66
Ağrı Direnişleri ve Xoybûn
Adalet Yücel
Ağrı Direnişi ele alınırken öncelikle farklı
zamanlarda ama birbirlerinde kopuk olmayan
üç direniş sürecinde söz etmek önemlidir.
İkinci önemli bir husus ise Ağrı Direnişi’ni
ele alırken mutlak anlamda Xoybûn Cemiye-
ti’nden söz etmek gerekir. Çünkü Xoybûn Ce-
miyeti bizatihi Ağrı Direnişinin sürdürülme-
sinde, geliştirilmesi
ve genişletilmesinde ciddi
rol oynamıştır.
Üçüncü bir husus ise İsyan mı Direniş mi
ikile midir? Hemen belirtelim ki, çokça dile
getirilen “29 Kürt İsyanı” tam bir sahte, uydur-
ma ve sanal bir hikayedir. Çünkü Kürdistan’da
bir-iki isyan dışında 20. yy.’de yaşananların ner-
deyse tümü soykırıma karşı direniştir. TC Dev-
leti yok etmek niyetiyle saldırmıştır, Kürtler ise
buna karşı durmuşlardır. O nedenle isyan değil
kendini korumadır, savunmadır, yaşama çaba-
sıdır. Çünkü isyan en genel manada: “Herhangi
bir amaçla kurulu düzene veya devlet güçlerine
karşı gelme, başkaldırma, ayaklanma” dır. An-
cak Kürtler böyle yapmamışlardır, Kürtler sa-
dece ve sadece kendi varlıklarına yönelmiş olan
soykırıma karşı direniş içerisine girmişlerdir.
Belirttiğimiz bir-iki isyan kategorisine de
-yine direniş tanımıyla
ilişkisini kurmak şar-
tıyla- bir Şeyh Said’in Direnişi girebilir, bir de
çok büyük bir zorlamayla İhsan Nuri Paşa’nın
Ağrı Direnişi girebilir. Başka da 1920’lerde ya-
şananların tek biri isyan kategorisine girmez.
Ancak yine de Ağrı bir direniştir. Çünkü ilk
saldırıyı TC Devleti gerçekleştirmiş, Kürtler ise
bu saldırıya karşı dağlara çıkararak kendileri-
ni korumuşlardır. Daha sonra Xoybûn bizatihi
müdahale ederek belli bir planlama dahilinde
çalışmalarını sürdürse de, özü itibariyle yaşa-
nan bir direniş yani Öz savunmadır.
İlk Ağrı Direnişi
TC Devleti İbrahim Paşa’yı yani Biroyê
Heskê Telî’yi ele geçirmek için saldırıya geçer.
Serhat’ın en büyük aşiretlerinden
biri olan Ce-
lalî aşiretinin Hesesorî Bavekına bağlı bir aileye
mensup olan Biroyê Heskê Telî ise Ağrı Dağı’na
çıkar. Birçok Kürt Aşiret Reisi ve ileri geleni
gibi Biroyê Heskê Telî’de Osmanlının yanında
Ruslara karşı savaşmıştı. Konu Ermeni mesele-
si olduğunda yine devletin yanında yer almıştı.
1925 Şeyh Said İsyanı ve yaşanan farklı dire-
nişler ardından TC Devleti bölgede etkili olan
isimleri kendisi için tehlikeli gördüğü için Ba-
tı’ya sürme kararı aldı. Nitekim TC Devleti’nin
sürgüne göndermek istediklerinden biri de Bi-
royê Heskê Telî’ydi.
Biroyê Heskê Telî, 1926 yılının bahar ayla-
rında kendisine ve ailesine dönük alınan ka-
rar uygulanmaya konulmak istendiğinde karşı
koymuş; gelen asker ve jandarmalarla çatışarak
dağa çıkarak direnişe geçmiştir. Bu direnişe
daha önce sürgüne gönderilen Şemkan Aşireti
Reisi Temîre Şemkî ve kardeşi ile Sakan Aşireti
Reisi Şeyh Abdulkadir gibi tanınmış
birçok isim
Ağrı’ya gelerek katılmışlardır.
Sürgün demişken bir iki hususu daha ek-
lemek gerekiyor. TC Devleti benzer bir kararı
-ancak bu kez daha geniş çapta -1927 Yılı’nda
almıştı. 1400 tanınmış Kürt ailesini Batı’ya sür-
me kararı alan devlet, kendince ciddi tedbirler
almaktaydı. Birçok tanınmış kişi bu sürgünle
Kürdistan’dan uzaklaştırıldı. Bunlardan bir ta-
nesi ise Serhatlı Kör Hüseyin Paşa ve ailesiydi.
Daha önce farklı dönemlerde bir çok kez Ha-
midiye Alaylarında bizatihi sorumluluk yap-
mış olan Kör Hüseyin Paşa, Ruslara karşı da
Osmanlıya büyük hizmetler sunmuş bir isimdi.
Öyle ki kimi tarihçi: “Doğu Anadolu’yu Kazım
Karabekir Paşa değil, Kör Hüseyin Paşa; Rus
ve Ermenilerden kurtardı” diyebilecek kadar
ona büyük rol atfetmiştir. Osmanlıya böyle hiz-
metler sunulmuş olsa da, Kürt’tür, sürülmesi
gerekmektedir. Hem
de ailesinin her ferdi Tür-
kiye’nin farklı yerlerine sürülerek, bütünlük
67
sağlamamaları için her şey yapılmıştır. Böyle de
olsa Ağrı Direnişi geliştiğinde yönünü ilk ülkeye
çevirenlerden birisi Kör Hüseyin Paşa olur. Sa-
vaşta büyük tecrübesi ve halk nezdinde büyük
itibarı olan böyle bir kişiliğin Ağrı’ya ulaşması
büyük bir tehlike olacağı için, Kör Hüseyin Paşa
Kürdistan’a yöneldiğinde, TC Devleti özel bir
ayarlamayla, yakın akrabası olan Hacı Musa’nın
oğlu Medeni’nin eliyle, namazın üstündeyken
katledilir, diğer iki oğlu ise benzer bir şekilde
yıkanırlarken vurulur. Böylelikle bir halkın ka-
derini etkili bir şekilde tayin edecek önemli bir
isim iç ihanetle katledilir.
İkinci Ağrı Direnişi ise (13 Eylül 1927), bu
direnişe Xoybûn Cemiyeti üyesi olan İhsan
Nuri Paşa yetişecek ve öncülük düzeyinde rol
oynayacaktır.
Ancak direnişe geçmeden önce-
likli olarak Xoybûn Cemiyeti’ne ilişkin birkaç
söz söylemek yerinde olacaktır.
Xoybûn Cemiyeti:
Kürtlerde direniş öncesinin en kapsamlı
örgütlenmesi olan Xoybûn Cemiyeti, 5 Eylül
1927’de Lübnan’da kurulur. İlk liderinin Cela-
det Ali Bedirxan olduğunu biliyoruz. Cemiyet
Dört parçanın Kürtlerini de içine almaktadır.
Üyeleri arasında Kürt aristokrasisinin öncü ki-
şilikleri ağırlıkta olsa da kadınlar, öğrenciler,
köylüler, işçiler de yer almaktadır. Kürt Teali
Cemiyeti, Teşkilatı İçtimaiye, Kürt Millet Fır-
kasının da kimi eski üyeleri Xoybûn’un kuru-
luşunda yer alır. Xoybûn’un kuruluşunda yer
alan Celadet Ali Bedirxan’ın kendisi, sonradan
Suriye de kurulacak olan Hawar ve Ronahi der-
gileri için en büyük desteği Fransızlardan aldı-
ğını belirtir. Xoybûn Cemiyeti;
Ermeni Taşnak
Cemiyeti ile ilişki kurar, ABD, İtalya, İngiltere,
Fransa yetkililerine mektuplar gönderir. Sü-
reyya Bedirxan’ın, Xoybûn temsilcisi olarak
ABD’ye bir ziyarette bulunduğu söylenir. Xoy-
bûn, bu bileşim-ilişki-ittifak anlayışı temelinde
tüm Kürtlerin ulusal birliğini hedefler. Ancak
başarılı olduğunu söylemek zordur.
Xoybûn’un, Kürtler için önemli olan tarihi
bir süreçte kurulması son derece önemlidir. TC
Devleti Kürt Halkı’na karşı topyekûn bir saldırı
başlatırken kuruluşunu ilan etmek aynı zaman-
da önemli bir direniş potansiyeli bulunduğunu
da göstermektedir.
Yukarıda ikinci maddede dile gelen “Türki-
ye boyunduruğu altında Kurdistan ve Kürtlerin
kurtuluşu” cümleleri bu bağlamda son derece
önemli ve tarihidir. İfade ettiğimiz gibi, bu fa-
şizme karşı ciddi bir duruş sergilemenin de ka-
rarlılığıdır. Bu duruş esasta Xoybûn’ un ilk beş
maddesine de yansımaktadır.
1-
1927 senesi Eylül ayının beşinci günü
toplanan Birinci Kürt Kongresi’nin kararıyla
ve Xoybûn adıyla,
ulusal bir Kürt örgütü kurul-
muştur.
2-
Örgütün amacı, Türkiye boyunduruğu
altında Kürdistan ve Kürtlerin kurtuluşu, doğal
ve ulusal sınırları içerisinde bağımsız bir Kür-
distan devletini kurmaktır.
3-
Bu amaca ulaşabilmek için örgüt, tüm
Kürtleri etrafında toplayacak, karşılıklı çıkarlar
çerçevesinde her türlü unsurla ilişkiye geçecek-
tir.
4-
Kürt ulusal andını ve bu tüzüğün ge-
reklerin kabul eden ve yerine getiren her Kürt,
Xoybûn örgütüne girebilir. Her fert, örgüte giriş
esnasında bir giriş ücreti verecek ve aylık bir ta-
ahhütte bulunacaktır.
5-
Örgüte girecek olan her kişi, görevli bir
heyet
huzurunda, belirlenmiş olan yemini oku-
mak zorundadır.”
Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan Xoy-
bûn’u değerlendirirken: “Suriye’deki Fransız
manda rejiminin İkinci Dünya Savaşı’na kadar
sürmesi, Kürt aydınlar için kısmi bir özgürlük
ortamı sağlamıştır. Dergi çıkarma ve örgüt
kurmada fazla zorluklarla karşılaşmamışlar-
dır. Fakat yasal bir Kürt statüsü de oluşturula-
mamıştır. Celadet Ali Bedirxan ve çevresinin
dönemin Anti-Kürt uygulamalarını izlemesi
ve buna karşı silahlı mücadele deneyimlerine
girişmesi (Osman Sabri’nin Kâhta dağlarında-
ki gerilla denemesi), Ağrı İsyanı için Xoybûn
(‘Kendi kalma’, ‘kendi olma’ anlamında isabet-
li bir adlandırma oluyor) örgütünü kurması ve
Hawar Dergisi’ni çıkarması bu dönemin önemli
çalışmalarıdır. Birçok
diplomatik girişimleri de
Çokça dile getirilen “29 Kürt
İsyanı” tam bir sahte, uydurma
ve sanal bir hikayedir