167
olmadıklarını da söylemektedir.
948
Marmaris’in havasının ağır olması nedeni ile
Evliya Çelebi yaz günleri halkın dağlara çıkıp serinlendiğini söyler.
949
VIII. Üretim Kaynakları
a. Tarım
Osmanlı ekonomisinin temeli büyük ölçüde tarım ve hayvancılığa
dayanmaktaydı. Menteşe Sancağı genelde dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip
olup burada çok fazla geniş ziraat alanlarına rastlanmaz. Fakat buradaki tarım
alalnlarının yer altı su seviyesine yakın olması bu arazileri verimli hale
getirmektedir. Arazi yapısının yanında iklim şartları ve sulama imkanlarıda toprağın
verimliliğini etkilemektedir. Gökova Körfezi ve Muğla bölgesinin özel bir iklim
etkisi altında olduğunu görmekteyiz. Menteşe yöresinin Akdeniz iklimi etkisinde
kalan diğer yörelerine göre bu bölgede kışlar biraz daha uzun yazlar ise serin geçer.
Bu durum Menteşe Sancağı’ndaki ürün çeşitliliğini artırmaktadır.
950
Muğla’da tahıl üretiminin yanısıra bağcılık, meyvecilik ve sebzecilik en
önemli tarım kolları durumunda idi. Fakat bunlar arasında en fazla yetişen mahsül
üzüm idi. Bağılık öteden beri Menteşe yöresi halkının en önemli geçim kaynağı
durumunda idi. Muğla Kazası içerisinde bağcılığın en fazla yapıldığı yerler hemen
Muğla yakınındaki Karabağlar, Ula ve Yerkesik Kasabaları, Pisi, Dirgeme, Dümrük
köyleridir. Bodrum, Peçin, Milas Kazalarıda yine bağcılığın en yoğun olarak yapıdığı
merkezler olarak karşımıza çıkmaktadır. Buralardan “resm-i bağ”, “harac-ı bağ”
adları altında vergiler alındığını görüyoruz. İncir üretiminde ise Muğla köyleri Peçin
ve Milas ön plana çıkmaktadır. Badem ve narenciyede bölgenin önemli ürünleri
arasında yeralmaktaydı. Çoğu zaman tahrir defterlerinde meyve isimleri ayrı ayrı
zikredilmeden vergiler “öşr-i meyve” adı altında verilmiştir.
951
Menteşe yöresinde tarıma uygun olmayan yerleşim alanlarıda ise halkın
hayvancılık ya da balıkçılıkla geçindiğini görmekteyiz. En yaygın olarak beslenen
hayvan koyun olmakla beraber sığır, manda ve devede beslenen hayvanlar
948
Seyahatname, s.118
949
Seyahatname, s.120
950
Mete, a.g.e, s.246-249
951
Mete, a,g,e, s.261-264
168
arasındadır. Balıkçılık daha çok kıyı bölgelerde yapılmata olup vergi kayıtlarına
yansıyacak drecede balıkçılık yapılmadığını söyleyebiliriz.
952
Evliya Muğla ve yöresinin tarın ürünleri ve hayvancılığı hakkında çok fazla
olmasada bilgi vermektedir. Ziyaret etmiş olduğu yerleşim bölgelerinde hangi
ürünlerin yetiştirldiğini ve buralarda hayvancılık yapılıp yapılmadığını bizlere
iletmektedir. Bu bilgilere göre Muğla’da yayla havasına benzer bir hava olduğundan
burada limon, turunç ve hurma yetişmediğini öğreniyoruz. Karabağlarda kırk çeşit
üzüm yetiştirildiğini ayrıca Tavas’ta bağcılık yapıldığını, Ula’da üzüm ve incir
yetiştirildiğini, Dümrük’te beyaz kiraz Eskihisar’da tütün yetiştirlmektedir. Bodrum
halkı ise kuru üzüm, incir ve şira üretimi yapılır. Marmariste ise bağ bahçe olmadığı
için halkın koyun ve sığır beslediğini öğrenmekteyiz.
Evliya Çelebi Bodrum halkı hakkında fazla bir bilgi vermez sadece halkın
kuru üzüm, incir ve şira ile geçimlerini sağladığını söyler.
953
Muğla’da limon, turunç
ve hurma olmaz zaten havası yaylaktır.
954
Karbağlar’da kırk renk üzüm olur. Bütün
üzüm ağaçları karaağaç, çınar, kavak, meşe ve erguvan ağaçlarına sarmaşıp
çıkmışlardır. Her ağaçtan onar yirmişer yük üzüm olur. Oldukça sulu üzümü olur. Ve
sair müsmirat ona göredir.
955
Ula mahsulü gayet bol şehirdir. Her sene kırk elli bin
kantar üzüm ve incir kurusu Mısır’a gider.
956
Dümrük’ün havası gayet güzel
olduğundan beyaz kirazı oldukça ünlüdür.
957
Eskihisar halkı tütün dikerler .
958
Marmaris’te bağ bahçe olmaz halk koyun ve sığır yetiştirir, ekin olur. Limanda
levrek balığı çıkar.
959
Evliya Çelebi Tavas halkının daha çok bağcılıkla uğraştığını
yazmaktadır. Bağlar Kale kayasının batısında bir top atımı uzaklıkta olan Kepez
Dağı dibinde üç bin adet mahsulü bol bağlardır. Her bağda bir bağdar bulunur.
Burada halk altı ay kalır ve mahsul alırlar.
960
952
Mete, a.g.e, s.269-271
953
Seyahatname, s.111
954
Seyahatname, s.106
955
Seyahatname, s.106
956
Seyahatname, s.107
957
Seyahatname, s.105
958
Seyahatname, s.108
959
Seyahatname, s.120
960
Seyahatname, s.103
169
b. Zanaat
Seyyahımız Menteşe yöresini gezerken burada görmüş olduğu zanaat kolları
ve ürünleri hakkında çok fazla yrıntılı olmasada çeşitli bilgiler vermektedir. Sınırlı
olan bu bilgilerden halkındaha çok kendi ihtiyacını karşılayacak düzeyde üretim
yaptığını söyleyebiliriz. Evliya’nın vermiş olduğu bilgiler şöyledir.
Evliya Muğla’da kasaphanenin çarşıdan geçen dere üzerinde bulunduğunu
belirtmektedir.
961
Ayrıca Eskihisar’da akarsu bol olduğundan kırk elli tabakhane
dükkânı olduğunu belirtmektedir. Burada üretilen derinin güzel oluğunu nitekim
dağlarda bulunan mazının bu üretimde en önemli etken olduğunu iletmektedir.
Burada ayrıca on dükkan bulunduğunuda eklemektedir.
962
Seyyahımızın vermiş
olduğu bu bilgiler özellikle Eskihisar’ın Muğla ve yöresinde dikkat çekecek derecede
deri üretiminin yapıldığı önemli bir merkez olduğunu gözler önüne sermektedir.
Menteşe bölgesinin önemli geçim kaynaklarından birinin de hayvancılık olduğunu
düşünürsek hammaddenin büyük çoğunluğunun aynı yöreden sağlandığı
söylenebiliriz. Ürünlerin ise yine aynı çevrede alıcı bulduğu söylenebilir.
Bütün Yerkesiği halkının ise evlerinde keçe külah, seccade ve kırmızı
dülbend börkü işlediğini, keçeden yekpare hırka ve yağmurluk örerek bunları
sattıklarını ifade eder.
963
El sanatları açısından Yerkesiği Seyyahımızın ilgisini
çekmiştir. Yerkesiği küçükbaş hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı bir kasaba
durumundadır. Dolayısıyla elde edilen yünün evlerde işlenerek keçe haline
getirildiğini ve bundanda bölgede ihtiyaç duyulan giyim eşyalarının üretildiğini
söyleyebiliriz.
Halkın ihtiyacını karşılayan önemli unsurlardan biri olan değirmenlerdende
bahseden Evliya, Eskihisar’da Sulu Camii yanından akan su üzerinde iki değirmen
964
,
961
Seyahatname, s.106
962
Seyahatname, s.108
963
Seyahatname, s.108
964
Seyahatname, s.108
Dostları ilə paylaş: |