Carl gustav jung



Yüklə 3,33 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə116/138
tarix18.06.2018
ölçüsü3,33 Mb.
#49331
1   ...   112   113   114   115   116   117   118   119   ...   138

DÖNÜŞÜM SÜRECİNİ CANLANDIRAN ÖRNEK SİMGELER 

351


Bu yorumlardan birincisini yapanlar, özellikle («De vita longa»  adlı 

denemesinde) Paracelsus gibi simyacılardır; ikinci yorumun örnekleri  ise, 

Elevsis’teki dinsel  törenlerde görülebilir.

Uyuyanların  kutsal  sayısında,  7 ’ye  dikkat  edilecek  olursa,  bunlar, 

uykularında  dönüşüme  uğrayan  tannlar  olmalıdır.  Burada  gizemli  bir 

efsane  ile  karşı  karşıyayız.  Esrar  perdesi  arkasındaki  bu  kahramanların 

kaderi,  insanı  benliğinden  kavramaktadır;  nedeni,  bu  hikâyenin,  kişinin 

kendi içindeki  paralel  süreçleri dile  getirmesi,  böylece  bilinci  ile yeniden 

bütünleşmesidir.  Kişi  ilk  baştaki  durumuna  yeniden  dönmekte,  gençliğe 

yeniden kavuşmaktadır.

Uyuyanların  hikâyesini,  aslında  onunla  ilgisi  yokmuş  gibi  görünen 

birtakım  ahlâk  öğütleri  izlemektedir.  Aslında  aldatıcıdır  bu.  Zihin  kur­

calayan  ve  ahlâk  kurallarına  bağlı  kalmakla,  yani  yürürlükteki  yasalara 

uymakla  yetinen  kimseler  için  çok  gereklidir.  Çoğu  kez,  yasaların  ve 

düzenin şart koştuğu davranış, ruhsal dönüşümün yerine geçmektedir.  Bu 

ahlâksal  öğütlerini  Musa  ile  adamı,  Nuri’un  oğlu  Yeşua’nm  serüvenleri 

izlemektedir:

Hani  bir zaman  Musa,  genç  bir  adamına:  «Ben  iki  denizin  birleştiği  yere 

ulaşıncaya kadar gideceğim, yıllarca yürümek gerekse de» demişti.

Musa  ve  adamı  iki  denizin  birleştiği  yere  vardıklarında,  Allah’ın  emriyle, 

yanlarına  aldıkları  balıklarını  unutmuşlardı.  Bu  arada  balık,  yanlarından  sıyrılıp 

denizin dehlize dönen yolunu tutmuştu.

Birlikte  oradan  uzaklaştıktan  sonra,  Musa,  adamına:  «Yemeğimizi  getir, 

gerçekten bu yolculuğumuzda epey yorulduk» dedi.

Adam:  «Gördün mü? Kayaya sığındığımız zaman ben  balığı  unuttum. Onu 

bana ancak şeytan unutturdu. O denizde garip bir yol tuttu gitti» dedi.

Musa:  «İşte bizim istediğimiz de buydu» dedi. İzlerini  takip ederek gerisin­

geri döndüler.

Musa ve adamı kayaya vardıklarında,  nezdimizden kendisine rahmet verdi­

ğimiz ve tarafımızdan kendisine ilim öğrettiğimiz salih kullarımızdan birini buldular.

Musa,  salih kula:  «Allah’ın sana öğrettiği  ilim ve hikmetten bana da öğret­

men için sana tabi olabilir miyim?» dedi.

Salih  kul,  Musa’ya  şöyle  dedi:  «Sen  benimle  arkadaşlığa  sabrcdeınezsin. 

Bilmediğin bir şeye nasıl sabredeceksin?»

Musa:  «İnşallah beni sabırlı bulursun,  sana hiçbir işte karşı  gelmeyeceğim»

dedi.



352

ANALİTİK PSİKOLOJİ

Salih  kul:  «eğer  bana  uyacaksan,  ben  sana  sırrımı  açmadıkça,  hiçbir  şey 

hakkında bana soru sorma» dedi.

Derken  Musa  ve  salih  kul  yola  koyuldular.  Deniz  kenarında  yürürken  bir 

gemiye  rastladılar.  Gemiye bindiklerinde,  salih  kul  gemiyi  deldi.  Bunun  üzerine 

Musa:  «Gemiyi  yolcularını  boğmak  için  mi  deldin?  Doğrusu  çok  kötü  bir  iş 

yaptın» dedi.

Salih kul Musa’ya: «Ben demedim mi, benimle sabredemezsin» dedi.

Musa «Nasihatini unuttuğum için kusuruma bakma, ilmi öğretirken de bana 

güçlük çıkarma» dedi.

Musa ve salih kul birlikte yollarına devam ettiler. Bu kez bir erkek çocuğuna 

rastladılar.  Salih  kul  hemen  çocuğu  öldürdü.  Musa:  «Kısas  olmadan  masum  bir 

cana nasıl  kıyarsın? Doğrusu çok fena bir iş yaptın» dedi.

Salih  kul Musa’ya «Demedim  mi  ben  sana, benimle sabredemezsin» dedi.

Musa salih kula:  «Eğer sana bundan  sonra bir daha soru sorarsam benimle 

arkadaşlık etme. Artık ondan sonra benden ayrılmakta mazursun» dedi,

Musa ve salih kul  yollarına devam ettiler. Nihayet bir köye varıp halkından 

yemek istediler.  Halk ise onları misafir etmedi. Musa ve salih kul orada yıkılmak 

üzere olan bir duvar gördüler.  Salih  kul  hemen onu doğrultuverdi. Bunun  üzerine 

Musa:  «İsteseydin buna karşılık bir ücret alırdın» dedi.

Salih  kul  şöyle  dedi:  «İşte  bu,  seninle  benim  aramızın  ayrılması  demektir. 

Sabredemediğin şeylerin iç yüzünü sana anlatacağım.

O deldiğim gemi denizde çalışan birkaç fakirindi. Onu kusurlu yapmak iste­

dim. Çünkü onların arkalarında her sağlam gemiye el koyan bir kral  vardı.

Öldürdüğüm erkek çocuğa gelince:  onun anne ve babası  inanan kimselerdi. 

İlerde onları isyan ve inkâra sürüklemesinden korktuk.

İstedik  ki  Rabları  onun  yerine  kendilerine  ondan  daha  temiz ve daha mer­

hametli  birini versin.

Ücretsiz düzelttiğim duvar ise şehirde iki yetim erkek çocuğun idi. Duvarın 

altında  kendilerine  ait  bir  hazine  vardı.  Babaları  salih  bir  kimseydi.  Rabbin, 

onların  rüştlerine  erip  hâzinelerini  bizzat  kendilerinin  çıkarmalarını  istedi.  Bu, 

Rabbinden  bir  rahmettir.  Ben  bunları  kendiliğimden  değil,  Allah’ın  emriyle 

yaptım. İşte sabredemediğin şeylerin iç yüzü budur.»

Bu  hikâye,  yeniden  doğuş  sorununa  Yedi  Uyuyanlar  efsanesi  ile 

büyüteç  altında bakılmasını  ve  açıklığa  kavuşturulmasını  sağlamaktadır. 

Musa  arayandır,  «sorup  soruşturan»dır.  Bu  hac  yolunda  ona  eşlik  eden 

«Gölgesi», «adamı» ya da «salih kul» (daha aşağı düzeydeki kişi) (İki kişi 

de pneumatikos ile sarkikos) bulunmaktadır. Yeşua, balık anlamına gelen 

N un’un  oğludur;  yani  Yeşua’mn  çıktığı  yer suların  derinlikleridir;  gölge




DÖNÜŞÜM SÜRECİNİ CANLANDIRAN ÖRNEK SİMGELER 

353


âleminin karanlığıdır.  Kritik yere  «iki denizin birleştiği yere»  varılmıştır; 

buranın Batı ile Doğu denizlerinin bir araya geldiği Süveyş kıstağı olduğu 

sanılmaktadır.  Yani  «Orta»  denilen  yerdir.  Simgesel  giriş  bölümünde 

karşılaştığımız,  anlamı,  ilk  başta  insan  ve  gölgesi  tarafından  farkına 

varılmayan  yerdir.  Azjkları  olan  balığı  unutmuşlardır.  Balık,  Gölgenin, 

Yaradanın  karanlık  dünyasından  gelen  ete  kemiğe  bürünmüş  adamın 

babası  Nun’a  atıfta  bulunmaktadır.  Çünkü  balık  canlanmış,  sepetinden 

sıçrayıp, anavatanı olan denize dönmüştür.  Bir başka deyişle, hayvan ata, 

hayatın  yaratıcısı,  kendisini  bilinçli  insandan  ayırmakta,  içgüdüsel  ruhun 

yitimiyle  sonuçlanmaktadır.  Bu  süreç  nevrozların  psikopatolojisinde çok 

iyi  bilinen  dissosiyasyon’dur  (kişiliğin  bölünmesidir);  bu  daima  bilinçli 

davranışın tek yönlülüğü ile ilgilidir.

Nevrotik  olaylar,  normal  süreçlerin  abartılmasından  başka  birşey 

olmadığına göre, normalin kapsamı içinde buna yakından benzeyen olay­

larla  karşılaşılmasında  şaşılacak  bir  şey  yok.  İlkeller  arasında  bilindiği 

üzere  buna  «ruh  yitimi»  denmektedir,  bir  abaissemerıt  du  niveau  men- 



tal’d u ]  söz konusu olan.

Musa ile adamı çok geçmeden olayın farkına varırlar. Musa «yorgun 

argın,  aç  bîilâç  oturur.  Kendini  güçsüz  hissetmektedir,  burada  fizyolojik 

bir  açıklama  söz  konusudur.  Yorgunluk,  enerji  ya  da  libido  kaybının  en 

sık  rastlanan  belirtilerindendir.  Bütün  bu  süreç  tipik  bir  olayı  dile 

getirmektedir:  hayati  önemi  olan  bir anın farkına  varılmamasını,  birçok 

mitos  biçimlerinde  karşılaştığımız  bir motiftir bu.  Musa  haberi  olmadan 

hayatın sırrını bulup elinden kaçırdığının farkındadır,  ilginç  bir sezi olayı 

sayılır  bu.  Yemeye  niyetlendikleri  balık,  bilinçdışının  içeriklerindendir, 

kaynak  ile  onun  sayesinde  bağlantı  kurulabilmektedir.  İnsan  yeniden 

doğmakta, yeni bir hayata gözlerini açmaktadır. Tefsirlerin dediğine göre, 

bu,  ab  ı  hayat  ile  temasa  gelerek  gerçekleşmiştir;  balık  tekrar  denize 

dönerek,  yeniden  bilinçdışının  içeriği  olmakta;  ondan  doğacaklar  tek 

gözlü,  yanm başlı ortaya çıkmaktadır.

Simyacılar denizdeki garip bir balıktan söz ederler: «Kılçığı ve derisi 

olmayan  yuvarlak bir bal ık»tır  bu;  «yuvarlak»  unsuru,fillu s philosopho-

A baissem ent du  niveau  m ental:  Ruhsal  kısıtlam aların  kalkm ası,  zihnin  bir  nok­



tada toplanam am ası, dikkatin yok olm ası  ile nitelenen  bir durum dur.  Bilincin yoğunluğu 

azalır:  sonucunda  bilinç dışından  um ulm adık  şeyler yüzeye  çıkar.




Yüklə 3,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   112   113   114   115   116   117   118   119   ...   138




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə