Eti maden maden terimleri SÖZLÜĞÜ muammer öcal*, GÜltekin güNGÖR ve mahmut şÜKRÜ GÖK


POLİSAJ, Mermerin cilalanması. POLİSAJ MAKİNESİ



Yüklə 2,68 Mb.
səhifə34/48
tarix25.06.2018
ölçüsü2,68 Mb.
#51300
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   48

POLİSAJ, Mermerin cilalanması.

POLİSAJ MAKİNESİ, Yatay bir tablaya yatırılan mermer plakasının silinmek istenen yüzünün üzerine, özel surette imal edilmiş değişik şekil ve tipteki zımpara taşlarının monte edildiği yuvarlak bir kafanın mermeri silmesi esasına göre yapılmış makine. Kafa, mermer sathı üzerinde dairevi şekilde dönerek mermerin her noktasının aynı şekilde silinmesini temin eder. Kafanın merkezinden daimi surette su verilir ve bu suretle mermer sathı tamamen sulu olarak silinir.

POMZA TAŞI, Asidik ve bazik karakterli volkanik faaliyetler sonucu oluşan; gözenekli bünyesinde kristal suyu olmayan, genellikle riyolit kompozisyonu içeren kayaç. Asidik pomza; beyaz, kirli beyaz renkte olup, daha yaygın olarak bulunur ve yoğunluğu 0.5-1 gr/cm3 arasında değişir. Bazik pomza ise yabancıların “Scoria” dedikleri, Türkçede ise bazaltik pomza olarak bilinen kahverengi, siyahımsı renkte pomza türü olup, özgül ağırlığı 1-2 gr/cm3 dür. Pomzanın fazla gözenekliliği, ısı ve ses geçirgenliğini düşürür ve bu özelliği inşaat sektöründe kullanımını sağlar. Türkiye’de üretilen pomzanın %90 kadarı inşaat sektöründe tüketilir. Pomzanın ikinci büyük kullanım alanı abrazif (aşındırıcı) sanayiidir. Oldukça hafif aşındırıcı olarak sınıflandırılan pomza gerek doğal, gerek yapay madeni eşyaları ve yumuşak metalleri (gümüş gibi) cilalamakta kullanılır. Tekstil sanayiinde kullanılan pomzanın kimyevi ve fiziki özellikleri büyük önem taşır ve bu özellikler ancak derinlik pomzalarında bulunur. Bu özellikler şöyle sıralanabilir : 1) Renklilik . İyi kalite pomza beyaz olmalıdır. 2)Kırılganlık.İyi bir pomza, sert bir yüzeye vurulduğunda ezilip toz olmalı fakat kırılmamalıdır. 3)Kimyasal birleşim. Tekstil sanayiinde pomzanın kullanılabilmesi için, kimyevi birleşimindeki demir oksit, sodyum oksit ve potasyum oksit miktarlarının, kumaş boyası ve yıkamada kullanılan diğer kimyevi maddelerle reaksiyona girebileceği ve kumaşta renk değişikliği oluşturabileceği hususu dikkate alınmalıdır. 4) Sertlik. Kırılmadan ezilme özelliği göstermelidir. 5) Özgül ağırlığı. Sıfır nemde özgül ağırlığının 0.5-0.55 gr/cm3 olması istenir. 6) Su emme özelliği. Tekstil kalitesi için %50’den fazla olan su emme özelliği ideal kullanımı sağlar. 7) İşlenme durumu. Tekstil kalitesi pomzanın keskin yüzeylerinin yuvarlatılmış olması istenir ki, temas ettiği kumaş yırtılmasın. Cam eşyaların işlenmesi, özel boyalarda dolgu maddesi olarak, tarım ilaçlarında kimyasal taşıyıcı olarak, sabun ve deterjan üretiminde puzzolan madde olarak kullanılması diğer kullanım alanlarından bazılarıdır. Son yıllardaki bir kullanım alanı da “barbikü” tabir edilen mangallarda, kömürün yerini almasıdır. Burada mangalın alttan fazla ısıtılması sonucunda akkor hale gelen pomza, kömür ateşi işlevini görür. Türkçe’de ; pomza taşı, sünger taşı, köpüktaşı, hışırtaşı, nasırtaşı, küvek gibi adlarla bilinir. İngilizcede iri taneli olanlara “pumiz”, ince taneli olanlara da “pumicite” denir. Yabancı dillerden gelen etki ile Türkçede ponza , bims ve pumis kelimeleri de pomza taşı anlamına gelir.

PONZA, —> Pomza taşı.

PORFİR, Çok ince taneli ve camsı bir hamurun içinde kendine özgü biçim gösteren, iri kristalleri bulunan kayaç.

PORFİR CEVHER YATAĞI, —> Porfir içinde serpilmiş zerreler halinde (—> Dissemine) teşekkül etmiş cevher yatağı. Bu tip cevher yatağına porfirik cevher yatağı da denir.

PORFİRİK STRÜKTÜR, 1) Önceden derinlerde yavaş bir soğumanın etkisi ile içinde yüzer halde büyük kristaller teşekkül etmiş magmanın yeryüzüne çıkıp geri kalan kısmının çabuk soğuması ile teşekkül etmiş, sık taneli ya da camsı bir kayaç hamuru içinde kendine özgü kristal biçimi gösteren kayaç yapısı. 2) Porfirik yapı.

PORFİRİK YAPI, —> Porfirik strüktür.

POROZİTE, Madde içindeki boşlukların oluşturduğu hacmin, maddenin tüm hacmine oranının ifadesi.

PORÖZ SERAMİK, —> Gözenekli seramik ürünler.

PORSELEN, Genellikle beyaz, aşırı camlaştırılmış, inceltilince yarı saydamlaşan, çoğunlukla renksiz ve saydam sırla kaplı, ince ve sıkı hamurdan yapılmış seramik parça. Porselen, 2-3 mm kalınlığa kadar yarı saydamdır; yoğunluğu 2,20 gr/cm3‘ün üstünde, suyu emme özelliği yüzde 0,5'ın altındadır. Porselen hamuru, özlü (yağlı) bir madde (kaolen), mümkün olduğu kadar demirsiz bir pekleştirici (kuars, çakmaktaşı) ile bir eriticiden (feldispat, kalsiyum fosfat veya yapay bir frit) meydana gelir. Seramikçilikte, pişmesi için gereken ısı derecelerine göre iki tür porselen vardır. Sert porselen 1400°C’de; yumuşak porselen 1250°C’de pişer.

PORSELEN KİLİ, —> Kaolen, Kaolinizasyon.

PORTKRON, Kısa silindir şeklinde, dışı bazan elmas, vidia veya sert metal ile kaplanmış (takviye edilmiş), sondaj işlerinde kullanılan ve kron ile karotiyer arasına yerleştirilen (kronu karotiyere bağlayan), sondaj deliği genişliğinin muhafaza edilmesine yarayan (kalibre eden) takım parçası.

PORTLAND ÇİMENTOSU, Belli oranlarda karıştırılmış kireç taşı ve kilin pulvarize edilmiş vaziyette pişirilmesi ile elde edilen klinkerin belirli oranda alçı taşı ile karıştırılarak öğütülmesinden elde edilen madde. —> Çimento, Beyaz çimento, Curuf çimentosu.

POSTA, 1) Lağım, taban tamir ve taramada çıkan kazı malzemesi. 2) —> Pasa. 3) Vardiya. 4) İşçi ekibi.

POTA FIRINI, Şarjın alev veya hava ile temas etmemesi istendiği hallerde kullanılan fırın tipi. Şarjın ısınması, indirekt ısıtma ile sağlanır. Yakıtın yanması sonucu elde edilen alevler, şarjın içinde bulunduğu potayı dıştan ısıtır ve ısı yavaş yavaş potanın içindeki şarja geçmiş olur. Bu tip fırınlarda termik randımanlar düşüktür. Şarjın yapıldığı ve içerisinde eritildiği potalar, kullanılacağı yere göre değişik ölçülerde ve ısı iletkenliği yüksek olan maddelerden (grafit, silisyum karbür) yapılırlar. Bu potalar, laboratuvarda kullanılan birkaç yüz gramdan endüstride kullanılan ve bir tona yakın kapasitelerde yapılabilmektedir. Pota fırınları daha ziyade döküm işlerinde kullanılırlar ve ufak dökümhanelerce en çok tercih edilen fırınlardır. Pota fırınları her çeşit yakıt ile ısıtılmakla beraber, daha ziyade sıvı yakıtlar ve ucuz temin edildiğinde gaz yakıtlar kullanılmaktadır. Bu tip fırınların avantajı, çabuk ısıtılıp, kısa zamanda döküm yapabilmesidir.

POTANSİYEL MADEN YATAKLARI, İşletilebilir maden yataklarına kalite ve miktar yönünden yakınlık gösteren ve etüd yapıldığı sırada mevcut madencilik tekniği, teknolojisi ve ekonomisi bakımından işletilmeye elverişli olmayan ve ileride, yukarıdaki şartların gelişmesi ile “İşletilebilir” gruba girebilecek olan maden yatakları.

POTANSİYEL REZERV, Varlığı belirlenmiş olmakla birlikte teknik ve ekonomik nedenlerle, günün koşullarına göre işletilmesi olanaksız kaynak.

Potansiyel günün ekonomik ve teknik koşulları altında işletilebilir olmakla birlikte potansiyelin bir kısmı biraz daha iyi koşullarda işletilebilir hale getirilmesi mümkün olduğundan, bu tür potansiyele marjinal potansiyel denir. Bunların yanında daha iyi koşulları gerektiren ve dolayısıyle ancak uzak bir gelecekte işletme olanağı bulunabilecek potansiyel de submarjinal veya atıl potansiyel diye tanımlanır. —> Kaynak.



POTAS, Potasyumlu birçok türeve verilen ad olup, ismini pota külü (ing: pot- ash, alm: potasche), yani bitki küllerinden alan kimyasal madde. Gübre olarak eskidenberi kullanıla-gelmiştir. Bu terim, aslında ağaç küllerinin yıkanmasıyla elde edilen potasyum karbonatı tanımlar. Potas esas olarak ziraatte gübrelemede kullanılır ve kompoze gübrelerin azot ve fosfordan sonra üçüncü üyesini teşkil eder. Eriyebilir potas, bitkinin büyümesinde ve gereksinim duyulan nişasta ve şekerin oluşumunda yardımcı olur. Kimya endüstirisinde kullanılan kostik potas ve potasyum karbonat yumuşak sabun, traş sabunu, en iyi kalitede kristal ve cam sofra takımı, renkli camlar imâlinde kullanılır. Potasyum klorat ve perklorat, patlayıcı madde yapılışında kullanılan kuvvetli oksitleyicilerdir. Potasyum iyodid, tıpta ve fotoğrafçılıkta ve potasyum permanganat mükemmel bir oksitleyici ve antiseptik işlevini görür. Potas aynı zamanda magnezyum ve alüminyum elde edilmesinde metalurjik eritken olarak kullanılır. Seramikçiler, potas olarak potasyum oksit ve potaslı feldispat kullanırlar. Jeolojik devirlerde kapalı havzalarda kurak şartlar altında deniz suyunun buharlaşması sonucu; potasyum klorit ve potasyum sülfat konsantreleri oluşmuştur. Potasyum ayrıca birçok kayaçta diğer elemanlarla bileşik hâlinde bulunur. Bir cevherin, kayacın, mineralin veya üretimin potasyum içeriği, genelde % K2O olarak ifade edilir. —> Çizelge.

POTKABAÇ ÇEKMEK, 1) Galeri veya ayak ilerlemesinde kazıyı kolaylaştırmak için serbest yüzeyi arttırmak gayesiyle kazma, martopikör veya kesici makineler kullanılarak alında yapılan pilot ilerleme. Genellikle potkabaç alında kayaç veya madenin zayıf (kazılması kolay) kısımlarından çekilir. Potkabaç çekmek suretiyle kazı kolaylığı sağlanmış olan kayaç veya maden, kazı makineleri, patlayıcı madde vb. araçlar kullanılarak kolayça kazılır. 2) Potkabaç. 3) Altkesme. —> Potkabaç makinesi. Kömür kesici.

POTKABAÇ MAKİNESİ, 1) Döner bir zincir üzerine belli bir düzene göre dizilen kesici dişler vasıtasıyla uzun ayakta tabana paralel (galeride gerekirse dik) kesme yapan; böylece ayak içinde veya galeride yeni serbest yüzeyler meydana getiren elektrik veya basınçlı hava ile çalıştırılan ve uzun ayakta alın boyunca çekilerek kesme yapan, üretime yardımcı iş makinesi. 2) Galerilerde bir sütuna monte edilip darbeli burgusunun vurma hareketi ile kesme yapan sütunlu potkabaç makinesi. 3) —> Havöz.

PREHNİT, Bazik kalsiyum ve aluminyum silikat. [Ca2Al2 Si3 O10 (OH)2] formülünde soluk yeşil ile gri arasında değişen renklerde, camsı silikat minerali.—> Korkayaçlardaki boşluklarda ve başkalaşmış kireç taşlarında çoğunlukla zeolitlerle birlikte bulunur. Elde edildiği başlıca yerler İtalya, Fra nsa, İskoçya ve ABD’de New Jersey’dir. Bazı temiz örnekleri traşlanarak değerli taş olarak kullanılır. Bunlara Cape zümrüdü denir.—> Zümrüt.

PREFERANSİYEL FLOTASYON, 1) Diferansiyel flotasyonun özel tipi. 2) İki flotatif (yüzebilen) sülfürlü mineralin birinin oksitlendirilerek yüzmemesinin sağlanması suretiyle yapılan flotasyon. —> Diferansiyel-. Selektif flotasyon.

PRESLİ VE SICAK GEÇME, İç içe iki silindir parçasının birbiri üzerinde kaymadan beraberce dönmesini sağlamak ve çözülemeyen bir bağlama yapmak için dıştaki parçanın ısıtılmak suretiyle genleşmesi ve çapının büyümesinden yararlanılarak yapılan bağlama. Bu tip bağlamaya çektirme bağlamaları da denir.

PREFORMA HALAT, Kullanım amacı dikkate alınarak halat imalinde kullanılan teller ve toronların önceden halatta alacağı şekle uygun olarak bükümleri yapıldıktan sonra, halat çekim hattına verilerek üretilen çelik halat.

PREVÜ, 1) Her vardiyada ve her iş yerinde çalışacak işçi sayısını gösteren liste. 2) İş programında tespit edilmiş işçi kadrosu. 3) İşletme bütçesinde tespit edilmiş ve satınalma ile ilgili hususlar. —> Emprevü.

PRİM, 1) Normal çalışmanın sınırlarını önemli derecede aşarak kurumlara ilave gelir ve yüksek randıman sağlayan personele ödenen ek ücret. 2) Sosyal nitelikli kurumlar, sigorta vb. kuruluşlara ödenen aylık ödentiler. 3) Aidat.

PRİMER MADEN YATAKLARI, Mağma ile ilgili olarak teşekkül etmiş ve sonradan herhangi bir değişikliğe uğramamış maden yatakları.

PRİSEİT, —> Pandermit.

PRİZMA, Üç köşeli veya beş köşeli prizmalarda ışığın yansımasından yararlanılarak —> Aynalı gönyede olduğu gibi, önceden belirlenmiş bir ölçme doğrusuna, arazi üzerinde bu doğru dışındaki noktalardan dik inmek için kullanılan alet. —> Şekil, Çift beşgen prizma, Mimari gönye.

PROBERTİT (Na Ca B5 O9. 5 H2O), Kirli beyaz, açık sarımsı renklerde olup ışınsal ve lifsi şekilli kristaller şeklinde bulunan bir bor minerali. Kristal boyutları 5 mm ile 5 cm arasında değişir ve B2O3içeriği % 49,6 dır.

PRODÜKTİF KARBON, Üretime müsait kalınlıkta kömür tabakaları ihtiva eden karbon devrinde oluşan katmanlar.

PRODÜKTİVİTE, Verilen emeğe ve yapılan masrafa oranla üretilen miktar, ürün verme gücü, iletkenlik.

PROFİL, 1) Arazide belirli bir güzergahta topoğrafik ve jeolojik yapıyı belirlemek, demiryolu veya karayolu boyunca yapılmış ve yapılacak işleri tesbit etmek için hazırlanan dikey kesit. Genel olarak profillerde durumu daha açık olarak göstermek bakımından dikey ölçek yatay ölçeğe nazaran daha büyük alınır. 2) Sanayide çeşitli şekiller verilerek haddede çekilen metallerin kesitleri.Bunlar da I-, L-, H-, Çan profili vb. şekilde isimlendirilir. 3) —> Kesit.

PROFİL METODU, Herhangi bir bölgede jeolojik yapının ihtiva ettiği maden yatağının durumunu en iyi bir şekilde gösterebilen eşit aralıklı profiller (kesitler) yapılıp sıraya konduktan sonra her profil üzerinde etajların (katların) alt ve üst kotları arasında mevcut olan damarların (maden yatağı) kesit alanının bulunup birbirini takip eden iki alan toplamı ortalamasıyla iki kesit arasındaki mesafe ve madenin yoğunluğu dikkate alınarak yapılan rezerv hesabı. Metodun hassasiyet derecesi, damarların (maden yataklarının) istikametlerinin ve eğimlerinin muntazamlığına göre % 100; kıvrımlı ve ondüleli ise sık profiller alınmak suretiyle % 95’e erişebilir.

PROFİL NİVELMANI, Arazi üzerinde iki nokta arasında geçtiği düşünülen bir dik düzlemin arazi yüzeyi ile meydana getirdiği arakesit boyunca mevcut yükseklik farklarını veya meyil değişikliklerini belirtecek şekilde yapılan nivelman ölçmeleri. Nivelman ölçmeleri yapılacak arazi parçasının uzun ekseni boyunca yapılan profil nivelmanı ile elde edilen kesite “Boyuna profil” boyuna profile dik olarak elde edilen kesite de “Enine profil” denir.

PROFİL TAŞI, Mermer işletmeciliğinde imalâtta mimari şekiller temini gayesiyle boyu enin iki mislinden uzun figürleri teşkil eden ve verilen bir kesitte yonulan taşlar.

PROGNOSTİK REZERV, Jeolojik ve metalojenik imkanlar yoluyla varlığı kabul edilen maden yataklarının rezervi.

PROGRAM DEĞERLENDİRME VE GÖZDEN GEÇİRME TEKNİĞİ, —> Pert, çeşitli projelerin gelişmelerini safha safha takip ve kıymetlendirmek için tasarlanmış bir rapor tekniği. Program Değerlendirme ve Gözden Geçirme Tekniğinin kısaltması PERT’dir. PERT genel olarak fazla belirsizlikle karşılaşılan araştırma ve geliştirme projelerine uygulanır.

PROGRAMLAMA, Elde mevcut kaynaklara göre (insangücü, makine, para), faaliyet sürelerinin tespiti ve bütün projenin takvim günlerine bağlanması için yapılan çalışmaların tümü.

PROJE , 1) Bir tesis veya işletmenin kuruluşu ile ilgili olarak yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkan dökümanların (hesap, resim, plan) tümü. 2) Tasarı. Tasarlananı yalnız anahatları ile belirleyen projeye ön proje, uygulama olgunluğuna erişen projeye de kat’i proje denir. 3) Madencilikte proje, yeraltı kaynaklarının değerlendirilmesi amacına dönük, belirli girdileri seçilmiş bir teknoloji kullanarak mevcut ve potansiyel talebi karşılamak üzere maden ve endüstriyel hammadde üretmek için çalışmaları düzenleyen beyan niteliğinde rapor. —> Programlama, Ön proje. 4) Mal sahibinin isteğine göre yapılacak bir yapıyı, belli bir programa göre inşa edilecek bir yapı bütününü, bir makina veya konstrüksiyonu plan durumunda gösteren çizim.

PROSPEKSİYON, Ekonomik değeri olan belli bir minerali belli teknik ve yollarla arazide arama ve bulma çabalarının tümü. Bunun için coğrafi ve jeolojik haritalar, sahanın eskizleri, konuyla ilgili raporlar, ilgili maden numuneleri incelenir. Numuneler müzelerde, her türlü koleksiyonlarda görülmeye çalışılır; götürülebilirse beraberce araziye götürülür. Saha cıvarında yerleşik halktan, yani çevreyi tanıyan herkesten aranan numune de gösterilmek suretiyle istihbarat yapılır. Yaya veya araçlarla arazide mümkün mertebe birbirine paralel hatlar üzerinde gidip gelmek suretiyle ulaşılmadık yer bırakılmaz; varsa eskiden bilinen zuhurlar veya işletmeye alınmış yerler görülür. Bu şekilde bütün ipuçlarının değerlendirilmesine çalışılır. Gerektiğinde helikopter, uçak, suni uydulardan bile yararlanılır. Prospeksiyonun başarısı için arazinin jeolojik yapısını tam ve iyi tanımak; ipuçları keşfedildiğinde madenle doğrudan ilişkili formasyonun, stratigrafik, plutonik ve tektonik yapısını ortaya çıkarmak; arazide kullanılabilecek her türlü aletten (Geiger sayacı veya sintilometre, berilometre, manyetometre, ultraviyole lamba vb.) yararlanmak gereklidir.

PROSPEKTÖR, 1) —> Prospeksiyon yapan kimse. 2) Lise ve dengi orta öğretim mezunlarına maden arama konusunda özel eğitimden sonra verilen teknisyenlik seviyesine denk bir meslek payesi. Prospektör arazide jeoloji mühendisine yardımcı eleman olarak çalıştırılır.

PROSPEKTÖR TAVASI, Kum içinde altın veya kuma nazaran yoğunluğu fazla mineraller aramak amacıyla kullanılan araç. Tavaya alınan kum numunesinde bulunan yoğunluğu az maddeler su vasıtası ile tabak üzerinden akıtılır ve geriye ağır mineraller kalır.

PROTOKUARSİT ,—> Kuarsit.

PSİKROMETRE, Havanın nemini ölçmeye yarayan aygıt. Psikrometre iki termometreden oluşur. Ölçme sırasında bir termometrenin haznesi kuru bırakılır, diğerinin bez kılıfı ıslatılır. Buharlaşan su ıslak termometrede bir soğumaya yol açar. Bu nedenle yaş termometre kuru termometreden daha düşük bir sıcaklık değerini gösterir. Havadaki nem yükseldikçe yaş termometrenin gösterdiği ısı ile kuru termometrenin gösterdiği ısı arasındaki fark azalır. Hazırlanmış grafiklerden de havanın bağıl nemi tesbit edilir.

PSİLOZ, —> Pnomokonyoz. Toz.

PSÖDOMORF MİNERALLER, Bir kristalin asal maddesinin bazı kimyasal olayların etkisiyle kısmen veya tamamen kaybolup onun yerine kristale giren herhangi bir maddenin, ilk maddenin, şeklini almak suretiyle oluşmuş mineraller. Bu olaya “psödomorfoz” olayı ve kendisine ait olmayan kristal bir şekilde bulunan minerallere de “yalancı şekilli “ veya “ psödomorf “ mineral denir.

PSÖDOMORFOZ, Bir mineral kristalinin asal maddesinin bazı kimyasal olayların etkisi ile kısmen veya tamamen kaybolması ve bundan sonra kristale giren herhangi bir madenin ilk kristalin şeklini alması olayı. Kendisine ait olmayan kristal şeklinde bulunan minerallere de yalancı-, veya psödomorf mineral denir.

PUANTAJ DEFTERİ, İşçilerin yevmiyelerini kaydetmeye yarayan yevmiye kayıt defteri.

PUANT GÜÇ, Elektrik enerjisi üreten bir üniteden alınabilecek en yüksek güç.

PUANTÖR, —> Ocak katibi.

PUDİNG, Yuvarlak, yassı ve değişik kimyasal formülü olan çakılların tabii bir çimento maddesi ile birlikte sertleşmesinden meydana gelen kayaç. Grelerde olduğu gibi pudinglerde de çimento silisli, kalkerli, killi, demirli vb. olabilir.

PUL, 1) Ocak arabalarının hangi üretim noktasından doldurulduğunu belirlemek bakımından arabalara takılan, üretim noktasının numarasını veya işaretini taşıyan marka. 2) Somun yüzeyleri veya somunun temas edeceği yüzeylerin işlenmemiş olduğu hallerde veya yüzey basıncını artırmak ve cıvataların eğilmeye zorlanmalarını önlemek için cıvata başının ve somunun altına konulan (rondela), cıvata mili geçecek şekilde delik açılmış ince, düz ve yaylı parça.

PULCU, Maden arabalarına pul takan veya çıkaran ve pul numaralarını kayda geçiren işçi.

PULLUK, 1) Kömür rendesi. 2) Hobel. 3) Mekanik kömür kazı aracı. 4) —> Kazı rendesi.

PULMOTOR, Gazlardan zehirlenmiş veya havasız kalmış insanlara ilk yardım olarak sun’i teneffüs yaptırmak için kullanılan makinalar (cihazlar). Şuuru yerinde insana oksijen koklatmaya yarayan alete de inhalator cihazı denir.

PULP İÇİNDE KARBON YÖNTEMİ,—> Karbon in pulp yöntemi.

PUMİS, —> Pomza taşı.

PUSULA, Arzın manyetik etkisinden yararlanı-larak manyetik ölçmeler yapmaya yarayan, üzerinde kuzey-güney doğrultusunu gösteren bir mıknatıs iğnesi (ibre) bulunan ve yön saptamak için kullanılan kadranlı alet. Bunlar asma pusula, dürbünlü pusula, teodolitli pusula, jeolog pusulası olarak çeşitli şekillerde imal edilir ve çeşitli gayelerle kullanılır.

PUSULA POLİGONU, —> Poligon.

PUZOLANİK MADDELER, —> Klinkerin öğütülmesi esnasında katılan, kendi başlarına hidrolik bağlayıcı olmayan, ancak ince olarak öğütüldüklerinde rutubetli ortamda ve normal sıcaklıkta kalsiyum hidroksitle reaksiyona girerek bağlayıcı özellikte bileşenler teşkil eden doğal ve yapay maddeler. Tras ise, traki-andezitik tüf olan doğal puzolanik bir kayaçtır.

PUZOLOTİK FOSFAT, —> Fosfat.

PÜSKÜRTME BETON, 1) Arazinin duraylılığı-nı sağlamak ve galeri cidarının havayla temasını kesmek için özel makine ile püskürtme suretiyle yapılan beton kaplama. 2) Şotkret.

PÜSKÜRTME KÜKÜRT, Kükürdün ıslanabi-len ve sonra da bir sıvı içerisinde bitkilere püskürtülebilecek bir duruma getirilebilen türü. Islanabilen kükürt ve mikronize kükürt olmak üzere iki türü vardır.

PYREX CAMI, Bileşimindeki silis oranı yüzde 81, borik asit oranı % 12 ve bakiyesi aluminyum ve sodadan oluşan, ısıya karşı yüksek direnç gösterdiği ve kimyasal reaksiyonlara girmediği için laboratuvar malzemesi ve mutfak eşyaları yapımında kullanılan cam. Pyrex ismi, “Coming Glass Wars Co.” tarafından tescil ettirilmiştir.

Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - R


RADON,
Atom numarası 86, simgesi Rn olan radyumun ayrışmasından oluşan, soy gazlar grubundan radyoaktif bir element. Atom ağırlığı 222 olup izotoplarınınki aktinon (An) 219 ve thoron (Tn) 220 dir. Uranyum-radyum ayrışması sonucu oluşan radon, kaynak suları ile yeryüzüne ulaşarak radyoaktif termal suların oluşmasını sağlar. Suların radyoaktif içeriği—> Eman veya Mache birimleriyle ölçülür.

Radon 1900 yılında keşfedilmiştir. Radyumun ayrışmasından sonra meydana gelen radon, beş gün kadar bir sürede gaz hâlinde kaldıktan sonra başka bir elemente dönüşür.

Tıpta kanser tedavisinde kullanılır. Radon gazı toprak ve kayalardan intişar edip sadece radyoaktif kayaç ve cevherlerin aranıp bulunmasında önemli bir belirti görevini görür. Radyoaktivite ölçümlerinde —> Anomali’ler saptanır. Uçaklarla yapılan radyoaktif ölçümlerde muayyen bir yükseklikten ölçümün yapılması önemlidir. Yükseklik artınca anomali kaybolabilir. Saptanan anomaliler yer ölçümleriyle tahkik edilir. Bazen yere 70-80 cm lik sondajlar yapılarak anomali tahkiki yapılır. Bazı durumlarda sondajla daha derinlere inilerek kuyunun gammalog’u alınır. Sondajlar yeteri kadar çoğaltılarak alınan gammalog’lara göre yorum yapılır.

Renksiz, tatsız, kokusuz ağır bir gaz olan radon havadan yedi buçuk kez, hidrojenden ise yüz kez daha ağırdır. Teneffüs sırasında ciğere alınan bu gaz radyoizotoplarını ciğerde bırakır. Zaman içinde düşük seviyede radyasyon insanlarda akciğer kanserine neden olur. 1980 lerde Amerikan Çevre Koruma Teşkilatı da yaptığı etüdlerde, madencilikte lağımlarda yapılan çalışmalar sırasında; çıkan radon gazının, çalışan maden işçilerinin akciğer kanseri olmalarına yolaçtığı da belirlenmiştir.



RADYAL HAVALANDIRMA, Ocak alanı çevresinde bulunan hava giriş kuyularından giren havanın, genellikle ocak alanı merkezinde bulunan hava emiş kuyularından dışarı atılmasını veya bunun tersini sağlayan havalandırma yöntemi.

Yüklə 2,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   48




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə