Diyabet ve oruç



Yüklə 257,84 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix27.10.2018
ölçüsü257,84 Kb.
#75787


DİYABET VE ORUÇ

 

DR.KORHAN KAPUCU 




Diyabet nedir? Nasıl meydana gelir



 

Diyabet, başta karbonhidratlar olmak üzere protein ve yağ kullanımı ve 



dengesini ilgilendiren bir hastalıktır.Kendisini kan şekerinin sürekli 

yüksek olması ile gösterir.Diyabet hastalarındaki temel bozukluk,kan 

yoluyla taşınan glukozun (şekerin) hücrelerin içine girememesidir. 

 



Normal koşullarda besinlerden elde edilen veya karaciğerdeki 

depolardan kana salınan glukoz pankreas tarafından salgılanan 

İNSÜLİN hormonunun yardımıyla hücre içine girer ve orada yakılarak 

enerjiye dönüşür. 

 



Hücrelerin üzerinde değişik maddelerin girmesine izin verilen kapılar 



vardır. Bu kapılar normalde kilitlidirler ve uygun anahtar varlığında 

açılırlar. Diyabet,hücrelerin üzerindeki glukoz(şeker) kapısının 

açılamaması durumudur. Bu örnekten ilerlersek diyabet, anahtar işlevi 

gören İNSÜLİN hormonu yetersizliğine ve/veya insülinin etkilediği 

reseptörlerin (hücre kapısındaki kilidin) bozukluğuna bağlı 

gelişmektedir. 

 



  

  



  

  



Kaç tip diyabet vardır? 

 

 



Nedenlerine göre bir çok diyabet tipi olmakla 

birlikte diyabet vakalarının çok büyük bir 

kısmını 

Tip 1 ve Tip 2 diyabet 

vakaları 

oluşturmaktadır. 

 



 

Tip 1 Diyabet 

 

Daha çok çocuklarda ve genç erişkinlerde görülür. 



Tip 1 diyabet, pankreasta bulunan ve insülin üreten 

hücrelerin vücudun bağışıklık sisteminin kendi 

hücrelerini tanıyamaması sonunda zedelenmesi ile 

meydana gelmektedir.  

Mutlak veya görece bir insülin yetersizliği 



olduğundan hastalar ömür boyu insülin hormonunu 

dışarıdan (enjeksiyon yoluyla) almak zorundadırlar. 

Bu nedenle Tip 1 diyabet İnsüline Bağımlı Diyabet 

olarak da isimlendirilmektedir.  

Genel olarak toplumdaki diyabet vakalarının 



%10’unu Tip 1 Diyabet vakaları oluşturmaktadır. 

 



Tip 2 Diyabet 

 



Sıklıkla erişkinlerde ve şişman (obez) 

kişilerde görülmektedir. Tip 2 diyabetli 

hastalarda insülin salgılanmasındaki 

yetersizlikten çok dokulardaki insülin direnci 

sonucunda glukoz(şeker) kullanımı 

bozulmaktadır.

 



Tip 2 diyabetin kuvvetli bir genetik yatkınlık 



zemininde geliştiği bilinmektedir.

 



Diyabetin bulguları nelerdir?

 

 



Diyabete bağlı klinik bulgular vücuttaki karbonhidrat, protein ve yağ 

metabolizmasının bozulmasına bağlıdır. İnsülin eksikliği ve/veya 

insülin direnci nedeniyle hücrelere giremeyen glukoz kanda belli bir 

düzeyi (180mg/dl) aştığında idrarla atılmaya başlar. 

 



Böbreklerden atılan glukoz beraberinde sıvı atılımını da arttırır ve 

sonuçta ÇOK VE SIK İDRAR YAPMA 

olur.  



İdrar ile olan sıvı kaybını karşılamak için ÇOK SU İÇİLİR



Vücut,enerji kaynağı olarak şekeri(glukozu) kullanamayınca bir 



taraftan 

İŞTAH ARTAR

 

diğer taraftan yedek enerji depoları olan yağlar 



ve proteinler yakılmaya başlar ve bunun sonucunda iştah artmasına 

rağmen KİLO KAYBI

 olur. 



Bu klasik bulguların dışında diyabet hastalarında ÇABUK YORULMA, 



GÖRME BULANIKLIĞI, SIK DERİ ENFEKSİYONU, KADINLARDA 

GENİTAL BÖLGEDE MANTAR ENFEKSİYONU

 gibi bulgular da 

görülür. 

 



Gizli şeker nedir?

 

 

Halk arasında gizli şeker olarak isimlendirilen durum, 



kandaki normal  şeker dengesi ile diyabetteki bozuk 

şeker dengesi arasındaki durumu ifade etmektedir.

 



Bu durumdaki kişilerin gün boyu kan şekerleri 



normaldir ve diyabetin klasik bulguları görülmez. 

Bununla birlikte bu kişiler Tip 2 diyabet için en riskli 

grupta olduklarından yaşam biçimlerini yeniden 

düzenlemeleri gereklidir.(Egzersiz ve Diyet,bazen 

ilaç)

 



  

Diyabetle yaşamak, karşılaşılan bazı 



sorunlarının çözümünü öğrenmeyi ve 

tedaviye uyum sağlamayı gerektirir. 

 



Diyabetle yaşayanların özellikle insulin 



kullanan diyabetlilerin karşılaşabilecekleri bir 

sorun da hipoglisemidir. Hipoglisemiyi 

önlemek ve tedavi etmek kan şekeri ayarının 

sağlanmasında son derece önemlidir.

 



Hipoglisemi Nedir?  

 



Kan şekeri düzeyinin 70 mg/dl veya altına 

düşmesi hipoglisemi olarak tanımlanır. 

Hipogliseminin oluşumuna zemin 

hazırlayacak nedenler ortadan kaldırıldığında 

hipoglisemi riski de uzaklaştırılmış olur, Aksi 

takdirde insülin veya oral antidiyabetik ilaç 

kullanan herkeste hipoglisemi görülebilir. 

 



Hipoglisemi Belirtileri Nelerdir? 

  

Hipogliseminin şiddeti hafif, orta ve ağır olabilir.

 

 

Hafif şiddette hipoglisemi bulguları; 

 

 



Açlık, 

 



Titreme,  

Terleme,  



Dudakta ve dilde karıncalanma, 

 



Solukluk,  



Çarpıntı, 

 



Huzursuzluk,  



 


Orta 

şiddette hipoglisemi

 

bulguları

 

 



Baş ağrısı, 

 



Karın ağrısı, 

 



Bulanık görme, 

 



Uyuşukluk, 

 



Konuşma zorluğu, 

 



Taşikardi (Kalp atım hızının artması), 

 



Sinirlilik,  

Solukluk,  



Terleme,  

 



Ağır şiddetteki hipoglisemi bulguları; 

 

Bilinç kaybı, 



 

Konvülsiyonlardır.



 

(İstemsiz çırpınmalar)

 

 

 




  

  



Hipoglisemi için Alınması Gereken 

Tedbirler Nelerdir?  

Hipoglisemi riski için gerekli olan en önemli 



tedbir, diyabetlinin yanında, iş yerinde, 

çantasında, arabasında kesme şeker veya 

şekerli meyve sularının bulundurmasıdır. 

 

 




Hipoglisemiyi Farketmeme Nedir? 

 



Bazı kişilerde hipoglisemi belirtisi olmayabilir ancak kan 

şekeri ölçüldüğünde hipoglisemi olduğu saptanabilir. 

Bu problem ‘hipoglisemiyi farketmeme’ olarak 

isimlendirilir. 

Hipoglisemiyi farketmeme her diyabetlide olmaz, daha 



çok uzun yıllardır diyabetle yaşayan bireylerde görülür. 

Nöropati (sinir hasarı),bazı kalp ve tansiyon ilaçları 

hipoglisemiyi farketmeme nedeni olabilmektedir. 

Hipoglisemiyi farketmeyen diyabetlilerin sık kan şekeri 



ölçümü yapması ve belirti olmamasına karşın ölçüm 

sonucunda hipoglisemi saptanırsa derhal bu durumun 

tedavisini yaptırmaları gerekir. 

 



Oruç Diyabet Hastalarında Vücudu 

Nasıl Etkiler? 

 

Oruç esnasında kan şekeriniz tehlikeli olarak düşebilir. 



Özellikle insülin kullanan hastalarda veya çoklu oral 

antidiyabetik ilaç alanlarda bu durum daha sık görülür. 

 



Sahurdan 8 saat sonra tam olarak açlık başlar. 



Vücudunuz öncelikle karaciğerdeki şeker depolarını 

hızla enerji kaynağı olarak kullanır. Daha sonra enerji 

kaynağı olarak yeni karbonhidrat alımı olmadığından 

depolanmış yağlar eritilerek yakılır.Bunun sonucunda 

asit içerikli maddeler kanda artmaya başlar ve belirli bir 

miktardan sonra saglık için tehlikeli boyuta ulaşır

 



  

Diyetle tedavi edilen şeker hastalarında bile, oruç 



tutulan günün ortalarında kan şekeri rakamları 

yükselecektir. Buna susuzluk da eşlik edince 

istenmeyen sağlık problemlerinin oluşması için 

gerekli zemin hazırlanmış olur

 



Öğün atlamak kan şekerinin çok düşmesine yani 



hipoglisemiye neden olabilir. Açlık hissinin fazla 

olması bir sonraki öğünün miktarını artıracağından 

hiperglisemi dediğimiz kan şekerinin aşırı 

yükselmesine neden olur

 

 



ORUÇ İÇİN RİSKLİ HASTALAR

 

Kan şekeri sık sık normalin altına (<60



-

70 mg/dl) düşenler,

 



Hipoglisemilerini fark etmeyen hastalar, 



Kan şekeri düzeyleri iyi ayarlanmamış hastalar,

 



Ramazan ayından hemen önceki dönemlerde diyabet koması atlatmış 



veya öncesinde koma hikâyesi olan hastalar,

 



Tip 1 ve 2 diyabet hastaları,

 



Mide veya onikiparmak bağırsağında ülseri olanlar,

 



Kronik böbrek yetersizliği olan ve/veya diyaliz tedavisi gören hastalar,

 



Gebe diyabetliler, 

Yalnız yaşayan diyabet hastaları,



 

Yaşlı diyabet hastaları



 

 

     



Oruç tutmaları yüksek risk taşıyan hastalar grubuna girer. 

 


RİSKLER NELERDİR ?

 

Yüksek riskli diyabet hastaları oruç tuttukları takdirde:

 

 



Özellikle ciddi kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi), 

 



Diyabetik koma (ketoasidoz), 

Vücutta ciddi susuzluk (dehidratasyon)



 

Damarlarda pıhtılaşmaya meyil (tromboz) risklerine 



maruz kalabilirler.  

Uzun süre susuz kalmak, hem tansiyon düşmesi, 



bayılma, düşme ve buna bağlı olarak kırık oluşma 

riskinin artmasına, hem de pıhtılaşma bozukluklarına 

yol açabilir. 

 



Kimlerin Tıbben Oruç Tutmaması 

Önerilir? 

 

Ergenlik çağının altındaki çocuklar



 

Yaşlılar



 

Hastalar 



Gebeler 


Lohusalar 

Özellikle insulin kullanan hastalar



 

Kan şekeri düzensiz giden ve hap kullanan 



diyabet hastaları 

 



Riskleri göze alıp oruç tutmak isteyen 

hastalar ne yapmalı?

 

Doktor ve diyetisyen yardımıyla günlük kalori miktarı ayarlanmış 



ve Ramazan ayına göre güncellenmiş bir beslenme programı 

uygulayın.

 



İlaçlarınızın programını iftar ve sahurda alınacak şekilde 



hekiminizle birlikte yapın.

 



İftar ve sahur arasında ‘az’ ama ‘sık’ yeme ilkesini uygulayın. 

Yani, sahur ve iftarda iki ‘ana’ öğün, iftardan sonra 1

-1,5 saat 

arayla bir veya iki kez ‘ara’ öğünler yiyin. Sahur ve iftarın yanı 

sıra, gece saat 10

-

11 arasında alınacak bir ara öğün ile gün 



içerisindeki öğün sayısını en az üçe çıkarın.

 



Yiyecek seçiminde; ekmek, pide, hamur işi yiyecekler, pirinç 

pilavı, makarna, patates ile şekerli yiyecekler gibi kan şekerini 

yükseltme potansiyeli yüksek yiyecekleri kısıtlayın.

 



  

Süt, peynir, yoğurt, yumurta, zeytin, sebze, kepekli ekmek veya 



ızgara tavuk gibi ‘proteinden zengin’ besinleri ve domates, 

salatalık ve meyve çeşitlerinin bulunduğu ‘kahvaltı tarzı’ 

beslenmeyi tercih edin. Mutlaka çorba, sebze ve zeytinyağlı 

yemekleri tüketin. Gün içerisinde aşırı acıkma sorununuz varsa 

kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi protein ağırlıklı 

besinleri tüketin. Protein içeren besinler, midede daha uzun 

süre kaldığından, uzun süreli tokluk sağlar. Tek seferde büyük 

porsiyonlar şeklinde beslenmek yerine, daha küçük ölçülü 

porsiyonları tercih edin.

 



Uzun süre susuz kalınca, böbrek fonksiyonları bu durumdan 

olumsuz etkilenebilir. Diyabet hastalığının en çok hasar verdiği 

organlardan birisi olan böbrekleri korumak için iftar ile sahur 

arasında en az 2

-2,5 litre (12-

14 su bardağı) su için. 

 



  



Unutmayalım!!! 



 

 



Bize emanet olan bedene iyi bakmak en 



büyük ibadettir

 



                      

TEŞEKKÜRLER



 

Yüklə 257,84 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə