Cins değİŞİKLİĞİ İŞleminde yapi kullanma iZİn belgesi



Yüklə 126,72 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/6
tarix29.10.2017
ölçüsü126,72 Kb.
#7177
1   2   3   4   5   6

işlemlerin talebe bağlı olarak değil resen müdürlük imkânları ile yapılacağı ve işlemlerde 

herhangi bir döner sermaye hizmet bedeli alınmaması gerektiği hususu düzenlenmiştir. Buna 

göre; kat irtifaklı yerlerin cins değişikliği işlemleri talebe bağlı olarak değil resen hiçbir bedel 

alınmadan kadastro müdürlüğünün olanakları ile karşılanmalıdır.  

 

Bazı kadastro müdürlüklerince 



yetkili idarece yapı kullanma izin belgesinin verildiği tarihten 

itibaren altmış gün içinde kadastro müdürlüğüne gönderilmediği gerekçe gösterilerek altmış 

günden daha geç bir zamanda kadastro müdürlüğüne başvuran vatandaşların 

kat irtifakından 

kat mülkiyetine geçiş amaçlı cins değişikliklerini resen değil (altmış gün geçtikten sonra 

başvuran vatandaşların haklarını kaybettiği gerekçesiyle) talebe bağlı olarak karşıladıkları 

gözlenmiştir. 

 

634 sayılı Kanun’un 14. Maddesinde ön görülen altmış günlük süre, belediye ve valilikleri 



bağlayan düzenleyici bir süre olup, hak düşürücü bir süre değildir. Bu nedenle 

yapı kullanma 

izin belgesinin verildiği tarihten itibaren altmış gün geçtikten sonra dahi ilgili idarece 

gönderilen veya vatandaşça müdürlüğe sunulan yapı kullanma izin belgelerine göre yapılacak 

cins değişikliği işlemlerinin talebe bağlı olarak değil resen karşılanması gerektiği 

değerlendirilmektedir.  

 

Diğer taraftan resen yapılacak olan kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş amaçlı cins 



değişikliklerinin LİHKAB Ofislerince yerine getirilip getirilmeyeceği hususunda da soru 

işaretleri bulunmaktadır. Kadastro müdürlüğü tarafından resen yapılacak kat irtifakından kat 

mülkiyetine geçiş amaçlı cins değişikliklerinin vatandaş talebi ile 05.05.2008 tarih ve 26867 

sayılı Resmi Gazetede yayınlanan LİHKAB Uygulama Yönetmeliği ile cins değişikliği yapma 

yetkisi kendilerine verilen LİHKAB’lar tarafından yapılmasında kanunen bir engel 

bulunmamaktadır. Ancak kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş amacıyla cins değişikliği 

yaptırmak için lisanslı bürolara başvuran vatandaşların LİHKAB’lar tarafından söz konusu 

işlemin ilgili kadastro müdürlüğünce resen hiçbir bedel alınmadan yapılabileceğinin ve bu 

konuda kendilerine bir ayrıcalık tanındığının bilgi olarak verilmesi gerekmektedir.  

 

Öte yandan; kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş amacıyla yapılan cins değişikliği 



işlemlerinde vaziyet planı ve bağımsız bölüm planın istenip istenmeyeceği de tartışılmaktadır. 

Tapu Planları Tüzüğü gereği bu planların istenmesi gerekecektir ancak bir yandan da 5912 

sayılı Kanun ile kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş amacıyla yapılan cins değişikliği 

işlemlerinin resen (kendiliğinden) yapılması kuralı getirilmiştir. 

 

Alt normun üst norma aykırı olamayacağı ilkesinden hareketle, burada Tapu Planları 



Tüzüğü’nden daha sonra yürürlüğe giren ve daha üst bir norm olan 5912 sayılı Kanun’a itibar 

edilmeli ve kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş amaçlı cins değişikliği işlemlerinde vaziyet 

planı ile bağımsız bölüm planının istenmemesi gerektiği düşüncesindeyiz.  

 

Nitekim, vaziyet ve bağımsız bölüm planlarıyla ilgili esasları düzenleyen 2010/4 sayılı 



Genelge’nin 25. maddesinde, kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş amaçlı cins değişikliği 

işlemlerinin ilgili mevzuatına göre (5912 sayılı Kanun ve 03.08.2009 tarih 2009/14 sayılı 

Genelge’ye göre) yapılması öngörülmüş ve böylelikle bir anlamda kat irtifakından kat 

mülkiyetine geçiş amaçlı cins değişikliği işlemlerinde 2010/4 sayılı Genelge hükümlerinin 

uygulanmayacağı zımnen kabul edilmiştir. 

 

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş amaçlı cins değişikliği 



işlemleri resen müdürlük imkânları ile yapılmalı ve vatandaştan hiçbir belge talep 

9/10 


10/10 

edilmemelidir. Ancak 03.08.2009 tarih 2009/14 sayılı Genelge’de belirtildiği gibi 5912 sayılı 

Kanun’un yürürlük tarihi olan 07.07.2009 tarihinden “sonraki yapıların” kat irtifakından kat 

mülkiyetine geçiş amaçlı cins değişikliği işlemlerinde yapı kullanma izin belgesi ekinde bina 

ve eklentilerinin mevzuata uygun ölçüldüğünü gösterir röperli krokisinin bulunması 

gerekmektedir. 

 

2009/14 sayılı Genelge’de yer verilen 07.07.2009 tarihinden “sonraki yapılar”dan ne 



kastedildiği açık değildir. 07.07.2009 tarihinden “sonraki yapı" nasıl belirlenecektir? Bu 

tarihten sonra yapı ruhsatı  mı yoksa yapı kullanma izin belgesi mi alan yapılardan röperli 

kroki isteneceği Genelge’de açıkça belirtilmemiştir.  

 

Kanaatimizce açık olmayan bu hususta, 2010/4 sayılı Genelge’ye kıyas yapılmalı ve yapı 



ruhsatı tarihinin, yapıya ilişkin yenileme ruhsatı, yeniden ruhsat veya tadilat ruhsatı alınmış 

ise alınan son ruhsat tarihinin 07.07.2009 tarihinden sonra olması halinde, bu yapıların kat 

irtifakından kat mülkiyetine geçiş amaçlı cins değişikliği işlemlerinde yapı kullanma izin 

belgesi ekinde binanın röperli krokisinin bulunması koşulu aranmalıdır. 



 

*   *   * 



20.01.2012 

Document Outline

  • CİNS DEĞİŞİKLİĞİ İŞLEMİNDE YAPI KULLANMA İZİN BELGESİ
  • Nevzat İhsan SARI
  •                M ü f e t t i ş
  • 1- Yapı Kullanma İzin Belgesi Olmadan Cins Değişikliği Yapılamaz 
  • Yapılı hale gelme cins değişikliği işlemlerinde tescile esas belge yapı kullanma izin belgesidir. Bu belgenin kadastro müdürlüğüne sunulmadan cins değişikliği yapılması mümkün değildir. Uygulamada yapı kullanma izin belgesi kadastro müdürlüğüne gelmeden ilgili idarelerce (belediye ve valilikler) veya vatandaşlarca bu belgenin tapu müdürlüğüne ibraz edildiği, hatta yapı kullanma izin belgesi kadastro ve tapu müdürlüklerine gelmeden ilgili idarenin vereceği uygunluk yazısıyla cins değişikliği işlemlerinin tescil edildiği gözlenmektedir. Yapılı hale gelme cins değişikliği işlemlerinde yapı kullanma izin belgesi kadastro müdürlüğüne gelmeden ilgili idarelerin vereceği uygunluk yazısıyla cins değişikliği yapılması doğru değildir.
  • 16.03.2010 tarih 2010/4 sayılı Genelge’nin 24/1. maddesi “…Kat Mülkiyeti Kanununa göre kat irtifakı kurulu olan yerlerin kat mülkiyetine geçiş işlemleri haricinde kalan cins değişikliği işlemlerinde, Belediye ve Valiliklerce yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce, cins değişikliğine esas olacak teknik çalışmaların yapılması için, yapı kullanma izni almaya uygun olduğuna dair verdikleri yazı ile birlikte mal sahibinin veya mal sahiplerinin birisinin bu konudaki talebini ilgili kadastro müdürlüğüne yapmaları istenecektir. Kadastro müdürlüklerince döner sermaye ücreti tahsil edilip, harç ilişiğinin kesildiği tespit edildikten sonra işleme ait belgeler ilgili Belediye veya Valiliğe gönderilecek, ilgili idaresince yapı kullanma izin belgesi verildikten sonra tescil işlemi gerçekleştirilecektir….” hükmündedir. 
  • Görüldüğü gibi kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş amaçlı cins değişiklikleri dışındaki cins değişikliklerinde ilgili idarenin vereceği uygunluk yazısı ile işlemlere başlanabilir. Ancak işlemlerin son aşamasında yapı kullanma izin belgesi kadastro müdürlüğüne gelmeli ve bu belgeye göre tescil bildirimi düzenlenmeli ve tescil için tapu müdürlüğüne gönderilmelidir.
  • Gerek kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş amacı taşıyan cins değişiklikleri gerekse bu amacı taşımayan adi yapılı hale gelme cins değişikliklerinde yapı kullanma izin belgesi kadastro müdürlüklerince alınarak bu belgede yazılı bilgilere göre (yapının toplam kat adedi, kullanış amacı ve yapı malzemesi türüne göre) tescil bildirimi düzenlenmek suretiyle işlemler karşılanmalıdır. 
  • İlgili idarelerin vereceği uygunluk yazısıyla yapı kullanma izin belgesi idaremize gelmeden cins değişikliği yapılması hususu, 21.08.1997 tarih 1997/8 sayılı Genelge ile düzenlenmişti. Ancak bu Genelge dayandığı protokole aykırıydı. Çünkü protokolde yapı kullanma izin belgesinin son aşamada kadastro müdürlüğüne gönderilmesi ön görülüyorken, Genelge’de bu husus atlanmış ve sadece belediye ya da valiliğin uygunluk yazısıyla işlemlerin tescil edilmesi hüküm altına alınmıştı. 
  • Ayrıca bu Genelge ile ilgili uygulamada bazı sorunlarla karşılaşılmış, çeşitli suiistimallere dayanak yapılmış ve bunun üzerine söz konusu Genelge’deki yapı kullanma izin belgesi aranmadan bir yazı ile cins değişikliği yapılması hususu 23.12.2009 tarih 2009/22 sayılı Genelge ile yürürlükten kaldırılmıştır. 2009/22 sayılı Genelge de 16.03.2010 tarih 2010/4 sayılı Genelge’nin içerisine aynen alınmıştır.
  • Bu nedenle, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Kadastro Dairesi Başkanlığı’nın 31.03.2011 tarih 2974 sayılı özel talimatında belirtildiği gibi, 2010/4 sayılı Genelge’nin 24/1. maddesine göre, ilgili idarelerin vereceği uygunluk yazısıyla işlemlere başlansa dahi döner sermaye ücreti alınıp harç ilişinin kesildiği tespit edildikten sonra işleme ait belgeler belediye veya valiliğe gönderilmeli ve bu idarelerce yapı kullanma izin belgesi kadastro müdürlüklerine gönderildikten sonra bu belgedeki bilgilere dayanılarak tescil bildirimi düzenlenmelidir. 
  • LİHKAB (lisanslı harita kadastro mühendislik bürosu) olan yerlerde bu yazışmaları doğrudan LİHKAB belediye ya da valilik ile yapmalı böylece kırtasiyecilik, zaman kaybı ve bürokrasi azaltılmalıdır. Yani ilgili idarece uygunluk yazısı LİHKAB’a yazılmalı, LİHKAB’ça ücret alınıp teknik çalışmalar yapıldıkta sonra işleme ait belgeler belediye veya valiliğe gönderilmeli ve bu idarelerce yapı kullanma izin belgesi verildikten sonra bu belgeler LİHKAB’a gelmeli ve LİHKAB’ça da bu belgedeki bilgilere göre tescil bildirimi düzenlenmeli ve kontrol için kadastro müdürlüğüne sunulmalıdır. 
  • Öte yandan; 2010/4 sayılı Genelge’nin 24/1. maddesinde belirtilen uygulamada ilgili idarenin uygunluk yazısından sonra işleme ait evrak olarak belediye ya da valiliğe onaylı tescil bildirimlerinin gönderildiği gözlenmektedir. Tescil bildirimleri, tescile konu işlemler için tüm hazırlıklar tamamlandıktan ve işlemin yapılmasında bir sakınca kalmadığı anlaşıldıktan sonra LİHKAB veya kadastro müdürlüğünce düzenlenen, başvuru sahiplerine imzalatıldıktan sonra tapu müdürlüğüne gönderilen bir belge olup bu belgenin tescilden önce düzenlenerek başka kurumlara gönderilmesi yersizdir. Tescil bildirimleri sadece kadastro müdürlüğü ile tapu müdürlüğü arasında gidip gelen ve tescilin bildirildiği belgelerdir.
  • 2010/4 sayılı Genelge’nin 24/1. maddesinde belirtildiği gibi, ilgili idarelerin vereceği uygunluk yazısıyla işlemlere başlansa dahi teknik çalışmaların yapılmasının ardından işleme ait belge olarak tescil bildirimi yerine binanın ölçüldüğünü gösterir röperli kroki düzenlenerek LİHKAB veya kadastro müdürlüğünce belediye veya valiliğe gönderilmeli ve bu kurumlara yazılan yazıda hizmet bedelinin alındığı, teknik çalışmaların yapıldığı ve vatandaşın işlemleri başlattığı belirtilmeli ve bu idarelerce yapı kullanma izin belgesi LİHKAB veya kadastro müdürlüğüne verildikten sonra bu belgedeki bilgilere göre tescil bildirimi düzenlenerek tapu müdürlüğüne gönderilmelidir. Yani yapı kullanma izin belgesi verilmeden tescil bildirimi düzenlenmemesi gerekir.
  • 2- Yapılı Kullanma İzin Belgesi Aranmayacak Yapılar 
  • “Yapı kullanma izin belgesi olmadan cins değişikliği yapılamaz” şeklinde belirttiğimiz uygulamanın istisnaları da vardır. Bazı yapılar yapı ruhsatına ve dolayısıyla yapı kullanma iznine tabi değildir. Bu yapılarda yapı kullanma izin belgesi yerine ilgili idarelerin vereceği yapı kullanma izin belgesi yerine geçen belge ya da yapının fen ve sağlık kurallarına uygun olduğunu belirtir uygunluk yazısı ile cins değişiklikleri yapmak mümkündür. Bu yapılar aşağıda belirtilmiş ve bu yapılarla ilgili ayrıntılı açıklamalar getirilmiştir.
  • 16.01.1957 tarihinde yürürlülüğe giren 6785 sayılı İmar Kanunu’nun 2. maddesine göre, belediye sınırları içindeki binalar yapı ruhsatına tabi tutulmuştur. 09.05.1985 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak (yayım tarihinden itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği öngörüldüğünden) 09.11.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 2. maddesine göre de, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak resmi ve özel bütün binalar yapı ruhsatına tabi kılınmıştır. 
  • (3194 sayılı İmar Kanunu’nda belirtilen bütün yapıların yapı kullanma iznine tabi olduğu yönündeki kuralın istisnası 3194 sayılı Kanunun 27. maddesinde belirtilen yapılardır. Bu maddeye göre; belediye ve mücavir alanlar dışında köylerin köy yerleşik alanlarında, civarında ve mezralarda yapılacak konut, entegre tesis niteliğinde olmayan ve imar planı gerektirmeyen tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile köyde oturanların ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, köy fırını, köy kahvesi, köy lokantası, tanıtım ve teşhir büfeleri ve köy halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatiflerin işletme binası gibi yapılar için inşaat ve iskân ruhsatı aranmamaktadır.)
  • Bu tespitlere göre; 
  • A) 3194 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 09.11.1985’ten sonra yapılmış binalar; 
  • - Bu binaların tümü, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve ya dışında olsun fark etmez yapı kullanma iznine tabidir dolayısıyla cins değişikliği işlemlerinde yapı kullanma izin belgesi aranmalıdır. Bu durumun tek istisnası yukarıda belirtilen 3194 sayılı Kanun’un 27. maddesi kapsamındaki yapılardır. 
  • B) 3194 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 09.11.1985’ten önce yapılmış binalar; 
  • - 16.01.1957 tarihinden önce yapılmış ise yapı kullanma izin belgesi aranmaz.
  • - 16.01.1957 tarihinden sonra yapılmış ise, bina yapıldığında belediye sınırları içindeyse, bu binalar için yapı kullanma izin belgesi aranır.
  • -  16.01.1957 tarihinden sonra yapılmış ve bina yapıldığında belediye sınırları dışında ise, 6785 sayılı İmar Kanunun Ek 7 ve Ek 8. maddeleri gereğince, bu binalar için yapı kullanma izin belgesi aranıp aranmayacağı hususunda o ilin imar düzenine tabi tutulma tarihine bakılır. Yapı, o ilin imar düzenine tabi tutulma tarihinden önce yapılmışsa yapı kullanma izin belgesi aranmaz sonra yapılmışsa yapı kullanma izin belgesi aranır.  Ancak 6785 sayılı Kanun’un Ek 7 ve Ek 8. maddelerine dayanılarak çıkarılan Yönetmelik’in 8.01 ve 8.02 maddelerinde, kıyı içermeyen köy ve mezraların yerleşik alanlarında yapılan binalar inşaat ve iskân iznine tabi tutulmadığından ilin imar düzenine tabi tutulma tarihinden sonra yapılan ancak kıyı içermeyen köy ve mezraların yerleşik alanlarında yapıldığı bildirilen binalar için de yapı kullanma izin belgesi aranmayacaktır. 
  • Ülkemizde bulunan iller 1975 ila 1983 yılları arasında çeşitli tarihlerde imar düzenine tutulmuşlar ve illerin imar düzenine tabi tutulmaları hususu resmi gazete yayınlanarak ilan edilmiştir.  Bu konu bir sonraki bölümde ele alınmıştır.
  • C) Yapı kullanma izin belgesi aranmayacak diğer yapılar;
  • - 2981 Sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi kapsamına giren binalarda yapı kullanma izin belgesi aranmaz, işlemlerde Valilikler veya Belediyelerce verilen ve iskân belgesi yerine geçen belgelerin ibrazı istenir. Ancak, bu madde 2981 sayılı Kanunun 3. maddesinde sayılan alanlarda uygulanmaz.  
  • - Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 16.03.2010 tarih 2010/4 sayılı Genelgesi uyarınca, hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan kamuya ait binanın eski yıllarda yapılmış olması nedeniyle mimari projesinin olmaması ve yapı kullanma izin belgesi ibraz edilememesi durumunda, yapı kullanma izin belgesi aranmaz ve belediye veya valiliğin uygunluk yazısı ile işlemler karşılanır. 
  • 6785 sayılı İmar Kanunu ile sadece belediye sınırları içindeki binalar yapı ruhsatına tabi tutulmuşken, bu Kanuna 11.07.1972 tarih ve 1605 sayılı Kanunla eklenen Ek madde 7 ve 8 gereğince, imar düzenine tabi tutulan illerde belediye ve mücavir alan sınırları dışındaki yapıların da kullanılması için yapı kullanma izninin alınması gerektiği belirtilmiştir. 
  • İllerin imar düzenine tabi tutulmaları Bakanlar Kurulu Kararları ile kararlaştırılmış ve bu kararlar resmi gazetelerde çeşitli tarihlerde yayınlanmıştır.  İllerin imar düzenine tabi tutulma tarihleri 3402 sayılı Kanunun 47/K maddesine dayanılarak çıkarılan Kadastro Çalışmalarında Taksim Sebebiyle Ayırma ve Birleştirmeler Hakkında Yönetmelik’in 3. maddesinde belirtilmiştir. Bu madde, 2005 yılında 5304 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15/4. maddesindeki değişiklik sonrası yeniden düzenlenmiş ve yeni madde metninde illerin imar düzenine tabi tutulma tarihleri yer almamıştır. 
  • Ülkemizde illerin imar düzenine tutulma tarihleri şöyledir :  
  • - Adana, Afyon, Ankara, Antalya, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bitlis, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzurum, Eskişehir Gaziantep, Giresun, Hatay, Isparta, İstanbul, İçel, İzmir, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Rize, Sakarya, Samsun, Sinop, Sivas, Tekirdağ, Trabzon, Van, Zonguldak illeri 10.01.1975 
  • -  Erzincan İli 22.04.1980 
  • - Amasya, Kırşehir İlleri 23.11.1982 
  • - Uşak İli 29.03.1983   
  • - Adıyaman, Ağrı, Bingöl, Çankırı, Çorum, Gümüşhane, Hakkâri, Kars, Kütahya, Mardin  Muş, Siirt, Tokat, Tunceli, Şanlıurfa, Yozgat İlleri 01.06.1983 
  • Öte yandan önemle belirtmek gerekir ki, binaların yapım tarihleri belirlenirken yapıların inşaatının tamamlanarak oturmaya ve kullanılmaya elverişli hale getirildiği tarih esas alınmalıdır. Bir binanın yapım tarihinden, inşaatının başlama tarihi değil tamamlanma (bitim) tarihi anlaşılmalıdır. Bir binanın inşaatının tamamlanarak kullanıma uygun hale getirildiği tarih o binanın yapılma tarihidir.
  • “Yapılı kullanma izin belgesi aranmayacak yapılar” başlığı altında (A), (B) ve (C) maddelerinde belirtilen ve iskân ruhsatına tabi olmayan yapılarda belediye ya da valiliğin vereceği yapı kullanma izin belgesine geçecek belge ya da uygunluk yazısı ile cins değişikliği işlemleri yapılabilir. Ancak ilgili idarelerin vereceği uygunluk yazılarında; yapının tamamlanma tarihi, yapının kullanış amacı, yapı malzemesi türü, blok ve kat adetleri ile gerektiği durumlarda belediye teşkilatının kuruluş tarihlerinin de belirtilmiş olması gerekmektedir. 
  • 3-   Yapı Kullanma İzin Belgesine Göre Binaların Tanımlanması ve Ana Taşınmazın Cinsinde Gösterilmesi 
  • 01.06.2010 tarih 2010/11 sayılı Kadastral Harita Üretimi ve Kontrolü Genelgesi’nin 49 ve 96. maddelerinde; kuruluş (tesis) kadastrosunda yapıların kullanış amaçları, yapı malzemesi türleri ve kat adetleri ile tanımlanacağı kuralı konulmuştur. Değişiklik işlemleri kadastronun yaşatılması ve güncel tutulması etkinlikleri olduğundan bu işlemlerde de yapılar aynı şekilde tanımlanmalıdır. Nitekim 2010/4 sayılı Genelge’nin 24/4. maddesinde de, cins değişikliği işleminde yapının cinsi ve kaç kattan ibaret olduğunun tescil bildiriminde gösterilmesi öngörülmüştür.
  • Buna göre, taşınmazın cinsi belirtilirken kat sayısı belirtilmeli, bina ve yapı kelimesi kullanılmamalı, bunun yerine ev, apartman, fabrika, otel, işhanı gibi yapının kullanış amacı belirtilirken binanın yapılışında kullanılan malzeme türünden de (kargir, betonarme, ahşap, çelik, prefabrik vb.) bahsedilmelidir. 
  • Yapılı hale gelme niteliğindeki cins değişikliği işlemlerinde yapının kat adedi, yapı kullanma izninde kullanıma izin verilen ve zeminde tamamlanmış toplam kat adedine göre belirlenmelidir. Yani yapıların kat sayısı tespit edilirken bodrum ve zemin ayrımı yapılmadan (buralar da kattan sayılarak) kullanma izni almış toplam kat adedi esas alınmalıdır. 
  • Yapı ruhsatları ile yapı kullanma izin belgelerinin belirli bir standartta düzenlenmiş olması gerekir. Türk Standardları Enstitüsü Başkanlığı Teknik Kurulu’nun 07/12/2006 tarihli toplantısında tadil edilen TS 8737 yapı ruhsatı ile TS 10970 yapı kullanma izin belgesi standardı, 30.01.2007 günlü ve 26419 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İçişleri Baklanlığınca hazırlanan ve 30.01.2007 tarihli 26419 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Yapı  Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi Kullanılmasına İlişkin Mecburi Standart  Tebliği’nde yapı ruhsatı ile yapı kullanma izin belgelerinin standartları ve bu belgelerin kullanım şekilleri belirlenmiştir. 
