Eti maden maden terimleri SÖZLÜĞÜ muammer öcal*, GÜltekin güNGÖR ve mahmut şÜKRÜ GÖK



Yüklə 2,68 Mb.
səhifə30/48
tarix25.06.2018
ölçüsü2,68 Mb.
#51300
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   48

NAKLİYAT, 1) Genel anlamda eşyayı, insanı, malı, her çeşit taşınan değerleri bir yerden başka bir yere götürme. 2) Maden yatağında bulunan cevher veya kömürün açık işletme veya yeraltı işletmesi yöntemleriyle kazıldığı damar veya filondan yerüstünde zenginleştirme ve hazırlama tesislerine ve kullanma yerlerine kadar taşınması. Yeraltı ve yerüstü maden ocaklarında taş malzeme ve insan taşıma işleri de nakliyat kapsamına girer. Yeraltı işletmelerinde, panolarda (graviteden yararlanarak oluksuz veya —> Sabit olukla; —> Sallantılı oluk, Zincirli konveyör, Bant, Skraper açık işletmelerde (ekskavatör-kamyon, ekskavatör-demiryolu ve ekskavatör-bant, draglayn), kullanarak, yeraltı ve açık işletmelerde hidrolik kazı yapılan yerlerde (kazıda kullanılan suyun yardımı ile) hidrolik nakliyattan yararlanılarak, kuyularda (—> İhraç vinci, Desansör, Hidrolik vinç, Hidrolik nakliyat), yeraltı işletmelerinde demiryolu ile nakliyat yapılan meyilli yollarda (varagel, vinç), düz yollarda (troley lokomotifi, akülü lokomotif veya dizelli lokomotif (dizelli ocak motoru yani küçük lokomotif) kullanılarak katarların çekilmesi suretiyle nakliyat sistemi düzenlenir. Ayrıca düz ve meyilli yollarda hem yeraltı ve hem de açık işletmelerde bant döşemek suretiyle bantla; hidrolik nakliyat sistemi, bilhasa ramble yapılan panolarda pnömatik (basınçlı hava ile taşıma) nakliyat yöntemlerinden yararlanılır. Yeraltında bacalarda ve taban yollarında yerine göre arabaların itilmesi insan gücü kullanılarak veya 4-5 tonluk arabalı küçük katar halinde katırlara çektirilerek pano içinde cevher, kömür ve taş nakliyatı yapılır. Bunların yanında, yeraltı maden işletmelerinde taban ve tavan yollarının özellikle dar kesiti haiz olduğu durumlarda, tavana asılı raylar yardımı ile (monoray sistemi) malzeme taşınır.—> Monoray.

NAKLİYAT SİSTEMİ, Taşıma işinin tarzı ve uygulamasını belirleyen sistem. Esas olarak devamlı ve gidiş-gelişli olmak üzere iki gruba ayrılır.

Bant, hidrolik vb. taşıma devamlı; kamyon, vagon vb. taşıma da gidiş-gelişli nakliyat sistemine örnek gösterilebilir.



NAKLİYAT YOLU, Yeraltında ve yerüstünde maden malzeme ve personel naklinde yararlanılan galeri ve yollardan herbiri.

NAKLİYAT RESMİ, Devlet kuruluşları ile tüzel veya gerçek kişiler tarafından belirli tarifeye göre gidiş-gelişlerde tren, otobüs ile deniz ve hava nakliyatında seyahat eden yolcuların ve malların bilet ve taşıma paralarından mevkilere göre farklı oranda alınan ve nakliye firması ve idareleri tarafından hazineye yatırılan vergi.

NAKLİYE SENEDİ, Mal gönderenle nakleden arasında malın ne şekilde nakledileceğine, teslim ve tesellümüne mahsus kararlaştırılan esasları kapsayan senet.

NALPARA, Mermer ocaklarında kullanılan —> Akis çivisinin altına ve üstüne konarak çivinin rahat bir şekilde girmesini sağlayan, kasnak lamalarından yapılmış 0,5 x 12 x 10; 0,5 x 12 x 15; 05 x 12 x 20 cm ebatlarında sac parçaları.

NARTAŞI,—> Grena.

NASIRTAŞI,—> Pomza taşı.

NAVİGATÖR, 1) Hareket halindeki geminin önceden saptanmış bir hat üzerinde gitmesini temin eden yardımcı teknik eleman. 2) Uçak seyrüsefer aletleriyle veya bu aletler olmadığı takdirde mevsimin müsaade ettiği her zaman çıplak gözle, haritayı takip ederek, uçağı belirli hatlar üzerinde bir noktadan diğer bir noktaya sevkeden, travers, münhani, kontrol hatlarının istenildiği gibi uçurulmasını temin eden ve her an uçağın mevkiini belirtebilen görevli. 3) Navigasyon yapan. 4) Uçak cihaz operatörü.

NAVLUN, Deniz ve nehir yolu ile taşınan eşya için ödenen nakil ücreti. Navlun bedeli resmi bir tarifeye veya sözleşmeye göre tahakkuk eder. Bazan kara yoluyla taşınan yük için verilen ücrete veya taşınan yüke de navlun denir.

NAZARİ TAHKİMAT YOĞUNLUĞU, Müstakilen vurulan madeni veya ağaç direklerle, uzun ayak içinde ve makine yerinde, beher m2 serbest tavana isabet etmesi gereken direk sayısı. Bu yoğunluk tahkimat düzenine bağlıdır.

NECEFTAŞI, Kuarsın saydam, berrak ve kusursuzluğu nedeniyle süsleme atında yaygın olarak kullanılan türü. Eskiden pırlanta kesimli neceftaşından mücevher yapımında yararla-nılırdı, ama günümüzde neceftaşı yerini cama ve plastiğe bırakmıştır. Neceftaşı optik özelliği mercek ve prizma yapımında, piezoelektrik etkiye sahip olması nedeniyle de elektrik devrelerindeki salınımın denetlenmesinde kullanılmaktadır. Fiziksel özellikleri kuarsınki-lerin aynıdır. Neceftaşı dağ billuru veya kayaç kristali olarak da anılır (bilinir). —> Kuarsın kıymetli taşları, Kuars (SiO2), Kristalin kuars (SiO2), Saydam kıymetli taşlar.

NEFELİN, Sodyum ve aluminyum bakımından zengin, silis bakımından fakir bir —> Feldispat türü (Na Al Si O4) (Eleolit KAl SiO4). Nefelin alkali siyenitlerde nefelinbazaltlarda yaygın olarak bulunur. Nefelinsiyenitler cam sanayiinde, seramik, boya, plastik, kauçuk, soda ve çimento sanayiinde kullanılır. Eleolitle birlikte kimyasal formülü [ (Na, K)8 Al8 Si9 O 34 ]’dır.

NEFESLİK, Bir kapalı işletmede ocak içindeki havanın ocaktan çıkışını veya aspiratörle emilmesini sağlayan kuyu, galeri, vb. ile hava çıkış veya dönüş yolu. —> Kaçak yolu.

NEM, Havada bulunan su buharı miktarı. Bir kg havada bulunan su buharı miktarına “Mutlak nem”, belli sıcaklıkta, birim hacim havada bulunan su buharı miktarının, o sıcaklıktaki doymuş havada bulunması gereken su buharı miktarına oranına da “Bağıl (nisbi) nem” denir.

NEMÖLÇER, —> Higrometre.

NENİLİT, Gri veya çikolata renkli bir —> Sileks.

NEZARET, Maden işletmelerinin, tekniğine ve emniyet nizamnamelerine uygun olarak yürütülmesinin kontrolu.

NEZARETÇİ, 1) Bir maden işletmesinde işlerin yürütümü, makine, tesis veya teçhizatın işletilmesini sağlamak için, fenni nezaretçi tarafından görevlendirilen ve bu işleri yürütme hususunda gerekli yetkiye sahip teknik eleman veya ehliyetli ve sorumlu kişi. 2) İşletmelerin teknik ve emniyet yönünden nezaretini yapan sorumlu ve yetkili maden mühendisi. —> Fenni nezaretçi. Daimi nezaretçi.

NEZARET PERSONELİ ÜNVANLARI, Çavuş, başçavuş, kıdemli başçavuş, asmadenci, madenci, üsmadenci, başmadenci (başefendi).

NİKEL ÇELİĞİ, Elastik limiti yüksek olması için bünyesine Siemens Martin veya elektrik fırınında Ni ilave edilen çelik (% 3,25 Ni; % 0,2-0,5 C).

Bünyesinde % 22-25 Ni ilave edilen çeliğin genleşme katsayısı çok düşük olur. Bu özellik bilhassa demiryollarında çok önemlidir.



NİRENGİ, 1) Harita yapımında, arazide sabit olarak belirlenen nokta (nirengi noktası). Sabit noktalar için beton kazıklar, demir borular, kesme taşlar, özel imal edilmiş havadan da görülebilecek şekilde ağaç kuleler kullanılır veya minare gibi sabit yapıtların uç noktalarından yararlanılır. —> Nirengi kanavası.

NİRENGİ AĞI, 1) Nirengi noktalarının birbirleri ile birleştirilmesi suretiyle meydana gelen üçgenler sistemi. 2) Nirengi şebekesi.

NİRENGİ KANAVASI, Nirengi noktalarının derecesi, adedi, numarası, hesap sırası ve gözlem doğrultularını belirtmek için düzenlenmiş, özel işaretlerine uygun ve ölçekli çizim (TS 1662). Nirengi kanavası üçgen ya da köşegenli dörtgenlerden oluşur ve nirengi noktaları bütün alanı bir yüzey ağı gibi boşluksuz kaplar. Büyük ölçekli haritaların yapımında kullanılan kanavalarda; birinci, ikinci ya da dengelenmiş üçüncü derece nirengi noktaları bulunur.

NİRENGİ NOKTASI, —> Nirengi.

NİRENGİ ŞEBEKESİ, —> Nirengi ağı.

NİSBİ HACİM GÜCÜ (NHG), Patlayıcı emülsiyonlarının güçlerini değerlendirebilmek için gerekli parametrelerden biri olup, emülsiyonun her birim hacmindeki mevcut enerjisinin 0,81 g/cm3 yoğunluğundaki dökme ANFO’nun aynı hacmine mukayesesinin bir ölçüsüdür. NHG, patlayıcı emülsiyonunun MHG (Mutlak hacim gücü)’sinin, ANFO’nun MHG’sine bölünmesi ile elde edilen soucun 100 ile çarpılmasıyla hesaplanır.

NİŞ, 1) Varagel ve vinçlerin dip ve başları ile ara katlarında (ızgaralarda) görevli işçilerin korunmaları için serbestçe sığınılabilecek boyutlarda yapılan sığınak (yuva). 2) Lağım ve tünellerde korunma cebi.

NİŞADIR, Tuzlu, yakıcı ve beyaz renkli amonyak tuzu. Amonyum klorhidratın ya da amonyum sülfatın ticaretteki adı. —> Amonyum klorür.

NİTRİK ASİT (H NO3), Nitratasidi ve kezzap diye de anılır. Yüksek derecede aşındırıcı, renksiz ve dumanlı sıvı. Laboratuvarlarda çok kullanılan bir ayıraç olmasının yanı sıra sanayide gübre ve patlayıcı madde üretiminde yararlanılan önemli bir hammadde.

Nitrik asit üretiminde yararlanılan başlıca yöntemlerden biri amonyağın bir katalizör eşliğinde yükseltgenmesine dayanır.

Nitrik asit ısıtıldığında su, azotdioksit ve oksijene ayrılır. Kuvvetli bir asittir; -42°C da donar, 83°C da kaynar. Nitrik asit amonyakla tepkimeye girerek gübrelerin temel bileşeni olan amonyum nitrati, gliserin ve toluenle tepkimeye girerek patlayıcı madde olarak yararlanılan nitrogliserin ve trinitrotolueni oluşturur. Ayrıca metallerin oksit ya da nitratlarının ve nitroselülozun hazırlanmasında da önemli rol oynar. —> Amonyak.

NİTROGLİSERİN [ C3 H5 (ONO2)3], Gliserin tri nitrat. Dinamitin en önemli bileşenlerinden biri olan çok güçlü bir patlayıcı madde.

Nitrogliserin katışıksız haldeyken tatlı ve yakıcı lezzetli, renksiz, yağlı görünümlü ve zehirli bir sıvı olup, darbelere ve hızlı ısıtmaya karşı aşırı derecede duyarlıdır. 50°-60°C arasında ayrışmaya başlar, 218°C da patlar.

Nitrogliserin nitroselüloza katıldığında, jelatin kıvamında çok güçlü bir patlayıcı madde oluşturur.

Nitrogliserinin donma noktasının çok yüksek olması 13°C ve darbelere karşı katı haldeyken sıvı halindekine göre çok daha duyarlı olması, kullanımında pekçok sorun yaratır. —> Dinamit.



NİTROS GAZLARI, —> Azot oksitleri.

NİTROGLİSERİN, —> Dinamit.

NİTROSELÜLOZ, Pamuk lifi ile nitrik asitin kimyasal bileşiminden oluşan patlayıcı madde.

NİVELMAN ALETİ, —> Nivo.

NİVELMAN LATASI, Nivelman aleti kullanmadan, tesviye ruhu (su terazisi) ve bir uzunluk ölçme aleti yardımı ile nivelman yapmak için kullanılan esnek olmayan —> Lata.

NİVO, 1) Hassas bir şekilde yatay hale getirilebilen üç ayaklı sehpa üzerine oturtulmuş, dürbünle teçhiz edilmiş topografik ölçme aleti. 2) Nivelman aleti. Nivo, iki nokta arasındaki yükseklik farkını ölçmeye veya araziden kesit çıkarmaya, düz arazide yüzey nivelmanı yapılarak harita almaya da yarar.

NOEL AĞACI, —> Blow-out-preventer (BOP).

NOKTA NİVELMANI, İki nokta arasındaki yükseklik farkının, nivelman aleti kullanarak ölçülmesi. Noktalar arasındaki kot farkı; iki nokta arasına kurulan nivelman aletiyle her iki noktaya konulan miraya gözleme yapılarak tesbit edilen iki okuma değeri arasındaki farktır.

NOMİNAL EN, Mermer işletmeciliğinde imalâtta sıralanmış taşlarda taşın bir yüzeyi ile ondan sonra gelen taşın bu yüzeye paralel yüzü arasındaki (harç payı ve derz dahil) boy.

NOMİNAL KALINLIK, Mermer işletmeciliğinde, imalâtta alt sıra taşın üst yüzü ile, üst sıra taşın üst yüzü arasındaki (harç payı veya derz dahil) kalınlık.

NORANDA YÖNTEMİ, Sürekli üretim sağlamak üzere Kanada’da geliştirilmiş silindirik yapıda bir fırının kullanıldığı, pirometalurjik prensiplere dayanan blister bakır üretim yöntemi. Burada fırın, uzunluğu arttırılmış Pierce-Smith konverterine benzer, krom-manyezit astarlıdır ve dönme mekanizmasına sahiptir. Fırın —> Worcra fırını gibi bölgelere ayrılmamıştır. Ergitme sırasında peletlenmiş nemli konsantre (% 10 H2O içeren) ve silisli flaks havalı, “ Garr” tabancası ile cüruf yüzeyine şarj edilir. Hava veya oksijence zenginleştirilmiş hava ise silindirik gövdenin bir tarafına yerleştirilmiş ve sayıları 50-60 arasında olan tüyerlerden mat içine üflenir. Cüruf ve blister bakır aynı yönde hareket ederken, cüruf, şarj deliğinin karşısındaki bir tap deliğinden; blister bakır (% 1-2 kükürtlü) ise ara ara silindirin dibindeki bir delikten tap edilir (alınır). Isı açığını kapatmak için fırının iki ucuna yerleştirilmiş doğal gaz veya fuel oil yakıcıları kullanılır. Tüyerler, duruş veya arıza dışında, devamlı olarak mat içinde kalır. —> Şekil, Bakır üretimi.

NORMALİZE TAVI, —> Isıl işlem.

NORM M3 HAVA (Nm3), 760 mm’lik cıva sütunu basıncı ile 0½C hava sıcaklığındaki bir m3 hava. Basınçlı hava elde eden veya kullanan makinelerle ilgili hesaplarda kullanılan 736 mm cıva sütunu basıncı ve 20½C’ta emilen 1 m3 serbest hava = 1,109 Nm3 havadır.

NORWALD AYIRICISI, Sığ, ağır ortam (ağır mayi) ayırıcısı. —> Statik ağır ortam (ağır mayi) ayırıcıları, Kömür yıkama yöntemleri.

NORYA, —> Kovalı elevatör.

NÖTR KAYAÇ, Silis miktarı % 55 olan asit ve bazik kayaçlar arasında geçiş teşkil eden kayaç türü. Bileşimlerinde bazan kuars bulunur. Bileşimlerinde feldispat bulunan nötr kayaç alkalidir (Diyorit % 55-N, 1) silis). —> Asit-, Bazik kayaç.

NUGET, Plaser tipi altın yataklarında bulunan iri taneli altın parçaları.

NUMUNE, 1) Zenginleştirme metodu tespit etmeğe yardımcı çalışmalar, proses kontrolü veya satış için, kitle hâlindeki kömür veya cevherin özelliğini, tane büyüklüğünü ve bunların dağılımlarını, kimyasal yapılarını tespit etmek için kitleyi fiziki ve kimyevi özellikleri ile temsil edebilecek bir şekilde örnek olarak alınan kısım. Numuneler alış şekline veya amaca göre, tek (parça) numune, ortalama (temsili) numune, laboratuvar numunesi veya analiz numunesi, sondajlarda karot, sediman (—> Catings), toz numune diye isimlendirilir. Bu işleme numune alma, numune alma işini yapan kişiye de numuneci denir. 2) Maden ocağı havasındaki gazların tahlili için gereken yerlerde hava numunesi almak için, alt ve üstü huni biçiminde daraltılmış silindir şeklinde saçtan veya camdan yapılmış çoğunlukla 2-8 litre hacminde kaplar su ile doldurulduktan sonra alt ve üst ağızları lastik tıkaçla kapatılarak numune alınacak yere gidilip, kabın alt ve üst kapakları açılarak içindeki su akmaya başlar. Boşalan suyun yerine üst kapaktan numune olacak hava girer. Su akımı bitince alt ve üst kapak sıkı bir şekilde kapatılmak suretiyle hava numunesi alınmış olur. Herhangi bir gaz borusundan alınacak numune —> Şekilde görülen bir düzenle alınır. Bu düzende bulunan B kabı alt tarafından bir lâstik hortumla D kabına üstten de üç yollu bir musluğa bağlanır. C kabına su veya daha iyisi cıva konur. D kabı yukarı kaldırılarak ve musluk da havaya açılacak olursa B kabı tamamiyle sıvı ile dolar. Musluk gaz tarafına çevrilip D kabı da aşağı indirilmek suretiyle gaz numunesi B kabına dolar. Böylece gaz numunesi alınmış olur.

NUMUNE ALMA, —> Numune.

NUMUNE HAZIRLAMA, Taşıma araçlarından, kömür hazırlama ve cevher zenginleştirme tesislerinden ya da maden yatağından veya kömür damarından alınan numuneleri, 1) Tane büyüklüklerine göre tasnif edilir. 2) Tane büyüklüğü kategorilerine göre tasnif edilmiş malzemenin yoğunluk dağılımının tesbiti yapılır. 3) Genel analizi yapılmak suretiyle ; çeşitli işlemlere tabi tutulur. Bunlardan birinci ve ikinci işlem numunenin mevcut durumuna göre yapılır. Numunenin genel analiz için hazırlanması ise ; a- Kırma, öğütme ve eleme yoluyla boyut küçültme, b- Homojen bir karıştırma yapma, c-Bölme suretiyle numune miktarının azaltılması işlemlerine tabi tutma şeklinde olur.

Numune hazırlamada bölme işlemleri elle ya da mekanik aygıtlarla yapılabilir. İnce numunenin azaltılmasında kullanılan bir örnek —> Şekilde gösterilmiştir. Numune hazırlamanın amacı alınan tüm numuneyi temsil edecek miktarda bir örneğin analiz yapılmak üzere laboratuara gönderilmesi, bir kısmının alıcı için ve diğer bir kısmının satıcı için hakem numuneler olarak muhafaza edilmesidir. Akışkanlardan numune alma hatasını en az düzeye indirmek için mekanik aygıtlar kullanılması yararlı olur.



NUMUNECİ, —> Numune.

NÜKLEER BOMBA (ATOM BOM-BASI), Gücünü atom çekirdeğinin bölünmesi ya da kaynaşmasından alan (füzyon) bombalar. Bunlardan birincisine “atom” ikincisine de “hidrojen” bombası denir. Bölünme bomba-larında yakıt olarak uranyum ya da plutonyum kullanılır. Çekirdek kaynaşmasında ise; en hafif element olan hidrojen çekirdekleri sıkıştırılarak kaynaştırılır. —> Yerinde (in-situ) Liç.

NÜKLEER ENERJİ, Ağır uranyum 235 veya plutonyum 239 çekirdeklerinin parçalanması sonucu elde edilen enerji. Normal sulu reaktörler için bir ton nükleer yakıt 80.000 ton yüksek nitelikli kömürle eşdeğerdir. —> Enerji, Elektrik enerjisi üretim tesisleri.

NÜKLEER SANTRALLAR, —> Elektrik enerjisi üretim tesisleri.

NÜMİLİTLİ KALKER, İçinde foraminiferler-den nümilit fosilleri bulunan eosen kalkeri.

Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - O


OBRUK,
1) Kireç taşları içinde, bacaya benzeyen 30m ya da daha çok derinlikte, genel olarak altında bir yeraltı mağarası (ini) bulunan tabii kuyu. 2) İçinde su biriken çukur yer, doğal kuyu. 3) İçbükey, konkav.

OCAK, 1) Açık (yerüstü) maden işletmesi yapılan yer. 2) Dik kuyu ve diğer girişler, meyilli kuyular, düz ve meyilli galeriler ile birlikte, yeraltı hafriyat ve imalâtını kapsayan; madencilik faaliyetini yapmak için belli bir projeye göre hazırlanmış iş yeri. Aynı işverene ait olmak şartı ile ayrı ayrı havalandırma tesisi bulunan birbirine yakın iki veya daha fazla ocak da bir ocak sayılır. 3) Yakıtta bulunan enerjiyi ısı enerjisine dönüştürmeye yarayan (yanma yeri) sistem. 4) —> Maden. —> Şekil. 5) Mermer işletmeciliğinde her cins taşın tabiî olarak, bulunduğu yerden istenilen özellikte çıkarılması için zemine, üstü havaya açık veya kapalı özel şekil verilmesi.

OCAK AĞZI, 1) Yeraltı işletmesine, yer yüzünden galeri veya kuyu şeklindeki giriş yeri. 2) Mermer işletmeciliğinde ocak açılırken yabancı veya çürük zeminden geçilip istenilen kaliteye varıncaya kadar zemine şekil verilmesi.

OCAK AĞZI MALZEME, Mermer işletmeciliğinde ocak ağzı kazısından çıkan düşük özellikteki malzeme.

OCAK AMİRİ, Bir veya birkaç ocağın işletmesinden ve teknik yönetiminden sorumlu maden mühendisi.

OCAK ARABASI, 1) Maden işletmelerinde maden ve malzeme naklinde kullanılan, demiryolu üzerinde hareket eden, yandan veya önden tumba etmek üzere yan veya ön kapaklı olarak da imal edilebilen özel araç. Taşınacak maddenin yoğunluğuna, kullanış şekline ve amacına göre değişik hacimlerde imal edilir. Kömür arabası (kömür vagonu), direk trikosu, beşik araba, kuyruklu araba gibi isimler verilir. Kömür madenciliğinde genellikle tonluk, üç tonluk ve beş tonluk ocak arabası kullanılır. 2) Vagonet (küçük vagon). 3) Araba.

OCAK ARTIĞI, Mermer işletmeciliğinde muayyen bir maksada hizmet edecek özellikte açılmış ocaklarda o maksada yaramayan taşlar.

OCAK ÇIKIŞ HAVASI, Havalandırma amacı ile ocak içinde dağıtıldıktan sonra, ocaktan çıkan kullanılmış hava.

OCAK DİBİ, Mermer işletmeciliğinde esas taşın, istenilen kalitesinin sona erip, başka bir zemine eriştiği yüz.

OCAK EMNİYET LAMBASI, —> Ocak havasındaki metan varlığını ve aynı zamanda oksijen yetersizliğini saptamak için kullanılan, hava giriş aralığı tel kafesli, ayrıca gaz çıkış kısmı da yanmadan dolayı meydana gelen sıcaklığı dağıtmak ve içerdeki alevin dışarı sirayetini önlemek üzere içteki bakır ve dıştaki çelik olmak üzere iki tel kafesli ve ayrıca muhafazalı, hazne ile üstyapının bağlanması sırasında otomatik olarak kilitlenen lamba. Kırmızı fanuslu akülü lamba da işaret için kullanılır.

OCAK GAZLARI İLE MÜCADELE, —> Maden ve taş ocakları ile açık işletmelerde alınacak işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri hakkında tüzük.

OCAK GİRİŞ HAVASI, Havalandırma amacı ile ocağa verilen temiz hava.

OCAK HAVASI, Ocakta dolaşarak havalandırmayı sağlayan hava.

OCAK İKLİMİ, Ocak havasının kuru temperatürü, relatif rutubeti, sürati, endirekt basıncı, arazi sıcaklığı (jeotermik derinlik ısısı her  30 m’de 1½C), derinlikle ilişkili kompresyon ısısı (her 100 m’de 0,9½C), odaksiyon ısısı, üretilen madenin ısı kaybı, taşıma aracı ve taşıma süratine bağlı olarak çalışan makinelerden çıkan ısı, basınçlı hava boruları, ateşlemeler ve çalışan insanların ocak havasına verdiği ısı gibi çeşitli faktörlerin etkisi ile oluşan ortam. İyi bir ocak iklimi, madencinin yeraltında kendini rahat hissederek çalışabileceği ortam olarak tanımlanır. İklimi çalışmaya müsait olmayan ocaklarda ocağa verilen havanın tamamı soğutularak verildiği gibi, yeraltında soğutma tesisi kurularak pano, lağım vb. yerlere verilen hava da özel olarak soğutulabilir.

OCAK KATİBİ, 1) İşçilerin işe gelip gittikleri tesbit ederek yevmiyelerini puantaj defterine kaydeden kişi. 2) Puantör.

OCAK LAMBASI, 1) Madenlerde çalışanlara verilen elde taşınabilen veya barete takılabilen lamba. 2) Madenci lambası. 3) Baş lambası.

OCAK LOKOMOTİFİ, Ocaklarda ray üzerinde nakliyatı sağlamak üzere vagonlarla teşkil edilen katarları veya ocak arabalarını çekmek için kullanılan çekme aracı. Ocak lokomotifleri kullandıkları enerji kaynağına göre dizelli, akülü, elektrikli (troley) ve basınçlı havalı olarak sınıflandırılabilir.

OCAK PLANLARI, Bir harita mühendisi veya topograf tarafından, mevzuata uygun olarak hassas bir şekilde hazırlanan, ocak içindeki imalatın tamamını gösteren ve gelişmeler işlenmek suretiyle —>Ajur edilen plan ve kesitler.

OCAK SUYU, Mermer işletmeciliğinde taşın, ocaktan çıktığı anda sahip olduğu nem.

OCAK TAŞLARI, —> Posta.

ODA, Genellikle taban alanı dikdörtgen şeklinde, muntazam bir biçimi olan üretim yeri. Bir odanın boyutları her zaman galeri, taban ve kılavuz boyutlarından büyüktür. Odaların boyutları üretimden önce tavan, taban, yantaş ve cevherin yapısına göre saptanır. Odalar arasında topuklar bırakılır. Az meyilli (yatımlı) ve fazla kalın olmayan maden yataklarında odanın tavan ve tabanını, madeni sınırlayan kayaçlar teşkil eder. Dik ve kalın damarlarda odanın etrafı maden ile çevrilidir. Üretim sonucu damar içinde meydana getirilen boş hacme az meyilli damarlarda oda, dik damarlarda ise boşluk denir. Az yatımlı cevher yataklarında kazı işlemi odanın içinde yapıldığı halde emniyet bakımından dik damarlarda kazı, boşluğun içinde yapılmayıp yan kısmında boşluğa doğru sürülmüş olan kılavuzların tavan, taban ve yanlarına delinmiş olan lağım deliklerinin doldurulup ateşlenmesi suretiyle yer çekiminden yararlanılarak, cevherin oda içinde oluğa kadar akışı sağlanır. Yani damar içinde açılmış olan boşluğun içinde işçi çalışmaz.

ODA TARZINDA İŞLETME, İstihsalin odalar teşkil edilerek belli bir nizam içerisinde, aynı zamanda veya arka arkaya gerçekleştirilmesi. Oda tarzındaki işletme metodunda kazı yeri hareketli değildir.

ODA VE TOPUK AÇIKAYAK İŞLETME METODU, Bünyesi mütecanis ve tenörü düşük ufki veya çok az yatımlı masif maden yataklarında topuk bırakmanın, sun’i tahkimata nazaran daha ucuz olduğu veya tavanın göçerek bozulması istenmeyen hallerde madenin üzerini örten tabakanın kalınlığı, kendini taşıma kabiliyeti, göçmeden durabileceği azami açıklık, taban taşının taşıma mukavemeti ve evsafı ile madenin mukavemeti dikkate alınarak tesbit edilen oda ve topuk genişliğine göre çalışma esasına dayanan tahkimatsız (üretim) işletme metodu. Bu usülde bırakılacak topuklar müstakil sütunlar halinde bırakılacağı gibi devamlı da olabilir. Bu takdirde maden muntazam odalar açılarak alınır.

Yüklə 2,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   48




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə