
ve
17
,
. Us, Düşün ve Ötesi,
. AAV Yay. “... İnsanlık tarihine bak-
tığımızda, ne kadar inanç, töre, ekin, uygarlık
varsa ve ne kadar felsefî disiplin, mantık örgüsü
ve ideoloji varsa, o kadar da değer anlayışının ve
değerler dizgesinin var olduğunu görürüz... Ka-
vramlar, giderek değerler; yaşamdan düşünen
özne yoluyla üretilirler ve öznede kaldıkları
sürece de özneldirler. Kavramlar, dil yoluyla
iletişim ve bildirişime girerlerse toplumsallaşır-
lar. İnsan düşünce ve emeğinin nesnel ürünleri,
ekin nesnelerinde varlaşır ve o toplum ortadan
kalksa da, nesnelere dönüşen düşünceler, tar-
ih sahnesinde varlıklarını sürdürürler. Ancak,
değere dönüşen kavramlar onu yaşayan ve pay-
laşan özneler (insanlar) olmaksızın var olama-
zlar. Uygarlığı yaratan bu kavramlardır. Biz,
ekin (kültür) nesnelerinde, ancak yaşamın ve
uygarlığın (değerlerin) izlerini ve yansımalarını
bulabiliriz; yaşamın kendisini değil.”
18
, Türkiye Halkının
Kültür
Kökenleri. 1 Cilt, s.19. AAV Yayınları, 2002
Anadolu Aydınlanma Vakfı
Düşünüyorum Bülteni
Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
37
ile ilgili olduğu sonucuna götürür. Gi-
derek bu oyun, kuralların bilinçdışına
yerleşmesiyle tartışılmaz doğrulara
dönüştüğünü ispat eder
19
. Yine de
önemli olan, sınırlamanın bir farkın-
dalık doğurduğu yani
sınır-
lanma ile dolaylı olduğunu ortaya ko-
yar. Böylece kültür en ilkel biçimiyle
sınırlanmayla
oluşan
dayanır.
“...
.”
20
Bilginin ete ve kana dönüşmesi, yani
bilinçdışı bir mahiyet kazanması be-
lirli ihtiyaçlardan doğan doğruların
değişmez yasalar olarak algılanması-
na yol açar. Basit bir kültürel olgunun,
sembolik mahiyeti ve işlevi müstesna,
19 Selected Writings of
E. Sapir, in Lan-
guage, Culture, Personality, edited by D. G.
Mandelbaum, Berkeley 1968. “...
.”
20
,
. 1 Cilt, s.21. AAV
Yayınları, 2002
dinsel bir kanuna dönüşmesi kültürün
gücüne işarettir.
“
.”
22
Bilgi ise temelde (
) ile dolay-
lıdır. Dil ile bilgi üretildiğini savunan
modern görüşlere karşı, dilin bilgiden
doğduğu da açık bir gerçektir. Eyti-
şimsel (
) düşünce ise dil ile
bilginin yani
karşılıklı
ilişkileriyle birbirlerini var ettiği ve
edimsel kıldığını savunur
23
. Böylece
dil ve düşünce birbirlerine dolaylı ve
zorunludurlar. Bu noktadan hareketle
“
” demektedir.
24
“...
.”
25
’ın kültürü sembollerle
ilişkilendirmesi de bu temele dayanır:
“
21 “
.” -B. Oğuz
22
,
.
s.60-61.
23
,
. (1. Bölüm,
);
,
.
24
,
. Afa Yayınları,
s.13.
25
,
in IESS.
”.
26
Toplumun bilinçdışı bu sembolik ya-
pıya dayanır. Zira toplumsal bilinçdı-
şı, o toplumun ferdi olan bir kişinin
bilinçdışı ile çoğu zaman bir bütünlük
oluşturur
27
. Bu nedenle antropolo-
ji bir nev’i toplumsal psikanalizdir.
(kültür bilim) toplumsal
insanın kendi bilinçdışına ulaştığı
ar
arkeolojidir. Yine bilgi ile iliş-
kilendirerek;
“
”
28
29
26
,
27
Bilinçdışı kavramı
ve
Jung ter-
minolojilerinde farklı içeriklere sahiptirler.
Freud (genellikle
şeklinde tercüme
edilen) bu kavramın bilinçte tutulamayan ve
bir anlamda çöp kutusuna boşaltılan dürtülerin
mahâli, itildiği yer olarak yorumlar. Jung ise
bilinçdışının bütün insanlarda kolektif old-
uğunu ve insanlık tarihini
ler yoluyla
taşıdığını savunur. Konu ile ilgili daha geniş
bilgi için
’nun “
” adlı makalesi dikkate
alınabilir.
28
Burhan Oğuz,
ibd. s.29
29
Ayrıca,
,
ibd. s.26. “
Anadolu Aydınlanma Vakfı
Düşünüyorum Bülteni