Eylül 2016 İstanbul/Türkiye



Yüklə 4,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə55/238
tarix14.06.2018
ölçüsü4,91 Mb.
#48762
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   238

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 165


şefeilmidir.”  O  da  bâtın  ilmidir.  Bâtın  ilmi,  kötülüklerden  temizlenmesi  ve 

arınması halinde kişininkalbinde görünen bir nurdan ibarettir. (Gazâlî, 1985: 

I, 34.)”

29

“IbnAcîbe (ö. 1224/1809) Kur’an-ı Kerim’i, Sevgili’den gelen bir mektup 



gibi görür. Kur’an, insana Sevgili’yi tanıtmaktadır. Doğru bilginin kaynağı ve 

bütün hastalıkların şifasıdır. Kur’an, insana kalbin arınmışlığı oranında zâ-

hir ve bâtın yönünü açan her şeyi ihtiva eden en değerli rehberdir. IbnAcî-

be’ye göre tefsir, Kur’an âyetlerinin dil ve bağlama dayalı nesnel karakterli 

açıklamalarını  ifâde  ederken,  işâret  ise  sûfîlerin  Kur’an’ı  en  iyi  şekilde  ya-

şamaları  neticesinde  kendilerine  gelen  ilhâma  dayalı  olarak  yaptıkları  yo-

rumlardır ve bu nedenle bağlayıcılığı yoktur. Herhangi bir âyetin açıklaması 

yapılırken, zâhirî manayı vermeden işârî manaya geçmenin doğru olmadığı 

vurgulanmaktadır.”

30

İşari Tefsirin meşruiyeti meselesi:“Her iki tefsiri Bâtınîlerden ayıran bir 

hususu burada belirtmek icab eder. Şöyle ki: Gerek nazarî sûfî tefsir ve gerek-

se işârîsûfî tefsir, her ikisi de ibarenin zâhirmânâsını kabul ederler. Bâtınîler 

ise zâhirmânâyı kabul etmezler.( Yüce, 1996: 54). Onun içindir ki, Bâtınîlerin 

tefsiri  hüsn-ü  kabul  görmemiş,  hatta  sahanın  otoriteleri  tarafından  ilhadla 

itham edilmişlerdir. (Zehebî, 1416/1996: 1218-1219)”

31

Büyük ölçüde kişisel ve sübjektif gibi görünen bu manaların Kur’an’ın bazı 



ayetlerinin tefsiri olarak geçerli olup olmadığı meselesi Islam bilim tarihi bo-

yunca tartışma konusu olmuş.



Meseleye sonuç: Tasavvufta üst makamlara ulaşmış olan kişiler vb. özel-

liklerle  donatmışlardır.  Benliğini  bu  donanımlarla  donatan  insanların,  bak-

tıkları her şeyde zahir veya sıradan ve bildik durumların ötesinde derinlik-

li  durumlar  sezmeleri,  duydukları  her  sözde  veya  okudukları  her  metinde 

görünenin  arkasına  gizlenmiş  manalar  keşfetmeleri,  kalplerini  temizleme 

amacı taşıyan zikir, fikir ve riyazatlarıvesilesiyle ilahi ilhamlara açık hale gel-

meleri normaldir.Bu bakımdan onların diğer metinlerden elde ettikleri gibi 

Kur’an’dan da lafzın ve zahir mananın sınırlarını aşan birtakım işari manalar 

sezinlemeleri Kur’an tefsirini süsleyen bir zenginlik olarak karşılanmalıdır.

29

  Karakaş, Âlûsî’ninRûhu’l-Meânî’sindeİşârî Tefsir, 174.



30

  Kitap tanıtımı, Mahmut Ay, Kur’an’ın TasavvufîYorumu-IbnAcîbe’nin el-Bahru’l-Medîd Adlı 

Tefsiri-, 219.

31

  Karakaş, Âlûsî’ninRûhu’l-Meânî’sindeİşârî Tefsir, 175.




166  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî



Hoca Ahmet Yesevî ve Kur’an Yorumundaki Metodu

Ayrıca, kudretini kaybetmeye başlayan Selçuklu Medeniyetinin yüzyıllarca 

Dünyanın en ileri medeniyetleri arasında kalmayı başaran Osmanlı Medeni-

yetine dönüştürülmesinde kilit rol oynayan bir tefekkür ve tasavvuf hareke-

tinin temelinde ve ilk nüvelerinde Kur’an’ın izlerini sürmek heyecan verici 

olsa gerektir.

Islam’ı yaymak amacıyla Atayurt’tan (Iç Asya) kalkıp, Ön Asya’ya (Ana-

dolu) yürüyen, buranın ahalisinin Islamlaştırılmasınave topraklarının Türk-

lere vatan kılınmasınaöncülük yapan, asırlarca cihana hükmetmiş büyük bir 

medeniyetin manevi mimarları olan maneviyat erlerini yetiştiren bir ocağın 

kurucusu ve önderi olan Ahmed Yesevî gibi önemli bir insanın

32

 şiirlerinde-



Kur’an ayetlerinin izini sürmek heyecan verici olsa gerektir.

Hiç kuşkusuz Yesevî’nin çaldığı maya medeniyetimizi ??? Ayrıca medeni-

yetimizin mayasına kutsiyet kazandıran bu iksirin en belirleyici öğelerinden 

birini teşkil eden bu



Hoca Ahmet Yesevî (ö. 562/1166 [?]): “Arslan Baba’nın terbiye ve irşa-

dı ile Ahmed Yesevî kısa zamanda mertebeler aşar, şöhreti etrafa yayılmaya 

başlar. Fakat aynı yıl veya ertesi yıl içinde Arslan Baba vefat eder. Ahmed-

Yesevî, Arslan Baba’nın vefatından bir müddet sonra zamanın önemli Islâm 

merkezlerinden biri olan Buhara’ya gider. Bu şehirde devrin önde gelen âlim 

ve mutasavvıflarından Şeyh Yûsuf el-Hemedânî’ye(ö. 535/1140-41) intisap 

ederek onun irşad ve terbiyesi altına girer. Yûsuf el-Hemedânî’nin vefatı üze-

rine irşad mevkiine önce Abdullah-ı Berkî, onun vefatıyla Şeyh Hasan-ı En-

dâkî geçer. 1160 yılında Hasan-ı Endâkî’ninde vefatı üzerine Ahmed Yesevî 

irşad postuna oturur. Bir müddet sonra,vaktiyle şeyhi Yûsuf el-Hemedânî’nin 

vermiş olduğu bir işaret üzerine irşad makamını Şeyh Abdülhâlik-ı Gucdü-

vânî’ye bırakarak Yesi’ye döner; vefatına kadar burada irşada devam eder.”

33

Yesevî1160-61 yıllarında Yesi’ye döndüğünü varsayacak olursak, faaliyet-



lerini en fazla altı yıl gibi bir zaman içerisinde yapıp bitirmiş, şehirleri aşarak 

göçebe Türkler arasında nüfuz sahibi olmuş ve halkın gönlüne taht kurmuş 

olduğunu kabul etmemiz gerekecektir. Oysa onun faaliyetlerinin büyüklüğü 

ve uzun zamanlar gerektirmesi, bu sürenin çok daha uzun olması gerektiğine 

32

  Mevlüt Uyanık, Yeni Bir Türk-İslam Medeniyeti Tasavvuru İçin Hoca Ahmed-I Yesevî Ve Yönteminin 



Önemi,http://www.anahabergazete.com/yeni-bir-turk-islam-medeniyeti-tasavvuru-icin-hoca-

ahmed-i-Yesevî-ve-yonteminin-onemi-haberi (08.08.2016)

33

  Kemal Eraslan, “AhmedYesevî”, DİA, Ankara: TDV, C. II (ss. 159-61), 1989, s. 160.




Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 167


işaretediyor. Nitekim bazı kaynaklarda onun ölüm yılı olarak 590/1194 sene-

sizikredilmektedir

34

 ki, bu, akla daha yatkın görünüyor.



Tahsiline Yesi’de başlamış, manevi ilimleri ömrünün son bir-iki yılını Ye-

si’de geçiren Arslan Baba’dan almış, onun vefatıyla da Buhara’ya giderek dev-

rin önde gelen âlim ve mutasavvıflarından Şeyh Yûsuf el-Hemedânî’ye intisap 

etmiş, onun irşad ve terbiyesi altına girmiş, ondan ilim ve feyiz almıştır.

35

AhmedYesevî elbette Kur’an’ı baştan sona tefsir eden bir müfessir veya 



kaynaklardaki hadislerişerheden bir şarihdeğildir. Fakat o, ayet ve hadislerde-

ki ince manaları din ve tasavvuf dili haline getirdiği Türkçeyle şiirleştirecek 

kadar Kur’an ve sünnete vakıftır.

Yesevî’nin mürşidi Hanefî mi Şâfiî mi?

“Mürşidi Şeyh Yûsuf el-Hemedânî gibi Ahmed Yesevî de Hanefî bir âlim-

dir.  Kuvvetli  bir  medrese  tahsili  görmüş,  din  ilimleri  yanında  tasavvufu  da 

iyice öğrenmiştir.”

36

“On sekiz yaşında iken ilim tahsili için gittiği Bağdat’ta Şâfiî fakihi ve Bağ-



dat Nizâmiye Medresesi’nin müderrisi EbûIshak eş-Şîrâzî’nin ders halkasına 

katıldı. Şîrâzî’nin yanı sıra EbûCa’fer Müslime, Abdüssamed b. Me’mûn, Ib-

nü’l-Mühtedî-Billâh, Hatîb el-Bağdâdî, IbnHezârmerd ve Ebü’l-Hüseyin Ah-

med b. Muhammed Ibnü’n-Nakkur gibi âlimlerden ders aldı.”

37

 Ders aldığı bu 



alimlerin tamamı Şâfiî olduğuna göre, Yûsuf el-Hemedânî’nin Hanefî olması 

ihtimal dışı görünüyor.



Yûsuf el-Hemedânî’nin tasavvufî eğilimi:

“Dinî emirlere son derece bağlı olan Yûsuf el-Hemedânîsahv ve temkini 

esas  alan  bir  tasavvuf  anlayışına  sahipti.  Keramete  ve  keramet  göstermeye 

iltifat etmez, sekr ve vecdin tesiriyle zuhur eden ölçüsüz söz ve davranışla-

rı  doğru  bulmazdı.  Nitekim  Sevânihu’l-’uşşâk  müellifi  Ahmed  el-Gazzâlî’nin 

bazı söz ve davranışlarını beğenmediği, “Eğer Hallâcmârifeti hakkıyla bilseydi 

‘enelhak’ yerine ‘ene’t-türâb’ derdi” dediği bilinmektedir.”

38

Muhtemelen Yesevî de şeyhi gibi şatahâta iltifat etmeyen bir yapıya sahip-



tir.Şiirlerinin hem genel isminden hem de içeriğinden anlaşılmaktadır ki, o, 

34

  Rehber Ansiklopedisi, I, ???.



35

  Eraslan, AhmedYesevî, II, 160.

36

  Eraslan, AhmedYesevî, II, 161.



37

  Tosun, Yûsuf el-Hemedânî, XLVI, 12.

38

  Necdet Tosun, “Yûsuf el-Hemedânî”, DİA, Ankara: TDV, C. XLVI (ss. 12-13), 2013, s. 13.




Yüklə 4,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   238




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə