Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
370
tektanrılı dinden farklı olarak Evrim Teorisi ile arasındaki özel
bir sorun olduğu düşünülebilir. Uzun tartışmalardan sonra 451
yılındaki Kadıköy Konsili, Hz. İsa’da; hem tanrısal hem de in-
sani (günaha eğilim dışında) doğanın karışmadan, değişmeden
ve ayrılmadan bir arada olduğunu kabul etmiştir.
664
Hz. İsa’nın
doğası ile ilgili tartışmalar, Hz. İsa’dan sonraki ilk yüzyılla-
rın en tartışmalı konusu olmuştur; Hz. İsa’nın doğası, üçleme
ve Tanrı’nın tarifi gibi konularla bir arada ele alınmıştır. So-
nunda Tertullianus’un, Stoacılık’tan esinlenerek ve Roma ya-
sasından kullandığı dili alarak, Tanrı’nın üç ayrı kişiden oluşan
(personae), tek bir cevher olduğuna (substantia) dair açıkla-
ması hâkim görüş oldu. Hz. İsa ve Kutsal Ruh’un, Tanrı’nın
bölünmesiyle ortaya çıkmadığı, Güneş ışınlarının Güneş’in
uzantısı olması gibi Tanrı’nın uzantıları olduğuna dair görüş
hâkim oldu. Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un üç ayrı ilahi var-
lık olduğuna ve Tanrı’nın dışında Hz. İsa ile Kutsal Ruh’un
tanrısal yönleri olmadığına dair inançlar ise ‘sapık’ ilan edi-
lip geri plana düştü.
665
Günümüzde Uniteryanlık
666
gibi bazı mezhepler dışında Hı-
ristiyan mezheplerin büyük kısmı Hz. İsa’nın tanrısal doğasını
kabul ederler. Fakat Newton gibi üçlemeyi reddetmesine rağ-
men gönülden Hıristiyanlığa bağlı kalmış ünlü tarihsel figür-
ler de olmuştur.
667
Hz. İsa’nın tanrısal doğası olduğunu kabul
edenler, onun gerçek tanrı olduğu kadar, gerçek insan da ol-
duğunu kabul etmişlerdir.
668
Bu yüzden topraktan yaratılmış
insanların, Hz. İsa’nın, Hz. Meryem vasıtasıyla soyu olması
664 Christian W. Troll, Müslümanlar Soruyor Hıristiyanlar Yanıtlıyor, s. 22.
665 David F. Wright, İlk Hıristiyanlar Neye İnanıyordu, çev: Sibel Sel-Levent Kın-
ran, (ed: Ronald Albinet ve diğerleri, ‘Hıristiyanlık Tarihi’ içinde) İstanbul
(2004). s. 115-117.
666 Ian Sellers, Uniteryanlar, (ed: Ronald Albinet ve diğerleri, ‘Hıristiyanlığın Tari-
hi’ içinde), İstanbul (2004), s. 506-508.
667 Karen Armstrong, The Battle for God, Ballentine Books, New York (2001), s. 69.
668 P. Luigi Ianitto ve diğerleri, Hıristiyan İnancı, s. 31.
Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi
371
Hıristiyanlıkta kabul edilmektedir. İnsanların ve Hz. İsa’nın so-
yunun toprak olmasını, insanların ve Hz. İsa’nın onuruna aykırı
görmeyenlerin; insanların soyunun ayrıca topraktan yaratılmış
başka canlılarla -balıklar, sürüngenler, maymunlar- ilişkilen-
dirilmesinde de bir sorun görmemeleri gerekir. Üç tektanrılı
dinde, Allah’a karşı isyan edenler ve putperestler, hayvanlar-
dan daha aşağı kabul edilir.
669
Birçok insanın soyunda putpe-
rest vardır -İbrahim peygamberin babasının putperest olduğu
Kur’an’da ifade edilir-
670
ve tektanrılı dinler bunda bir sorun
görmezler. O zaman Hıristiyanlığın, insan soyunun hayvan ile
bir bağı olduğuna dair Evrim Teorisi’nin iddiasını, bu iddia-
nın insanlık onuruna veya ‘Hz. İsa’nın onuru’na yakışmadığı
gerekçesiyle reddetmesinin bir temeli yoktur.
İnsanların aldığı gıdalar hayvansal veya bitkisel kökenlidir.
Bu gıdaları yediğimiz zaman, aslında hayvanların ve bitkile-
rin bedenlerini yemiş oluyoruz ve vücudumuzda, bu canlıların
bedenlerinin parçaları olan protein gibi yapıtaşları değişerek
bizlerin vücudunun birer parçası olmaktadır. İnsan vücudunu
meydana getiren hücreler sürekli ölmekte ve yeni hücreler, ye-
diğimiz besinlerin (hayvan ve bitkilerin) vücudumuzda ham-
madde vazifesi görmeleriyle oluşmaktadır. Daha önce de vur-
gulandığı gibi, her bir insanın vücudu, her an, hayvan ve bitki
bedenlerinden oluşmaktadır; etini yediğimiz bir tavuk, yedi-
ğimiz bir elma ‘biz’ olmaktadır. Hiç kimse her an bedenimi-
zin hayvan ve bitki bedenlerinden oluşmasını insan onuruna
aykırı bulmamaktadır. Hz. İsa’nın insani doğası gereği yemek
yediğini düşünürsek, aynı değişim süreci Hz. İsa’nın bedeni
için de olmuştur ve bunu kimse ‘Hz. İsa’nın onuru’na aykırı
bulmamıştır.
669 Kur’an-ı Kerim, Furkan Suresi, 25/44.
670 Kur’an-ı Kerim, Enam Suresi, 6/74.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
372
Bu yaklaşım, Evrim Teorisi’nin Hıristiyanlık açısından ka-
bul edilmesi gerekli bir teori olduğu anlamını elbette ki taşı-
maz. Sadece, ‘insanlık onuru’ veya ‘İsa’nın onuru’ gibi başlık-
larla Evrim Teorisi’ne karşı çıkmak için bir neden olmadığını
göstermeye çalıştım. ‘Hz. İsa’nın tanrısal kimliği’ne dair id-
dialardan dolayı, Hıristiyanlığın Evrim Teorisi ile ilişkisinde
fazladan problemler yaşadığı düşünülebilir. Bu kısmen doğ-
rudur ama buna rağmen ben, Evrim Teorisi’nin, ‘Hz. İsa’nın
tanrısal doğası’ ile ilgili problemleri çok fazla arttırdığını dü-
şünmüyorum. Büyük Hıristiyan mezhepler, Hz. İsa’nın insani
kimliğini zaten kabul etmiştir. Gerçek insani kimlik ile ger-
çek tanrısal kimliğin bir arada olmasıyla ilgili soruna büyük
Hıristiyan mezhepler zaten sahiptir. Bu konunun Hıristiyan
mezheplerin en sorunlu konusu olduğu doğrudur ama Evrim
Teorisi’nin bu sorunları daha da arttırıp arttırmadığı ayrı bir
konudur. Bence, Hıristiyan teologların bu sorunu mantıklı bir
şekilde çözmeyle ilgili bütün teşebbüsleri başarısız olmuştur
ama bir kere Hz. İsa’nın kimliğinde hem tanrısal hem de in-
sani doğanın olduğuna dair irrasyonel inanç benimsenince,
Evrim Teorisi’nin diğer insanlar için çıkardığından farklı bir
sorunu Hz. İsa için çıkarmasını beklememek gerekir. Çünkü
bu sorunu Hıristiyan teologlar ‘Hz. İsa’nın insani doğası’ ile
çözdüklerini düşüneceklerdir. Nitekim papaz olan birçok ev-
rimci-Hıristiyan mevcuttur, hatta en büyük Hıristiyan mez-
hebi olan Katolikliğin lideri Papa da Evrim Teorisi ile Hıris-
tiyan inancının uzlaştırılabileceğini söylemiştir.
671
Papa’nın,
açıklamalarını uzman heyetiyle bir arada hazırladığı ve Ka-
tolikliğin sırf lideri değil aynı zamanda ‘yanılmaz sözcüsü’
olarak kabul edildiğine dair inanç göz önünde bulunduruldu-
ğunda, bu açıklamanın önemi ortaya çıkar.
671 John Paul II, The Pope’s Message on Evolution, s. 377-383.
Dostları ilə paylaş: |