Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
266
gelmektedir. Eğer bu on milyon yılı, Ediacara Faunası’ndaki
canlıların 40 milyon yıl önce ortaya çıkışı ile birleştirirsek,
50 milyon yılda dünyamızın çok-hücreli canlılarla dolduğunu
söyleyebiliriz. Bu da dünyanın yaşının 1/90’ı gibi çok küçük
bir dilime karşılık gelmektedir. Bu dönemden önce ne ‘kesin-
tili denge’ kuramında ileri sürülen ‘coğrafi olarak izole ola-
cak’ türler vardır, ne de bu dönemde ortaya çıkan çok-hücreli
canlılara az da olsa benzeyecek, herhangi bir ‘ata form’ vardır.
Hem ‘kesintili denge’ kuramının izole olacak ‘hammaddesi’,
hem Yeni-Darwinciliğin mutasyona uğrayarak yavaşça değişe-
cek ‘hammaddesi’ önceki dönemde yoktur. (Yavaş adımlarla,
yani mikro mutasyonlarla canlıların oluştuğunu düşünenler
için bu tablonun açıklanmasının ‘kesintili denge’ kuramcıla-
rına nazaran daha zor olduğunu görmek de gerekir.) Önce-
den tek hücreliler gibi canlılar vardı ama bunlarla Kambriyen
Patlaması’nda ortaya çıkanlar arasındaki fark çok büyüktür.
Sonuçta ‘kesintili dengeciler’ de ‘yavaş aşamacılar’ da ham-
maddesi olmadan bir mönü hazırlamışlardır; bu farklı mönü-
lerin talibi çok olsa da, Prekambriyen dönemin boşluğu, adeta
unsuz-peynirsiz-domatessiz pizza yapımına mönü hazırlayıcı-
larını mecbur etmektedir!
Ediacara Faunası’nın ve Kambriyen çeşitliliğinin ortaya çı-
kışı ‘fosil-olasılık ikilemi’ açısından en büyük soruna sebep
olmaktadır. Her şeyden önce fosillerden gelen bilgiler, tevil
edilemeyecek kadar açık bir şekilde çok-hücrelilerin aniden,
çok hızlı bir şekilde ortaya çıkışını göstermektedir. Darwin’in,
klasik, uzun dönemde yavaş gelişimi savunan çizgisini devam
ettiren ve olasılık sorununun çözümüne ağırlık veren bilim in-
sanları bile bu olguyu reddedememektedirler.
525
Bir sonraki bö-
lümde göstereceğim gibi, tek bir proteinin tesadüfi oluşumu
525 M. Benton, Francis J. Ayala, Dating The Tree of Life, Science 300 (2003); Simon
Conway Morris, The Crucible of Creation.
Evrim Teorisi'nin Değerlendirilmesi
267
için tüm evren-zamanı boyunca, tüm uzaydaki maddenin bi-
leşimler yapması yetersiz kalacaktır. Oysa Ediacara Faunası
ve Kambriyen Patlaması ile ortaya çıkan canlıların vücutla-
rında; on binlerce yeni protein, yepyeni hücreler, yepyeni or-
ganlar, yepyeni beden tasarımları ve yepyeni genetik bilgiler
dünya sahnesinde görülmüştür. Eğer en iyimser şekilde Edia-
cara Faunası’nın başlangıcından Kambriyen Patlaması’nın bi-
timine kadarki süreyi toplasak bile, ortaya çıkan elli milyon
yıllık süre; milyarlarca yıllık sürenin bile tek bir proteini açık-
lamakta yetersiz kaldığı düşünülünce, bu kadar büyük bir çe-
şitliliği açıklamakta çok yetersiz kalacaktır.
Kısa dönemde ortaya çıkacak tüm bu canlılardaki proteinler
hücre içinde yeni fonksiyonları gerçekleştirecek şekilde orga-
nize olacaklardır, yeni hücreler ise yeni doku, organ ve beden
bölümleri olarak organize olacaktır. Yeni bedenler, hiyerarşik
olarak organize olmuş, her vücut bölümünün kendi fonksiyonla-
rını bildiği birer bütün olacaklardır. Sonuçta, Kambriyen Patla-
ması ve Ediacara Faunası ile birçok yeni vücut tasarımı ortaya
çıkmıştır ve birçok ‘özelleşmiş kompleks’ beden bölümlerin-
den oluşan bu tasarımlar, ‘belirlenmiş kompleks bilgileri’ ge-
rektirirler ki bunun da bir açıklamasının yapılması gerekir.
526
Kambriyen Patlaması ve Ediacara Faunası’nın yavaş aşamalı
Evrim Teorisi’ne açtığı sorunlar beş maddede özetlenebilir:
1- Çok-hücreli canlılığın aniden ortaya çıkışı.
2- Çok büyük bir çeşitliliğin aniden ortaya çıkışı.
3- Evrimci ‘aşağıdan-yukarı’ beklentinin aksine birçok fi-
lumun aniden ortaya çıkışı.
526 Stephen C. Meyer, The Origin of Biological Information and The Higher Taxo-
nomic Categories, Proceedings of the Biological Society of Washington, vol. 117,
no. 2 (2004), s. 216-220.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
268
4- Dünya tarihinin bu kadar dar bir aralığında, mikro dü-
zeyde ortaya çıkan on binlerce protein gibi yapının te-
sadüfi oluşumunu açıklamanın olasılıksal imkânsızlığı.
5- Dünya tarihinin bu kadar dar bir aralığında, makro dü-
zeyde ortaya çıkan özelleşmiş organlarıyla beden plan-
larını izah etmenin olasılıksal imkânsızlığı.
Türlerin bilinçli bir şekilde bağımsız yaratıldıkları veya
evrimin bilinçli bir şekilde yaratılan bir süreç olduğu görüşü,
Kambriyen Patlaması’nı ve Ediacara Faunası’nı açıklamakta
zorluk çekmez. Çünkü bilinçle ve kudretle oluşturulmuş bir
yaratılışı savunanlar için, türlerin aniden ortaya çıkışları -ister
evrimle, ister bağımsız yaratılışla olsun- sorun değildir. Bilinçli,
kudret sahibi, olaylara hâkim bir Güç’ün tasarladığı süreçlerde
olasılık sorunu olmaz. Bir zarın milyon kere üst üste tesadüfen
altı gelmesi olasılık olarak hemen hemen imkânsızdır; fakat
bilinçle, zarları altı olarak koyabilen biri için bu imkânsızlık
söz konusu değildir. Bu yüzden, bahsedilen beş maddedeki
sorun sadece dış bir Güç’ün müdahalesini kabul etmeden, te-
sadüfi bir evrimi savunanlar için geçerlidir. Asıl sorun evri-
min olup-olmadığı değildir; asıl sorun, canlıların tesadüfen mi
oluştukları, bilinçli bir şekilde mi yaratıldıklarıdır.
EVRİM TEORİSİ OLMADAN
BİYOLOJİ BİLİMİ OLUR MU?
Dobzhansky, Evrim Teorisi olmadan biyoloji bilimindeki
hiçbir şeyin anlam ifade etmeyeceğini söylemiştir.
527
Bu id-
dia, biyoloji bilimine büyük bir haksızlık olarak görünmek-
tedir. Canlıların tüylerinin, kalplerinin, beyinlerinin, kasları-
nın, kemik yapılarının, kanatlarının, dişlerinin veya moleküler
527 Theodosius Dobzhansky, Nothhing in The Biology Makes Sense Except in The
Light of Evolution, American Biology Teacher, Mart 1973, s. 125-129.
Dostları ilə paylaş: |