  • Bu tebliği ile 24/10/2001 Tarihli ve 24563 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 81164 Sıra Numaralı Standard Yapı Ruhsatı Kullanılmasına İlişkin Tebliğ ile 6/9/2001 Tarih ve 24515 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 81028 Sayılı Mecburi Standard Tebliği yürürlükten kaldırılmıştır.  
  • 2007 yılında çıkarılan Tebliğe göre, yeni tip yapı kullanma izin belgelerinde 70 no’lu sütunda yapının toplam kat adedi, 91 no’lu sütunda yapı cinsi (iskeletli olup olmadığı ve taşıyıcı sistemin malzeme türü) ve 55 no’lu sütunda ise yapının kullanış amacı belirtilmektedir. İşte yapılı hale gelme cins değişikliği işlemlerinde bu üç sütundaki bilgilere göre, yapı tanımlanarak ana taşınmazın cinsinde gösterilmeli ve bu tanımlamaya göre de tescil bildirimi düzenlenmelidir.
  • Örneğin; 
  • - “kargir bina ve arsası” yerine “2 katlı kargir ev ve arsası”; 
  • - “1 bodrumlu 5 katlı bina ve arsası” yerine “6 katlı betonarme apartman ve arsası”; 
  • - “jandarma binası ve arsası”  yerine “2 katlı betonarme jandarma karakolu ve arsası”;   
  • - “1 bodrum, 1 zemin 1 normal kattan oluşan bina” yerine “3 katlı kargir ev” şeklinde tanımlamalar yapılmalıdır.
  • Unutulmamalıdır ki, yapılı hale cins değişikliklerinde tescile esas belge yapı kullanma izin belgesidir. Bu belgedeki bilgilere aykırı olarak taşınmazın cinsinin tescil edilmesi, dayanağı evraka aykırı yolsuz tescil niteliğinde olacaktır. Örneğin; yapı kullanma izin belgesine göre “betonarme” olan bir yapının cinsini “kargir” yazmak veya kullanma izninde “apartman” olarak kullanım amacı belirlenen yapıyı “ev” olarak belirtmek dayanağı evraka aykırı yolsuz tescil olacaktır. 
  • Bu hatalı tescilden ilgililer zarar dahi görebilir. Örneğin bankadan kredi talebinde bulunan ve  krediye karşılık taşınmazını rehin olarak gösterecek vatandaşın yapısının, kullanma izninde betonarme olmasına rağmen tapuda evrakına aykırı biçimde kargir olarak tescil edilmesi nedeniyle kredi başvurusunun reddedilmesi gibi… Bu nedenle yapılı hale gelme cins değişikliklerinde yapıların kullanış amaçları, yapı (malzemesi) türleri ve kat adetleri tescile esas yapı kullanma izin belgelerinden belirlenmeli ve taşınmazın cinsinde gösterilmelidir. Evrakına aykırı cinsi belirlenmiş taşınmazlarla karşılaşılması halinde ise Tapu Sicil Tüzüğü’nün 85. maddesi kapsamında hatanın düzeltilmesi sağlanmalıdır.
  • Uygulamada yol kotu altındaki katların bodrum olarak düşünüldüğü ve bodrum katların yapının toplam kat adedine dâhil edilmediği gözlenmektedir. Her şeyden önce şunu belirtmek gerekir ki, yol kotu altındaki katlar he zaman bodrum olmayabilir. Buralar da meskenlerin bulunduğu katlar bulunabilir. Kaldı ki, bodrum kat dahi olsa bu katlarda da konutlar ve bağımsız bölümler olabilir. 
  • Öte yandan; bodrumlar ortak alanlar olarak kararlaştırabileceği gibi, bodrumlar başlı başına kullanıldıklarında bağımsız bölüm niteliği de alabilirler. (Örneğin ticari amaçlarla kömür alınıp satılan ve arabaların giriş çıkış yaptığı bodrumlar gibi) Dolayısıyla yol kotu altındaki bulunan katların ne olduğuna bakılmaksızın yapı kullanma izni verilmiş ve zeminde de bulunması koşulu ile bu alanlar da yapının kat adedine eklenmelidir. Yukarıda da izah edildiği gibi yapıların kat sayısı tespit edilirken bodrum ve zemin ayrımı yapılmadan (buralar da kattan sayılarak) kullanma izni almış toplam kat adedi esas alınmalıdır. 
  • Bazı işlemlerde taşınmazın cinsinde yapının “karkas” ifadesi kullanılarak tanımlandığı görülmektedir. 2010/11 sayılı Genelge’de yapıların; kullanış amacı, yapı (malzemesi) türleri ve kat sayısı ile tarif edileceği kuralı konmuştur. “Karkas” kelimesi yapının iskeletli olduğunu belirttiğinden ve binanın betonarme, ahşap, çelik, prefabrik gibi taşıyıcı sisteminden meydana geldiğini ifade ettiğinden yapı malzemesi türü değildir. 

  • Yüklə 126,72 Kb.

    Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə