D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə37/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   113

83
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
dost olmuştur. Öğretmenler seminerini 1917 yılında altın madalya ile tamamlayan 
Mağcan daha sonra evlenmiş, fakat karısını 1919’da doğum sırasında kaybetmiştir. 
Dünyaya gelen çocuğunu da 1920’de kaybeden Mağcan, bu dönemde büyük üzüntü 
ve sıkıntılar yaşamış, yaşadığı üzüntü ve sıkıntılar şiirlerinde yansımasını bulmuştur.
Mağcan,  1917’de  kurulan  Alaş-Orda  Partisi’nin  kurultayına  davet  edilmiş, 
daha  sonra  da  partinin  eğitim  komisyonuna  üye  seçilmiştir.  “Üş  Cüz”  Partisi 
tarafından  hapse  atılan  Mağcan,  Çek  isyanı  sırasında  hapisten  çıkmıştır.  Kolçak 
Hükûmeti’nin  Kazakistan’ı  hedef  alması  üzerine  bağımsızlığa  dair  umutlarını 
yitirme  noktasına  gelmiştir.  Kızıl  Ordu’nun  Kolçak  Hükûmeti’ni  devirmesinden 
sonra Alaş-Orda yöneticileri için genel af çıkarılmıştır. Mağcan, bu dönemde Ahmet 
Baytursun’un  saflarında  yer  alarak,  Orınbor’da  kurulan  ilk  Kazak  Hükümeti’nin 
üyesi  ve  Eğitim  Komiseri  olmuştur. Aynı  dönemde Akmola’da  çıkan  “Bostandık 
Tuvı” adlı gazetenin redaktörlüğünü de yapan Mağcan, ileriki yıllarda (1921-1922) 
eğitim-öğretim alanında çeşitli makale ve kitaplar (“Cazılaşak Okuv Kuralları Hem 
Mektebimiz”, “Pedagogika”) yayımlamıştır.
1924  yılında  Moskova’da  okuyan  Kazak  gençlerin  bir  toplantısı 
düzenlenmiş  ve  bu  toplantıda  Mağcan’ın  şiirleri  değerlendirilmiştir.  Toplantıda 
Mağcan’ın  şiirlerinin  çoğunda  geçmişin  övüldüğüne,  eskinin  takip  edildiğine, 
milliyetçiliğin  dillendirildiğine,  kişiselliği  ön  plana  çıkardığına  hükmedilmiştir. 
Bu  dönemden  itibaren  KazAPP  liderleri  Mağcan’a  karşı  girişimler  başlatmışlar, 
yazdırdıkları makalelerde onu milliyetçi, Türkçü, zengin-feodal yanlısı, bencil diye 
nitelendirmişlerdir. 1929’da üç yüzden fazla Kazak aydını tutuklanmış, Mağcan da 
aynı yıl tutuklanıp Moskova’daki Butırka Hapishanesi’ne kapatılmıştır. 1935 yılında 
M.  Gorki’ye  bir  mektup  yazmış  ve  Gorki’nin  girişimleriyle  serbest  bırakılmıştır. 
Bundan sonra Kızılcar’daki bir orta mektepte Rus dili ve edebiyatı dersleri vermeye 
başlamış, 18 Mart 1937’de Seken Seyfullin’in daveti üzerine Almatı’ya geçmiştir. Çok 
geçmeden  30 Aralık  1937’de  yeniden  tutuklanmış  ve  1938’de  Stalinizmin  kurbanı 
olmuştur.  Mağcan,  atıldığı  hapishanenin  dar  hücresinde  kurşuna  dizilip  şehrin 
sırtına gizlice gömülmüştür. Sovyet yönetimi sadece Mağcan’ı tutuklayıp kurşuna 
dizmekle  yetinmemiş,  kardeşlerini  de  her  türlü  eziyete  (kovuşturma,  hapis  ve 
sürgün)  maruz  bırakmıştır.  1938’de  Alaş-Ordacı,  Türkçü  (Pantürkist)  olmakla  ve 
“Alka”  adlı  gizli  bir  milliyetçi  edebi  derneği  kurmakla  suçlanıp  kurşuna  dizilen, 
başta İngiliz emperyalizmine karşı mücadele veren Türkiye’deki kardeşlerine yazdığı 
“Alıstağı Bavırıma” olmak üzere, yüzlerce şiirin şairi Mağcan Cumabayoğlu, 1960’ta 
aklanmıştır (Abdullin-vd. 1989: 391-399; Doscanov 1992: 232-243).
23
Bekir Sıtkı Çobanzade
Kırım  Türklerinin  en  büyük  şairlerinden  ve  Türk  dilinin  önde  gelen 
uzmanlarında  olan  Bekir  Sıtkı  Çobanzade,  hayatını  Türklüğün  ve  Doğunun  geri 
kalmışlıktan kurtulmasına ve Türk dilinin birliğine adamış bir insan olarak, 1937 


84
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
yılında, Stalin’in insanlık tarihine kan kızılı harflerle 
yazılmış  olan  “Kızıl  Terör”ünün  kurbanlarından 
olmuştur.  “Kırım  Talebe  Cemiyeti”nin  yardımıyla 
parasız  yatılı  olarak  1909-1914  yılları  arasında 
Galatasaray Sultanisi’nde (bir başka rivayete göre, 
İstanbul  Sultanisi’nin  idadi  kısmında)  okumuş, 
1914’te  Kırım’a  geri  dönmüş,  Odesa’da  okumaya 
başlamıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla 
Ruslar tarafından askere çağrılmış, Rus ordusunda 
Türkiye’ye  karşı  hizmet  etmemek  için  Besarabya, 
Kişinef,  Romanya  yoluyla  Rusya’dan  kaçarak 
tekrar  İstanbul’a  gelmiştir.  İstanbul’a  gelir  gelmez 
İstanbul  Üniversitesi  Filoloji  Fakültesi’nde 
okumaya  başlamıştır.  Öğrenciliği  sırasında  Macar 
kökenli  bir  öğretmeninin  yönlendirmesiyle 
Budapeşte’ye  gitmiştir.  Burada  Péter  Pazmany 
Üniversitesi’ne kaydolmuş, üniversiteyi bitirdikten 
sonra Şarkiyat Akademisi’nde işe kabul edilerek İ. 
Kunoş’un  danışmanlığında  “Codex  Cumanicus”u 
incelemiştir.  Tezinin  konusu,  “Kıpçakların  Codex 
Cumanicus  Yazma  Edebiyat  Abideleri  ve  Türk 
Lehçelerinde  Telaffuzun  Temel  Problemleri” 
olmuştur. 1919’da aynı üniversitede Türk filolojisi, 
Arap  edebiyatı  tarihi  ve  Macar  edebiyatı  tarihi 
konularında doktora çalışması yapmıştır.
İstanbul’da  bulunduğu  sırada,  “Genç 
Buharalılar Cemiyeti” üyeleriyle yakından meşgul 
olmuş  ve  onlara  İsmail  Gaspıralı’nın  “usul-i 
cedid”ini aşılamaya çalışmıştır.
Kırımlılar  Cemiyet-i  Hayriyesi’nin  tahsil 
için  Macaristan’a  gönderdiği  öğrencilerin  7  Ekim  1918’de  Budapeşte’ye  varışları 
sırasında, onları karşılayanlar arasında Turan Cemiyeti üyelerinden başka, Kırımlılar 
Cemiyeti murahhası olarak Çobanzade de istasyonda hazır olmuştur.
1919’da  doktorasını  verdikten  sonra  Budapeşte’de  öğretim  üyeliğine 
alıkonmuş ve bu sırada Lozan Üniversitesi’nden de davet almıştır.
1920 yılının Mart ayı sonlarında Cafer Seydahmet Kırımer’in daveti üzerine 
Lozan’a gitmiş ve orada üç ay kalarak Kırım Türklerinin millî teşkilatı olan Millî 
Fırka’ya  katılmıştır.  1920  Temmuzunda  İstanbul’a  gelmiş  ve  oradan  Kırım’a 
geçmiştir.  Kırım’ın  Ruslar  tarafından  işgalinden  sonra  da  Millî  Fırka’nın  Millî 
Kurtuluş Merkezi toplantılarına katılmayı sürdürmüş, partinin yeraltı çalışmalarına 
katılmaktan da geri kalmamıştır.
Kırım Türklerinin 
en büyük 
şairlerinden 
ve Türk dilinin 
önde gelen 
uzmanlarında 
olan Bekir Sıtkı 
Çobanzade, 
hayatını 
Türklüğün ve 
Doğunun geri 
kalmışlıktan 
kurtulmasına 
ve Türk dilinin 
birliğine adamış 
bir insan olarak
1937 yılında, 
Stalin’in insanlık 
tarihine kan 
kızılı harflerle 
yazılmış olan 
“Kızıl Terör”ünün 
kurbanlarından 
olmuştur.


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə