D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə81/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   ...   77   78   79   80   81   82   83   84   ...   113

176
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
iki  gazete  de  uzun  ömürlü  olmadı.  Buhara-i  Şerif 
153, Turan 49 sayıdan sonra kadimcilerin baskısıyla 
1913’te yasaklandı (Arat 2001: 389).
Cedit  hareketinin  öncülerinden  Avlanî,  
1905’te  Rusya’da  başlayan  inkılap  rüzgarının 
Ceditçileri  de  olumlu  yönde  etkilediğini, 
Ceditçilerin  siyasî  amaçları  düşünerek,  ilk  önce 
halkı  aydınlatmanın  ve  onların  gözünü  açmanın 
mücadelesine  giriştiklerini,  amaçlarına  ulaşmak 
için  de  Özbek  dilinde  gazeteler  çıkarıldığını  dile 
getirmektedir.  1906  yılında  Terakki  ve  Hurşid 
gazetelerinin  hükûmet  tarafından  kapatılmasıyla 
1907’de  Avlanî  kendi  editörlüğünde,  demiryolu 
işçilerinin  sosyal  demokrat  grubunun  yardımıyla 
Şuhret gazetesini çıkardı (Kasımov 2010: 343, 344). 
Avlanî,  bu süreçte basın yoluyla yürüttükleri yeni 
bir  boyut  kazanan  mücadelelerini  şöyle  kaleme 
alıyordu: 
“Hem molla ve zenginlere karşı, hem de eski hayat ile kati surette mücadeleye başladık. 
Kendi içimizden mollalara karşı birliğimiz de teşkil edildi. 1905 yılına kadar bu durumda 
sınıf mücadelesine devam ettik. Ulema ve zenginler Ceditçilere karşı; ceditçiler de hem ulema, 
hem zenginler, hem de eskiliğe ve hurafelere karşı mücadele etti. 1904 yılında Rus-Japon 
savaşı  başladı.  Bu  savaş  bütün  Rusya  işçilerinin  gözünü  açtığı  gibi  bizim  de  gözümüzü 
açtı”(Kasımov 2010: 344).
Özbekçe  ilk  dergi  Semerkant’ta  Ayna  adıyla  1913’te  Behbudî  tarafından 
çıkarılmaya başlandı. Ülkede millî hedeflerin yayılmasında önemli bir rol oynayan 
bu  dergi,  Türkistanlıları  sadece  Özbek  yazarlarla  değil  Türk  dünyasının  en  iyi 
kalem  sahiplerinin  eserleriyle  tanıştırdı.  Ayna  dergisi  68  sayı  çıktı.  Taşkent’te  ise 
Özbek  dergisi  olarak Abdurrahman  Salih  1915-1918  arasında  dinî  içerikli  El-ıslah 
dergisini Özbekçe ve Farsça yayınladı. Yine Taşkent’te Şarki ve Yurt dergileri 1916’da 
yayınlandı (Benningsen-Quelquejay 1964: 165).
Bu dönemde tiyatrolar da açılmaya başlandı, Taşkent, Semerkant ve Hokant 
şehirlerinde  tiyatro  toplulukları  kuruldu,  Behbudî,  Avlanî  Hamza  gibi  tiyatro 
yazarları  yetişti.  1911-1917  yılları  arasında  yazılan  ve  sahnelenen  Özbek  sahne 
eserlerinin sayısı kırkı geçti. Avlanî hayatını kaleme aldığı eserinde, 1913 yılından 
başlayarak  halkın  gözünü  açmak  ve  medeniyete  yaklaştırmak  işlerine  giriştiğini, 
Taşkent’te  oyunları  sahneledikten  sonra,  bütün  Fergana’yı  dolaşarak  her  şehirde 
tiyatro oynadıklarını, bu dönemde amaçlarının görünüşte tiyatro olsa da arka planda 
Ceditçiler, 
bu dönemde 
yayınladıkları 
gazete ve 
dergilerle bir 
yandan fikir 
mücadelelerinde 
basını etkili 
biçimde 
kullandılar; 
diğer yandan 
zengin bir cedit 
edebiyatının da 
temellerini attılar. 


177
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
Türkistan  gençlerini  siyasî  yönde  birleştirmek 
ve  inkılaba  hazırlamak  olduğunu  belirtmekteydi 
(Kasımov 2010: 350). Böylece Ceditçiler, bu dönemde 
yayınladıkları  gazete  ve  dergilerle  bir  yandan  fikir 
mücadelelerinde  basını  etkili  biçimde  kullandılar; 
diğer  yandan  zengin  bir  cedit  edebiyatının  da 
temellerini attılar. 
1917 yılının Şubatından sonra Necat (M. Karî 
),  Şura-i  İslam  (A.  Battal),  Turan  (Avlanî),  Hürriyet 
(Fıtrat),  İl  Bayrağı  (A.  Zahiri)  gibi  birçok  gazete 
çıkmıştır. Bunlar arasında, özellikle, edebî yönüyle 
Hürriyet,  İl  Bayrağı  da  Türkistan’ın  bağımsızlığı 
yolundaki mücadelenin özgür sesi olarak muhtariyet 
amaçlarını  savunmasından  dolayı  ayrı  bir  yere 
sahipti (Kasımov 2004: 60). 
Hokand’daki  Gayret  Kitapevi’nin  maddi 
yardımıyla  eylül  ayında  yayına  başlayan  İl  Bayrağı 
ilk  dönemde  Hokand  yenilikçilerinin  ideolojik 
silahı idi. Fakat daha sonra 1917 yılı Aralık ayında 
Çokayoğlu  Mustafa  Bey’in  başkanlığı  altında 
Hokand’da  toplanan  Millî  Kurultay,  Türkistan’ı 
muhtar ülke olarak ilan edince, İl Bayrağı, Türkistan 
Muhtariyet  hükûmetinin  resmi  yayın  organı 
şeklinde yayınlamaya başladı. 
Başlığında kalın harflerle “Yaşasın Türkistan 
Muhtariyeti”,  “Yaşasın  Birleşik  Halk  Cumhuriyeti”  sloganları  mevcuttu.  İl 
Bayrağı’nın 15. sayısında Türkistan Muhtariyet hükûmetinin kuruluşu münasebetiyle 
yayınladığı yazılardan biri şöyleydi:
Aldı kolga bayrağın Türk evladı,
Tanatanalı şadlık bilen dünya bugün bir şavladı,
Öz yerinde, öz ilinde, öz küçi, erki barıng,
İndi Türkistanlılar da bildi çinlab anladı
Aldı eline bayrağını Türk evladı
Büyük bir sevinçle dünya bugün bir haykırdı 
Kendi yerinde, kendi ülkesinde, öz gücü, erki 
Şimdi Türkistanlılar da bildi, gerçekten anladı
Elhamdülillah biz 
büyük Türkistan 
halkı, şanlı 
Türk evladı, bu 
sevgili vatanımızı 
muhtariyetli 
diye ilan ettik. 
Halkının % 95’i 
saf Türk ırkından 
olan büyük 
bölge, Rusya’nın 
başka bölgeleri 
arasında 
kendisine 
muhtariyet aldı 
ve muhtariyet 
Türkistan’ın 
ileri gelenlerinin 
toplantılarıyla 
tekrar onaylanmış 
oldu.


178
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
“….  Elhamdülillah  biz  büyük  Türkistan  halkı,  şanlı  Türk  evladı,  bu  sevgili 
vatanımızı muhtariyetli diye ilan ettik. Halkının % 95’i saf Türk ırkından olan büyük bölge, 
Rusya’nın başka bölgeleri arasında kendisine muhtariyet aldı ve muhtariyet Türkistan’ın 
ileri gelenlerinin  toplantılarıyla tekrar  onaylanmış oldu. …  karnı  aç olan kişi yemeğe  ne 
kadar yüzünü dönebilirse, bütün Türkistan halkı da muhtariyeti aynı sevinç ve coşku ile 
karşıladı… Türkistan’ın zengini, fakiri eğitimlisi, sokaktaki adamı… Herkes kol kola girip 
ittifak ederek muhtariyet için gösterilere başladılar. Elden geldiği kadar bu aziz muhtariyeti 
yücelttiler. Bunun etkisiyle kısa bir süre içerisinde geçici hükûmet ve geçici millet meclisi çok 
iyi bir şekilde çalışmaya başladı.” (Toktamışoğlu: 15)
İl Bayrağı özellikle muhtariyet devrinde Türkistan’da en yaygın ve en sevilerek 
okunan Türkistan ilericilerinin önemli gazetelerindendi. Bu gazetede Polat Salay, 
Ali Zahri, Serdar, Abdullah Bigi, Nurşivan Yusuf, Oğuzcan, Teşebay, İsmail Abdi 
Uygur,  Şakircan  Rahimi  gibi  yazarların  yazıları  basıldı.  Haftada  iki  sayı  çıkan  İl 
Bayrağı  da  Türkistan  muhtariyet  hükûmeti  Bolşevikler  tarafından  dağıtıldıktan 
sonra diğer Türkistan terakkiperver gazeteleri gibi kapatıldı (Toktamışoğlu: 15).
1917 Ekim Devriminden sonra ise İştirakiyun (1918-1919), Kızıl Bayrak (1920-
1921), Türkistan (1922-1924), Mihetkeşler Tavuşı (Semerkant 1918-1922), Buhara Ahbarı 
(1920-1922), Mihnet Bayrağı (1921), Fergana (1921) gibi gazeteler çıkmıştır (Kasımov 
2004: 60).
Türkistan’da  değişik  fikirlere  sahip  yenilikçi  usul-i  ceditçiler  ile  diğer 
görüşlerin savunucuları arasında basın-yayın aracılığıyla yürütülen bu mücadele, 
kültür ve siyasî hayatın gelişmesine büyük katkı sağladı. Böylece, bir aydınlar sınıfı 
ortaya çıkmaya başladı. Basında Avaz Ataroğlu, Hamza Hakimzade, Sadrettin Aynî 
gibi yazarlar, Mukimi, Çolpan, Firkat Zevkî gibi şairler bir yandan Özbek lehçesinin 
gelişmesine büyük katkı sağlarken, diğer yandan “Cedit Edebiyatı” adıyla edebiyat 
tarihlerinde yerini alan millî bir edebiyatın temellerini attılar. Özbek cedit matbuatı, 
Özbek  edebiyatının  şekillenmesi  ve  gelişmesinde  önemli  rol  oynadı.  Dolayısıyla 
cedit edebiyatının temsilcileri, fikirlerini ve kalemlerini bu ilk gazete ve dergilerde 
geliştirdiler.  Çolpan,  Kâdirî,  Mîrmuhsin  ve  Hamza  Hakimzade  hikâye,  ve  millî 
romanlar yazdılar. Şiir sanatında kısa sürede yaşanan bir değişimle sosyal ve siyasî 
sorunların işlendiği eserler verildi. 1920’li yılların başlarına gelindiğinde ise Özbek 
ceditçiliği tam anlamıyla yeni bir edebiyat meydana getirdi. 


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   77   78   79   80   81   82   83   84   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə