D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə48/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   113

106
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
ihracatının yaratılıp geliştirilmesiyle artacak itibarımız sayesinde gücümüz, istiklalimiz ve 
egemenliğimizin temeli olacak.”
26
 
Gyula Pekár Turan Çalışması [Turáni Munka] adlı başkanlık açılış konuşmasıyla 
Macar  Turancılığının  politik  hedeflerini  belirliyordu:  “Savaş  öncesi  Turanizm  savaş 
fırtınasında  artık  bir  gerçekliğe  dönüştü;  Turanlı  kardeş  milletlerin  dayanışması  Macar-
Türk-Bulgar ittifakıyla vücut buldu. Ancak bunun sadece başlangıç olması gerekir. Macar 
milletinin ödevi Türklerle ve Bulgarlarla birlikte Uzak Asya’dır ve uyuyan Turanlı milletleri 
uyandırmak ve bu vasıtayla büyük Turan birliğini gerçekleştirmektir.”
27
21 Kasım 1916’da Osmanlı İmparatorluğu’nda araştırma yapan Macar bilim 
adamları  için  İstanbul’da  İstanbul  Macar  Enstitüsü  kuruldu  [Konstantinápolyi 
Magyar  Intézet].  Enstitüde  burslu  Macar  öğrenciler  öğrenim  görüyordu.  Ayrıca 
yine bu öğrencilerin barınmaları için İstanbul’da bir ev de kiralandı. Öğrencilerin 
çalışmalarının pek çoğu Macaristan’da yayınlandı.
28
I. Dünya Savaşı’ndan Sonra Macar Turancılığı
1920  yılında  Macaristan’daki  Turancılık  hareketi  iki  gruba  ayrıldı.  Biri  Pál 
Teleki’nin  başkanlığını  yaptığı  Kőrösi  Csoma  Cemiyeti  [Kőrösi  Csoma  Társaság] 
idi.  Kont  Pál  Teleki’ye  göre  Turan  bir  dil  bilimsel  ya  da  antropolojik  bir  kavram 
değil sadece bir coğrafi terimdi. Turan milletleri vardı; ancak bunlar dil ve kökenle 
değil, ortak yaşam biçimleri dolayısıyla özdeşlik gösteriyordu. Bu nedenle Teleki ve 
arkadaşları 1920’den itibaren Turan kavramını coğrafi anlamda kullandılar. 
Diğer  grup  başkumandan  Jenő  Cholnoky  idaresindeki  Macar  Turan  Birliği 
[Magyarországi Turán Szövetség] idi. Macar Turan Birliği’ne göre Batı kültüründeki 
“uzvî  maraz”  nedeniyle  Macarlığın,  Hristiyan  millî  temele  dayanarak  ırk 
düşüncesini güçlendirmesi gerekiyordu: “Doğudan, henüz bencillik tarafından hastalık 
bulaştırılmamış ırkdaşlarımızdan Avrupa için yeni fikirler öğrenelim, bu vasıtayla Hristiyan 
dünya anlayışımızı öyle güçlendirelim ki, bu yeni dünya görüşü sadece bizi iyileştirmekle 
kalmayıp bizimle münasebetleri bulunan Batıyı da etkilesin.”
29
 
Anlaşılacağı  üzere  cemiyet,  politikasını  köken  bilincinin  geliştirilerek 
Macarlığın  maddi  ve  manevi  temellerinin  güçlendirilmesi  olarak  belirliyordu. 
Kurum, hedeflerine uygun sonuçlara ulaşacaktı. Nitekim I. Dünya Savaşı sırasında 
Macar-Türk  ilişkileri  büyüdü.  Macar-Türk  Ekonomi  Birliği  [Magyar-Török 
Gazdasági  Egyesület]  bu  dönemde  kuruldu.  Türk  öğrencilerin  Macaristan’da 
özellikle ziraat alanında öğrenim görmeleri için seferberlik yapıldı. Böylece iki yüz 
Türk öğrencinin yanı sıra Arnavut, Bulgar, Boşnak öğrenciler de Macar okullarına 
kaydoldular. Bu sayede 1916 ve 1924 yılları arasında yılda yüz-yüz elli Türk, otuz-
kırk Boşnak öğrenci Macar okullarında öğrenim gördü.
30


107
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
Öte  yandan  Éva  Nagy  Kincses’in  çalışma-
sından anladığımız kadarıyla Kőrösi Csoma Cemi-
yeti  Ekonomi  Bölümü  [Kőrösi  Csoma  Társaság 
Gazdasági  Szakosztálya]  doğuya  doğru  ekonomik 
genişleme,  hatta  göç  üzerinde  çalışmalara  ağırlık 
verdi.
31
  Trianon  Barış Antlaşması’nın  yarattığı  şok 
neticesinde  Macar  Turancılığı  bilimsel  içeriğini 
kaybetmeye  başladı.  Dönem  gelişmelerinin 
Turancı  fikirde  yarattığı  etkiye  ilişkin  Macar  tarih 
yazımının önemli isimlerinden Balás Béla Szépvízi 
ve  Sándor  Márki’nin  notları  dikkat  çekicidir: 
“Avrupa  Sanskritçede  kara  toprak  anlamına  geliyor. 
Batıyı  dinlemeleri  ve  batıya  doğru  bakmaları  Turan 
milletlerinin  çöküşüne  neden  oldu.  Avrupa  nankör, 
Macar’a ne borçlu olduğunu unuttu.”… “Batı kültürü 
çökmüş,  Turan  kültürü  çok  daha  eski,  hatta  Avrupa 
kültürünün her bir öğesi son safhada Turan kökenli.”… 
“Daha  iyi  temellendirmek  gerekirse;  birleşik  ya  da  en 
azından  dayanışma  halindeki  Turanlıların  irfanının  ve 
bütün gayretlerinin en batıdaki merkezinin Macaristan 
olması  için  Attila’nın  bin  beş  yüz,  Cengiz  Han’ın 
yedi  yüz  yıllık  planı  dirilebilir.”
32
  Budapeşte’de 
Attila’nın  atlı  heykelinin  dikilmesi  de  tam  bu 
sırada planlanıyordu. Buna göre Margit ve Lánchíd 
köprüleri  arasında  yapay  bir  ada  oluşturulup  buraya  meydan  okurcasına  batıya 
doğru bakan Attila ve atının heykeli yerleştirilecekti. 
I. Dünya Savaşı’nın yarattığı sarsıntı neticesinde Macar Turancılığının Turan 
milletlerinin  işbirliğine  dayalı  olma  anlayışı  güçlendi.  1925’ten  itibaren  Turani 
soyunu  kanıtlamak  amacıyla  Macaristan’da  kafatası  ölçümleri  ve  kan  grubu 
araştırılmaları  da  yapılmaya  başlandı.  Ancak  bu  durum  başta  Yahudiler  olmak 
üzere Macaristan’daki azınlıklarda kaygı uyandırmaya başlamıştı. Bununla birlikte 
Turancı  fikirler  Japonya’da  ilgiyle  karşılandı.  Japonya’nın  Budapeşte  Büyükelçisi 
Juichiro  İmaoka  ve  Benedek  Balogh  Barátosi  tarafından  1927’de  Daido  [Büyük 
Fazilet] adında bir Turan cemiyeti kuruldu. Kültürel, politik ve ekonomik işbirliği 
planları ve ayrıca Macar-Japon ortak kökeni cemiyet bünyesinde kabul edildi. Hatta 
bu dönemde Viyana Büyükelçisi Tani Masajuki’nin girişimleriyle Sovyetler Birliği’ne 
karşı bir Macar-Japon casus ağı kurulması da gündeme getirildi.
33
Turanizm 
dünya savaşları 
döneminde 
Macar-Bulgar-
Türk ilişkilerine 
ayrı bir kutsiyet 
ve ortak bir köken 
addetmeye 
çalıştı. Ancak 
Macar politikasını 
ilgilendiren 
çıkar ilişkileri 
göz önüne 
alındığında 
Turancılık, bir 
kardeşlikten 
çok savaşların 
verdiği yıkımdan 
Macarların bir 
çıkış noktası 
arayışıydı.


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə