Doğu karadeniz bölgesi



Yüklə 0,88 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə26/38
tarix04.02.2018
ölçüsü0,88 Mb.
#23675
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   38

DİKKAT!!!

 BU DERS NOTLARININ TÜM HAKKI PROF.DR. ALİ ÖZÇAĞLAR’A AİT OLUP, BAŞKA AMAÇLARLA  

KULLANILAMAZ VE YAYINLANAMAZ. 

 

 



65 

sinden  1090  m.  Yükseklikte 

bulunan  Uzungöl,  dik  yamaç-

ları ve muhteşem orman örtü-

sü  ile  Alplerin  güzelliğini 

geride bırakmaktadır. Vadinin 

ortasında  bulunan  ve  yamaç-

lardan  düşen  kayaların  Haldi-

zen deresinin önünü kapatma-

sıyla  oluşmuş  göl  “Uzungöl” 

olarak  bilinir  ve  çevreye  aynı 

ad  verilmiştir.  Özellikle  yakı-

nındaki  “şerah”  köyünün  yö-

reye  uygun  tarzda  yapılmış 

eski  ahşap  evler,  doğanın 

güzelliğini tamamlar. Yerli ve 

yabancı turistlerin  büyük  ilgi-

sini  çeken  Uzungöl,  sahip 

olduğu turistik potansiyeli bakımından çok zengindir. Çevrede trekking, kuş gözlem, botanik amaçlı turla-

rın yanı sıra daha yükseklerdeki dağların arasındaki göllere veya yakınlarındaki Şekersu, Demirkapı, Yay-

laönü gibi diğer yaylalara geziler düzenleme olanağı vardır. Yaban hayatı bakımından Uzungöl çevresin-

deki dağlarda ayı, kurt, yaban keçisi, tilki, Kafkas dağ horozu gibi hayvan türleri barınmaktadır.  



SERA GÖLÜ 

 Akçabat  ilçesi  Yıldızlı 

Belediyesi  sınırları  içerisinde, 

denize  2  km.  mesafededir.1950 

yılında  meydana  gelen  bir  toprak 

kayması sonucunda oluşmuştur.  



 

SUMELA MANASTIRI 

Maçka  İlçesi  Altındere 

Köyü  sınırları  içinde  sarp  bir 

tepenin  orta  kesimindeki  mağa-

ra  etrafında  kurulmuştur.  İlk 

oluşumu  4.yüzyıla  kadar  indirilir-

se de, bugün ayakta olan kalıntılar 

en  erken  13-14.yüzyıllara  aittir. 

Vadiden görülen dıştaki balkonlu kısım ise Osmanlı Döneminde, 19.yüzyıl ortalarında özellikle iç mekan-

larda Türk mimarisi esas alınarak yapılmıştır. Manastır topluluğunu; ana kaya kilisesi (mağara), iki şapel, 

ayazma,  hizmet  birimleri,  keşiş  ve  öğrenci  odaları  ile  misafirhane  oluşturur.  Ayrıca  manastıra  vadideki 

dereden  su  getiren  kemerler 

dışta  görülebilir.  Kaya  kilisesi 

ve  ona  bağlı  şapelin  iç  ve  dış 

duvarları İncil’den alınan konu-

ların  işlendiği  fresklerle  kaplı-

dır.  Doğal  konumu  ve  kültürel 

zenginliği ile dünyaca ünlü olan 

manastır,  1923  yılında  boşaltıl-

mıştır.  Daha  sonra  geçirdiği 

yangın, doğa koşulları ve çeşitli 

yağmalar  sonucu  kısa  sürede 

harabe  halini  almıştır.1972  yı-

lında  ören  yeri  olarak  ziyarete 

açılan  yapıda  Kültür  Bakanlı-

ğınca başlatılan geniş programlı 




 

66 


restorasyon çalışması devam etmektedir.  

AYASOFYA MÜZESİ 

İstanbul’un Latinler tarafından işgal edilmesinden sonra kaçan ve Trabzon’da 1204 yılında yeni 

bir devlet kuran Kommenos ailesinden Kral I.Manuel (1238-1263) tarafından 1250-1260 yılları arasında 

yaptırılan ve bir manastır kili-

sesi  olan  Ayasofya  adı  “Kut-

sal  Bilgelik”  anlamına  gelir. 

Geç  Bizans  Kiliselerinin  en 

güzel  örneklerinden  biri  olan 

yapı,  kare-haç  planlı  olup, 

yüksek  bir  kubbeye  sahiptir. 

Kuzey,  batı  ve  güneyinde 

revaklı  üç  kirişi  bulunmakta-

dır.  Yapı  ana  kubbenin  üzeri-

ne değişik tonozlarla örtülmüş 

ve  çatıya  farklı  yükseltiler 

verilerek  kiremitle  örtülmüş-

tür.  Bölgenin  1461  yılında 

Osmanlılar  tarafından  fethe-

dilmesine  kadar  geçen  dö-

nemde  önemli  bir  kilise  olan 

Ayasofya, bu tarihten sonra da önemini koruyarak faaliyetlerine devam etmiştir. Ancak 1670 yılında gö-

rülen  ihtiyaç  üzerine  camiye  çevrilmiş  ve  1864  yılında  da  restore  edilmiştir.  I.Dünya  Savaşı  yıllarında 

Ruslar tarafından işgal edilen Ayasofya, askeri karargah, hastane, depo ve savaştan sonra yine cami ola-

rak kullanılmıştır. 1958-1962 yılları arasında Edinburg Üniversitesi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü işbirli-

ği ile restore edilerek, 1964 yılında müzeye çevrilmiştir. 

 

TRABZON YÖRESİNDEKİ ÖNEMLİ YERLEŞMELER VE ÖZELLİKLERİ 

 

Trabzon yöresindeki önemli yerleşmeleri Karadeniz kıyısında ve iç kısımda olmak üzere doğu-



dan-batıya doğru şu şekilde sıralamak mümkündür. 

Karadeniz  kıyısındaki  yerleşmeler  (doğudan-batıya  doğru):

 

Of,  Sürmene,  Araklı,  Arsin, 



Yomra,   TRABZON, Akçaabat, Çarşıbaşı, Vakfıkebir, Beşikdüzü. 

İç kısımdaki yerleşmeler

 

(doğudan-batıya doğru):



 Hayrat, Dernekpazarı, Çaykara, Köprüba-

şı, Maçka, Düzköy, Tonya, Şalpazarı. 

 

KARADENİZ KIYISINDAKİ YERLEŞMELER:

 

OF 

Trabzon'a  52  km  mesafededir.  Of,  doğuda  Rize,  batıda  Sürmene,  güneyde  Çaykara'ya  komşu 

olup, kuzeyinde Karadeniz bulunur. İlçede Osmanlı döneminde bir kütüphane bulunmaktaydı. Gümüşha-

neli  Hacı  Ahmed  tarafından  "Hacı  Ahmed  Kütüphanesi"  adı  altında  (1282  H.) tarihinde  kurulmuş  olup, 

8000  adet  kitabı  vardır.  İklim  itibariyle  çay  yetiştirmeye  müsait  olan  Of'un  fındık  bahçeleri  sökülerek 

yerlerine çay fideleri dikilmiştir. Of halkının temel geçim kaynağı durumunda bulunan çay, merkezde ve 

nahiyelerinde bulunan birçok çay fabrikası tarafından işlenmektedir. Diğer yörelerde olduğu gibi, Of sa-

hilleri de doğal plaj görünümündedir. 1990 nüfus sayımına göre merkez nüfusu 14.884'tür. 



SÜRMENE 

Sürmene ilçesi, doğuda, Of, batıda Araklı, güneyde Gümüşhane'ye komşu olup kuzeyi Karadeniz 

ile çevrilidir. Tarihi geçmişi M.Ö. V. yy. kadar uzanmaktadır. 1854 yılında ilçe durumuna getirildiği sal-

namelerden anlaşılmaktadır.  

  Denizi, tabiatın yeşillikleriyle kucaklaşan Sürmene halkı geçimini tarım, hayvancılık, balıkçılık 

ile; ağaç ve metal aletler yapımından sağlar. Tarım ürünü olarak çay başta gelir. İlçede bu çayı işleyecek 

çay  fabrikası  vardır.  Köylerde  büyük  baş  hayvan  besiciliği  yapılmakta  olup,  sahil  boyunda  balıkçılık 



Yüklə 0,88 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə