D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə49/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   113

108
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
Turanizm dünya savaşları döneminde Macar-Bulgar-Türk ilişkilerine ayrı bir 
kutsiyet ve ortak bir köken addetmeye çalıştı. Ancak Macar politikasını ilgilendiren 
çıkar  ilişkileri  göz  önüne  alındığında  Turancılık,  bir  kardeşlikten  çok  savaşların 
verdiği yıkımdan Macarların bir çıkış noktası arayışıydı. Tarihsel süreçte Slavlaşan 
Bulgarların Turan kökenleri ayrı bir tartışma konusudur, Japonların Turan kökenleri 
üzerine  gerçekleştirilen  oluşumlar  ise  Rusya’ya  karşı  bir  birlik  arayışından  öteye 
geçememektedir. Pek çok Macar entelektüel Turanizmde Rusya’nın parçalanmasını 
sağlayacak bir güç gördü. Öyle ki, Sibirya’da yaşayan Turan milletleri bağımsızlıklarını 
kazanmadan Rusya ile barış yapmanın imkânsızlığı konusunda hemfikirlerdi.
34
 
I. Dünya Savaşı sonrası dönem Macar Turancılığının değişime yüz tuttuğu, bir 
başka deyişle gittikçe tepkiselleştiği bir süreçti. Öyle ki, Macaristan’da Turancılığın 
farklı  bir  grubu  ortaya  çıktı.  Bu  grup,  Katolik  Hristiyanlığı  Macar  Krallığı’nın 
resmi  dini  olarak  kabul  eden  Kral  Szent  István’dan  önceki  Macar  geleneklerini, 
ahlak  anlayışını  ve  pagan  hayatı  temel  aldıklarını  söylüyordu.
35
  Yaklaşık  on  bin 
kişinin Turan Cemiyeti’nden ayrılmasıyla Avukat Zoltán Bencsi önderliğinde 1930 
yılında  kurulan  bu  cemiyet  kendilerine  Turanlı  Tek  Tanrıcılar  Karargâhı  [Turáni 
Egyistenhívők  Tábora]  adını  verdiler.  Daha  kuruluşunun  ilk  yıllarında  Turanlı 
Tek  Tanrıcılar  Karargâhı,  Macaristan’ın  Hristiyanlaşmasına  karşı  büyük  direniş 
göstermiş  Komutan  Koppány’in  heykelini  Budapeşte’de  dikmek  istedi:  “Kadim 
tanrımızın  ve  ırkımızın  savunmasında  şehit  olmuş  Koppány  vezirimiz  ve  onunla  helâk 
olan  pek  çok  iyi  Macarın  hatırasına.”
36
  Kilisenin  baskısı  neticesinde  ne  bu  heykel 
dikilebilmiş ne de Hármashatár Dağı’na yapımı planlanan Sümer stilindeki sürekli 
yanan kurban sunağı inşa edilebilmiştir. 
Bunun  üzerine  1934’te  cemiyetten  Farkas  Szász’ın  Óbuda’da  bulunan 
toprağına Attila, Árpád ve Koppány anısına 13 metre uzunluğunda bir kule inşa 
edildi. Bu kulenin açılışına gelen topluluğun polis tarafından dağıtılmasıyla birlikte 
Tek  Tanrıcılar  “Vajk’ın
37
  askerlerine”  karşı  mücadele  başlattılar.  25  Şubat  1939’da 
kulenin etrafına beş “kutsal kayın ağacı diktiler.” Tek Tanrıcıların ödün vermeyen 
tavrı neticesinde hükümet 1942 yılına gelindiğinde cemiyetin bütün erkek üyelerini 
Ukrayna’ya zorunlu hizmete gönderdi. 
Tam  da  bu  sırada  Sümer-İskit-Macar  kökenleri  üzerine  çalışmalar  yapan 
Türkolog Ferenc Zajti’nin mimari fikriyle karşılaşmaktayız.
38
 Türk Tarih Kurumu 
üyelerinden  biri  olan  Ferenc  Zajti  Atatürk’ün  ölümünden  sonra  Ankara’daki 
araştırmalarına  son  verip  Macaristan’a  döndü.  Macarca  ve  Fransızca  yazdığı 
Memorandum adlı kitabında Budapeşte ile ilgili mimari düşüncelerini anlatıyordu. 
Buna göre Macar Kültür Tarihi Müzesi adındaki Macaristan’ın en büyük müzesi, 
Budapeşte’de inşa edilecek ve önüne Attila’nın atlı heykeli ve sağına ve soluna Turan 


109
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
milletlerini simgeleyen yirmişer bronz heykel dikilecekti. Zajti’nin bir diğer planı 
Gül Baba Türbesi yakınlarında Turan ülkelerinden gelecek değişim öğrencilerinin 
kalacağı bir yurt inşa etmekti. Böylece bu öğrenciler yirmi dört cilt olarak planlanan 
Türk-Turan  ansiklopedisini  ve  uluslararası  Turan  öğrenci  defterini  yazacaktı.
39
 
Ancak II. Dünya Savaşı nedeniyle bu planların hiçbiri uygulamaya geçememiştir. 
1990’ların ikinci yarısından itibaren Macar Turanizmi bir dirilme dönemine 
girdi. 1998’de Turán dergisi tekrar yayımlanmaya başladı. Ancak 2011’de herhangi 
bir açıklama yapılmaksızın derginin faaliyetleri durduruldu.
40
 Macaristan’da her yıl 
düzenli olarak Macar-Turan Vakfı aracılığıyla [Magyar-Turán Alapítvány] Kurultáj 
ve  bunun  yanı  sıra  Macarların  Ulusal  Toplantısı  [Magyarok  Országos  Gyűlése] 
gerçekleştirilmeye başlandı. Ancak her iki hareket de radikal olarak nitelendirilmiş, 
aktüel politikadan dışlanarak bir alt kültür hareketi olarak görülmüştür.
41
Günümüzde  Avrupa  Birliği  ile  olan  sorunları,  ekonomik  sıkıntılar,  komşu 
ülkelerle Triyanon sonrası ortaya çıkan sınır problemleri, Macaristan dışında yaşayan 
Macarların sorunları vb. Macarları yeni arayışlara yönlendirmektedir. Bu sebeple 
Macarların  yüzünü  tekrar  Doğuya  dönmeleri  gerektiği  şeklindeki  fikirlerin  uzun 
bir aradan sonra tekrar dillendirildiği görülmektedir. Ancak bu Doğu sadece Ural-
Altaylıları içine alan bir doğu değildir. Rusya, Çin gibi ülkelerle olan işbirlikleri de 
bu bakış düşüncenin etki alanına girmektedir. Bu yeni dönem hareketlenmelerinin 
Turancılık  düşüncesini  ne  yönde  etkileyeceği,  onunla  ilişkisi,  zaman  zaman 
politikacıların da katıldığı bu kurultayların, toplantıların ülke siyasetini ne kadar 
etkileyebileceği zamanla ortaya çıkacaktır.  
______________________
1  MÜLLER, Max F. The Languages of the Seat of War in the East, with a Survey of Three Families of 
Languages, Semitic, Arian, Turanian, Williams and Norgate, London, 1855, 92. 
2  VÁMBÉRY Ármin (1832-1913) Batı Avrupa’da ve Macaristan’da Türklük biliminin kurucusu olarak 
bilinmektedir.  Viyana’da J. Hammer-Purgstall ile karşılaştıktan sonra Türk dili alanındaki çalışmalarına 
ağırlık  vermiştir.  1857’de  Macar  Bilimler  Akademisi’nin  maddî  yardımıyla  İstanbul’a  gelmiştir. 
İstanbul’da özel dersler vermeye başladıktan sonra 1859’da Rıfat Paşa’nın evinde tarih, coğrafya ve dil 
dersleri vermiş, siyasi ve sosyal ilişki kurmuştur. Türkler ve Türk diline ilişkin çaba ve çalışmalarıyla 
bilim çevrelerinde ün kazanan Vámbéry 1861’de Macar Bilimler Akademisi’nin haberleşme üyeliğine 
seçilmiştir.  İstanbul’da dört yıl kaldıktan sonra Peşte’ye dönen Vámbéry Macar Bilimler Akademisi’nin 
desteğiyle Türkistan gezisine çıkar.  1861 yılı sonunda tekrar İstanbul’a döner ve birkaç ay kaldıktan 
sonra İran’a gitmek üzere yola çıkar. Tahran’da Mekke’den dönen Türkistanlı hacılarla birlikte Reşit 
Efendi adlı bir derviş olarak Türkistan’a seyahat eder. İngilitere’de yayımlanan bu gezideki gözlemleri 
büyük  yankı  uyandırır.  1870’ten  sonra  Budapeşte  Üniversitesi’ndeki  Türk  Dili  öğretimi  görevini 
üstlenir. Çağatayca alanında çalışmalar yapar. Macarlarla Türkler arasındaki ilişkilere büyük önem 
verir. Özellikle Macarların kökeni ile ilgili olarak Macarcadaki Türkçe alıntılar üzerinde durmuştur. Bu 
konuda József Budenz ile ciddi tartışmalara girmiştir. 1870 yılında Budapeşte Üniversitesi’nde kurulan 


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə