Buna göre, taşınmazın cinsi belirtilirken kat sayısı belirtilmeli, bina ve yapı kelimesi
kullanılmamalı, bunun yerine ev, apartman, fabrika, otel, işhanı gibi yapının kullanış amacı
belirtilirken binanın yapılışında kullanılan malzeme türünden de (kargir, betonarme, ahşap,
çelik, prefabrik vb.) bahsedilmelidir.
Yapılı hale gelme niteliğindeki cins değişikliği işlemlerinde yapının kat adedi, yapı kullanma
izninde kullanıma izin verilen ve zeminde tamamlanmış toplam kat adedine göre
belirlenmelidir. Yani yapıların kat sayısı tespit edilirken bodrum ve zemin ayrımı yapılmadan
(buralar da kattan sayılarak) kullanma izni almış toplam kat adedi esas alınmalıdır.
Yapı ruhsatları ile yapı kullanma izin belgelerinin belirli bir standartta düzenlenmiş olması
gerekir.
Türk Standardları Enstitüsü Başkanlığı Teknik Kurulu’nun 07/12/2006 tarihli
toplantısında tadil edilen TS 8737 yapı ruhsatı ile TS 10970 yapı kullanma izin belgesi
standardı, 30.01.2007 günlü ve 26419 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir. İçişleri Baklanlığınca hazırlanan ve
30.01.2007 tarihli 26419 sayılı Resmi Gazete’de
yayınlanan Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi Kullanılmasına İlişkin Mecburi
Standart Tebliği’nde
yapı ruhsatı ile yapı kullanma izin belgelerinin standartları ve bu
belgelerin kullanım şekilleri belirlenmiştir.
Bu tebliği ile 24/10/2001 Tarihli ve 24563 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 81164 Sıra
Numaralı Standard Yapı Ruhsatı Kullanılmasına İlişkin Tebliğ ile 6/9/2001 Tarih ve 24515
Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 81028 Sayılı Mecburi Standard Tebliği yürürlükten
kaldırılmıştır.
2007 yılında çıkarılan
Tebliğe göre, yeni tip yapı kullanma izin belgelerinde 70 no’lu sütunda
yapının toplam kat adedi, 91 no’lu sütunda yapı cinsi (iskeletli olup olmadığı ve taşıyıcı
sistemin malzeme türü) ve 55 no’lu sütunda ise yapının kullanış amacı belirtilmektedir. İşte
yapılı hale gelme cins değişikliği işlemlerinde bu üç sütundaki bilgilere göre, yapı
tanımlanarak ana taşınmazın cinsinde gösterilmeli ve bu tanımlamaya göre de tescil bildirimi
düzenlenmelidir.
Örneğin;
- “kargir bina ve arsası” yerine “2 katlı kargir ev ve arsası”;
- “1 bodrumlu 5 katlı bina ve arsası” yerine “6 katlı betonarme apartman ve arsası”;
- “jandarma binası ve arsası” yerine “2 katlı betonarme jandarma karakolu ve arsası”;
- “1 bodrum, 1 zemin 1 normal kattan oluşan bina” yerine “3 katlı kargir ev” şeklinde
tanımlamalar yapılmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, yapılı hale cins değişikliklerinde tescile esas belge yapı kullanma izin
belgesidir. Bu belgedeki bilgilere aykırı olarak taşınmazın cinsinin tescil edilmesi, dayanağı
evraka aykırı yolsuz tescil niteliğinde olacaktır. Örneğin; yapı kullanma izin belgesine göre
“betonarme” olan bir yapının cinsini “kargir” yazmak veya kullanma izninde “apartman”
olarak kullanım amacı belirlenen yapıyı “ev” olarak belirtmek dayanağı evraka aykırı yolsuz
tescil olacaktır.
Bu hatalı tescilden ilgililer zarar dahi görebilir. Örneğin bankadan kredi talebinde bulunan ve
krediye karşılık taşınmazını rehin olarak gösterecek vatandaşın yapısının, kullanma izninde
betonarme olmasına rağmen tapuda evrakına aykırı biçimde kargir olarak tescil edilmesi
nedeniyle kredi başvurusunun reddedilmesi gibi… Bu nedenle yapılı hale gelme cins
5/10
değişikliklerinde yapıların
kullanış amaçları, yapı (malzemesi) türleri ve kat adetleri
tescile esas yapı kullanma izin belgelerinden belirlenmeli ve taşınmazın cinsinde
gösterilmelidir. Evrakına aykırı cinsi belirlenmiş taşınmazlarla karşılaşılması halinde ise Tapu
Sicil Tüzüğü’nün 85. maddesi kapsamında hatanın düzeltilmesi sağlanmalıdır.
Uygulamada yol kotu altındaki katların bodrum olarak düşünüldüğü ve bodrum katların
yapının toplam kat adedine dâhil edilmediği gözlenmektedir. Her şeyden
önce şunu belirtmek
gerekir ki, yol kotu altındaki katlar he zaman bodrum olmayabilir. Buralar da meskenlerin
bulunduğu katlar bulunabilir. Kaldı ki, bodrum kat dahi olsa bu katlarda da konutlar ve
bağımsız bölümler olabilir.
Öte yandan; bodrumlar ortak alanlar olarak kararlaştırabileceği gibi, bodrumlar başlı başına
kullanıldıklarında bağımsız bölüm niteliği de alabilirler. (Örneğin ticari amaçlarla kömür
alınıp satılan ve arabaların giriş çıkış yaptığı bodrumlar gibi) Dolayısıyla yol kotu altındaki
bulunan katların ne olduğuna bakılmaksızın yapı kullanma izni verilmiş ve zeminde de
bulunması koşulu ile bu alanlar da yapının kat adedine eklenmelidir. Yukarıda da izah edildiği
gibi yapıların kat sayısı tespit edilirken bodrum ve zemin ayrımı yapılmadan (buralar da
kattan sayılarak) kullanma izni almış toplam kat adedi esas alınmalıdır.
Bazı işlemlerde taşınmazın cinsinde yapının “karkas” ifadesi kullanılarak tanımlandığı
görülmektedir. 2010/11 sayılı Genelge’de yapıların;
kullanış amacı, yapı (malzemesi)
türleri ve kat sayısı ile tarif edileceği kuralı konmuştur. “
Karkas” kelimesi yapının iskeletli
olduğunu belirttiğinden ve binanın betonarme, ahşap, çelik, prefabrik gibi taşıyıcı sisteminden
meydana geldiğini ifade ettiğinden yapı malzemesi türü değildir.
Bu nedenle binalarda “karkas” terimi kullanılmamalı taşıyıcı sistemin cinsi (ahşap, betonarme
vb.) belirtilmelidir. Kargir yapılar ise iskeletli olmadığından yani taşıyıcı sistemleri
bulunmadığından bu yapılar kargir (yığma) olarak tanımlanmalı ve ana taşınmazın cinsinde
bu şekilde gösterilmelidir.
Diğer taraftan işlemlerde, ana taşınmazın cinsinde bağımsız bölümlerin sayılarının ve
niteliklerinin de gösterilmekte olduğu gözlemlenmektedir. Örneğin; “8
daireli 2 dükkânlı 5
katlı betonarme apartman” gibi. Bağımsız bölümlerin sayılarının ve niteliklerinin ana
taşınmazın cinsinde gösterilmesi karışıklığa neden olabileceği gibi bürokrasiyi de artırabilir.
Şöyle ki, bağımsız bölümlerin ana taşınmazın cinsinde gösterilmesi halinde, ileride bu
bağımsız bölümlerden birinin dahi tapuda proje tadilatı ile
beraber maliklerin oluru ile
cinsinin değiştirilmesi aynı zamanda maliklerin kadastro müdürlüğüne gelerek burada ilk
önce ana taşınmazın cinsini değiştirmelerini zorunlu kılar. Oysa bir bağımsız bölümün
cinsinin değiştirilmesi tapu müdürlüğünde başlayıp sonlandırılacak bir işlem olup, kadastro
müdürlüğünü ilgilendirmemektedir.
Kat mülkiyetine konu edilecek taşınmazlarda bağımsız bölümlerin sayılarının ve niteliklerinin
ana taşınmaz cinsinde gösterilmesi 1392 sayılı Genelge’de
öngörülmüşken bu Genelge,
18.01.2010 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır. Bu nedenle ana taşınmaz cinsinde bağımsız
bölüm niteliklerinin ve sayılarının gösterilmesine gerek yoktur. Örneğin; “8 daireli 2 dükkânlı
5 katlı betonarme apartman” yerine “5 katlı betonarme apartman” ifadesi ana taşınmazın
cinsinde kullanılmalıdır.
6/10