1. CİLt mart 2018, kocaeli kartepe zirvesi 2017 uluslararasi 15 temmuz



Yüklə 13,15 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə37/232
tarix26.10.2018
ölçüsü13,15 Mb.
#75629
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   232

101

w w w . k a r t e p e z i r v e s i . c o m

state in the name of society. The state should develop a distant approach 

within  the  boundaries  of  law,  rather  than  being  a  privilege-seeking  and 

observant.

3.  FETÖ  is  not  just  a  problem  outside  the  roost.  There  are  historical  and 

theological  thinking  and  belief  forms  that  help  to  spread  this  problem  in 

society and in the bureaucracy. For this reason, it is very important to criticize 

and analyze the structural formulators clearly.

4.  Our  religious  culture  has  the  potential  to  transcend  the  repressive  and 

extreme interventionist coup attempts theologically because of its traditional 

tendencies towards religion-politics. The intellectual struggle that establishes 

a more balanced and sustainable model of religion-state relations in Islam 

should be emphasized more.

5.  The study is engaging in ideological and theological discussions as it comes 

to confine itself with a scientific and academic approach.



Keywords:  Religion-state-society  relations,  coup  theology,  FETO,  higher 

religious education, political culture.

Darbe kavramı, Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanan Türkçe sözlükte “ Bir 

ülkede  baskı  kurarak,  zor  kullanarak  veya  demokratik  yollardan  yararlanarak 

hükûmeti  istifa  ettirme  veya  rejimi  değiştirecek  biçimde  yönetimi  devirme 

işi”  olarak  tanımlanmıştır  (TDK  Güncel  Sözlük,  ‘darbe’,  2017).  Siyaset  Bilimi 

literatüründe ise darbeye dair farklı yaklaşımlar vardır. Teorik düzeyde genelde 

darbe, topluma ve insan haklarına yönelik bir baskı kurma eylemi, devlet gücünün 

meşru olmayan biçimde topluma karşı kullanılması olarak anlaşılmıştır. Ancak 

siyaset ve toplumbilim literatürü dikkatle izi sürüldüğünde ‘darbeci akıl yapısı’ 

ve  söylemine  dair  önemli  bulgular  elde  edilebilir.  Aydınlanmacı  aklın  benzeri 

bir  temellendirmeyle,  siyasal  hakikate  sahip  olma  duygusundan  kaynaklanan 

bir otoriteryanizm ve müdahalecilik arzusu göze çarpmaktadır. Hakikate sahip 

olduğu düşüncesi, hakikati toplum ve bireyler üzerinde uygulama aşamalarında 

‘rutin dışına çıkabilme’ ayrıcalığı sunmaktadır. Bu duygu-düşünce durumunun, 

kabul edilebilir siyasal durumlar gözetildiğinde patolojik olduğu söylenebilir.

Türkiye’de yakın siyasî tarih özgürlükçü, Aydınlanmacı, modernist, demokrat 

kavramlarıyla dünya görüşünü temellendiren kesimlerin, darbeci reflekslere ne 

kadar aşina oldukları, hatta darbe beklentisinin onlar için hiç te istisnâ olmadığı 

söylenebilir. 28 Şubat sürecinde gazeteci, akademisyen, iş adamı, bürokratlardan 

oluşan aydın kesimin orduyu göreve çağıran söylemleri hafızalardaki canlılığını 

korumaya devam etmektedir.




102

w w w . k a r t e p e z i r v e s i . c o m

Seküler  bir  arzu  olarak  darbe,  toplumu  dönüştürme,  sınıfsal  çıkarları 

koruma ve geliştirme, sömürü ve talan için imkânlar oluşturma gibi amaçlarla 

ilişkilendirilebilir. Ancak teoloji ile darbeyi bir araya getiren duygu ve düşüncelerin 

neler olduğu politik-teoloji sınırlarını zorlayan bir sorundur.

Sünnî siyaset teorisinde cebr, gasp ve istilâ yoluyla yönetimi ele geçirenlerin 

meşruiyetinin  tanındığı  bilinmektedir.  Daha  büyük  fitnelerin  önlenmesi 

gerekçesine bağlanan bu görüş, istenmeyen bir tarzda da olsa Müslüman siyasî 

muhayyilesinde darbe düşüncesine yer açmış olabilir (Evkuran; 2016, 147 vd). 

Reel-politiğin  bir  yansıması  olarak  hilâfet  teorisi,  saltanata/krallığa  (sultânın 

otoritesi) giden yolu da teorize etmiş görünmektedir.

Modern  zamanlarda  Müslüman  siyasal  algısı,  cumhuriyet,  demokrasi 

ve  liberalizm  teorileriyle  tanıştı.  Kendi  dinî  ve  siyasî  haklarını  tanımlamak  ve 

temellendirmek amacıyla bu teorilerden yararlandı. Faşizm, monarşi, diktatörlük 

gibi kavramlar ise İslam’ın özgürlük anlayışı ile çelişik görüldü. İslâm’ı merkeze 

alan bir zihniyetin demokrasi, liberalizm ve özgürlük kavramlarına araçsal birer 

değer  atfetmesi  kaçınılmazdır.  Çünkü  hakikat  arzusu,  beşer  aklının  bir  ürünü 

olan kavramlarla tatmin olmayı kusurlu ve sakıncalı görür.

15 Temmuz darbe girişimi Fetullah Gülen yapılanmasına havale edilmiş bir 

görev  gibi  görünmektedir.  Uzun  bir  zamandır  zaten  küresel  bir  aktör  haline 

gelmiş olan ve lideri de güven altında (!) yaşayan (ABD, Pensilvanya) bir örgütün, 

içinde  yer  aldığı  ilişkiler  ağından  bağımsız  biçimde  darbe  gibi  çok  kritik  ve 

zorlu  bir  işe  koyulması  mantıklı  görünmemektedir.  Nitekim  darbe  gecesinde 

FETÖ’cü  subaylar  söz  birliği  etmişçesine  kendilerinin  NATO  askeri  olduğunu 

ve  Türkiye  Cumhuriyeti  Devleti’ne  bağlı  güvenlik  birimlerinin  kendilerine 

müdahale  etme  yetkilerinin  bulunmadığını  dile  getirmişlerdir.  Uluslararası 

bağlantılar ve operasyonlar bağlamında söylenecek çok şey vardır. Ancak FETÖ 

liderinin zihninde darbe düşüncesinin nasıl oluştuğu ve bunu yakın çevresine 

benimsetirken nasıl bir söylem kullandığı üzerinde durmak gerekir.

Seçilmişlik  düşüncesi  Fetullah  Gülen’de  en  belirgin  özelliklerden  biridir. 

Görünüşte hiç te normal olmayan aşırı ve abartılı tevazunun gerisinde oldukça 

güçlü  ve  derin  bir  benlik  düşüncesi  yattığı  anlaşılmaktadır.  Fetullah  Gülen 

konuşmalarında  sık  sık  ‘kıtmir’  benzetmesiyle  kendisini  değersizleştirmesi, 

bağlılarının da kendilerini daha derinden değersiz hissetmelerine yol açmıştır. 

Böylece  verilen  her  görevi  yerine  getirmeye  hazır  fedakâr  ve  adanmış  ruhlar 

olarak yapılanmışlardır. Ömürlerini ve sahip oldukları her şeyi hizmet yolunda feda 

ederek değer ve anlam kazanmaya çalışan iradesiz yığınlara dönüşmüşlerdir. 

Liderinin şizofreni kıyılarında gezinen düalist kişiliği, örgütün takiyyeci kimliğini 

de karakterize etmektedir. Takiyye FETÖ bağlamında sadece eylem yöntemini 




Yüklə 13,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   232




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə