EvrimTeorisi indd


Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi



Yüklə 3,27 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə101/171
tarix06.05.2018
ölçüsü3,27 Mb.
#41533
1   ...   97   98   99   100   101   102   103   104   ...   171

Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi

313

aslında ‘olasılıksal yasalar’ olduğu söylenmeye başlanmıştır.

574

 

Bu yaklaşım, doğa yasalarının Tanrı’nın daha geniş bir siste-



minin parçası olduğuna veya baştan müdahaleye vurgu yap-

maya gerek bırakmadan, ‘mucize’ olarak nitelendirilen Tanrı-

sal müdahalelerin nasıl gerçekleşmiş olabileceğini açıklamak 

için olanaklar sunmaktadır.



OLASILIKSAL YASALAR, 

İNDETERMİNİZM VE MUCİZELER

Fizikteki yasaların olasılıksal karakteri olduğu, ilk olarak 

19. yüzyılın sonunda, fiziğin en temel yasalarından olan (ki-

milerince en temel yasası)

575

 Entropi Yasası ile ifade edilmiştir. 



Termodinamiğin ikinci yasası (olan Entropi Yasası) özellikle 

Clausius’un çalışmaları sayesinde 19. yüzyılın ikinci yarısında 

ortaya konuldu. ‘Entropi’ terimini ilk kullanan da odur. Bu 

yasayla, enerjinin, sürekli, daha çok kullanılabilir bir form-

dan daha az kullanılabilir bir yapıya doğru değiştiği söylenir. 

Kısacası, evrende düzensizlik sürekli artmaktadır ve bu tek 

yönlü tersinemez bir süreçtir. Evrendeki enerjinin tüm değiş-

melere karşı sabit kaldığını söyleyen birinci yasa bir eşitlikle 

belirtilmesine karşın, evrendeki enerjinin sürekli daha düzen-

siz bir hale gittiğini söyleyen (düzensizliğin artışı, entropinin 

artışı veya pozitif entropi değişikliği olarak ifade edilir) ikinci 

yasa eşitsizlikle belirtilir. Aslında Clausius başta, enerjinin ko-

runumu yasası gibi entropinin korunumu yasasını bulacağını 

umuyordu ama sonuçta evrenin, entropinin korunmaması yasası 

574  Ilya Prigogine, Keskinliklerin Sonu, çev: İbrahim Şener, İzdüşüm Yayınları, İs-

tanbul (2004), s. 11.

575  Arthur Eddington, Entropi Yasası’nın, tüm doğa yasaları içinde en önemli yere 

sahip olduğunu söyler. Eddington, evren hakkındaki bir teorinin, Maxwell’in for-

mülleriyle, hatta daha önceden yapılmış bazı deneylerle uyumsuz olsa bile doğru 

olma şansının bulunabileceğini ama Entropi Yasası ile çelişiyorsa hiçbir şansı-

nın olmadığını söyler. Bakınız: Arthur Eddington, The Nature of The Physical 

World, Macmillan, New York, 1929, s. 74.



Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı

314

ile yönetildiğini gördü.

576

 Bunu ifade eden formülde, evren-



deki entropinin (S), değişiminin (

) sürekli olarak tek yönlü 



ve artış halinde olduğunun belirtilmesi için sıfırdan büyük ol-

duğu söylenir. Formül kısaca şöyledir: 



S

Evren

 > 0

Einstein’a göre, Newton mekaniğinin en büyük başarısı ısı 

hareketlerine uygulanmasıdır; bu başarı moleküllerin davranış-

larını açıklayan kinetik teoride ve mikroskobik yapılardan ha-

reketle makroskopik sistemleri açıklamayı amaçlayan istatistik-

sel mekanikte gözlemlenir.

577

 En ünlü fizikçilere göre fiziğin 



en temel yasası olan entropi; başarılı bilimsel bir teori olmak 

için farklı bilim felsefecilerince ortaya konmuş olan gözlem 

ve deneye dayanma, yanlışlanabilme, öngörü yeteneği, başa-

rılı matematiksel açıklama gibi kriterlerin hepsini de karşılar. 

Fakat ilginç bir şekilde bu kadar kesin bir yasa olan entropi, 

aslında olasılıksal bir yasadır. Isının tek yönlü akışı gibi mo-

leküllerin dağılmasına (diffusion) yönelik hareketlerde, her bir 

molekülün hareketini hesap etmek imkânsızdır. Söz konusu 

olan katrilyonlarca molekülden çok daha fazlasıdır; bu mole-

küllerin birbirleriyle çarpışmaları gibi etkenleri, her bir mo-

lekül için hesap etmek mümkün değildir. Fakat söz konusu 

olan o kadar çok moleküldür ki, dağılmaya bağlı olasılıkçı 

entropi kanunları hep güvenilir sonuç verir. Dünyadaki hava 

moleküllerini ele alalım, aslında çok düşük bir olasılık olarak, 

dünyadaki hava moleküllerinin Atlantik Okyanusu üzerinde 

toplanması ve tüm dünyanın havasız kalması olasılığı vardır; 

fakat bu olasılık imkânsız denecek kadar azdır ve korkulacak 

bir şey yoktur. George Gamow tek bir odadaki hava mole-

küllerinin, odanın tek bir yarısında toplanma olasılığının bile 

adeta imkânsız olduğunu şu şekilde göstermiştir: Bir odada 

576  Michael Guillen, Dünyayı Değiştiren Beş Denklem, çev: Gürsel Tanrıöver, TÜ-

BİTAK Popüler Bilim Kitapları, Ankara, 2001, s. 213-215.

577  Albert Einstein, The Theory of Relativity and Other Essays, MJF Books, New 

York, 1997, s. 30.




Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi

315

yaklaşık 10

27 

(milyar x milyar x milyar) molekül vardır. Her 



bir molekül için odanın bir yarısında bulunmanın olasılığı ½ 

olduğundan, tüm moleküller için bu olasılık (½)

10 27 

dir; bu ise 



10

3x10 26


’da 1’dir. Hava moleküllerinin saniyede 0.5 km hızla ha-

reket ettikleri ve 0.01 saniyede odadaki dağılışlarının 100 kez 

karıştığını hatırlayalım. Tüm bu moleküllerin odanın bir ya-

rısında toplanması için gereken süre 10

998

.

999



.

999


.

999


.

999


.

999


.

999


.

999


.

299


 

saniyedir, eğer bu süreyi evrenin yaklaşık olarak toplam yaşı 

olan 10

18

 saniye ile mukayese edersek, neden böylesi bir ola-



sılığa imkânsız dediğimiz anlaşılabilir.

578


 Gamow’un tek bir 

odanın bir yarısında moleküllerin toplanmasının olasılıksal 

imkânsızlığı için (matematikte 10

50

’de 1’den küçük olasılıklar 



genelde imkânsız kabul edilir) verdiği örneğe bakarak, dünya-

nın tüm havasının Atlas Okyanusu üzerinde toplanmasından 

bahseden örneğimin ne kadar imkânsız olduğu rahatça anlaşı-

labilir. Moleküllerin dağılımında ortaya çıkan bu tip hesaplar, 

Entropi Yasası’nın olasılıksal bir yasa olmasına karşın neden 

en kesin fizik yasası olarak görüldüğünü ortaya koymaktadır. 

Entropi Yasası ile en temel doğa yasalarının determinist 

bir nedensellikle beraber olasılıkçı bir tarzda işlediği anlaşıl-

mıştır. Buna göre, demin bahsedilen Atlantik Okyanusu üze-

rinde tüm havanın toplanması gibi olasılıklar, bilimsel yasalara 

ters olduğu ve olasılığı mevcut olmadığı için değil, bu olasılık 

çok çok düşük olduğu için dikkate alınmazlar. Fakat olasılı-

ğın düşüklüğü, olasılıkların rastgele gerçekleştiği düşünülerek 

ifade edilir. Rastgele atılan bin zarın altı gelme olasılığı çok 

düşüktür, ama zarları bilinçli bir şekilde altı olarak koyabilen 

biri için düşük olasılıklar bağlayıcı değildir. Teizm, Tanrı’yı 

evrenin yaratıcısı, doğa yasalarının koyucusu ve koruyucusu 

olarak görür. Bu anlayışa sahip biri, doğadaki oluşumların 

578  George Gamow, 1-2-3 Sonsuz, çev: C. Kapkın, Evrim Yayınevi, İstanbul, 1995, s. 

212-213.



Yüklə 3,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   97   98   99   100   101   102   103   104   ...   171




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə