Evrim Teorisi Ortaya Konmadan Önceki Felsefe, Bilim ve Biyoloji Tarihi
49
Kopernik’te suskun kalan Kilise asıl tepkiyi Galile’ye
(1564-1642) gösterdi. Birçok kitapta bilim-din çatışmasının
en önemli iki örneği olarak ‘Kopernik’in (ve Galile’nin) evren
görüşüyle-din’ çatışması ve ‘Darwin’in Evrim Teorisi’yle-din’
çatışması gösterilir. Bu kitapların dinden kastının temelde Ka-
tolik Kilisesi olduğu ve bunun tarihsel olarak inkâr edileme-
yeceği gözükmektedir. Fakat bu ‘din’ sözcüğüyle diğer din-
leri kastetmek hatalı olacağı gibi, bütün Hıristiyanları da bu
çatışmanın tarafı görmek hatalı olacaktır, çünkü Kopernik-
Kepler-Galile gibi ‘dinin karşı cephesi’ olarak konumlandırı-
lan kişilerin hepsi inançlı Hıristiyanlardı.
16. ve 17. yüzyıllarda gelişen bilime yön veren bilim felse-
fesinin bilgi kuramında, gözlem ile matematiksel veri ve mo-
delleri kullanmak merkezi role sahipti. Buna göre kuramın
matematiksel modeliyle gözlem kesinlikle uyumlu olmalıydı;
eğer kontrol edilen gözlem verileri kuramın matematiksel mo-
deliyle uyumlu değilse, kuram tamamen değiştirilmeli veya
düzeltilmeliydi. Kepler (1571-1630) söz konusu bilim anlayışı-
nın en başarılı ilk uygulayıcılarından biridir. Kepler, 1601’de
başarılı gözlemci Tycho Brahe’nin (1546-1601) ölümünün ar-
dından onun vazifesine atandı. Kepler, Brahe’nin gözlem veri-
lerinden faydalandı ve yeni gözlemler yaptı. Kendi kuramıyla
Mars’ın yörüngesinin arasındaki sekiz dakikalık hata üzerine
altı yıllık bir çalışma yaptı ve yörüngenin elips olduğunu bu-
larak, daha önceki kuramında yörüngeleri dairesel kabul et-
mesini düzeltti.
92
Kopernik tarafından ortaya konan evren tab-
losundaki bazı yanlışlar düzeltildi ve evrendeki oluşumları
açıklayan daha güçlü bir kurama kavuşuldu. Bu, yeni bilim
anlayışında kuram ve gözlemin uyumuna verilen önemi ve bu
uyumun denetleyicisi olarak matematiğe verilen rolü gösteren
önemli bir örnektir. Kepler, Tanrı’nın lütfu sonucunda insanın,
92 James T. Cushing, Fizikte Felsefi Kavramlar, s. 100-101.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
50
anlayabileceği yegâne evrende yaratıldığını söyler; matema-
tiksel bir evrende.
93
Matematiksel kesinlik, eskiden beri fel-
sefecileri büyülemişti, bilimlerin felsefeden bağımsızlıklarını
ilan ettikten sonra yanlarında götürdükleri en önemli daya-
nak da matematik olmuştur.
Kopernik’in yazıları aslında çok fazla etkili olmamıştı ve
Kilise de bunu çok fazla dikkate almamıştı. Fakat Galile’nin
de bu düşüncelere destek vermesiyle Kilise tavır koydu ve
hem Kopernik’in kitabını yasakladı hem de Galile engizisyon
mahkemesinde (69 yaşındayken) yargılandı. Aslında Galile
dindar bir insandı. İki kızı rahibeydi, kendisi ise Kutsal Ana
Kilisesi’ne bağlıydı. Kiliseye zarar verdiğini değil, onu kurtar-
maya çalıştığını düşünüyordu.
94
Bu şahısların hiçbirinin Kilise
ile çatışmak gibi bir niyetleri olmasa da bilimsel çabalarıyla
vardıkları sonuçlar, Kilise’nin resmi görüşleriyle çatışıyordu.
Onlar bu sonuçların, Tanrı’nın varlığıyla ve gücüyle çelişme-
diğini düşünüyorlardı. Örneğin Galile, “Matematik Tanrı’nın,
evreni yazdığı dildir” diyordu. Tanrı’nın yarattığı evrenin de
Tanrı’nın bir kitabı olduğunu ve Tanrı’nın kitapları arasında
çelişki olamayacağını vurguluyordu. Galile’nin bu görüşleri,
Kilise’nin, sarsılan otoritesini kurtarmak için onu yargılayıp
tecrit etmesini engellemedi.
95
Galile, Aristoteles’in felsefe ve biliminin otorite konumunu
bozdu; Aristoteles ve Ptolemaious’un (Batlamyus) Dünya mer-
kezli evren modelini yıkacak gözlemler yapmakla kalmadı,
Aristoteles’in ağır cisimlerin hafif olanlardan hızlı düştüğü
93 Alfred W. Crosby, The Measure of Reality, Cambridge University Press, Camb-
ridge (1998), s. 126.
94 Hall Hellman, Büyük Çekişmeler, çev: Füsun Baytok, TÜBİTAK Yayınları, İstan-
bul (2001), s. 6-10.
95 Caner Taslaman, Big Bang ve Tanrı, İstanbul Yayınevi, İstanbul (2003), s. 24.
Evrim Teorisi Ortaya Konmadan Önceki Felsefe, Bilim ve Biyoloji Tarihi
51
gibi yanlış birçok fikrini de yaptığı deney ve gözlemlerle yan-
lışladı.
96
Biyoloji açısından bu sürecin birinci önemi Kilise ve
Aristoteles’in görüşlerinin bilim üzerindeki hegemonyasının
kırılması ve yeni görüşlere kapıların açılmasıdır. İkincisi ise
bu süreçle nicel veriler biyolojide de önem kazandı. Örneğin
biyoloji tarihi açısından önemli bir yere sahip olan ve kan do-
laşımını bulan William Harvey (1578-1657) nicel deney ile ba-
şarılı sonuçlar elde etti. Ayrıca aynı dönemde yaşayan Santoria
(1561-1636) da fizyolojik gözlemler yaparken terazi, ısıölçer,
nemölçer kullandı. Harvey, kalbin yarım saat içinde aorta pom-
paladığı kanın organizma içindeki toplam kan miktarından
fazla olduğunu hesapladı. Biyolojide niceliksel yöntem kul-
lanmak o dönem için alışılmamış bir yöntem olduğundan bu
tip örnekler önemlidir.
97
Harvey, Galile’nin ‘ölçülebilineni ölç-
mek, ölçülemeyeni ölçülür kılmak’ prensibini, biyolojiye ciddi
şekilde ilk uygulayan kişi olarak gösterilir.
98
O, Francis Ba-
con ve Galile’nin matematiksel ve deneyci yaklaşımıyla -her
ikisi de Aristotelesçi metoda muhalifti- Aristoteles’in gayeci
yaklaşımını çalışmalarında birleştirmiş;
99
hep zıt metodolo-
jiler olarak gösterilen bu yaklaşımların sentezinin mümkün
olabileceğinin başarılı bir örneğini ortaya koymuştur. O dö-
nemden başlayarak günümüze dek matematiğin kullanılması,
tüm diğer doğa bilimlerinde olduğu gibi biyolojide de önemli
bir yere sahip olmuştur.
17. yüzyılın felsefecilerinden Francis Bacon (1561-1626) da
savunduğu metodun doğa bilimlerini etkilemesiyle önemli bir
yere sahip olmuştur. Ünlü bilim adamları Newton ve Darwin,
96 James T. Cushing, Fizikte Felsefi Kavramlar, s. 111-115.
97 Jean Theodorides, Biyoloji Tarihi, s. 29-30.
98 Erik Nordenskiöld, The History of Biology, s. 117.
99 John D. Barrow-Frank J. Tipler, The Anthropic Cosmological Principle, Oxford
University Press, Oxford (1996), s. 52-53.
Dostları ilə paylaş: |