kapsam açısından bir yabancı dil öğrenmeyle kıyaslanabilir.
İşaret dili çevirmenleri
İşaret dili çevirmenleri el kol hareketi çevirmenleri değildirler. İşaret dili çevirmenleri duymayan ve duyan kimseler için her iki yönde de çeviri yaparlar.
Örneğin bu, bir duymayanlar konferansında işaret dilini bilenler ve işaret diline hâkim olmayan duyan kişiler için yapılan çeviri olarak ortaya çıkar. Bir
işaret dilinden diğerine ya da sesli bir dilden yerel bir işaret diline (örneğin Fransızcadan Almanya veya İsviçre İşaret diline) çeviri yapan çevirmenler
vardır. İki işaret dili arasında çeviri yapan çevirmenlerin kendisi çoğunlukla duymayan kişilerdir.
[2]
İşaret dili yazısı
Birçok girişim olmasına karşın işaret dili bugüne kadar günlük kullanım için güvenilir olarak yazıya dökülememiştir. Bilimsel araştırmalar için “not
alma sistemleri”, örneğin “HamNoSys” (Hamburg Not Alma Sistemi) mevcuttur. Örnek olarak bu sistemler; elin biçimindeki, el duruşundaki, vücut
kısmındaki, hareketi yürütmedeki gibi el kol hareketlerinin çözümlenmesiyle ve bunlara uygun düşen temsillerle çalışır. İşaret dili yazısı Osnabrück’teki
“Duyma Engellileri İçin Eyalet Eğitim Merkezi”nde uygulanmıştır. Başarılı bir şekilde birinci sınıftan itibaren yürürlüğe konulmuştur. (İşaret dili yazısı:
İngilizce; “SignWriting”, ilk olarak “Valeri Sutton” tarafından ve “Sutton-Movement Writing-Sistemlerinin” bir kısmı olarak geliştirilmiştir)
İşaret dili yazısı
İşaret dili yazısı, işaret dilinin dilsel işaretlerinin temsilleri için Kopenhag Üniversitesi’nin vekâletinde 1974’te “Valeri Sutton” tarafından geliştirilmiş
bir sistemdir. Daha önceden, Paris’te 19. yüzyılda Fransız “Bebian” ve daha sonra İskoçya asıllı George Hutton, Nova Scotia’da (Kanada) her ikisine de
“
mimografi
” denilen bir işaret dili yazısı taslakları üzerinde çalışmalarını tamamlamışlardır.
Duymayanlar için diğer yazı sistemleri de mevcuttur. Örneğin Willian C. Stokoe’nun “American Sign Language” (ASL – Amerikan İşaret Dili), Eshkol-
Weissman’ın “Israel Sign Language” (İsrail İşaret Dili), “Alman İşaret Dili” (DGS) için “HamNoSys” (Hamburg Not Alma Sistemi) ve Hartmut Teuber’in
“SignLettering” fonetik/fonem sistemi günümüzde kullanılmaktadır. İşaret dili yazısı, “MovementWriting” (Hareketlerin yazılması) üst kavramından
özetlenen, hareketleri tanımlayan ve “SignWriting”in (İşaretlerin yazılması) yanı sıra “DanceWriting” (Dansların ve koreografilerin not alınmasına
yönelik) ile bağlantısı olan yazılar arasından birisidir.
İşaret dili, el kol hareketleri için önemli sayılabilecek el kol hareketlerinin gösterilmesinde el biçimlerinden ve mimiklerden yararlanmaktadır. Hatta
kollar, bacaklar ya da omuzlar için kesin tanımlanmış birçok kesin belirli “piktogram” adı verilen işaret sisteminden ve hareketin tanımını gösterecek
farklı oklardan, yıldızlardan, dalgalardan vb. değişik ek sembollerden de yararlanmaktadır. İşaretlerin sistemsel karakterlerinden dolayı yazının
tanınması görece olarak kolaydır (“
piktogram
” ya da “
piktograf
” bir eşyayı, bir objeyi, bir yeri, bir işleyişi, bir kavramı resmetme yoluyla temsil eden
sembollerdir)
İşaret dili Almanya’da birkaç yerde, örneğin Osnabrück’teki “Duyma Engellileri İçin Eyalet Eğitim Merkezi”nde (Landesbildungszentrum für
Hörgeschädigte in Osnabrück) duyma özürlü çocukların ders programına yerleştirilmiştir. Aynı durum Güney Nikaragua’da bir okulda da
gerçekleştirilmiştir.
[3]
Yapısal ve biçimsel diller
Diller,
bilişim
bilimi (informatik) çerçevesinde de ele alınabilir. Biçimsel diller olarak adlandırılan diller dilin matematiksel modelini ifade eder ve bu
diller özellikle teorik bilgisayar bilimi içerisinde kendine yer bulur.
Özellikle de hesaplanabilirlik kuramı ve Compilerbau kullanımında yer alır. Birçok bilgisayar program dilleri, özünde hem teorik düşüncelere hem de
nesnel düşüncelere dayanır. Programlama dillerine “
Java
, ALGOL, Fortran, COBOL,
BASIC
, C, C++, Ada, LISP, Prolog, Perl” örnek verilebilir.
Felsefenin karşılaştırılabilir bir uğraşı da Alman filozof, matematikçi ve mantıkçı
Paul Lorenz
’in projesi olan Orto isimli bir dil programıdır. Bu dil
programında anlamlı ve sistemli bir bilimsel dilin oluşturulması amaçlanıyor ama bu durum “sistemli felsefede büyük oranda tartışmalı” durumda.
Dil değişimleri
Dil değişimi veya dil dinamizmi bir dilin değişim veya gelişme sürecini belirtir ve dil değişimi
tarihsel dilbilimin
ile
sosyolinguistik
’in araştırma alanına
girer. Kıyaslama (
analoji
), başka bir dilden alıntı ve dilde seslerin değişimi kuralı, dil değişiminin asıl itici gücü olarak kabul edilir.
Yapısalcılık
bakış açısında, dil değişimi başlığı altında eşzamanlı bir dil aşamasının unsurunun tarihsel, yani artzamanlı ya da eşzamanlı iki dil
aşamasının birbirleri arasındaki ilişkileri anlaşılmaktadır.
Nicel dilbilimin bakış açısından ise dil değişim sürecinin zaman içerisindeki seyrinde özellikle dil değişiminin iki bakış açısı önemlidir. Bunlar; dil
değişim kuralları ve Piotrowski kurallarıdır. Ayrıca dil değişimine yol açan ve dil değişimini kontrol eden birçok sebebin etkisi de önemlidir.
[5]
Diller zamanla değişime uğrarlar veya tamamen yok olurlar. Sözcük yazılışlarında, okunuşlarında ya da imlâ kurallarında oluşan yavaş ve küçük
yenilikler birikerek ve büyüyerek bu değişimleri oluşturur. Bir dili konuşan ya da kullanan insanlar yeterince uzun bir süre fiziksel ya da kültürel olarak
ayrı yaşarlarsa dilleri farklılaşmaya başlar. Bir lisanı belirgin farklılıklarla konuşan iki insan, birbirlerini anlayabiliyorlarsa ayrı
lehçeleri
, birbirlerini
anlayamıyorlarsa ayrı dilleri konuşuyor olarak kabul edilirler. Dillerin birbiriyle ilişkili olup olmadıklarını anlamakta kullanılan göstergelerden biri de
benzer anlamalar taşıyan, benzer yapılı kelimelerdir. Bu şekilde doğal olarak gelişmiş dillerin dışında, yapay olarak geliştirilmiş diller de vardır. Yapay
dillere
Esperanto
ve
Mondlango
örnek verilebilir.
TÜK DİLİ
Türkiye
Türkçe
si zaman içinde aşağıdaki gibi şekillenmiş ve değişmiştir:
I.
Altay dil ailesi
A.
Türk dil ailesi