Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
64
Diğer yandan kimi teistler, ‘tasarım delili’ne önem vermeden
Tanrı’ya inanırlar; bunların kimisi için insanların zihnindeki
‘Tanrı’ kavramından Tanrı’nın varlığına yükselmeyi ifade
eden ‘ontolojik delil’, kimisi için evrenin varlığından yola çı-
karak Tanrı’nın varlığını temellendirmeye çalışan ‘kozmolo-
jik delil’, kimisi için ‘kutsal metinlerin ifadeleri’, kimisi için
şahsi tecrübeler Tanrı’nın varlığının temellendirilmesi için ye-
terlidir. Bazıları içinse Tanrı’ya inanç için hiçbir delile gerek
yoktur (fideizm).
Bu kitabın konusu açısından asıl önemli nokta ‘tasarım
delili’nin doğru olup olmadığıdır. Çünkü bazı ateistler, ‘Ev-
rim Teorisi’ni kullanarak, canlıların varlığından yola çıkarak
Tanrı’nın varlığını ispat etmeye çalışan ‘tasarım delili’ kul-
lanımlarına karşı çıkmaktadırlar. Diğer delillerden Tanrı’ya
ulaşanlar, imancılar (fideistler) ve Tanrı inancı ile ‘Evrim
Teorisi’ni birleştirenler; ‘Evrim Teorisi’ni Tanrı inancı açısın-
dan sorun olarak görmemelidirler. Fakat rasyonel Tanrı kanıt-
lamalarının en yaygını ‘tasarım delili’ kullanılarak yapılmak-
tadır. Kitabın tasarım deliliyle ilgili bölümünde, bu teorinin
‘tasarım delili’ne karşı tehdit olup olmadığı ayrıntılı bir şe-
kilde değerlendirilecektir.
Tasarım delilinin farklı biçimleri olsa da bu tür delillerin
bütünü; evrendeki gayesel nizamın veya düzenin gözlenme-
sinden hareketle Tanrı’nın var olduğunu temellendirir.
124
Tek-
tanrıcı ilahiyatçılar, felsefeciler ve bilim insanları Tanrı’nın
varlığının kanıtlanmasında hiçbir delili bu kadar yoğun ola-
rak kullanmamışlardır. Bu delile karşı en etkili olmuş eleştiri-
ler Hume (1711-1776) ve Kant (1724-1804) tarafından yöneltil-
miştir. Daha sonra ise ‘Evrim Teorisi’ ile canlılar dünyasının
‘tasarım delili’ için kullanılmasına karşı çıkılmıştır. Bence
teizm ile Evrim Teorisi arasındaki gerilimin en temel nedeni
124 Necip Taylan, Düşünce Tarihinde Tanrı Sorunu , s. 72.
Evrim Teorisi Ortaya Konmadan Önceki Felsefe, Bilim ve Biyoloji Tarihi
65
budur. Hume ve Kant’ın, ‘tasarım delili’nin rasyonel bir Tanrı
kanıtlaması için kullanılmasına karşı itirazlarının en önemli
destekleyicisi ve tamamlayıcısı olarak ‘Evrim Teorisi’ göste-
rilmektedir. Bu yüzden konumuz açısından Hume ve Kant’ın
‘tasarım delili’ne getirdikleri itirazlar özel bir öneme sahiptir.
Hume, gözlemlediğimiz maddi dünyadan öteye hiç bak-
madan, bu dünyanın kendi düzeninin ilkesini içinde taşıdı-
ğını düşünerek, maddi dünyayı Tanrı’nın yerine ikâme edebi-
leceğimizi söyler.
125
Buna göre evrendeki düzen gibi görünen
durumu açıklamak için zeki bir Yaratıcı’ya ihtiyaç yoktur.
126
Hume’un eleştirileri ilk bakışta sadece metafiziğe karşıy-
mış gibi gözükebilir; oysa Einstein’ın da belirttiği gibi, eğer
Hume’un metafiziğe yönelik tüm eleştirilerini tutarlı bir şe-
kilde kabul edersek, sadece metafizikten değil tüm düşünce-
lerimizden vazgeçmemiz gerekir.
127
Çünkü Hume, metafiziği
eleştirmek adına, zihinsel kavramlarla dış dünya arasında bağ
kurulamayacağını söylemekte ve nedenselliğe şüpheyle bak-
maktadır; bu yaklaşıma sahip biri ise sadece metafiziğe de-
ğil, Einstein’ın dediği gibi her şeye şüpheyle bakar. Yüksek
bir yerden atladığımızda yere düşeceğimize veya ileriye doğru
ittiğimiz hafif bir cismin ileriye doğru hareket edeceğine dair
inancımıza da evrendeki neden-sonuç ilişkileri arasında kur-
duğumuz bağlantıyla (nedensellikle) ulaşırız. Hume’un eleşti-
rilerini doğru kabul eden biri, sadece metafiziksel kanaatlere
değil, Einstein’ın da dikkat çektiği gibi bütün bilgiye karşı bi-
linemezci (agnostik) olur.
Hume’un, ‘Din Üstüne Söyleşiler’ adlı eserinde bahsetti-
ğimiz fikirleri Philo adlı karakter seslendirir. Diğer taraftan
125 David Hume, Din Üstüne, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara (1995), s. 170.
126 David Hume, Din Üstüne, s. 172.
127 Albert Einstein, Remarks on Russell’s Theory of Knowledge, (ed: Paul Arthur
Schilpp, ‘The Philosophy of Bertrand Russell’ kitabının içinde) Tudor, New
York, (1994), s. 289.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
66
Cleanthes adlı karakter, bu kitapta, ‘tasarım delili’nin geçerli
olduğunu savunur. Kitapta apriori delilleri savunan Demea da
vardır; fakat Newtoncu bir bakışı merkeze alan ve gayeci neden-
lerle mekanik dünya görüşünün sentezini yapan Cleanthes’tir.
Philo’nun Cleanthes ile atışması, bir anlamda Hume’un New-
toncu yaklaşıma cevapları olarak da görülebilir. Hume gerek
bu eseri, gerek diğer eserleri içinde sunduğu fikirlerinden do-
layı ‘agnostik’ felsefecilerden biri olarak sınıflanmıştır. Buna
göre o, ne teizmin ne de ateizmin rasyonel delillerle temel-
lendirilemeyeceğine inanmaktadır. Agnostik olarak sınıfla-
nan bir felsefeciden beklenen ise Tanrı’nın varlığının rasyonel
delillerle temellendirilmesine karşı çıkmaktır. Genel eğilim,
Hume’un kitabındaki Philo adlı karakter ile Hume’un kendi-
sini özdeşleştirmek ve Hume’un Cleanthes’i galip ilan etme-
sini kendi döneminin baskılarıyla açıklamak yönündedir.
128
Hume, doğada olup biten işlerle insan yapım ve becerisi
işler arasında benzetme (analoji) kurulamayacağını söyleye-
rek
129
tasarım delilinin geçersiz olduğunu ispat etmeye çalış-
mıştır. Kitabın tasarım deliliyle ilgili bölümünde, bu delilin
günümüzde matematiksel dil kullanılarak, bilgi teorisinde ola-
sılık hesaplarının merkeze alındığı bir yaklaşımla savunuldu-
ğunu ve bu yüzden Hume’un tasarım delilini anolojik yapısı
sebebiyle reddetmesinin, tasarım delilini kabul etmemek için
yeterli sebep olamayacağını göstermeye çalışacağım. Hume
ayrıca ‘sonsuz zaman’ kavramını işin içine sokarak, doğa-
daki, düzene benzer yapının açıklamasının yapılabileceğini
söyler.
130
Kitabın sonraki bölümlerinde ‘İnsancı İlke’ ( Anthro-
pic Principle
) ve Big Bang Teorisi’ni incelerken bu konuyu da
ele alacağım.
128 Ernst C. Mossner, Hume ve Söyleşiler’in Kanıtı, çev: Mete Tunçay, (D. Hume,
‘Din Üstüne’ içinde) İmge Kitabevi Yayınları, Ankara (1995), s. 103-105.
129 David Hume, Din Üstüne, s. 174-175.
130 John D. Barrow-Frank J. Tipler, The Anthropic Cosmological Principle, s. 70.
Dostları ilə paylaş: |